Elegans Logo

Gazi Erçel
Merkez Bankası, Bankalararası Para Piyasasında Taraf Olduğu İşlemleri Azalttı.



Son 20 yılda Türkiye ekonomisi, yarattığı belirsizliklerle ileriye dönük yatırım kararlarını olumsuz yönde etkileyen ve büyüme potansiyelinin tam olarak ortaya çıkmasını engelleyen kronik enflasyon sorunu ile karşı karşıya. Merkez Bankası Başkanı Gazi ERÇEL'le enflasyon olgusunun büyüme üzerindeki ekonomik etkilerini ve IMF'le imzalanan Stand By Anlaşmasını görüştük.


Enflasyon olgusunun büyüme üzerindeki ekonomik etkilerinin yanında, gelir dağılımını bozarak toplumsal gerilimi artırması gibi olumsuz sosyo-ekonomik etkilerinin de bulunduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu sebeplerle 1998 yılı enflasyon ile mücadele amacının öncelikli makro-ekonomik hedef olarak ortaya konduğu yıl olmuş ve bu amaç çerçevesinde 1998 yılı Temmuz ayında Uluslararası Para Fonu ile bir "Yakın izleme Anlaşması" imzalanmıştır. Bu anlaşma bütçe, para politikası ve çeşitli yapısal reformlar ile ilgili bir dizi hedef ve önlem içermektedir. Yakın izleme Anlaşması, 2000 yılı enflasyonu düşürme programı çerçevesinde, kur ve para politikası ekseninde kamuoyuna tanıtıldığı gibi bir Stand-By Anlaşması ile sonuçlanmıştır.
IMF ile sürdürülmesi planlanan üç yıllık "Stand-By" Anlaşması'nın temel amaçları:

- TÜFE'yi 2000 yılı sonunda %25'e, 2001 yılı sonunda %12'ye ve 2002 yılında %7'ye indirmek,
- Reel faiz oranlarını makul seviyelere düşürmek,
- Ekonominin büyüme potansiyelini artırmak,
- Ekonomideki kaynakların daha etkin ve adil dağılımını sağlamak şeklinde ortaya konmuştur.
Programın ana hatlarını şu şekilde özetleyebiliriz:

Enflasyonu Düşürme Programı üç temel unsur üzerinde işleyecektir;
1) Sıkı bir maliye politikası,
2) Enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası,
3) Enflasyonun düşürülmesine odaklanmış kur ve para politikası.
Ayrıca, siyasi idarenin programa desteği diğer bütün unsurları harekete geçiren en önemli etkendir. Bu noktada, kamu açıklarını hızlı ve kalıcı olarak ortadan kaldıracak önlemlerin alınması, uygulanacak programın temelini oluşturmaktadır.

Program, para politikasının bir alt kalemi olarak döviz kuru politikası, munzam karşılıklara ilişkin düzenlemeler ve
Merkez Bankası bilançosunda yeralan büyüklüklere ilişkin limitlerden oluşmaktadır.

Merkez Bankası'nın uygulayacağı kur politikasının özellikleri şunlardır;
- Döviz kuru sepetinin bir yıllık bir süreyi kapsayacak şekilde günlük olarak açıklanması,
- Kur sepetinin 1 ABD Doları + 0,77 EURO olarak devam ettirilmesidir.
Kurun önceden açıklanması enflasyonist bekleyişlerin azalmasını, fiyatlarda geçmişe yönelik endeksleme alışkanlığının terk edilmesini, orta ve uzun dönem belirsizliklerin ve kamu sektörünün enflasyon üzerindeki baskısının azalmasını sağlayacağı, risk priminin azalmasıyla da sermaye girişlerinin artması ve faiz düşüşü büyüme üzerinde olumlu katkıda bulunacağı beklenmektedir.
TC Merkez Bankası, kur politikasını yalnızca enflasyon hedefine göre uygulayacaktır. Program süresince 2000 Ocak - 2001 Haziran döneminde "enflasyon hedefine yönelik kur sepeti", izleyen dönemde "kademeli olarak genişleyen bant" rejimi uygulanacaktır.

2000 yılında, yıllık bazda döviz kuru sepeti artış oranının %20 olacağı taahhüt edilmektedir. ilk 18 aylık dönemde, Merkez Bankası her bir 3 aylık dönem sonunda ilave 3 ayı da kapsayan kur sepeti artış oranını, yine hedeflenen enflasyonla tutarlı olacak şekilde kamuoyuna açıklayacaktır.
Programın ikinci 18 aylık dönemini kapsayan 2001 Temmuz - 2002 Aralık döneminde ise "bant" uygulamasına geçilecektir. Sözkonusu aralığın toplam genişliği 31 Aralık 2001'e kadar %7,5'e, 30 Haziran 2001'e kadar %15'e, 31 Aralık 2002'ye kadar %22,5'e aşamalı olarak yükseltilecektir. Merkez Bankası Döviz rezervlerinin yüksek seviyede olması, açıklanan kur politikasını uygulanabilir kılan diğer bir unsurdur. Diğer taraftan, maliye ve gelirler politikasındaki iyileşme ile birlikte cari işlemler dengesinin sürdürülebilir olması, kur politikasının başarısında temel belirleyiciler olacaktır.
2000 yılından itibaren döviz kuru sepetinin izlenmesi ana hedef olan enflasyonla mücadelede Merkez Bankası'nın en önemli aracı olacaktır. Bunun yanısıra, bir para politikası aracı olarak munzam karşılıklara ilişkin bazı düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre bankalar, %8'lik yükümlülüklerinin %2'lik kısmını haftalık ortalama tutturma yükümlülüğü altında, hafta boyunca özgürce kullanabileceklerdir. Böylece, zorunlu karşılık uygulamasında bankalar lehine esneklik sağlanmıştır.
Uygulanacak kur ve para politikasının yansıması, Merkez Bankası bilançosundaki temel büyüklükler çerçevesinde izlenmeye devam edilecektir. "Net iç Varlıklar", kalemine getirilen "tavan" sınırına ek olarak "Net Uluslararası Rezervler" kalemi de rezervlerin düşebileceği minimum seviye ile sınırlandırılmıştır. "Net Dış Varlıklar" Yakın izleme Anlaşmasındaki "Net Dış Varlıklar" büyüklüğünden "Bankaların Döviz Mevduatları" düşülerek hesaplanmıştır. "Net Uluslararası Rezervler" ise bir anlamda Merkez Bankası'nın net döviz rezerv pozisyonunu göstermektedir. Stand-By Anlaşmasının ilk 18 aylık döneminde para politikasının işleyiş kuralları ise şöyle olacaktır:

Net iç Varlıklar:
Merkez Bankası'nın TL yaratma işlemi, kurların önceden açıklandığı 18 aylık dönem süresince döviz satın alınarak yapılacaktır.

1999 yılı sonundan itibaren, Net iç Varlıkların alabileceği maksimum değer, performans kriteri olarak, değerleme hesabındaki değişmenin etkisi hariç tutulduğunda, -1200 trilyon TL düzeyinde sabitlenmiştir. Faizlerin ani ve aşırı hareketliliğini önleme amacıyla, net iç varlıkların bir önceki üç ayın sonundaki para tabanı büyüklüğünün %5'inin belirlediği paralel bir bant içinde dalgalanmasına özen gösterilecektir. Net iç varlıkları artırıcı etkisi olacak büyüklükte bir kamu sistemi fonlamasına ve döviz girişlerinin arttığı dönemlerde TL likiditeyi sterilize ederek net iç varlıkları azaltma politikasına son verilmiştir.

2001 yılının ikinci yarısından itibaren "bant" uygulamasına başlanacağı dikkate alınarak net iç varlıklar politikasına daha geniş bir esneklik tanınacaktır. Bu esneklik ile para politikasının faizler üzerindeki etkisi artırılarak, enflasyon hedefine ulaşmaya yönelik gücü pekiştirilerek sürecektir.

Açık Piyasa işlemleri:
Açık piyasa işlemleri stratejisi kamu mevduat veya kredilerindeki değişmeleri telafi etmeye dönük olacaktır. Bunun istisnası dini bayramlar nedeniyle artan likidite ihtiyacının karşılanmasında gözlenebilecektir.

Bankalararası Para Piyasası
Merkez Bankası bankalararası para piyasasında taraf olduğu işlemleri azaltmaya yönelik bir tutum içersinde olacaktır.

Net Uluslararası Rezervler
2000 yılı boyunca net uluslararası rezervlerin üzerinde tutulması planlanan seviye, her bir çeyrek için sırasıyla 12 milyar, 12,75 milyar ve 13,5 milyar ABD dolarıdır.

Performans Kriterleri
Net uluslararası rezervlere konulan hedefler taban değerleri, net iç varlıklar hedefi de dönem sonlarında bu büyüklüğün ulaşabileceği tavan değerleri göstermektedir. Stand-By programında uluslararası rezervler, 2000 yılının ilk yarısına kadar performans kriteri olarak kabul edilirken bu tarihten sonra "gösterge hedef" olarak kabul edilecektir. Net iç Varlıklar değişkeni ise 2000 yılı boyunca performans kriteridir. Dönem içinde Net iç Varlıklar daha önce belirtildiği gibi bir bant içerisinde dalgalanacaktır. Bu bant bir performans kriteri değildir, kısa dönemler itibariyle net iç varlıkların piyasa koşullarına uyum sağlayabilmesi amacıyla oluşturulmuştur. Net iç Varlıkların zaman zaman bu bandın dışındaki değerlere inip çıkması mümkündür. Ocak ayı uygulama sonuçlarından da biraz bahsetmek istiyorum.

Programın uygulanmaya konması ile birlikte uzun vadeli faiz oranlarının önemli oranlarda düştüğü görülmektedir. Bu gelişme, piyasaların program ile ilgili beklentilerinin olumlu yönde olduğunun göstergesidir. Nitekim; en son Kasım ayında %94 ortalama faiz ile borçlanan Hazine, 2000 yılının ilk ayında %38 faizle borçlanabilmiştir. Aynı şekilde iMKB Tahvil ve Bono piyasası kesin alım satım pazarında da faiz oranları, program ile beklentilerin etkisini gösterdiği Aralık ayına göre de 24 puan düşerek ortalama %38 olarak gerçekleşmiştir.

Diğer taraftan kısa vadeli faiz oranları, program çerçevesinde uygulanan politika nedeniyle düşmüştür. 2000 yılı programının uygulamaya konması ile birlikte Net iç Varlıklar hesabının -1.006 ile -1.394 trilyon TL arasında belirlenen bant içerisinde hareket etmesine dikkat edilmiştir. Bu çerçevede Açık Piyasa işlemleri, Net iç Varlıklar hesabındaki, özellikle kamu mevduatı ve kredileri kalemindeki değişmelerin, bant dışına çıkarıcı etkisini telafi etmek için kullanılmıştır. Sistemin o gün için tahmin edilen toplam likidite ihtiyacı ile Net iç Varlıklar hedefine ulaşmak için yapılması gerekli APi ihale miktarı arasındaki fark, kısa vadeli faiz oranlarını belirleyici etken olmuştur. Piyasanın likidite ihtiyacına oranla daha fazla fonlama faizleri düşürürken, tersinde faizler yükselmiştir. Bir başka deyişle, Net iç Varlıklar için belirlenen bandın içersinde kalmaya dikkat edilmesi, Ocak ayında faizlerdeki dalgalanmanın yüksek olmasına yolaçan temel faktör olmuştur. Bununla birlikte kur sepeti, program takvimine uygun şekilde ilan edilmiş ve Ocak ayı sonu itibariyle sepet döviz kuru artış hızı %2.1 olarak gerçekleşmiştir.

Programda açıklandığı gibi Merkez Bankası, Bankalararası Para Piyasasında taraf olduğu işlemleri azaltmıştır. Net iç Varlıkların yanında diğer bir performans kriteri olan Net Uluslararası Rezervler ise programda ilk 3 ayda bir açıklanan 12 milyar ABD doları seviyesinin üzerinde ve ortalama 16.6 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir. Önümüzdeki birkaç ay içersinde enflasyon oranlarının hissedilir şekilde düşmesine ek olarak maliye ve gelirler politikasındaki iyileşmeler programın başarısı yönünde belirleyici olacaktır.

GAZİ ERÇEL: "THE CENTRAL BANK DECREASES THE NUMBER OF TRANSACTIONS TO WHICH IT IS A PARTY IN THE INTERBANK MONEY MARKET"
A stand-by agreement was signed with IMF (International Monetary Fund) leading to a program of reducing inflation and of other economic measures. The Inflation Reduction Program will mainly aim at;
1. a tight policy of finance,
2. a policy of earnings in line with the inflation rate,
3. a foreign exchange and money policy focused on reducing inflation.
According to the new foreign exchange policy, the exchange rates will be announced daily for a period of one year which is expected to decrease inflationist inclinations and to increase capital flow and the growth rate. The foreign exchange reserves of the Central Bank as well as the improvements in the finance and earnings policies resulting in a sustainable current accounts balance are important advantages in achieving the program which involves control over net internal assets, open market operations, interbank money market and net international reserves.

According to the results obtained in January, both short -term and long- term interest rates have fallen considerably which is an indicator of positive expectations for the program. Within the months to come, promising indicators towards the program will be a major fall in inflation rates as well as improvements to be noted regarding finance and earnings policies.



MEDYATEXT
Elegans'a mail