AYDIN MERİÇ
KOMTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı
Chairman of Board of KOMTAŞ


Toplumsal Faaliyetlerde Denetim ve Gözetimin Rolü


Komtaş Yönetim Kurulu Başkanı Aydın MERİÇ'in değineceği konunun kapsamı; denetimin değişen dünyası, yetkinliklerimiz ve teknolojinin sağladığı olanaklar ışığında katma değer yaratma... Benim polemiğim şöyle bir soruya dayanıyor. Evet, denetimin içeriği dünyada değişiyor ama biz Türkiye'de bırakınız değişen denetimi, denetimin dünyadaki değişmemiş haliyle bile ne ölçüde uyum içindeyiz. Bu soruya istisnalar dışında camia olarak verebildiğimiz cevabın sonuçları kanımca çok önemli. Ben ortaya çıkan tablonun ne olabileceğini merak ediyorum. Burada çok temel bir sorunun var olduğunu düşünüyorum. Bu sorun dünyada genel kabul görmüş iş yapma süreçlerine ve prensiplerine nasıl baktığımızla ilgili. Biz bunlara uymayı bir uyumlaştırma (harmonisation) süreci olarak mı görüyoruz yoksa içimizden bunlara uymayı, dış dünyanın bizi zorladığı bir dayatma ve tahakküm (domination) yöntemleri olarak mı değerlendiriyoruz.

Hem hepimiz tek tek ve hem de camia olarak bu soruya net ve yüksek sesle bir cevap vermek durumundayız. Dünyanın bu ortak değerlerine katkımız da ona göre değişecek. Ya bu normları bir uyumlaştırma aracı olarak göreceğiz ve yapacağımız katkılar geneli zenginleştirme yönünde olacak, ya da biz bunları bir dayatma olarak görüp bizim koşullarımız özeldir deyip kendimize özgü kurallar ortaya çıkartmaya çalışacağız. Çok somut bir örnek muhasebe normları alanında yaşanıyor. Yaklaşık on senedir Uluslararası Muhasebe Normlarına direniyoruz. İlk yıllarda bu normları görmezlikten geldik. Sonra hiç kimsenin varlığından haberi olmadığı özgün Türk muhasebe normları geliştirmeye çalıştık. Sonra çifte standartlar dönemi geldi; kimi şirketlere Türk normlarını mecbur kalıncada kimi şirketlere Uluslararası muhasebe normlarını uyguladık. Avrupa Birliği üyeliğini hedefliyoruz ama hala tüm Avrupa'nın zorunlu hale getirdiği muhasebe normlarına uymaktan kaçınıyoruz. Şimdi tekrar konumuza dönelim. Yukarıda sözünü ettiğim ve bizi ilgilendiren uyumlaştırma süreçleri, kabaca söylemek gerekirse biribirini tamamlayan iki önemli düzeyde ilerliyor.

Bunlardan birincisi ve önemlisi kurumsal iyi yönetişim (corporate governance) alanındaki uyumlaştırma çabaları, ikincisi ise, gerek dünya çapında gerekse Avrupa düzeyinde ilerleyen mali hizmetlerin değerlendirilmesi ve uyumlaştırılması çabası. Kısaca bu programlara Mali Hizmetleri Değerlendirme Programları (FSAP) deniyor. Her iki düzeydeki ilerlemeler ve değişiklikler denetim ve gözetim dünyasını yakından ilgilendiriyor.

Çünkü bu değişiklikler ve bunların sonucu olan uygulamalar denetim dünyasından yeni beceriler ve yeni görevler bekliyor. İşte bu yeni beceriler ve görevler bizlere katkı sağlayabileceğimiz ve değer yaratabileceğimiz yeni alanları açıyor. Bizim vermemiz gereken karar bu yeni görevlerin gereği olan yeni becerileri nasıl elde edeceğimizdir.

Şimdi sırasıyla biraz önce sözünü ettiğim ve dünya ölçüsünde uyumlaştırma süreçlerinin ilerlediği her iki alandan da denetim ve gözetim dünyası için çıkardığım bazı sonuçlara kısaca değinmek isterim: Birincisi kurumsal iyi yönetişim alanı. Kurumlarımızın son bir iki yıldır sözünü eder olduğu bu kavramı, henüz içini doldurup içselleştirebilmiş değiliz. OECD'nin veya bir başka kurumun kurumsal iyi yönetişim belgesini tercüme ederek ve de internet sitemizde yayınlayarak sadece ve sadece eğitici ve yönlendirici bir iş yapmış olabiliriz. Ama konunun gereğini yerine getirmiş olmayız. Kanımca benimsediğimiz, hayata geçirmek için uğraş vereceğimiz ülkedeki tüm faaliyetleri kapsayacak bir iyi yönetişim çerçevesine gereksinimiz var.

Ekonomik birimlerimizin, kamu yönetimimizin ve de gönüllü faaliyetlerimizin tümünün sahip çıkabileceği, ve kendi kurumsal iyi yönetişim çerçevelerini belirlemede temel alabilecekleri bir genel çerçeveye gereksinim var... Böyle bir genel çerçeveden hareketle denetim ve gözetim camiasının da böylesi bir kurumsal iyi yönetişim anayasasına gereksinimi var.

Bunların olmamasının sonucu ortaya çıkan ve çözüm bekleyen bir dizi somut sorun var. Bazılarına değinmek isterim..

Ülkemizde yönetim kurulları sadece icracı üyelerden oluşur. İcracı olmayan, bağımsız yönetim kurulu üyelerine bizim uygulamamızda yer yok. Bu konuda biz denetim ve gözetim ile uğraşanlar ne diyoruz? İcracı olmayan yönetim kurulu üyesinin olmadığı koşullarda geleneksel teftiş kurulları ve murakıplar yeni görevlerin ve sorumlulukların üstesinden nasıl gelecekler? Risk yönetimi ve gözetim raporlaması yönetim kuruluna ve de ortaklara nasıl ulaşacak?

Bütünleşik bir risk yönetimi sistemi olmadan Bağımsız bir denetim komitesi oluşmadan

Ehliyetli ve de icracı olmayan yönetim kurulu üyelerinin olmadığı

İç denetimin yeni gereksinimlere göre silahlandırılmadığı

Ve de başta tüm ortaklara ve kamuya tam açıklığın sağlanamadığı koşullarda kurumsal iyi yönetişim nasıl sağlanacak?

Dünyada ve Avrupa Birliği'nde Kurumsal iyi yönetim modelinin olmazsa olmaz sayı-lan bu işlevler nasıl yerine getirilecek?

Gelelim dünya ölçüsünde uyumlaştırmanın ilerlediği ikinci alana : Bu alan mali hizmetlerin değerlendirilerek uyumlaştırılması süreçleri. Bu süreçlerin amacı mümkünse global bir mali piyasa yaratmak. Türkiye'nin adını henüz bu programlarda göremiyoruz. Bir yanda Avrupa Birliği'ni hedefliyoruz, öte yanda mali hizmetlerin uyumlaştırma amacı ile ortak bir değerlendirmesinden uzak duruyoruz. Mali hizmetler alanında uyumlaştırmanın ilerlediği temel konular şunlar:

Bankacılığın denetimi ve gözetimi

Sermaye piyasalarının denetimi ve gözetimi

Sigortacılığın denetimi ve gözetimi

Ödeme sistemlerinin uyumlaştırılması

Kamu borç yönetiminin uyumlaştırılması

İzlenecek politikaların uyumlaştırılması

Şimdi gelelim kendi durumumuza :

Bırakın Ayrupa ve Dünya ile uyumlaştırmayı biz henüz mali piyasaların değişik parçalarını yurt içinde bile uyumlaştıramamışız. Bankacılık bağımsız bir kurul tarafından denetlenip yönlendiriliyor.

Sermaye Piyasası bir devlet bakanlığına bağlı bir kurul tarafından Sigortacılık ise Hazine Müsterşarlığına bağlı bir büro tarafından denetlenip yönlendiriliyor.

Üçününde statüleri normları ve usulleri farklı farklı. Bu koşullarda denetçiler hangi normlara uyacaklar ve hangi usulleri izleyecekler ?

Karmaşıklık burada da bitmiyor; sermaye piyasasında kote olmuş şirketlerimiz bir dizi muhasebe ve denetim normuna uymak zorunda kote olmayanlar bir başka dizi norma. Bir başka farklılıkta borsada kote olanlar arasında var hangi borsalarda işlem gördüğünüze bağlı olarak.

Ülkemizde en acil sorunlarımızın başında işte bu uyumlaştırma sorunu geliyor. Hem ülke içi uyumlaştırma hem de ülkeyi dünya ile uyumlaştırma.

İşte bu açıdan baktığımızda genelde denetim dünyası üç önemli aşamadan geçiyor. Birinci aşamada denetim: mali işlemlerin sadece yasal mevzuata uygunluk denetiminin yapıldığı ve bununla iktifa edildiği bir aşama. İkinci aşama ise sadece mali işlemlerin mevzuata uygunluğu ile yetinilmeyip faaliyetlein içeriğinin de denetlendiği ve bu faaliyetlerin denetlenen kurumun amaçlarını en iyi şekilde yerine getirip getirmediğinin de irdelendiği bir aşama.

Denetimde bugün varılan üçüncü aşamada ise ilk iki aşamadaki işlevlere ek olarak söz konusu kurumun yönetim şeklinin ve iş süreçlerinin dünyada genel kabul görmüş normlar ile uyumluluğunun da denetlenmesidir.

Ülkemizde bu üç aşama iç içe yaşanıyor. İşte bu görüşlerin ışığında Türkiye karar vermelidir. Denetim dünyası ve denetçiler karar vermelidir. Biz dünyadaki gelişmelere ne ölçüde ayak uydurmak istyoruz ve nasıl destek olacağız?





THE CHANGING ROLE OF AUDITING AND SUPERVISION


The content of auditing currently undergoes a change in the world. This change occurs on two main pillars, namely; in the area of corporate governance and of assessment and harmonization of financial services that is in progress in Europe. Turkey needs to catch up with the changes in both of these areas to be internationally compliant. In the first area, we need a generic framework of good governance that would include all activities in the country. In the auditing field, Turkey needs to have the following for good governance:

An integrated risk management system

An independent auditing committee

Board members who are eligible and who not part of operations

Internal audits equipped in accordance with new requirements

Full transparency especially vis-ˆ-vis all shareholders and the public at large.

Meanwhile, in terms of assessment and harmonization of financial services, we need to focus on the following areas:

Auditing and supervision of banking

Auditing and supervision of capital markets

Auditing and supervision of the insurance sector

Harmonization of payment systems

Harmonization of the public debt system

Harmonization of the policies that will be followed.

With the abovementioned areas of improvement in mind, the auditing community in Turkey should set out to catch up with global developments and even try to contribute to them.



# # # # # # # #