Doç. Dr. SADİ UZUNOĞLU
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi
Assistant Professor Istanbul University / Department of Economics


Hedefimiz Borç İstemek Değil, Daha Fazla Ticaret Yapmak Olmalı

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Sadi UZUNOĞLU, TÜGİAD Genel Merkezi'nde yapılan toplantıda "Yaşanılan Ekonomik Kriz ve Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı" konusunda TÜGİAD üyelerini aydınlattı.

"Uygulanan ekonomik program, Türkiye de bugüne kadar uygulanan en iyi programdır. Ancak yine uygulamalarda hatalar yapılarak programın deliniyor" diyen Doç. Dr. Sadi UZUNOĞLU, programın Sermaye Hareketleri, Rekabet Gücü, Enflasyon, Para Politikası ve Mali Disiplin kavramları üzerine oturduğunu ve bu ayaklardan birinde yapılacak herhangi bir hatanın hemen ortaya çıkacağını sözlerine ekledi ve SSK primlerinin yüzde 75 artırılması, tarım ürünlerinde izlenen fiyat politikalarıyla programın dengesinin bozulduğunu savundu.
Yatırımların durma noktasına geldiğini, hatta yenileme yatırımlarının bile yapılamadığını kaydeden Doç. Dr. UZUNOĞLU, ekonomik programda verimlilik ve üretimin artırılmasının gerekliliği üzerinde durulduğunu ancak yatırım olmadan verimliliğin ve üretimin artırılmasının mümkün olamayacağını dile getirdi.
Diğer programda olduğu gibi bu programda Sosyal Güvenlik Reformunun önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Doç. Dr. UZUNOĞLU, tarım, bankacılık, kamu ve finans kesimlerinde reformların acilen yapılmasının üzerinde durulması gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Sadi UZUNOĞLU, cari açıkların fazla vermesi konusunda ise: "Cari açıkların fazla vermesi çok önemli bir olay gibi gösteriliyor. Fakat nedeni çok basit, yatırım yapmayıp üretimi kısarsanız cari açıklar tabi ki fazla verir. Önemli olan iç borcun çevrilmesi konusudur. Türkiye'de fona devredilen bankalarda düşüldüğünde 110 milyar dolarlık bir banka sektörü var. İç borç tutarı ise 90 milyar dolar. İç borcun milli gelire oranı faizi ve kamunun dış borcunu da katarsak yüzde 90'ı bulmuştur. Mevcut Bankacılık sektörü ile bu iç borcu döndürmek çok zor. Yüzde 52.5, yüzde 57.5 enflasyon ve yüzde 81'lik faiz oranlarıyla borçlanmak da durumun önemini bir kat daha da artırıyor. Hele programdaki rakamlar revize edildikten sonra yüzde 70'lere varan bir enflasyon beklentisi ve yüzde yüzlere varan bir faizle borçlanmanın ekonomiye getirdiği yük daha da ağır oluyor. " dedi. "Gelirler, Para ve Maliye politikasında taviz verilmemesi, kurda istikrar sağlanması halinde faiz oranlarında düşüş başlar. Programın başarısız olması halinde Türkiye'nin önünde iki çıkar yol var: Bir hiper enflasyon dönemine girilir. Devlet ücretleri dondurur. Alım gücü sıfıra düşer. Aynı örnek 1984'de İsrail'de yaşanmıştır. Ya da konsolidasyon ilan edip iç borcu yeniden yapılandırarak ertelersiniz.Türkiye'nin geçmiş ekonomik programdaki en büyük hatalarından birinin faizlerin hızla düşürülmesi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. UZUNOĞLU, toplumsal olarak enflasyona karşı ciddi bir muhalefet oluşturulmasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.
"Türkiye'nin bundan sonraki hedefi borç istemek değil kendisine uygulanan kotaların kaldırılmasını sağlamak ve daha fazla ticaret yapmak olmalı" diyen Doç. Dr. UZUNOĞLU, bu nedenden ötürü Türkiye'nin yılda 10 milyar dolarlık bir pazardan yararlanamadığını belirtti.
Globalleşmenin bilgi ve teknolojinin paylaşılması anlamına gelir diyen Doç. Dr. UZUNOĞLU, Türkiye'nin bu olgudan nasıl faydalanabileceğinin yollarının araştırması gerektiğini söyledi. Ticaret yapmayı ve üründen para kazanmayı öğrenilmesi gerektiğini de ekleyen Doç. Dr. UZUNOĞLU, bütün bu sorunların üstesinden ciddi bir toplumsal uzlaşma ve hukukun üstünlüğü, ekonomi ve siyasetten oluşan piramidin uygulanmasıyla gelinebileceği sözlerine ekleyerek konuşmasına son verdi.



Doç. Dr. SADİ UZUNOĞLU: "OUR OBJECTIVE SHOULD BE TO GET CURRENT QUOTAS LIFTED AND IMPROVE TRADE RATHER THAN BORROW MONEY"
At a conference he gave at a TUGIAD meeting, Dr. UZUNOĞLU said that the present economic program was the best program so far, except for the mistakes made in its implementation. He went on to say that the program rested on the concepts of capital movements, competitiveness, inflation, monetary policy and economic discipline, and that the 75% in social security premiums and the present price policies for agricultural products upset this balance.
Dr. UZUNOĞLU argued that it was impossible to increase productivity in the absence of investments. He also emphasised the urgent need to reform agriculture, banking and finance sectors.
Dr. UZUNOĞLU said, "Too much importance is attached to the balance of payments deficit, whereas it simply stems from lack of investments and limited production. What's important is the roll-over of domestic debt".
"If this program fails, Turkey will have two choices. One is hyperinflation. The second one is consolidation," stated Dr. UZUNOĞLU and stressed the need to form a serious social opposition to inflation. "Turkey's objective should be to get the current quotas lifted and to increase trade volumes instead of asking to borrow money", he continued and concluded that this issue was barring the way for Turkey to profit from a ten-billion-dollar-a-year market. Dr. UZUNOĞLU finally added that globalisation meant the sharing of information and technology and that Turkey should look for ways to benefit from this fact.



# # # # # # # #