DOÇ. DR. SADİ UZUNOĞLU


BÜYÜME RAKAMLARININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ


Büyüme enflasyondan arındırılmış biçimde ekonomideki üretim artışını ifade ediyor. Üretim artışı ekonomide gelirlerin yükselmesi ve refah düzeyinin artması biçiminde bizlere yansıyor.

Hiç kuşkusuz ekonomik büyümenin ne kadar olduğunu hesaplamak oldukça zor. Türkiye'de büyüme iki farklı yöntem ile hesaplanmaya çalışılıyor.

Birincisi üretim yönünden ikincisi ise harcamalar yönünden. Her iki yöntemde de tartışılacak birçok nokta var. Maalesef DİE genelde üretim ağırlıklı tahmin yapabildiği için ve harcamalarla büyümeyi doğru olarak saptayamadığı için toplumda ciddi tartışmalar yaşanabiliyor.

Örneğin "ekonomi büyüdü ama biz neden fark edemiyoruz?" tartışmasının kaynağı da işte bu.

Çünkü üretim yapılmış ama üretilen ürünler satılamadığı için "stoklanmış" yorumunu yapabiliyoruz. Bence de bizim hissetmememizin temel nedeni; üretilen malların satılamamış ve karların realize edilememiş olması olabilir.

Aksi takdirde büyüme rakamlarında ciddi bir sorun var demektir. Şimdi biz rakamların doğru olduğunu varsayalım ve yılın ikinci çeyreğindeki sonuçları değerlendirelim:

Tablo. Büyüme'nin Kaynakları: 2003

 
1.Çeyrek
2.Çeyrek
Özel Tüketim 6.5 2.5
Devlet Tüketimi -3.0 -2.9
Yatırım 9.3 5.5
İhracat 14.5 12.5
İthalat 23.9 20.2


Bu noktada büyüme konusunda gözümüze çarpan noktalar var. Önce açıklanan verilere bakalım: Yılın ikinci çeyreğinde yani Nisan-Haziran döneminde Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3.7 oranında artarken, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) yüzde 3.9 oranında artış göstermiş.

  • GSMH'nın GSYİH'dan daha yüksek olmaları ve yatırımlarda reel artışlar gözleniyor. Ama unutulmaması gereken en önemli nokta ithalattaki artış. Biz ihracat artışımız ile seviniyoruz ama ithalat artışındaki ciddi reel artışı göz ardı ediyoruz.


  • Büyümeye harcamalar yönünden bakıldığında farklı bir tablo karşımıza çıkıyor. Geçen yıl ağırlıklı olarak devlet tüketiminde artış görülürken, bu yıl devletin tüketim harcamalarının reel olarak daraldığını görüyoruz.


  • Özel tüketim harcamaları ve yatırımlarda reel artışlar gözleniyor. Ama unutulmaması gereken en önemli nokta ithalattaki artış. Biz ihracat artışımız ile seviniyoruz ama ithalat artışındaki ciddi reel artışı göz ardı ediyoruz.

  • Üretim yönünden bakıldığında büyümeyi etkileyen en önemli artış ticaretteki artıştan geliyor. Ancak tarım kesiminde işlerin pek iyi olmadığı görülüyor. 2003 yılında tarımsal üretim bir önceki yıla daha kötü. Tarım üretiminde gerileme yaşanıyor. Diğer taraftan ekonominin lokomotifi olarak değerlendirilen inşaat sektöründeki daralma devam ediyor. Yılın ilk çeyreğinde inşaat sektörü yüzde 17 oranında daralırken, ikinci çeyreğinde daralma yüzde 14.5 oranında gerçekleşmiş. Mali kuruluşlar yani bankacılık sektörü başta olmak üzere finans kurumlarının faaliyetlerinde de daralma yaşanıyor.


  • Yılın tamamı için büyüme hedefinin yüzde 5 olduğunu biliyoruz. Bu durumda yılın ilk altı ayında gerçekleşen yüzde 5.4'lük büyüme performansının düşürülmemesi gerekiyor.


  • Ancak kurun bu düzeyi düşünüldüğünde net ihracattaki daralma büyümeyi olumsuz yönde etkileyecek gibi görünüyor. Çünkü milli gelir hesaplarına ihracat pozitif, ithalat ise negatif olarak yansıyor. İthalat ile ihracat arasındaki fark ise net ihracat olarak tanımlanıyor. Aşırı değerli Türk Lirası Türk mallarının yabancı mallarla rekabetini olumsuz yönde etkiliyor.


  • Özellikle Çin başta olmak üzere Uzak Doğu ülkelerinden yapılan ithalat cazip hale geliyor. Bu da ithalatı körüklemeye devam ediyor. Dolayısıyla Aşırı değerli Türk Lirası ile istikrarlı bir büyümenin sürdürülmesi güçleşiyor demektir.


    ON GROWTH FIGURES


    Growth stands for inflation-free production increase in the economy. Needless to say, it is rather difficult to calculate the rate of economic growth. In Turkey, it is calculated in two different ways. One is in terms of production and the other is in terms of expenditure. Unfortunately, the State Statistics Institute generally makes estimations based on production and cannot pinpoint the link between expenditure and growth accurately which leads to serious debate among the public. For the second quarter of 2003, the growth rate was 2.5 for Private Consumption, 2.9 for Public Consumption, 5.5 for Investments, 12.5 for Exports and 20.2 for Imports. GNP (Gross National Product) for the same period increased by 3.7% while GDP (Gross Domestic Product) increased by 3.9%. Which means that:

  • The foreign currency and profit transfers brought to Turkey by Turkish citizens who work abroad are less than those foreigners who work in Turkey transfer abroad, which is a negative development.


  • In terms of expenditures, the most noteworthy development is the increase in imports; a fact usually disregarded.


  • In terms of production, the increase in trade appears as the most important growth factor. But things are not keel on an even when it comes to agriculture. The downsizing in the construction business continues. Financial institutions follow suit.


  • We know that the annual growth rate is 5%. Therefore we should not reduce the growth performance of 5.4% attained during the first six months of this year. On the other hand, the shrinkage in net exports is likely to have a negative impact on growth. Overvalued Turkish currency influences the competitiveness of Turkish products unfavorably, which means that with an overvalued Turkish Lira, it is difficult to sustain a stable growth.




  • # # # # # # # #