SÜLEYMAN DEMİREL
T.C. 9. Cumhurbaşkanı
9th President of Turkish Republic


Siyaset ve Hizmetlerin Kişiler İçin Değil, Halk İçin Yapıldığı Unutulmamalıdır

Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi tarafından düzenlenenÇankaya Toplantıları'nın ilki, 22 Şubat 2001 tarihinde Ankara Hilton Oteli'nde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL'in katılımıyla gerçekleşti. Süleyman DEMİREL, TÜGİAD üyeleriyle 21. yüzyıl Türkiye'si hakkında görüşlerini paylaştı.
"21. Yüzyılda Türkiye ve Türkiye'de Siyasetin Geleceği" konulu toplantıda, DEMİREL Türkiye'nin en büyük sorununun siyasi istikrarsızlık olduğunu, bunun da ekonomik sorunları doğurduğunu söyledi.
Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz ile ilgili olarak sözlerine şöyle devam etti: "Dalgalı kur sistemine geçilmesi piyasaları çok değişik şekillere sokacaktır. 1 milyon liraya kadar çıkan dolar ile piyasa yerinde durmayacaktır. Getirebildiğiniz takdirde serbest kur ve serbest faiz ile serbest sistem olur. Getiremediğiniz takdirde sisteme yapılan baskı patlamaya yol açar. Ancak, çözüm bulunmayacak sorun ve batmış bir devlet yoktur ve ümit kesilmemelidir".
Türkiye'nin sorunlarının tartışıldığı bir platform yarattığı ve sorumluluk bilinci içinde görev yapmakta olduğu için TÜGİAD'ı kutlayan DEMİREL, dernek üyelerini "ülke meselelerinde kendi görüşlerinin tarafı" olmaya çağırdı. "Siyasi taraf olmadığınızı belirtin ancak,ülke meselelerinde taraf olun. Yanlışı, yanlışın nedenlerini ve bulduğunuz çareleri ifade etmelisiniz. Tarafsız olunca bitaraf olan bertaraf olmaktadır ve şikayet etmek istediğiniz hususlar haklılık kazanır ve siz haksız olursunuz" dedi.
Tüm teşebbüs gruplarından; teşebbüs gücünü ve bu gücün sistem içindeki yerini savunmalarını isteyen DEMİREL, devletçi, merkeziyetçi ve kırtasiyeci zihniyetle teşebbüs gücü korkutularak bir yere varılamayacağını vurguladı. "Ben bu ülkenin teşebbüs gücününbir takım karalamalar altında kalarak ezilmesinden şikayetçiyim. Teşebbüs gücü zarar görmüştür. İhbar ve karalamalarla güven ortamı sarsılmıştır. Servete düşmanlık fakirliği ortadan kaldırmaz.
Geçim sıkıntısı ve hayatın çekilmez hal alması enflasyonun neticesidir. Bu durum toplumu sosyal patlama noktasına getirir diyen DEMİREL sözlerine şöyle devam etti: "Birülkenin ihtiyaçlarının mevcut kaynaklarından fazla olması ve farkın sağlam kaynaklardan karşılanmaması halinde enflasyon kaçınılmaz olur, Türkiye'de son 20 yıldır enflasyon mücadelesi vardır". Enflasyonun Türkiye'ye çok büyük zararlar verdiğini vurgulayan DEMİREL, "Enflasyon toplumun iç yapısını, ticari ahlakı, toplum ahlakını insanların birbirlerine ve devletine olan güvenini bozmuştur" dedi.
Devletin iç borçlarının ve bu borçların faizlerinin enflasyonun en büyük nedenlerinden biri olduğunu söyleyen DEMİREL, sözlerine şöyle devam etti;
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin aslında fazla bir borcu bulunmamaktadır. Ancak ödeme uzun vadeye yayıldığından bunun neticesi olarak doğan faizler enflasyonu doğurmaktadır. Bunun hesabı siyasetten ve halkın vicdanından sorulmalıdır. Çünkü bunun muhakemesi yapılmaz. Eğer bir ülkede 10 yılda 10 kez hükümet değişiyorsa, hükümetin sorunlarının neden askıda kaldığı ortadadır: Siyasi istikrarsızlık... Siyaset ve hizmetlerin kişiler için değil, halk için yapıldığı unutulmamalıdır."
Siyasi istikrarın Anayasa içinde mevcut olduğunu ve halktan başladığını ileri sürenDEMİREL: "Türk siyasetinin en büyük başarısızlığı halktan kopuk olmasından kaynaklanıyor. Halk, siyasetçisine, milletvekiline, meclisine güvenmiyor ve beğenmiyor" dedi. DEMİREL ayrıca, koalisyon hükümetinde yer almanın güçlüklerine dikkat çekerek, koalisyonların zaman içinde güçlerini yitirdiğini söyledi.
"Türkiye'nin yargı, eğitim, siyaset ve devlet reformuna ihtiyacı var" diyen DEMİREL, adalet ile devletin eş değerde olduğunu belirtti. DEMİREL, Türkiye'nin 2001 yılındaki enbüyük hedefinin '65 milyon insanı kalkınma hamlesinde taşın altına elini sokmaya ikna etmek' olduğunu ileri sürdü.
TÜGİAD'ın AB entegrasyonuna dahil olma yolunda üyelerini hazırlamak gibi fevkalade bir düşüncesi olduğunu belirten DEMİREL, sözlerini şöyle sürdürdü; "AB standardına ulaşmak gerekmektedir. Bu standartlar pazar ekonomisi, insan hakları,evrensel hukuk ve demokrasidir. Türkiye'nin medeni, asri, mamur ve müreffeh, mutlu vegüçlü olması AB'ye üye olmaktan geçmektedir. Türkiye'nin vazgeçemeyeceği hedef medeniyet ve kalkınmışlık olmalıdır. Bu da ancak halk ve teşebbüs birliğiyle olur." Toplantının açılışında söz alan TÜGİAD Başkanı Muharrem YILMAZ ve ekonomik krizin yaratacağı tahribata dikkat çekti. "Devlet büyüktür batmaz diyenler haklıdır. Hakikaten devletler batmaz, batan kurum ve işletmelerdir" diyen YILMAZ, duyarsız politika uygulayıcıları yüzündenülkenin çok güçlü olmayan özel sektörünün zaten tasfiye sürecinde olduğuna ve politikadeğişimiyle, önemli bir kısmının daha tasfiye olacağına işaret etti.
"Oysa, bu programı hazırlayarak uygulamaya koyup bizlerin desteğini isteyenler, bizim duyarlılığımızda olsalar ve yol boyunca bir nebze kulak vermiş olsalardı, bugünkü kriziyaşamazdık. Küreselleşmenin belirleyici olduğu yeni dünyada ekonomi alanında bugün eski alışkanlık ve yöntemlerle işletme yönetilmesi devri nasıl kapandıysa, eski devlet yönetimi anlayışı devri de kapanmıştır.
Bu yeni ekonomik yapı, devleti yönetme sorumluluğunu üstlenen siyasi karar alıcılar ve uygulamacıların yönetim anlayışlarını yenilemelerini, meselelere kişiselliğin ve kısır siyasal çıkar hesaplarının ötesinde sahip çıkmalarını gerektiriyor."
Demokrasi ve hukuk devletinin vazgeçilmeyecek unsurlar olduğunu ve bunlara sivilsiyaset yoluyla sahip olunacağını, ancak, Türkiye'de siyasetin ıslah edilmesi zamanının geldiği inandığını sözlerine ekledi. Başkan YILMAZ, Türkiye'nin siyasi, idari ve hukuki yapısının 2000'li yıllarda toplumun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kaldığına dikkat çekerek,sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tıkanıklığın aşılması ve ülkemizin önünün açılması, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile hayata geçirilmesine, hukukun üstünlüğüne dayanan bir düzenin tam olarak yerleşmesine bağlıdır.
Genç işadamları olarak ekonomik faaliyetlerimizi sürdürmek için her şeyden önce istikrarlı bir ekonomik politikaya ve güven ortamına ihtiyacımız var. İşadamları olarak üzerimize düşenleri gerçekleştirebilmemiz ancak, hukukun üstün olduğu bir yapıda mümkündür. "
Toplantının açılışını yapan TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Murat ÇEÇEN ise siyasi arenada yaşanan şokların sadece ekonomi alanında değil, toplumun tüm kesimlerinde çok ciddi olumsuz etkiler yaptığını, kavga değil, uzlaşma istediklerini söyledi. 21. yüzyılda Türkiye'nin bilgi çağını yakalayarak hakkettiği yere gelmesini istediklerini belirten ÇEÇEN, bilgi çağında hoşgörüden uzak bir fotoğrafın, Türkiye'ye çıkardığı faturanın bedelini kim ödeyecek? diye sordu.

SÜLEYMAN DEMİREL:
"POLITICS AND SERVICES ARE FOR THE PEOPLE,NOT FOR INDIVIDUALS"


Former President Süleyman DEMİREL, TÜGİAD members, parliamentarians, political party members, representatives of NGOs and press members participated in the first Çankaya Meeting entitled "Turkey in the 21. Century and Turkey's Political Future." The Çankaya meetings are organized by TÜGİAD's Ankara Branch to evaluate the currentpolitical, social and economic developments in Turkey.
Former President DEMİREL stated that political instability is causing economic problems and that Turkey needs reforms in legislation, education, politics and state affairs. He indicated that most important objective for Turkey in 2001 is to convince 65 millionto do their share in the efforts for development.
Former President DEMİREL said that a mentality based on the state and red tapecan only hope to scare away the entrepreneurial power and that TÜGİAD should express that it is not a political party but should definitely be a party to the country's problems. For twenty years, Turkey has been struggling with inflation which harms the social structure, commercial ethics and people's trust towards each other and the state. The state's internal debt, the debt interest and long payment terms were pointed out as the main reason behind inflation.
Ten different governments during a ten year period, in other words political instability explains why the country's problems are put on hold. Turkish politics' greatest weakness lies in its isolation from the people; the people neither trust nor like the politicians, parliamentarians or Parliament DEMİREL also pointed out the difficulties of working in acoalition government and said that coalition governments lose power in time. Former President DEMİREL also pointed out the need to comply with EU standards on the market economy, human rights, law and democracy.
In his opening remarks to the meeting, TÜGİAD President Muharrem YILMAZ pointed out that the state does not go bankrupt but enterprises and institutions do and that the already weak private sector is further weakened by insensitive policy makers.

# # # # # # # #