Elegans Logo

MEHMET SAVAŞ - İhlas Finans Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi
BANKACILIK EKONOMİNİN KALBİDİR



1955 doğumlu Mehmet SAVAŞ, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olup, yüksek lisansını ABD'de Vanderbilt Üniversitesi'nde tamamlamıştır. Halen İhlas Finans Kurumu'nun genel müdürlük ve Yönetim kurulu üyeliği görevlerini sürdürmektedir.

Teoride "Faizsiz bankacılık" denen ve sizin de ilgili olduğunuz sistemde zarar etme olasılığı var mıdır?
Faizsiz bankacılık bir fiyatlama sistemdir ve şöyle çalışır: Diyelim ki sizin bir ticarethaneniz var ve mal satıyorsunuz. Malınızın maliyeti ile satış fiyatı arasında bir fark vardır. Bu fark, sizin için esas alınmış kar oranıdır. Malınızı belirlediğiniz bu fiyat üzerinden sattığınız sürece, zarar etmeniz mümkün değildir. Tabi kar oranı, sizin beklentilerinize bağlı olarak değişecektir. Faizsiz bankacılıkta da, yatırımınızı firmasında değerlendirdiğiniz müşteri sistem dışına çıkmadığı sürece, bir kredi işleminden zarar etmek mümkün değildir. Sistem dışına çıkma durumunda dahi, iflas eden firma nedeniyle, mevduat sahibine zarar dağıtılmamaktadır. Neden? Çünkü birçok yatırım havuzu ve bu havuzlardan finanse edilen birçok proje vardır. Örneğin 100 proje olduğunu kabul edelim. Bunun 10'u başarısızlıkla sonuçlansa bile, geriye kalan 90 firmanın bıraktığı kar, tüm mevduat sahiplerine pozitif getiri dağıtımı için yeterlidir. Sadece dağıtılan kar oranı bir miktar azalabilir. Negatif bir sonuç dağıtmanız, ancak 100 projenin tamamının zarar etmesi ile olabilir. Bu da imkansızdır. Böyle bir şey ekonominin iflası demektir, tabiata aykırı bir olay. Tüm ekonomi çökse bile, tüm firmaların ve projelerin zarar etmesi hayal ürünü bir şeydir.

Son dönemde çeşitli bankalarla ilgili şaibeli durumlar ortaya çıkarıldı. Usulsüz ihaleleri, kara para aklamayı, belli grupları finanse etme olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bankacılık ekonominin kalbidir, para da bu ekonominin damarlarında dolaşan kan. Onun için bu konu hakkında dikkatli konuşmak, ekonominin kalbini kırmamak lazım. Bu arada kamu otoritelerini son dönemde sisteme gösterdikleri özenden dolayı tebrik etmek istiyorum. Olumsuz ve sistemi kötüleyici açıklamada bulunmadılar vealınması gereken tedbirleri zamanında uygulamaya koydular. Ama bankacılık sektörünün içinde oluyor böyle şeyler. Dünya gazetesinin ibret verici bir başlığı vardı: "Bankalar birbirine kefen biçiyor" diye. Ne acı bir başlık! Ama maalesef gerçeği yansıtıyor. Bankaların çoğu, önemli oranda yasal çerçevede hareket eder. Buna rağmen sektör içinde çok dedikodu yapılıyor, kulaktan dolma bilgiler aktarılıyor. İşte bu yanlış. Bence daha özenli olmak lazım. Bankalar itibar satarlar, öyleyse bu itibarı korumak gerek. Aksi halde özensiz konuşmalar genelleşir ve tüm ekonomi bundan zarar görür.

Bankalar, bütün sektörler arasında piyasaya en uyumlu sektördür. Bazı ufak tefek anlaşmazlıklar olabilir. Ancak lokaldir. "Sektör almış başını gitmiş" derseniz, ortada hiçbir şey kalmaz, siz maaş bile alamaz duruma gelirsiniz. Bankalarımızın pek çoğu güçlü ve sağlamdır, tüm işlemler Hazine tarafından 12 ay boyunca devamlı denetlenir. Devlet daima takipte ve yapılması gerekenleri zamanında yapıyor. Bu güvenle hareket etmek lazım. Bir de terminoloji hatası yapılıyor, onu da burada düzeltmek isterim. "Bankanın içini boşaltma" deyimi yanlış kullanılıyor. Bu ifadeyi aşırı kredilendirme için kullanıyorlar. Oysa iki firma arasında ticari hadler üzerinde bir orandan işlem yapılması yoluyla gelir transferi sağlanırsa, bir firma diğerinin içini boşaltmış olur. Buna karşılık bir firmaya yasal limitlerden fazla kredi kullandırımı, "riski tek firma üzerine yığmak" tır. Yani risk dağıtım kurallarına uyulmamış demektir. Dolayısı ile aktifle pasif arasında vade uyumu sağlanamaz. Ancak bu bile, herzaman zararla sonuçlanır diye bir şey yoktur. Bazen bir firmaya kanuni hadlerin üzerinde kredi verilmiş olsa bile, geri ödemede problem yaşanmayabilir. Çok büyük ve saygın bir kuruluşa hadlerin üzerinde kredi vermeniz sizi zora sokmayabilir. Önemli olan aktif ve pasif arasındaki nakde dönüşebilirliğin birbirine paralel olması, kredilendirilen firmanın gücü, ödeme ahlakı ve projelerinin fizibiletisidir.

İhlas Finans olarak siz kredi verirken hangi kıstaslara göre hareket ediyorsunuz? Usulsüz kredi verme durumunuz tespit edildi mi ya da farkında olmadan böyle bir hata yapmak mümkün mü?
Hayır, bizim hiç olmadı. Normal şartlarda böyle bir hata yapılması mümkün değildir. Ancak, genel için söylüyorum, bazen iyi günün şartları ile kötü günün şartları uymayabilir. İyi günler ekonominin genişleme dönemidir ve bankaların elinde aşırı likit birikmesi olur. Bu likiti satmak için bankalar birbirleriyle yarışır ve bu yarış, müşteriden beklentileri minimize eder. Beklentilerden biri de teminattır. Ekonomi genişleme döneminde olduğu için, iş dünyası iyi durumdadır, hiç vadesini aşmış kredi yoktur. Böyle durumlarda bir bankanın teminatsız kredi vermesinin sakıncası da yoktur. Aksi halde zaten zaman müşteri bulamazsınız. Bazen iyi günleri izleyen krizler de çıkabilir. Bir de bakarsınız bazı krediler teminatsız. Teminatlı olanlar da, teminatın nakde çevrilmesi çok uzun bir süreçtir. Kriz durumları bankacılığın açmazıdır. Mutlaka kötüniyet aramamak lazımdır. Ancak sürprizlerle karşılaşmamak için tek çözüm yolu dikkatli olmaktır. Nasıl mı?
Müşteri seçerken teminat tabi ki önemli ama, daha önemli iki şey var: Birisi kişinin borç ödeme ahlakı, diğeri paranın kullanılacağı projenin fizibilitesi. Projenin akılcılığı, geri dönebilirliği, kendi borcunu kendi ödeyebilirliği araştırılmalı. Bunlara dikkat edilirse, kredinin geri dönüş sorunu aşılmış olur.

Kamu bankalarında yöneticilik yapan meslektaşlarınızın son derece düşük maaşlarla görev yapmalarına karşın, trilyonları yönetmelerini nasıl karşılıyorsunuz? Sizce de böyle bir sorumluluk taşımak kuvvetli bir irade ve şahsiyet gerektirmiyor mu?
Gerçekten de kamu bankalarında görev yapan yöneticilerin büyük bir çoğunluğu, maaşları ile değil, onurlarıyla yetinir. Kamu görevi yapmak yeterince büyük bir onurdur. O makama gelinceye dek devlet memuru olarak çok emek verirler ve maliyeti toplumca ödenen pekçok eğitimden geçerler.

Bu şahsi onur ve 300 milyon maaşla emekli olduktan sonra kamu bankalarının ve özel sektör bankalarının yöneticilerinin, büyük sermaye gruplarında, hatta yönetim kurullarında yeralmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu sermaye grupları ile bankalar arasında özel bir köprü mü oluşturulmaya çalışılıyor? Bu konuda olumsuz düşünmüyorum. Daha önce de belirttiğim üzere bu yöneticiler kolay yetişmiyor. Muazzam bir emek harcanıyor. Böylesine iyi yetişmiş yöneticileri emekli olunca ne yapalım, çöpe mi atalım? Ya da yurtdışına mı gitsinler? Mutlaka bilmedikleri bir işi mi yapmalıdırlar? Kötülük insanın kumaşındadır. Ama bir kötü çıktı diye, olayı genele yaymamak lazım. Gururlu, onurlu, şerefli insan kendine ne görev verilirse verilsin, özenlidir. Bu konuda sınırlayıcı ya da yasaklayıcı bir fikir yanlıştır.

Türkiye'yi de etkileyen global kriz ve malumunuz '98'in ikinci yarısından beri yaşanan siyasi bunalım İhlas Finans'ı nasıl etkiledi? Müşterilerinizin işlem hacminde bir değişiklik oldu mu?
Son dönemde piyasadan ciddi oranda para çekildi. Öncelikle global krizden zarar görmek istemeyen firmalar yatırım yapmadı. Dolayısı ile piyasaya para sürmedi. Ayrıca Türkiye, yüksek gelir vaadederek kısa vadeli 13 milyar dolar yabancı yatırım almıştı,bunun yarıya yakını çekildi. ihracatta da bir düşüş oldu. Krizin firmamıza yansıması kredi talebindeki artış şeklinde oldu. Zaten dünyada da krizin etkisi hafifliyor. Yılın ikinci yarısından umutluyum. Önümüzdeki yaz ekonomi tekrar canlanır.

Nisan '99 seçimlerinden nasıl bir siyasi oluşum çıkacağını tahmin ediyorsunuz?
İyi oynayan kazansın, diyorum. Bütün partiler muhakkak ki, Türkiye'ye hizmet için varlar. Sonuç kolalisyon olabilir, zaten Türkiye koalisyonlar konusunda başarılı bir sınav verdi. Hatta azınlık hükümetlerinin bile son derece başarılı olduğunu hepimiz görüyoruz.

Türkiye seçime hazır, peki İhlas Finans Avrupa'nın Euro sistemine ve 2000 yılına hazır mı?
Şu anda Kurumumuz' da yazılım olarak kullanılan 3.600' den fazla programı tek tek kontrol ettik. Nisan ayı içinde testlerimizi sonuçlandıracağız. Bu testlerden olumsuz sonuç almayacağımızı tahmin ediyorum. Çünkü İhlas Finans zaten çok genç bir kuruluş, 4 senedir faaliyet gösteriyor ve kullanılan tüm sistemler 2000 yılına uyumlu. Euro sistemi için de 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren hazırdık. Avrupa EFT sistemindeyiz ve şu anda hiç problemsiz para hareketleri karşılıklı düzenlenebiliyor.

MEHMET SAVAŞ: "BANKING IS THE HEART OF ECONOMY
Mehmet SAVAŞ (born 1955) is currently the general manager and member of the board in İhlas Finance.

İhlas operates on the basis of no-interest banking which is basically means that the loans to borrowers are handed out with a contract that foresee a certain percentage of the profit be paid to the lender. The pool system developed for this purpose involves minimum risk, he says.

An experineced banker, SAVAŞ, is convinced that the current rumours in the media concerning non-compliance and unlawful money laundering involvement of the banking sector are not only false, but also harmful to the economic system; because the failure of the banking industry - the heart of the economy - means a total failure.

The lending criteria, in Ihlas, cannot be strectched to breach but may vary according to economic environment. Banks should pay utmost attention not only to the collaterals but also to the hisory of the client and the feasibility of the project. Mehmet SAVAŞ thinks that although ğublic sector banks do not pay handsome salaries to their executives, the prestige and the honour of such a career makes up for the money. Corruption, he says, is a matter of character, if one has a strong personality he would never resort to it.

He is optimsitic about the second half of this year and is convinced that the global crisis already loses its impact in the world markets. For the coming elections, he wants the best player to win and thinks that coalitions and even minority governments do a good job. Ihlas does not worry about 2000 crisis because all their systems have been installed only 3 years ago and are compatible.


MEDYATEXT
Elegans'a mail