Elegans Logo

ALİ TEKİN
AB & Karma Parlamento Üyesi
Member of the EU & Turkey Mixed Parliament


Hükümetin En Önemli Ekonomik Misyonu Enflasyonu İndirmektedir

AB Helsinki Zirvesi’nde sonra, Türkiye’de ve Avrupa’da sık sık gündeme gelen “Türkiye’nin Kimliği” sorunsalına daha net yanıt verebilir konuma geldik.
Türkiye bir taraftan global,
uluslarüstü trendlere uyum sağlamaya çalışırken, yani AB gibi oluşumlara
yönelirken, diğer taraftan da
globalleşmenin beslediği
“yerelleşme” trendleriyle karşı
karşıyadır.

Türkiye, globalleşmeye uyum anlamında, önemli bazı adımlar attı. Özellikle, 1980’lerden sonra ortaya konan çabalar, 1996 Gümrük Birliği ile güçlendirildi. Farklı yorumlar olmasına rağmen, inanıyorum ki, Gümrük Birliği hem Avrupa’nın hem de Türkiye’nin yararına olmuştur. Yararları giderek de artacaktır. Özellikle, mal ticaretindeki serbestleşme, hizmet sektörüne de uygulanabilirse, bu yönde atılan adımları destekliyorum.
Türkiye’nin önündeki en temel sorun, “kronik enflasyon”dur. Yaklaşık 8 aydır, IMF ve Dünya Bankası ile de işbirliği çabaları içerisinde, bir ekonomik istikrar ve yeniden yapılanma çabası içindeyiz. Ekonomiyi kronik enflasyon sorunundan kurtarıp, sağlıklı büyümeyi sağlamaya çalışıyoruz. Bu konuda epey başarılı da olmaya başladık.
Geçen yılın %60 enflasyon oranına karşılık, bu yıl için hedefimiz %25’tir. 2000 yılının ilk 5 ayı içerisinde, 12 yılın en düşük enflasyon oranını sağladık. Ayrıca, faiz oranları 1999’da %80-90 bandında iken, şimdi %35-40 bandına indi. 1999’daki negatif büyümeden, pozitif büyümeye geçildi.
Bu hükümetin en önemli ekonomik misyonu; enflasyonu indirmektir. Çünkü, kronik enflasyonun yok edilmediği bir ortamda, diğer ekonomik dengelerin sağlıklı olması mümkün değildir.
Enflasyonun sosyal, politik sorunlar yarattığı, varolan sorunları ağırlaştırıp kronikleştirdiği açıktır. Dolayısıyla, istikrarlı bir Türk ekonomisi, Türkiye’de demokratikleşme çabalarına destek olacaktır. Demokrasi, Avrupa’da da olduğu gibi, bir orta sınıf rejimidir. Güçlü orta sınıfın olmadığı yerlerde, demokrasi, retorik seviyesinde kalmak zorundadır.
Gümrük Birliği, mali yardım, vs. aracılığıyla, Avrupa Birliği, Türkiye’deki ekonomik yapının rehabilitasyonuna pozitif katkı yaptı. Ancak, daha yapacak çok işlerimizin olduğu da bir gerçek.
Güçlü bir orta sınıf, demokrasi kültürünü güçlendirir. Ancak, belki sadece ekonomik yapı ve paylaşım anlayışında konuya yaklaşmak eksik kalabilir.
İnanıyorum ki, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları konularında orta ve uzun vadede yapabileceği gelişmelerin bir gereği de, eğitim konusunda yapmamız gerekenlerdir. Türkiye birkaç yıldır 8 yıllık zorunlu eğitim politikası uyguluyor. Daha önce de sadece 5 yıllık eğitim zorunlu idi. Biz, eğitimin yaygınlaştırılmasını, derinleştirilmesini ve her vatandaşımızın kendine bir gelecek seçebilme hakkını aktif olarak kullanabilmesini istiyoruz.
Eğitim konusunda, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden alabileceği önemli katkılar olabileceğini düşünüyoruz. Aslında, sağlıklı ekonomik kalkınma ve eğitim alanlarında yapılacak gelişmeler, Türkiye’de varolan bölgelerarası gelir dağılımı dengesizliğini azaltmak için önemli adımları oluşturacaktır.
Keza, bölgelerarası etkisizlikleri azaltmak için, bölgeye önemli yatırımlar yapılmaktadır. Ancak problemin epey uzun bir geçmişi var. Reform çabaları belli bir finansmanı gerektiriyor. Bu da zaman zaman istikrar programı ile çatışabiliyor. İnanıyorum ki, Türkiye İtalya’da vaktiyle uygulanan bölgesel kalkınma deneyiminden yararlanabilir. Avrupa Birliği’de bu konuda epey deneyim sahibidir.
Kronik enflasyonun ortadan kaldırıldığı, orta sınıfın güçlendirildiği ortamda, gelir dağılımındaki eşitsizlikler, sosyal adaletsizlikler daha kolay giderilebilir. Eğtim ve sağlık sorunlarının çözümü, kırsal kalkınma, çevre konularında atılacak adımlar, Türk hükümetinin önem verdiği konulardır. Ancak önemli eksikliklerimiz vardır.
Bütün bu sorunların çözümü için Türkiye, Avrupa Bilriği ile işbirliği istiyor. İnsanların çok duygusal olduğu konular yerine, bu alanlara konsantre olmalıyız.



ALİ TEKİN: “THE GOVERNMENT’S MAJOR ECONOMIC MISSION IS TO REDUCE INFLATION”
Turkey faces “localisation” trends fed by globalisation. The chief problem confronting Turkey now is the “chronic inflation”...
Compared to last year’s inflation rate of 80%, we are siming at 25% this year. Within the first five months of the year 2000, we have obtained the lowest inflation rate of the last 12 years. In addition, the rates of interest have been lowered this year to the 35-40% brackets from last year’s 80-90...
A stable Turkish economy is going lend support to our democratisation efforts...In the absence of a powerful middle-class, democracy is only a word.
The CU and the EU have made a positive contribution to the rehabilitation of Turkey’s economic structure through financial and other forms of aid...
Another priority for the mid and long-term developments in human rights is education. Turkey is now applying the 8 year obligatory education policy...
We think that the EU can make important contributions to education in Turkey. Healthy economic development and improvements in education are going to constitute important steps to diminishing the lack of balance in the distribution of revenue among different regions of Turkey....
Turkey can profit from Italy’s regional development experience. The EU is also very knowledgeable in this matter...
Turkey wants EU cooperation in order to solve these problems. It is upon these fields that we should concentrate, instead of subjects about which people tend to get emotional.


MEDYATEXT
Elegans'a mail