Elegans Logo
EKONOMİ

DR. CAN FUAT GÜRLESEL
Ekonomi Büyüme Sürer Mi?

ZOrunlu Deprem Sigortası

2000 yılı başında uygulamaya konulan enflasyonla mücadele programı, öncelikli hedef olarak enflasyonu gözetirken, ekonomik büyüme ve cari işlemler açığı gibi makro ekonomik göstergeleri programın devamını engellemeyecek oran ve miktarlarda tutmayı amaçlamaktadır.

Program uygulamasının ilk dokuz ayının sonunda, nihai iç tüketim harcamalarındaki canlılık, yani iç talep, tüketici fiyatlarındaki artış ile mücadeleyi zorlaştırırken, cari işlemler açığının yükselmesine ve ekonominin enflasyonla mücadeleyi olumsuz etkileyecek oranda büyümesine yol açmaktadır.
Enflasyonla mücadele programı, enflasyona neden olan maliyet unsurları ve talep unsurlarına karşı önlemleri birlikte içermektedir.
Yapısal reformlar da bu önlemlerin tamamlayıcısıdır.
Programın maliyet unsurları ile mücadelede daha başarılı olduğu görülmektedir. İmalat sanayi üretim fiyatlarındaki yavaşlama ve toptan eşya fiyat endeksindeki düşüş bunun göstergesidir. Talep yönünde ise tüketici fiyat endeksindeki gerilemeye karşın iç talebin canlılığı mücadeleye direnç göstermektedir.
Ekonomi programı uygulanırken iç talebi canlı tutan dört unsur olmuştur. Bu dört unsurdaki gelişmeler, önümüzdeki dönemde iç talebi, nihai tüketimi, piyasalardaki canlılığı, ekonomik büyümeyi ve enflasyon oranlarını (özellikle tüketici) belirleyecektir.
Bu dört unsurdaki gelişmeler aynı zamanda talep ve canlılığın hangi sektörlere kaymakta olduğunu da belirlemektedir. İlk dokuz ayda iç talep dayanıklı tüketim malları ağırlıklı sektörlerde yoğunlaşmıştır. İç talebi etkileyen dört unsur şunlardır:

Servet Etkisi:
Ekonominin daralma sürecine girdiği 1998 yılı üçüncü çeyreğinden 1999 yılı sonuna kadar, çok yüksek oranlarda seyreden nominal ve reel faiz oranları gelir dağılımını bozmuş, tasarruf hacmini artırmış ve net servet birikimine yol açmıştır. 2000 yılı başından itibaren faiz oranlarındaki düşüş, tasarruf eğilimini tüketim eğilimine çevirmiş, ertelenen tüketim servet birikimi ile piyasada önemli bir talep ve canlılık yaratmıştır. Ertelenen tüketim talebinin doymakta olduğu ve servetin iç talep üzerindeki etkisinin önümüzdeki dönemde giderek azalacağı görülmektedir.

Gelir Etkisi: Gelir etkisi, iç talebin canlanması üzerinde olumsuz etki yaratmıştır. Bütün üretim faktörlerindeki gelirlerin reel olarak daralması nedeni ile gelirlerin nihai talep üzerindeki etkisi de azalmıştır. Ücretler, kira gelirleri, faiz oranları, kar marjları enflasyon hedefine bağlı sınırlamalar ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu tip gelir sahibi kesimlerin nihai tüketimleri artmamaktadır, hatta bazı sektörlere yönelik azalmaktadır. 2000 yılı son çeyreğinde ve 2001 yılında gelir etkisi ekonomik canlanmayı olumsuz etkilemeye devam edecektir.

Borçlanma Etkisi: Ekonomik canlanma ve iç talebin genişlemesinde en önemli etken borçlanma etkisi olmuştur. Bireyler tüketimlerini, tüketici kredisi ve kredi kartı gibi araçlar kullanarak, yani borçlanarak finanse etmiştir. Yılbaşında 2.4 katrilyon TL olan bu tip borçlanma Ağustos ayında 5.4 katrilyon TL’ye ulaşmıştır. Hazinenin 2000 yılı içinde borç geri ödemelerinden yaklaşık 8.5 katrilyon TL daha az borçlanması, bu kaynağın önemli bölümünün bankalarda kalmasına yol açmıştır. Bankalar da bu kaynağı tüketici kredisi olarak kullandırmıştır. Otomotiv, beyaz ve elektronik eşya en çok finanse edilen sektörler olmuştur. Borçlanma etkisi de yılın geri kalanında ve 2001 yılında etkinliğini azaltacaktır. Çünkü Hazine’nin 9. ayın sonundan itibaren bankalara bırakacağı ilave borç geri ödemesi kalmamıştır. Bu nedenle tüketici kredilerindeki genişleme yavaşlayacaktır.

Net Sermaye Girişi: Ekonomik canlanmanın ve iç talepteki genişlemenin önemli bir unsuru da Türkiye’ye ilk 6 ayda net 7.1 milyar dolar sermaye girişi olmasıdır.
Ekonomik programın önemli bir unsuru 2000 yılında hedeflenen 10-12 milyar dolarlık net sermaye girişidir. Net sermaye girişi piyasalarda ilave satın alma gücü yaratmaktadır. Ve etkisini yılın geri kalanında ve 2001 yılında da sürdürecektir. Her dört unsur da dikkate alındığında yıl sonuna kadar tüketimi canlandıran servet etkisi ve borçlanma etkisinin giderek zayıflayacağı, gelir etkisinin olumsuz etkilemeye devam edeceği, net sermaye girişinin ise ilave satın alma gücü yaratmayı sürdüreceği görülmektedir. Bu bileşim ekonomik büyümenin yılın üçüncü ve son çeyreğinde yüzde 4-5 aralığında gerçekleşeceğini göstermektedir. 2001 yılında ise temel belirleyici, gelir etkisi olacaktır.



Dr. CAN FUAT GÜRLESEL: “WILL ECONOMIC GROWTH CONTINUE?”
As the government’s anti-inflationary program reaches its ninth month, the increase in household consumption makes it harder to combat the rise in consumer prices and makes the economy grow at rates that limit the check on the inflation rate.
Four factors that have kept domestic demand high are the following:
Wealth effect: Until the end of 1999, high nominal and real interest rates have caused a net wealth accumulation. It seems that delayed consumption demand is getting saturated and it is likely that the positive effect of wealth on domestic demand will decrease in the period to come.

Income Effect: Wages, interest rates and profit margins face limitations imposed by the government’s inflation target and the final consumption of the holders of such income is not increasing. The income effect will continue to affect the economy adversely during the last quarter of 2000 and in 2001.

Borrowing Effect: As a result of the Treasury’s borrowing less than its debt repayments, a substantial part of these extra funds have remained at the banks, which in turn have made them available as consumer credits. However by the end of September, there remains no debt repayment that the Treasury can leave to the banks. Therefore, the borrowing effect is expected to lose its impact during the rest of the year and in 2001.

Net Capital Inflow: Net capital inflow creates additional purchasing power in the market and its effect will last during the rest of the year and in 2001.
The combination of these factors shows that the economy will grow between four to five percent during the last two quarters of the year. In 2001 the primary determining factor will be the income effect.

MEDYATEXT
Elegans'a mail