Elegans Logo

BEDİİ OKYAY
Enflasyon Düşerken



Hükümetin enflasyonla mücadele programını kararlı bir şekilde uygulamaya koyması 20 yıldan fazla bir sürede enflasyonu sermaye yapmış finans çevresinde tedirginlik yaratmaya başladı. Önceleri "Bu program tutmaz", "Biz bu lafları çok duyduk" gibi sözlerle önemsenmeyen programla ilgili düşünceler daha sonraları "Adamlar ciddi galiba" "Bu iş tutacak gibi" şeklinde ifadelere dönüşmeye başladı. Nitekim 2000 yılının ilk iki ayı sonunda Merkez Bankası'nın hedeflediği 1 ABD doları ile 0.77 Euro dan oluşan "Döviz Sepeti", önceden açıklanan programa uygun olarak %4,24 artmıştır. Bir diğer önemli nokta ise Merkez Bankası bu hedefini tuttururken döviz rezervlerini eksiltmemiştir. Ancak ülke ekonomisi adına oluşan bu güzel gelişmeler özellikle bankacılık sektöründe bir takım sıkıntıları da ister istemez beraberinde getirmektedir. Günümüze kadar "Bankacılık" adı altında devlete para satıp karlarına kar katarak gerçek bankacılığı unutanlar bundan sonra esas işlerini yapmakta zorlanacaklardır.

Haddimize düşmemekle birlikte gelecekte bankacılık sektörünün yapması gerekenlere şöyle bir ufuk turu açalım. Nikah dairelerine yakın banka şubelerinin müdürleri bundan böyle evlenen yeni çiftlerin isim ve adreslerini tespit edip evlerinin kapılarını çaldıkları yeni evlilere evlilik kredisi altında yeni krediler pazarlayabilirler. Üniversiteleri kazanan gençlere okuma kredisi veya mezun olanlara meslek kredisi teklif edebilirler. iş alemi yıllardır kredisiz çalışmaya veya ucuz dış kredi bulma konusunda o kadar deneyim kazandılar ki yakın gelecekte bankaları fonlarlar ise şaşmamak gerekir. Bu arada belki de olan bugüne kadar enflasyon oranı üzerinde artı faiz alarak geçimini sürdürme olanağı bulan emeklilere ve dar gelirlilere olabilir. Zira bu insanlar ufak tasarruflarını bankalar aracılığı ile devlete borç vererek aldıkları faizle bütçelerini denkleştirebiliyorlardı, şimdilerde bundan yoksun kalmaktadırlar.

Bütün bu gelişmeler sonunda Türk insanı artık gerçek kazancın teknoloji, mal veya hizmet üretiminden geçtiğini er veya geç anlayacaktır.
En az on yıldır üzerine ölü toprağı serilmiş olan girişimcilik ruhu tekrar canlanacak, yeni iş ve istihdam imkanları yaratılacaktır. Zira ülkemiz önündeki en büyük sorun işsizliktir. işsizlik yalnızca bireyin maddi değil aynı zamanda manevi çöküşüdür. işsiz insanın yaşama hırs ve şevki kalmaz, hayattan umudunu keser.
Umudunu yitirmiş insan ne kendine ne çevresine ne de ülkesine faydalı olabilir. AB'de %8 olan ve üye ülkeleri ciddi şekilde kaygılandıran işsizlik oranının Türkiye'deki boyutu, gizli işsizlik dahil, iddia ediyorum ki %50'nin üzerindedir. işsizlik oranının bu derece yüksek olduğu, gayri safi milli hasılanın fert başına 3000 ABD doları seviyesinde bulunduğu, okuma yılı ortalamasının 3,6 olduğu Türkiyemiz de girişimci insanlara başka ülkelerin ihtiyacından çok fazla ihtiyacımız vardır. Bu nedenle bu insanların önlerini açmak ve her konuda teşvik etmek başta hükümetlerin olmak üzere herkesin görevi olmalıdır.
Alışılagelmiş değer yargıları artık değişmelidir.
insanlar ettikleri laflarla değil yaptıkları işlerle değerlendirilmelidirler. Meslekleri olan insanlar bundan böyle toplumda saygı görmelidirler.


MEDYATEXT
Elegans'a mail