Elegans Logo
Yavuz Ege
YAVUZ EGE
DIS TICARET MÜSTESARI



TÜRKIYE DIS TICARETINI BÜYÜK ÖLÇÜDE LIBERALLESTIRMIS DURUMDA

DIS TICARET MÜSTESARI
YAVUZ EGE


Türkiye'nin, son yillarda dünyada meydana gelen global ve bölgesel gelismelere ayak uydurmak, hatta bu gelismelerin ön safhasinda yer alma çabasi içinde olmak durumunda oldugunu vurgulayan Yavuz EGE, dünyadaki ticari gelismelerin genis bir panoramasini söyle çizdi: "Bir yanda dünya ölçeginde entegrasyonlar, bir de bölgesel entegrasyonlar var. Global entegrasyonlar içinde belki de en önemlisi Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Antlasmasi, dünya ticaretinin daha liberal hale gelerek refah düzeyinin yükselmesini hedef almis bir antlasma olarak GATT'in yerini almis durumda. Yanisira son yillarda önemli bölgesel entegrasyonlar da var. Örnegin bir süredir bizim de içinde olmaya gayret ettigimiz, giderek daha sofistike hale gelen, ekonomik olmanin ötesinde baska boyutlar da kazanan Avrupa Birligi (AB) var. Onun disinda Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlasmasi (NAFTA) da önemli. Latin Amerika'da da Arjantin ve Brezilya'nin basini çektigi gümrük birligi benzeri bir gelisme var. Yakinlarimizda, Bagimsiz Devletler Toplulugu'nun bazi üyelerinin olusturdugu bir örgütlenme söz konusu. Biraz daha doguda da benzer olusumlar var. Asil önemli olan ve herkesi dogrudan etkileyecek olan (WTO) ile ilgili anlasma. Bu örgüt henüz bütünüyle ve çarpici bir biçimde herkesi etkilemis degil. Çünkü ülkelere geçis süreleri taninmis durumda. Gelismekte olan ekonomilere 10 yillik süre tanindi, süre sonunda belli asamalarda dis ticaretlerini daha liberal hale getirecekler. Sonuçta da dünya entegrasyonu ticaret anlaminda artmis olacak. Bu antlasmaya gelismis ülkelerin daha kisa sürede uyum göstermesi bekleniyor. Onun yanisira, tekstille ilgili olarak Çok Elyaflilar Antlasmasi (MFA) var, 2004 sonunda yerini bütünüyle (WTO) hükümlerine terk edecek".

Pratikte, Türkiye açisindan önem tasiyan sonuçlarini ise söyle özetledi: "Biri kotalarla ilgili sonucu. Örnegin ABD'nin Türk tekstil ve konfeksiyon ürünlerine uyguladigi kotalar var. Belli kategorilerde uygulandigindan son yillarda bazi sorunlar çikiyor. Yil sonu gelmeden bazi kategorileri dolduruyoruz, ek talebimiz oluyor ancak karsilanmiyor. Dogrudan ihracatimizi etkileyen bu uygulamalarin 2004 yili sonunda uygulamadan kalkmasi gerekiyor. Ancak, kotalarin kalkmasindan dolayi daha çok ihracat yapabiliriz diye düsünürsek yaniliriz. Çünkü rakiplerimiz için de ayni uygulama söz konusu olacagindan, dogacak rekabet sonucunda ihracatimizi artiracagiz ya da artiramayacagiz. Benzeri bir durum Avrupa Birligi (AB) için de söz konusu. (AB) de kotalarini 2004 sonunda bu ürünlerde kaldiracak. Orada da bugün Gümrük Birligi (GB) ile elde etmis oldugumuz avantaji 2004 sonundan itibaren kaybedecegiz. Bugün için (AB)'nin (GB)'ne üye olmayan ticari ortaklarina karsi daha avantajli durumdayiz. Çünkü bize tekstille ilgili kota uygulanmiyor. (WTO) ve onunla ilgili ek anlasmalarin sonuçlarini ileriki yillarda çok daha ciddi yasamaya baslayacagiz. (WTO) Antlasmasi ile birlikte ayni zamanda her türlü sübvansiyonlarin da kalkmasi ve mal ticareti disindaki konularda da birtakim kurallara uyar hale gelmek söz konusu. Örnegin fikri mülkiyet haklari ile ilgili olarak. Tekstille ilgili kotalarin da kalkmasi ile dünya ticaret hacminde çok ciddi artislar bekleniyor. Yilda 250-300 milyar dolar arasinda ilave bir ticaret hacminin ortaya çikmasi öngörülüyor. Tabii rekabet gücü olan ülkeler daha fazla pay alacaklar. Büyüme, ticaret açisindan daha olumlu bir döneme girdigimizi söyleyebiliriz. Ticaretin artisi sinirlari zorluyor ve gümrük duvarlari ortadan kalkiyor. Sadece mal ticareti anlaminda degil, diger faktörlerin de ülkeler arasinda gidis gelisinde kolaylik sözkonusu".

"Sinirsiz Dünya" kavraminin gündeme getirildigini ifade eden Yavuz EGE, ileriye dönük birtakim tahminler, projeksiyonlardan da söyle söz etti: "Gelismeler, alistigimiz konvansiyonel dedigimiz politikalari geçersiz kiliyor, yeni politikalar üretmek gerekiyor. Küresellesme agirligini daha fazla hissettiriyor. Bazilari ABD, Japonya ve Avrupa Birligi etrafinda olusan 3 bloka "Yeni Süper Kita" da diyorlar. Bunlar piyasa ekonomisi dedigimiz bir yapi üzerine oturuyorlar. Giderek aralarindaki ekonomik farkliliklar azaliyor. Ortak amaçlari; basta enformasyon olmak üzere, para, mal ve hizmetler, insanlar ve sirketlerin kendi aralarinda serbestçe dolasimi. Onun için uluslarüstü örgütlenmeler ortaya çikiyor. Bu gelismelerin arkasindaki itici gücü herkes özellikle 'bilgi teknolojilerindeki gelismeler' olarak açikliyor. Öncelikle finans sistemleri uluslararasilasmaya basladi. Bunun en somut örnegi borsalar arasi, sermaye piyasalari arasindaki iliskiler. Bunun disinda ekonomilerin sanayi yapilarinda da degisiklikler olmaya basladi. Örnegin esnek üretim teknolojileri dedigimiz yeni teknolojiler var, kitlesel üretim bir kenara itilmeye basladi. Rekabet edebilmek için, daha küçük birimler halinde, talebe ve siparis özelliklerine göre üretim birimleri olusturulmaya baslandi. Üretim cinsine bagli olarak, özellikle hizmet sektöründe evlerde üretim yapilan teknolojik safhaya dogru bir gidis var. Bütün bunlar tarim ve sanayi hizmetleri seklindeki geleneksel ayrimin bittigine isaret ediyor. Hatta simdi 4. bir sektör olarak enformasyondan söz ediliyor. Bu gelismeler, verimliligi, istihdamin yapisini, çalisma saatlerini ve yeni örgütlenme biçimlerini de etkiliyor. Örnegin sendikasizlasmaya dogru bir gidis söz konusu. Çünkü üretim bireysellesiyor ve geleneksel sanayilerde de hizli bir otomasyon var. Daha az isgücünü gerektiriyor. Kollektif üretimin gerektirdigi sanayilerde bile giderek çok daha az insan gücü kullaniliyor. Bu gelismelerden endise edenler de var. Bu endise genellikle issizligin artacagi seklinde. Issizlikle mücadele konusunda birtakim öneriler de var. Haftalik çalisma saatllerinin düsürülmesi, okul döneminin uzatilmasi, erken emeklilik, sermaye sahipliginin yayginlastirilmasi gibi. Bireylerin teknolojik gelismelere ayak uydurabilmeleri bakimindan en önemli faktör ögretim. Onun için de egitim ve ögretime sadece kamuda degil, özel sektörde de çok daha fazla kaynak ayriliyor. Sanayi ötesi topluma bireyleri, vatandaslari hazirlama yönünde çok ciddi çalismalar var. Bilgisayar teknolojileri de hizla artiyor. Hükümetlerin de yeni roller üstlenmesi gerekiyor. Hükümetler, sirketlerin degil, halkin çikarlarini koruyacak sekilde örgütlenmek durumundadirlar deniyor. Iyi egitim olanaklari saglayip, halki daha iyi aydinlatabilsinler ki insanlar seçim sansina sahip olabilsinler. Ayrica kisa dönemde, gelismis ekonomilerle gelismekte olan ekonomiler arasindaki farkin açilacagi söyleniyor".

Müstesar EGE'ye göre bugünki durum söyle: "Sinirlar hala önemli. Piyasalar korunuyor. Para hareketi deregüle edilmis durumda. Bu gerçekler kurallari zorluyor. Rekabet gücüne sahip olmak sadece oyunu kurallarina göre oynamakla olmuyor. Rekabet hukukundan söz ediliyor. Ülkeler kendi pazarlarini rakiplerinden koruyacak tedbirler aliyorlar. Örnegin birlesmeler ve devralmalar rekabet kurullarinin denetimine tabi tutuluyor. Bölgesel güçler de aralarinda rekabet halinde iken kendi pazarlarini korumaya çalisiyorlar". Yavuz EGE'nin, Türkiye'nin dis ticareti ile ilgili son sözleri de sunlar: Türkiye, bu entegrasyonlarin disina düsmemeye çalisiyor. Dis ticaretini büyük ölçüde liberallestirmis durumda. OGT ile gümrük duvarlari asagiya indirildi. Haksiz rekabete karsi kurallar uygulaniyor. Ayrica yeni düzenlemeler için girisimler var. Anti damping ve telafi edici vergi uygulamalari söz konusu. Türkiye de iç pazarini korumak için, tarife disi engelleri karsilikli olarak uygulamak istiyor. GB'ni takip eden süre içinde dis ticarette özellikle de ithalatta bir siçrama var. Karsiliginda ihracatta sinirli bir hareket var. 1997'de ithalatin artisi ihracattan çok daha fazla oldu. Içerde iç talebi artirici politikalar izlenmese idi ithalat bu denli siçrama yapmaz, ihracattaki artis da bu kadar az olmazdi".



YAVUZ EGE: "TURKEY HAS GREATLY LIBERALIZED HER FOREIGN TRADE"
Yavuz EGE stated that in the recent years, both global and regional integrations were taking place. Among the global integrations the WTO Agreement and among the regional integrations the EU and NAFTA were the most significant ones. He emphasized that the impact of WTO will be felt even more strongly in the future; all kinds of subsidies will have to be removed and intellectual property rights will have to abided by. Moreover, with the removal of textile quotas, an annual increase of 250-300 billion USD is expected in terms of the world trade volume. EGE went onto say that the impetus behind the major changes taking place in the world were the 'developments in information technologies' which finds its best reflection in the relations between exchanges and capital markets as well as flexible production technologies. Production is becoming more individualized and rapid automation is taking place even in traditional industries. As for the foreign trade of Turkey, he mentioned that the foreign trade was to a large extent liberal and anti-dumping as well as other compensatory taxes were being implemented. He also stated that following the customs union, there was a boom in imports but a rather limited move in exports. EGE concluded by saying had Turkey not implemented policies to increase the domestic demand, the gap between the imports and exports would not have soared so significantly.



MEDYATEXT
Elegans'a mail