CELAL BEYSEL
TÜGİAD Üyesi ve BUSİAD Başkanı


SERMAYENİN GİZEMİ


Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi ile gelir dağılımındaki adaleti nasıl test edersiniz ? O ülkede, geceyarısı bir dükkana girip üç-beş kilo tatlı çalarak karnını doyuran bir hırsıza verilen ceza ile, borsada bilgi sızdıran, ya da küçük-büyük yolsuzluklar yapıp hisse senetlerinin değerlerini kendisi ya da müşterileri lehine manipüle eden kişiye verilen cezaları karşılaştırın: sokaktaki adi hırsıza verilen ceza yüksekse o ülke gelişmemiş, sermaye birikimini sağlayamamış, refah seviyesi düşük, gelir dağılımı adaletsiz bir ülkedir.
Borsadaki nitelikli dolandırıcıya verilen ceza yüksekse o ülke zengindir, gelişmiş bir ekonomi, demokrasi ve adalet sistemine sahiptir.
Araştırın, bu iddiadaki gerçek payını bulacaksınız...
Kapitalist batının başarısının ve onların başarısına erişmek için çabalayan eski komünist blokuyla biz gelişmekte olan ("gelişmemiş"in kibarcasıdır) ülkelerin bu konudaki beceriksizliklerinin sebebi, ülkemizin içinde bulunduğu açmazda ortaya konarak Hernando De Soto'nun "Kapitalizmin Gizemi" adlı kitabında ele alınmış. Tasarrufların yastık altında kaldığı, ekonomiye katılmadığı, katılamadığı, kayıtsız ekonominin cirit attığı, hukuk sistemi yetersiz kalınca halkın parasını ve malını korumak için çek- senet mafyasının devreye girdiği ülkemizde bu kitaptan öğrenilecek çok şey var.
De Soto eserinin bir bölümünde özet bir yorumla şöyle diyor : Ülkelerde dolaşımda olan paranın enflasyonist baskı yapmaması için fiziksel bir mal varlığının karşılığı olması gerekir. Bu mal varlığı, zengin-fakir halkta, devlette ya da yerli-yabancı özel sektörün elinde bulunan yeraltı-yerüstü tüm değerlerdir. Ancak bu yetmez. Bu değerlerin ekonomiyi canlandırabilmesi, yatırıma dönüşebilmesi, istihdam sağlayabilmesi, para kazanabilmesi, katma değer yaratabilmesi gerekir.
Bu da ancak malvarlığının taşınabilir, küçük parçalara bölünebilir, kazanç sağlayabilir, kolay alınıp satılabilir, ama en önemlisi güvenilebilir olmasına bağlıdır. Kapitalist batının en büyük becerisi ülkedeki malvarlığının tümünü sağlam bir kanuni sisteme bağlı olarak kayıt altına aldıktan sonra güvenilir bir sermaye piyasası yaratıp para miktarını enflasyonist baskı yapmayacak şekilde bu değerlere bağlı kalarak ayarlayabilmesi olmuştur.
Sermaye piyasasında yolsuzluk yapıp, manipülasyonlarla halkın sırtından sebepsiz zenginleşenleri önlemezseniz küçük tasarrufların borsaya yönelmesini engeller, en güvenilir yatırımın yabancı para ya da altın olmasına neden olursunuz ki bu durum, gelişmenin, zenginleşmenin, sermaye birikiminin önündeki en büyük engel olur. Kapitalist batının refahına ulaşmaya çalışan ekonomisi az gelişmiş her ülkede bu konu gündemdedir.
Ancak ülke yöneticileri ya ağaçları saymaktan ormanın şeklini göremedikleri, ya da bazıları çeşitli kişisel nedenlerle gerekli siyasi iradeyi koyamadıkları veya koymak istemedikleri için bir türlü gerekli adımlar atılmaz.

Kim gerçekleştirecek bunları ?

Birileri De Soto'nun ya da benzer düşünceleri dile getiren bilim adamlarının eserlerini okuyacak; birileri kanunları bu öğretilerden yola çıkarak yapacak; birileri yapılan kanunları uygulayacak; birileri kanuna uymayanları cezalandıracak...
İnşallah, belki, birgün... Ümit etmekten başka çaremiz yok !!!





# # # # # # # #