Elegans Logo

PANAYOTIS KOUTSIKOS
Türk-Yunan İşadamları Konseyi Başkanı
Chairman of the Council of Turkish-Greek Businessmen

İki Tarafın da Ulusal Çıkarlarını Zedelemeden Fedakarlık Yapması Yapması Gerekiyor.


Türk-Yunan İşadamları Konseyi Başkanı, Yunanistan Ticaret ve Sanayi Odaları (EVEA) Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk-Yunan yakınlaşması konusunda sorumlu olan Panayotis KOUTSIKOS'dan, iki ülkenin iş dünyası ilişkilerinin gelişmesiyle ilgili görüşlerini aldık.

Türk-Yunan ekonomik ilişkilerinin bugünkü durumundan bahseder misinizş
Türk-Yunan ekonomik ilişkilerinin gelişmesini üç ana başlığa göre yönlendirmek istiyorum.
İlki Mart 1999'da meydana gelen ÖCALAN olayı ki, iki ülke arasındaki diyalog tamamen kopma sınırına gelmişti. O zamanki Türk-Yunan İşadamları Konseyi Başkanı Rahmi KOÇ çalışmaları dondurdu ve iş dünyası yakınlaşması askıya alındı. İkincisi, 1999'da her iki ülkede de meydana gelen depremler büyük yıkıma yolaçarken ülkelerin birbirine yakınlaşmasını sağladı.
Üçüncü olarak ise; PAPANDREU ve CEM arasındaki sözleşmenin imzalanması ilişkilerin doruk noktası oldu.

- İki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla ne gibi çalışmalar yapıldış
Ekim 1999'da Karadeniz Ülkeleri İşbirliği Örgütü çerçevesinde, Rahmi KOÇ'un istifasından sonra görevi üstlenen şarık TARA başkanlığında ve Türk-Yunan İşadamları Konseyi'nin yeni Yönetim Kurulu'nun da bulunduğu toplantıda 60 Türk işadamı ile görüşüldü. Üç yıllık bir aradan sonra yapılan konferansta ortak işbirliğinin gelişmesi ile ilgili 9 konuda çalışacak komiteler kuruldu ve bu komiteler şubat 2000'de, yaptıkları çalışmalar ile ilgili raporlarını verdiler.

- Bu konferansın önemi ve farkı nedirş
İki ülkeden çok sayıda işadamının katıldığı, 25 şubat'ta Türkiye'de yapılan bu konferansın önemi çok büyük. Özellikle Yunanistan piyasasının en büyük 140 işletmesi başkan düzeyinde temsil edildi ve şimdiye kadarki en büyük ve geniş Yunan İşadamları Heyeti konferansa katılmış oldu.
Konferansta iki ülke arasındaki sorunların niteliği, bunların birçoğunun çözülebilir olduğu saptandı ve hükümete bu sorunlarla ilgili çözüm önerileri sunuldu. İş dünyasında ortak yatırımlara girişilebileceği gözlendi.
Yunan işadamları da böylece Orta Asya'ya yönelik yatırımlarını geliştirme imkanı bulabilecekler.

- Bu işbirliği her iki taraf için ne gibi yararlar getirecekş
Yunanistan'ın Orta Asya ülkeleri ile işbirliği olanağı çok kısıtlı. Bu ülkelerde Türkçe konuşuluyor ve Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan her gerilim oralara da yansıyor ve Yunanistan ile yatırımları güçsüzleştiriyor. Ayrıca Müslüman ülke olmaları ve buradaki İslamcı akımların varlığı iletişimi zorlaştırıyor. Burada ortak yatırımlara girme fikri doğuyor. Bu durumda Türk şirketlerin ellerinde daha fazla hisse bulundurması kaydıyla Yunan şirketleri ile ortak olabilirler. Böylece Yunan şirketleri de bu vasıtayla Orta Asya'da yatırım yapabilirler; aynı şekilde Türk şirketleri de ortak oldukları Yunan şirketleri vasıtasıyla AB'ne girip uluslar arası finansman kuruluşlarından kaynak sağlayabilirler. Her iki taraf da ulaşmaya çalıştığı hedeflere daha çabuk ve kolay erişebilir duruma gelecek. Eğer problemler çözülüp anlaşma sağlanırsa önemli bir konumda olan Karadeniz ülkeleri ile ilgili de işbirliği yapılabilir.

- Yunan ve Türk işadamlarının konu üzerindeki çalışmaları belirli alanlarda işbirliği sonucunu yaratmış bulunmakta. Bu alanlarla ilgili olarak Konsey her iki tarafı da önemli sonuçlara ulaştıran ortak çalışma komiteleri oluşturmuş durumda. Bu komitelerin hangi alanlarda yoğunlaşması düşünülüyorş
Hem Türkiye ve Orta Asya, hem Karadeniz, hem de AB'nde kendini gösterebilecek %50 ortaklıklarla ve yabancı şirketlerin de katılacağı bir sigortacılık şirketi kurmak ön planda. Bunun dışında inşaat, küçük ve orta ölçekli işletmeler ve Karadeniz'deki kirlilik gibi ortak çıkarlarla ilgili konular var.

- Türkiye ve Yunanistan arasındaki ekonomik işbirliğinden çıkarları zedelenen bazı ekonomik çevrelerin varolduğu konusuna yaklaşımınız nedirş
Büyük Türk işadamları AB'ne katılmaktan yana. Bu durumda Avrupalılaşma ve maliyetleri Avrupa'ya uydurma koşulları önlerine çıkıyor. Avrupalılaşma gerçekten zor bir süreç, süregelmiş bir düzenin değişmesi gerekiyor. Fakat büyük Türk şirketleri AB'ne girmekte o kadar istekli ki, daha önce problem olan kıta sahanlığı, uçuş kontrol bölgesi v.b. konular artık eski önemini yitirmiş durumda.

- Türkiye ve Yunanistan arasındaki ekonomik olan ve olmayan ilişkilerin önemli sorunlarından biri, Türk politik bilimcilerin de belirttiği gibi karşılıklı güven eksikliği. Bu konudaki düşünceleriniz nelerş
Her iki tarafın da ulusal çıkarlarını zedelemeden zamanla bu sorunu aşacağına inanıyorum. Zaten benim gözlemlerim de bu yönde. 1999 yılında 720 milyon dolar olan dış ticaret hacmi, 5 yıl sonra 5 milyar dolara ulaşacak ve Türkiye Yunanistan dış ticaretinde 2. sırayı alırken, Yunanistan'da Türkiye için önemli bir ticaret kaynağı konumuna gelecek. İki ülkenin izlediği bu olumlu ticari ilişkiler eminim politikacılara da olumlu şekilde yansıyacak.

- Balkanlar'daki Türk-Yunan ekonomik işbirliği konusunda sizce gelişme var mış
Ekim ayında Tiran'da ortak faaliyetlerle ilgili bir toplantı planlıyoruz.
Ama Orta Asya'da oluşturabileceğimiz kadar güçlü bir işbirliğini henüz bu bölgede bekleyemeyiz. İlişkiler Balkanlar'da diğer bölgelere oranla daha yavaş ilerliyor.

PANAYOTIS KOUTSIKOS: "BOTH COUNTRIES NEED TO COMPROMISE WITHOUT HARMING THEIR NATIONAL INTERESTS"

- Could you comment on the recent situation regarding the ecomonic relations between Turkey and Greeceş
The capture of OCALAN has led to a suspension of all relations between the two countries. The earthquakes in both countries have brought us closer, and conclusion of agreements by Turkish and Greek Foreign Ministers have made relations even closer.

- What has been done to strengthen the relationsş
We have organized a business conference and set up new committees to work on opportunities for co-operation.

- What importance does this conference bearş
It was attended by senior businessmen from both countries. It was discussed that problems can be solved and joint investments can be realized. Greek businessmen will have opportunities to invest Central Asia from now on.

-What benefits will the two countries have after such co-operationş
Greek companies will able to invest in Central Asia, and Turkish businessmen will find opportunities to obtain credits from international finance organizations in Europe.

-Which fields will the committees focus onş
The setting up of an insurance company that will operate in Turkey and Central Asia, as well as in the Black Sea region and in the European Union, is high on the committees' agenda.
The two countries are aware that problems can be solved without harming their respective national interests. Positive steps taken in trade relations will hopefully affect politicians.


MEDYATEXT
Elegans'a mail