Elegans Logo

TAHSİN BENSEL GLOBAL Portföy Yön. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi - Genel Müdür
Emeklilik Üzerine



Ülkemizde emeklilik müessesesi en büyük toplumsal problemlerden biri haline dönüşmüş ancak, kamuoyu hatta daha önemlisi hükümet gündemindeki yerini, esasen bütçe açıkları ve dolayısıyla enflasyon üzerinde yarattığı baskılar nedeniyle almıştır. Tahsin BENSEL olayı rakamsal boyutları yerine bir takım temel prensipler açısından ele aldı.


Halihazırdaki sistemde çalışan insanların maaşlarından yapılan kesintiler yaş nedeniyle (!!) çalışamayan yani emekli olmuş insanlara aktarılmakta ancak, bu para akışı yetersiz olduğundan devlet devreye girip emekli insanları "sübvanse" etmektedir. Bütün bunlar olurken bir taraftan bu sübvansiyon çok büyük boyutlara ulaşan bütçe açığı yaratması nedeniyle Türkiye'ye çok pahalıya malolmakta, diğer taraftan da emekliler yaşamlarının geri kalan kısmını fevkalade kötü maddi koşullarda geçirmektedirler.
"Herkesin emekli olduğunda, devletin herhangi bir katkısına ihtiyaç olmadan, ayda net 125.000 USD maaş alabileceği bir sistem kurulabilir miş" sorusunun cevabı "Evet"tir. Bu sistem herkes 98 yaşında emekli olursa rahatlıkla kurulabilir. Öte yandan, herkesin 36 yaşında emekli olması da mümkündür; emeklilerin ayda 1214 Lira almaları karşılığında...Emeklilik yaşının tespiti, emeklilik havuzlarında birikmiş varlıklar -ki bu havuzların şu anda boş olduğu söyleniyor-, devletin tahammül edebileceği ilave katkı seviyesi -şayet yapacaksa-, çalışan ve emekli ordularının büyüklüğü ve bu kütlelerin para yaratma (çalışanlar) ve emme (emekliler) gücü ve benzeri girdilerin ileriye yönelik projeksiyonlar da dahil edilmek üzere yapılacak bir simülasyonun direk çıktısıdır. Bu arada hemen belirtmemiz gereken bir husus, bu çalışmaların bir sürü gelişmiş ülkenin de kabusu olduğudur. Nitekim birçok bilimadamının kabul ettiği bir gerçek şudur ki, ileriye yönelik emeklilik yükümlülükleri şayet bugüne iskonto edilip devlet bilançolarında hakiki bir "liability" kalemi şeklinde gözükselerdi -ki bu kalem esasında son derece hakiki olmasına karşın politikacılar açısından fevkalade ürkütücü bir gerçek olduğundan yeralmamaktadır- bugün birsürü Avrupa ülkesi Maastricht kriterlerini karşılayamayacaktı.
Gelişmiş ülkeler bu kabustan kurtuluşu kısmen "defined contribution" planlarında aramaktadırlar. Bu sistemde çalışanların maaşlarından yaptıkları kesintiler kendi emekliliklerinde kullanılmak üzere fonlarda değerlendirilmekte, emeklilik zamanı geldiğinde bu fonlara senelerce yapılmış iştirakler sonucunda her emekli için bir varlık oluşmakta ve bu varlık artık emekli olan insanın geri kalan yaşam süresinde geçimini sağlamaktadır. Bazı ülkelerde emeklilik zamanı geldiğinde birikmiş olan bu varlık, sigorta şirketleri tarafından üstlenilip her ay yapılacak bir ödemeye yani bir "annuity" şekline dönüştürülmekte yani emeklilik gelip çattıktan sonra birikmiş olan varlığın belirlenmiş bir maaşa dönüşmesi sigortalanmaktadır. Hemen belirtmemiz gerekir ki, bu bağlamda bir sigorta ihtiyacı son derece gerçekçi ve hayatidir, zira ansan emekli olduğu zaman yaşamın geri kalan süresi "probability" biliminin ilgilendiği, yani bir "aktüer"e ihtiyaç duyulan bir hesap-kitap meselesidir. Ülkemizde ise -son günlerde çok popüler olduğu üzere- çalışanların maaşlarından yapılan kesintiler kullanılarak emeklilik birikiminin sigortalanması konusunda büyük bir lobi faaliyeti vardır ki bu sigortanın kategorik olarak yanlış olduğunu düşünüyorum.
Biraz açmak gerekirse; yangın, deprem, ölüm, kaza gibi olaylara karşın sigortayı bir ihtiyaç haline getiren, herkesin evinin yanmayacağı, herkesin evinin depremde yıkılmayacağı, herkesin 42 yaşında ölmeyeceği gibi gerçeklerdir ve bu yüzdendir ki herkesin parasının bir havuzda toplanıp ancak bir kısmının yukarıdaki haller gerçekleştiğinde bu havuzdan faydalanması, sigorta müessesesinin ana prensibidir. ‹nsanların çalıştıkları süre içinde emeklilikleri için yaptıkları tasarrufların değerlendirilmesinin ise iyi bir yönetim ve fevkalade sıkı bir denetim dışında hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.

Sonuç itibariyle:
1. Emeklilik yaşının bir "seçim rüşveti" olarak 40'lı yaşlara indirilmesi ne kadar büyük bir ayıpsa, devletin yeni bir yaş tespitinde olayı başta sadece bir bütçe açığı sorunu olarak görmesi de o kadar sağlıksız bir yaklaşımdır. Emeklilik, yaş nedeniyle üretemeyen insanların geri kalan yaşam sürelerinde onurlu bir hayat yaşayabilmeleri için tesis edilmesi gereken, toplumsal açıdan fevkalade önemli bir müessesedir ve soruna ancak ve ancak bu açıdan yaklaşılmalıdır; bu bir bütçe açığı sorunu değildir. Keza bu paraların borsaya gelmesi veya enflasyonu düşürmek için iç borçlanmada kullanılması hiçbir zaman nihai amaç olmamalıdır.
2. Sigorta şirketleri, bankalar, portföy yönetim şirketleri ve aracı kurumlar gibi bazı müesseselerin emeklilik pastasından pay koparmak için yoğun faaliyetlerde bulunduğu bu günlerde, benzeri bir savaş başkentte de bu işin politik olarak patronajlığı konusunda gerçekleşmektedir ki bu konudaki düşüncem yaş nedeniyle çalışamayan insanların bu sorununun Çalışma Bakanlığı tarafından üstlenilmesidir.
3. Halihazırdaki Belirlenmiş Gelir sisteminin gözden geçirilerek devam etmesi, bu bağlamda sistemin garantörlüğü hatta "hamiliğinin" devlet tarafından devam ettirilmesi kadar bu sisteme ek olarak Belirlenmiş Katkı planlarının devreye sokulması kaçınılmazdır.
4. Emekliliğin yaş, sadece ve sadece yaş nedeniyle çalışamayan insanların bir problemi olduğu gözönüne alınmalı, hayat sigortası gibi bazı ürünlerin bu sisteme yapıştırılmasının, problemin özüyle hiçbir ilgisinin olmadığı kabul edilmelidir; bu bağlamda Belirlenmiş Katkı planlarının sigorta ihtiyacı yoktur.
5. Belirlenmiş Katkı planlardaki fonlar tek tek ya da toplu halde şirketler, meslek odaları hatta sendikalar tarafından da kurulabilmeli, fonların malvarlığı yeddiemin müesseselerinde tutulmalı, bu fonlarla ilgili olarak yönetim, saklama, emanet gibi fonksiyonlar birbirlerinden ayrılmalı ve değişik kademelerde denetim gerçekleştirilmelidir.
6. Toplum emeklilik konusunu sahiplenmeli, sadece yeni bir yaş sınırı belirlendiğinde değil, "emeklilik havuzlarındaki varlıklara ne olduş" gibi sorular ile de ciddi şekilde ilgilenmelidir.

TAHSİN BENSEL: "ON RETIREMENT"
Retirement has become one of the greatest social problems of our society; it is on the government's agenda due to its impact on budget deficits and thus inflation. In the current system, the withholdings from the salaries of employees are used to pay the pensions of those who retired due to age(!) limitations. However, since this source is insufficient, the state finds itself in a position to subsidise the pensioners. The fact that the retirement age has been decreased to the 40s as an "election bribe" is as shameful as the fact that the state sees the calculation of the retirement age as a budget deficit problem only. Such a calculation should be based on a simulation which takes into consideration the assets in pension funds, the level of support the state can afford to give, the size of the employed and retired populations, and the resource creation and consumption power of the said populations. Developed countries have found a number of solutions to this nightmare. "Defined contribution" plans transfer salary withholdings to contribution funds which create assets to be used by pensioners after their retirement. In some countries, insurance companies offer services which involve the payment of an "annuity" to pensioners. Currently many insurance companies, banks, portfolio management companies and brokers in Turkey are lobbying to get their share of the pensioner cake. However, the current pre-determined income system should be revised and used under the warranty of the state. It is also a must to support the current system with a defined contribution system. A single company or a group of companies, professional chambers or even unions should be allowed to set up defined contribution funds.



MEDYATEXT
Elegans'a mail