Elegans Logo

ELEGANS GÖRÜŞ
AB Millenyum bildirisi ve Türkiye



Hatırlatma: Türkiye, 1963 Ankara Anlaşması'nın 28. maddesi gereği ve Roma (Maastricht-Amsterdam) anlaşmasından doğan yükümlülüklerin tamamını üstlenebileceği inancıyla ortaklık statüsünden ayrı olarak (237. madde gereği) bir Avrupalı devlet sıfatıyla 14 Nisan 1987 tarihinde, AB'ye tam üyelik başvurusunda bulunmuştu.

10 ve 11 Aralık 1999 Avrupa Birliği Helsinki Zirvesi'nde, AB'nin genişleme (AGENDA 2000) sürecine yönelik olarak, AB Komisyonu tarafından hazırlanan tavsiye niteliğindeki Progress Report (ekonomik ve sosyal politikalar içeren) bünyesinde ele alınan Türkiye'nin adaylığı, diğer 12 ülke ile aynı şartlarda değerlendirilmek üzere oybirliğiyle onaylanmıştır. Şöyle ki ;

AB Helsinki Zirvesi 4. madde: " Avrupa Konseyi, mevcut durumda 13 ülkeyi tek bir çerçevede birleştiren genişleme sürecinin katılımcı doğasını teyid etmektedir. Aday ülkeler, genişleme sürecine eşit temelde iştirak edeceklerdir. Bu ülkeler, AB anlaşmalarında yeralan ortak değer ve hedefleri paylaşmak zorundadır. Bu açıdan Avrupa Konseyi, anlaşmazlıkların Birleşmiş Milletler Şartı'na uygun olarak barışçıl yollarla çözüme kavuşturulması ilkesini vurgular ve aday ülkelerden tüm sınırsal anlaşmazlıklarını ve ilgili diğer sorunların çözümünde her türlü çabayı göstermelerini talep eder. Başarısızlık halinde, ülkeler anlaşmazlığı makul süre zarfında Uluslararası Adalet Divanı (ICJ)'na götürmelidir. AB Konseyi, her tür önemli anlaşmazlıklara dair durumu, özellikle katılım süreci üzerindeki etkileri bağlamında ve sorunun Uluslararası Adalet Divanı'nda çözümünü teşvik etmek amacıyla, en geç 2004 yılı sonuna kadar gözden geçirecektir. Ayrıca, Avrupa Konseyi üyelik müzakerelerinin başlayabilmesi için önceden gerekli olan, AB Kopenhag Zirvesi'nde tespit edilen politik kriterlere uyum sağlamanın üyelik için esas teşkil ettiğini hatırlatır".

AB Helsinki Zirvesi 9. madde

a)"AB Konseyi, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla, 3 Aralık 1999 New York'ta başlayan kapsamlı görüşmeleri ve BM Genel Sekreteri'nin başarılı bir çözüme kavuşturmaya yönelik gayretlerini memnuniyetle karşılamaktadır ". b) Avrupa Konseyi, ulaşılacak politik bir çözümün, Kıbrıs'ın AB'ye adaylığını kolaylaştıracağının altını çizer. Üyelik müzakereleri tamamlandıktan sonra dahi bir uzlaşma sağlanamaması halinde, bahse konu husus, üyeliğe dair Konsey kararı için önşart teşkil etmeyecektir. Bu durumda Konsey, diğer önemli tüm faktörleri dikkate alacaktır ".

AB Helsinki Zirvesi 11. madde : " Müzakerelerde, her aday ülke kendi şartlarında değerlendirilecektir…..".

AB Helsinki Zirvesi 12. madde : "Avrupa Konseyi, Komisyonun hazırladığı Gelişme Raporu'nda belirttiği, Türkiye'de son günlerdeki pozitif gelişmeleri ve Kopenhag kriterlerine uyum sağlamaya yönelik ve devam eden reform niyetlerini memnuniyetle karşılar. Türkiye, diğer aday devletlere de uygulanan aynı kriterler bazında, Birlik'e katılmayı hedefleyen bir aday ülkedir. Türkiye, mevcut Avrupa Stratejisine ilave olarak, bünyesindeki reformlarını stimüle eden ve destekleyen üyeliğe giriş stratejisinden, diğer aday devletler gibi istifade edecektir. Bu vesileyle, politik diyalog güçlenecek ve politik kriterlerden olan özellikle insan hakları ile 4. ve 9.md/a bendinde bahse konu olan hususlarda gelişme sağlanabilecektir. Türkiye, aynı zamanda Topluluk programlarına ve kurumlarına ve aday devletlerin toplantıları ile Birlik'e adaylık sürecine katılma fırsatına sahip olacaktır. Üyeliğe giriş ortaklığı (katılma anlaşması) AB Konsey bildirilerinde yeralan politik ve ekonomik kriterler ile üye devletin yerine sorumlulukları, topluluk müktesebatı ile kombine milli programların adaptasyonu sağlanacaktır. Gerekli izleme mekanizmaları tesis edilecektir. Türkiye'nin hukuki ve uygulanan mevzuatının topluluk müktesabatına uyum sağlayabilmesi amacıyla, analitik inceleme yapmak üzere Komisyon davet edilmiştir. Avrupa Konseyi, Türkiye'nin üyeliğe ön girişini koordine etmek için gerekli tüm AB mali kaynaklarını tek bir çerçevede sunması için, Komisyonu davet eder".

o Bu süreçte, adaylığı onaylanan Türkiye, topluluk müktesabatını kademeli olarak harmonize ederek, uyum sağlamaya çalışacaktır. Daha sonra ise, Avrupa Parlamentosu'nun uygun görüşü alınarak, üye ülkelerle katılma görüşmeleri (müzakereler) başlayacak, katılma anlaşmaları imzalandıktan ve üye ülke parlamentolarınca onaylandıktan sonra, nihayet tam üyelik gerçekleşebilecektir (en az 8-10 yıl).

o Bu maddelerden anlaşılacağı üzere, Türkiye'nin AB'ye adaylığının belirtilmesi olumlu bir karar olup, mevcut uluslararası anlaşmaların lafzına ve ruhuna uygunluk arz etmektedir. Ayrıca, Harvard Üniversitesi'nden Prof. Dr. Samuel P. HUNTINGTON'un "medeniyetler çatışması"ndan ziyade "medeniyetlerin yakınlaşması"'na örnek teşkil etmesi açısından 3. milenyuma girerken önemli bir mesaj olacaktır...

o Bununla birlikte, Ege ve Kıbrıs sorununa bulunacak çözüm konusunda uluslararası yargı mercilerinin yetki alanı ile ulusal yargı alanı (TC Anayasası, 9 md.) ve milli eg emenlik (TC Anayasası 6 md/1 fıkra: "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir") kavramları, uluslararası garantör anlaşmalar (Londra ve Zürih) bünyesinde devam eden BM müzakere sürecinde, gücü olumsuz etkilenebilecektir. (AB uluslarüstü bir kurumdur).

o Bu arada Avrupa Parlamentosu Başkanı N. FONTAINE'nin Türkiye'nin adaylığı hususundaki Konsey'e yönelik ikna edici konuşmasının yanında, Komisyoner G. VERHEUGEN'in de Türkiye'nin daha fazla dışarıda tutulamayacağına yönelik eleri, adaylığın tam üyeliğe yönelik olarak değil de, uydu konumunda tutulması yönünde bir niyeti yansıtmaktadır. Bundan dolayı, Türkiye anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirirken, haklarını da ciddi bir şekilde savunmalı ve tam üyelik için takvim talebinde bulunup, müzakere sürecini en kısa zamanda başlatmayı sağlamalıdır (örneğin; programlara aktif olarak katılmalı, mali yardımlardan istifade etmeli, yaklaşık 30 alanda işbirliği kurup geliştirmelidir…)

o AB'nin 1 Ocak 1999'da Tek Para Birimi -EURO'ya geçişiyle birlikte, Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Alanı ve ABD ile Transatlantik Ortak Pazar Projeleri'nin hız vermeye başladığı bu süreçte, bilgi toplumu, ulaştırma ağları, enerji üretim alt-yapıları, haberleşme sistemleri, vb. alanlarda küresel entegrasyon boyutları gelişmektedir. Avrasya, Balkanlar, Orta-Doğu ve Akdeniz'deki jeo-stratejik konumu itibariyle, politik, ekonomik ve güvenlik-savunma (BAB) açısından barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunurken, bu büyük pazardan istifade imkanına kavuşan Türkiye, tepkisel (reaktif) değil, girişimci bir etkinlik (pro-aktif) anlayış ile menfaatlerini koruyup, dengelemeye yönelik, gerekli ekonomik, politik ve sosyal reformları hayata geçirmesi gerekmektedir (BAB'a ortak üyeliğin gözden geçirilmesi de beklenmektedir).

o Uluslararası kurumlar (IMF) nezdinde, Türkiye'nin kredibilitesi artacaktır ve uluslararası ekonomik, sosyal ve politik alanlarda mevcut olan birtakım negatif önyargıların son bulması açısından da önemli bir karardır. Bunları başarmanın ön koşulu ise, katılımcı demokratik, değişimlere açık, girişimci, sosyal uçurumlar üretmeyen ve sorunlarına barışçıl çözüm üretebilecek sağlıklı bir toplumsal yapının, milenyuma girerken oluşturulabilmesinden geçmektir.

MİLENYUM DEKLARASYONU: AB demokratik ve hukukun temel prensipleri bazında kurulmuş olan ve vatandaşlarına barış, istikrar ve refah sağlamayı amaçlayan dinamik bir uluslarüstü organizasyondur. Avrupa vatandaşlığı, ortak değerler üzerinde eşitlik, hoşgörü, dayanışma ve kültürel çeşitlilik üzerine inşa edilerek, yeni milenyumda tarihi bir model teşkil edecektir.

GENİŞLEME: 1998 yılından bu yana görüşmeleri sürdüren Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Estonya, Slovenya ve Güney Kıbrıs ise görüşmelere devam edeceklerdir. Slovakya, Letonya, Litvanya, Bulgaristan, Romanya ve Malta ile üyelik görüşmeleri 2000 Şubatında başlayacaktır. Türkiye'nin adaylığı ile genişleyen bu süreç, AB'yi 28 üyeli ve 500 milyon nüfuslu bir uluslar-üstü kurum haline getirecektir.

SAVUNMA VE GÜVENLİK: 2003 yılına kadar 60.000 kişilik bir ortak savunma birimi kurulacak ve bazı AB liderleri, bu birikimin bir "Avrupa Ordusu" olarak algılanması yönünde irade beyan ediyorlar.

VERGİ: AB üst düzey Eurokrat sınıfı yaratılarak, önümüzdeki 6 aylık dönem içersinde, AB genelinde vergi kaçakçılığına karşı alınan fakat, işlerliği olmayan vergi paketinin uygulamaya konulması ve çalışmaların derinleştirilmesi.

ÇEÇENİSTAN: AB, Rusya'nın bölgeye düzenlediği askeri operasyonun kabul edilemezliği yönünde bir bildiri yayınladı. AB, Rusya'yı bu vesileyle, seçimle göreve gelen Çeçen yetkilileri ile politik diyalog yolu ile çözüm bulmaya davet etti.

AN EVALUATION OF THE EU HELSINKI SUMMIT THE EU'S MILLENNIUM DECLARATION AND TURKEY

Turkey has applied to the EU for full membership on 14 April 1987 as a European state, under the provisions of the ANKARA Treaty of 1963 and with the confidence that it is able to undertake all the liabilities arising out of the Roma (MAASTRICHT-Amsterdam) Treaty.

Turkey's candidacy, evaluated within the framework of the Progress Report covering economic and social policies, has been unanimously accepted during the EU Helsinki Summit held on 11-12 December 1999.

During the process, Turkey will initially endeavor to gradually harmonize itself with the EU. Subsequently, after the approval of the European Parliament, negotiations with the member countries shall commence and participation agreements shall be signed and approved by the parliaments of the member countries before full membership is gained. The whole process will take 8 to 10 years.

While fulfilling its obligations under the relevant agreements, Turkey should seriously defend its rights, request a timetable for full membership, and ensure that the negotiation process is initiated in the shortest possible time.

Turkey which has now gained the opportunity to become an EU member, should undertake economic, political and social reforms aimed at protecting and balancing its interests, with a proactive rather than a reactive understanding.
On the threshold of the new millennium, Turkey should establish a healthy and democratic social structure which is open to changes, which does not create social gaps, and which can produce peaceful solutions to problems.


MEDYATEXT
Elegans'a mail