Elegans Logo

JACQUES CHIRAC
Fransa Cumhurbaşkanı
French President


Avrupa, sınırlarının ötesine sesini duyurabilmektedir. Kişiye ve kültür farklılıklarına değer veren, dikkatli ve dengeli degişimleri sağlayabilen uluslararası örgüt olmayı savunmaktadır. Zengin ve fakir ülkeler arasında dayanışmayı aktif yardım politikaları ile geliştirmeyi amaçlamaktadır. Barbarlığın sona ermesi için, barışı savunmaktadır.

Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca, bölünmüş Avrupa gibi, Alman Federal Parlamentosu (Reichstag) da acılar içerisinde iken bugün, Almanya'nın modern imajını yansıtan bir ışık saçmaktadır. Doğal olarak, kendine gelen Almanya, Alman demokrasisini yerleştirmiş ve tarihi trajik parantezi kapatmıştır.
Savaşın ardından, Fransa ile Almanya arasındaki barış ve uzlaşmayı sağlamaya yönelik, ikili diyalog ve müzakerelere başlayan yürekli ve cesur devlet adamlarını saygıyla anıyorum. Başlangıçta bu yolu açan Konrad ADENAUER - General DE GAULLE, onları izleyen, Willy BRANDT - Georges POMPIDOU ve Fransa-Almanya arasındaki dayanışmayı artırıp, yeni Avrupa'ya yönelen ve büyüten Helmut SCHIMIDT- Valery Giscard d'ESTAING. Avrupa kimliğini ve uyumu güçlendiren Helmut KOHL-François MITTERAND_. 40 yıl önce DE GAULLE, Almanya'yı ziyaretinde şunları söylemiştir: "Yakınlaşmamız ve sonra birliğimiz, tarihin en parlak olaylarından olup, bu yola angaje olduk. Birliğin ABD ile eşitliğini sağlamak için, yaşlı kıtada dalgakıran rolünde, güçlü, refah ve eşit otorite mevcudiyeti gereklidir. Birlik, tüm Avrupa’ya düzen, barış ve gelişimi yerleştirmeye izin vermelidir. Birliğin en büyük görevi, Avrupa insani değerlerine gereken önemi vermesidir". 40 yıl sonra, bu arzular geniş bir şekilde gerçekleşmiştir.

REFAH: Bugün Avrupa Birliği, dünyanın en önemli ve birinci ekonomik ve ticari gücü olup, araştırma-geliştirme (AR-GE) ve yenilikler devidir.
Bu motor güç, Fransız-Alman sinerjisi, işbirliği ve rekabetidir.
EURO : Alman-Fransız çiftine ait, AB para birimi EURO projesinin kabulü ile tarihte yeni bir sayfa açılması da bir başka başarıdır.
Avrupa tek pazarının oluşturulması ve bunu hızlandırıcı değişim aracının devreye konulması ile vatandaşlarımızın zihinlerine politik ve insani olmasının ötesinde ekonomik olarak demirlenmiştir. Bundan böyle Avrupa kendi parasına sahiptir.
DENGE, BARIŞ, GELiŞME: AB'nin başarısı, uzun süre birlik dışında olan ülkeleri çekim alanı içerisine dahil etmiş olmasıdır. Utanç verici Berlin Duvarı'nın yıkılması ile baskı altındaki insanlar özgürlüklerine kavuşmuştur. Bu anlamda Avrupa, dünyanın gelişiminde militan ve aktör rolünü oynamıştır. Almanya ve Fransa’yı birleştiren ise, vatandaşlarının sahip oldukları derin barış arzusudur. Elbette ki, Avrupa projesinin ufkunu; özgürlük, haysiyet, hoşgörü ve demokrasi beslemektedir. Avrupa, sınırlarının ötesine sesini duyurabilmektedir. Kişiye ve kültür farklılıklarına değer veren, dikkatli ve dengeli degişimleri sağlayabilen uluslararası örgüt olmayı savunmaktadır. Zengin ve fakir ülkeler arasında dayanışmayı aktif yardım politikaları ile geliştirmeyi amaçlamaktadır. Barbarlığın sona ermesi için, barışı savunmaktadır. Bosna ve Kosova trajedisinin sona erdirilmesi, Avrupa projemizdir. Bizleri biraraya getiren bu etik zorunluluk, Avrupa'nın (birlik üyelerine karşı saygı) kendisine ait meşru dış savunma ve güvenlik politikalarını izlemesine bağlıdır.
AB dönem başkanlığını üstlenmiş olan Fransa, AB projesi bünyesindeki sorumluluklarını ve angajmanlarını yerine getirecektir.
Reform: Kurumsal reformlar yaşamsal öneme sahiptir.
Avrupa savunması: Avrupa savunma kimliğinde önemli ilerlemeler kaydetmeyi düşünüyoruz.
Vatandaş ile yakınlaşma: Avrupalılığı somutlaştırmaya yönelik faaliyetler şu alanlarda devreye konulacaktır : ilerleme, istihdam, eğitim, adalet, güvenlik, uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele, gizli göç ağları ile mücadele, çevre, sağlık ve diğerleri_ Bizler, özellikle kurucu üyeler olarak sorumluluklarımızı yerine getirip, Avrupa'nın geleceğine dönük soruları durmaksızın kendimize sormalıyız. Bu isteğimizin zayıflamasına izin vermemeliyiz.

Avrupa Birliği'nin Genişlemesi
AB'nin genişlemesinin gerekli ve meşru ihtiras olduğu inancındayım. Elbette ki, aday ülkeler için zorluklar olacağı gibi, AB üyeleri için de zor olacaktır. Fakat, yarın Brüksel, Strasburg ve Lüksemburg'da otuz veya daha fazla temsilci olacağımız inancındayım. Bu gerçekleşmelidir!..
Demokrasi ve barış, kıtamıza kök salmış değerler olup, ortak geleceğimizi anlamlı kılacaktır. Aday ülkelerin, Birliğe katılma ümitleri için verdikleri mücadeleler desteklenmelidir. Böylelikle, Birlik kendi politik ve ekonomik gücünü artıracaktır. Bununla birlikte, yapılması gerekenler de bellidir. Bunlar sulandırılmadan ve geriye götürülmeden yapılmalıdır. Birlik, bugün sadece barışı değil, ekonomik ve bağlı sosyal gelişimi sağlayarak, mukemmel bir güç artırıcı rolü oynamıştır.
İnandığım bir başka husus, AB kararnameler ile ilan edilmemiştir. Halklarımız arasındaki yakınlaşma, Avrupa kimlik duygusu ile aidiyet ve "birarada yaşama niyeti" ve toplumsal dayanışma burada önemli etkenlerdir. Bu duygu, özellikle gençler arasında daha da kuvvetlenmektedir.
Bundan böyle, Birliğin doğasını açıklığa kavuşturmamız gerektiğine inanıyorum. Bir tarafta egemenliği savunan devletler, diğer tarafta savunmayanlar konusu gerçeği çarpıtmaktır. Ne biz ne de sizler, üye ülkelerin yerine geçecek bir süper Avrupa devletinin yaratılmasını öngörmüyoruz. Milletlerimiz, kimliklerimizin ve köklerimizin kaynağıdır. Politik, kültürel ve dil farklılıkları, Birliğimizi güçlendiren unsurlardır. Katılacak halklar için, milletlerimiz ilk referanslar olarak kalacaktır.
Doğal olarak, Birliğin genişlemesi vesilesiyle kurumsal reformları Hükümetlerarası Konferans bünyesinde derinleştirmeliyiz. Özellikle AB Merkez Bankası, Lüksemburg Adalet Divanı, oy kullanımı (nitelikli çoğunluk), vd_ önemli konularda milli devletler egemenlik haklarının bir bölümünü ortak bir şekilde kullanacak ve buna devam edeceklerdir. Önemli olan, bazı prensipler üzerinde anlaşabilmemizdir.
Herşeyden önce, AB'ni daha demokratik kılmalıyız. Topluluğun kuruluşu, sadece yöneticiler ve elitler tarafından yapılmıştı. Halklarımız artık Avrupa'nın egemeni olmalıdırlar. Özellikle Avrupa Parlamentosu ve Milli Parlamentolar aracılığıyla, demokrasi Avrupa'da daha iyi yaşanmalıdır.
Avrupa sisteminin değişik seviyelerindeki yetki dağılımının farklılıklarını açıklığa kavuşturmamız gerekmektedir. Dayanışma prensibini artık hayata geçirmeliyiz. İsteyen ülkeler belirli konu ve projelerde isteğe bağlı, daha derin entegrasyona gidebilmelidirler. Uluslararası platformda daha güçlü bir Avrupa için ; öncelikle güçlü bir kurumsal yapı, etkili ve meşru karar mekanizmaları gereklidir. Bütün bunlar, Avrupa'nın gelecek yüzünün çizilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bunlar da üyeler arasındaki müzakerelere ve doğal olarak halklarımızın arzularına bağlıdır.
Yazarlarımızı, sanatçılarımızı, müzisyenlerimizi prestijli bir Avrupa geleneği yaratmaları için motive etmeliyiz. Değerli Avrupa dillerimizin gençlerimiz tarafından öğrenilmesini ve kullanılmasını sağlayıcı, diyaloğa dayalı dil perspektifini yaygınlaştırmalıyız.
Avrupa, sınırları ile olduğu kadar merkezleriyle, kendi başına bu fikri ileri götürecek ve arzularını geliştirebilecektir. Barış, haklar ve özgürlükler ile saygın değerlere ve mirasa sahip olarak üzerinde yaşadığımız, ektiğimiz ve birlikte hayat verdiğimiz bu topraklar, Birligi bu derece büyük kılmaktadır.


JACQUES CHIRAC: “FRENCH VISION REGARDING REFORM IN EUROPE”
DE GAULLE’s dreams of creating a strong, wealthy presence in Europe based on equal authority have been realized. Today the European Union is the most important economic and commercial power in the world; the Euro has opened a new page in creating the European common market; and the EU has attracted non-member countries to its platform characterized by balance, peace and development. The EU is an international organization that values individual and cultural differences, and it is an ardent defendant of peace.
Under the EU project, France shall fulfill its responsibilities of realizing reforms (institutional reforms are crucial), achieving progress in European defense and getting closer to the citizens by turning the concept of “being European” into a concrete notion.
Expansion of the European Union
The EU’s expansion is a necessary and legitimate passion. Applicant countries’ efforts to join the Union should be supported to increase the political and economic power of the EU.
The foundation of a European State that will replace member countries is not envisaged. On the contrary, individual nations constitute the basic strength of the EU.
Above all, the EU must be rendered more democratic through National Parliaments and especially through the European Parliament. Member countries should be able to go into deeper integration on certain subjects and projects. A stronger institutional structure and effective, legitimate decision-making mechanisms are needed for a stronger Europe. The real face of Europe should be drawn through the creation of a prestigious European tradition through arts, languages, etc.

MEDYATEXT
Elegans'a mail