ÖMER LÜTFİ METE


KARİYER PANİĞİ VE TERİM


Bir futbolsever ve bir Galatasaray'lı olarak İtalya sonrası Fatih TERİM'i izleye izleye vardığım yargı şu: Imparator intihar ediyor. Hala vazgeçebilir ama gittiği yol ölümcül. Neden ve nasıl bu hale geldiğini bilecek kadar yakın olmadığımız için sadece sonuca bakıyoruz. Sonuç "kariyer paniği"dir. Koca TERİM şu anda ne yapıyorsa sadece kariyerinin zedelenmemesi için yapıyor görünmektedir.

Galatasaray takımı fiilen ikinci planda kalmıştır. Kariyer paniği, başarılarını putlaştıran insanların yaşadığı fırtınadır. Kişi, kendi ürettiği putun esiri durumuna gelince duygusallığı yenemez. Bu da onu gittikçe yalnızlaştırır, etrafında açık yüreklilikle fikrini söyleyip eleştiri yapabilecek insan bırakmaz. Böylece gerçekte eşsiz olan bir potansiyel hızla tükenir. Yeniden doğuş için dibe vurmaktan başka bir şok yeterli olmaz. Bugün teknik adam olarak Galatasaray'ın başında, UEFA kupasını kaldıran Fatih TERİM'in tırnağı var.

Oysa benim tanıdığım TERİM, şu anki Galatasaray kadrosundan iki gömlek daha düşük bir takıma bile çok iyi futbol oynatabilir. Bunun kanıtı da, Galatasaray'da göreve geldiği ilk sezonun başındaki görüntüdür. Hatırlanacağı gibi enkaz haline geldiği söylenen Galatasaray'ın, iki Hakan'ından başka bütün futbolcularının gönderilip yerlerine yenilerinin alınması öneriliyordu. Ama TERİM, felsefesi ve zekası ile daha Hagi gelmeden, hazırlık maçlarında takımına çok farklı bir görünüm kazandırmayı başarmış, kazma sayılan adamlarla fırtına gibi bir takımın çekirdeğini oluşturmuştu. İkinci gelişinde neden böyle bir ışık doğmadı? Halen niçin böyle bir ışık yok? İkinci gelişinde devraldığı şartların daha kötü olduğunu kabul etmemiz yeterli bir açıklama olabilir mi? Bu soruların cevabını Aykut KOCAMAN veriyor. Kimse İstanbulspor'un, geçen yılki ve bu yılki Galatasaray'dan daha iyi şartlarda olduğunu öne süremez. Ama ortada gencecik bir teknik direktörün imzasını koyabildiği İstanbulspor var da, bana göre hala dünyanın en büyük teknik direktörü olan tecrübeli Fatih TERİM'in izi Galatasaray'da yok. Peki TERİM'i böyle bir noktaya getiren ana etken "kariyer paniği"nin ilacı ne olabilir? Tek kelime ile sevgi.

Fatih TERİM artık futbolcularını sevemiyor, çünkü onun için artık kariyeri her şeyin üstünde. Konya maçından sonra bu sevgisizlik, acımasızlık ölçüsünde belgelendi. "Artık kimseye forma vermek yok. Formayı hak eden alacak." TERİM'in bu cümlesinin tercümesi aynen şöyledir: "Beyler, ne yaptıysam olmadı; bu futbolcular bitmiş, kabahat onlarda. Sakın sorunu imparatorun yeterliliğinde aramayın!" TERİM cins zekasını inkar ettirecek kadar basit bir oyun kuruyor ve böyle anlamamızı istiyor.

Açıkçası bizi kandırmaya kalkışıyor ve kendini kandırıyor. Benim gibi TERİM'e karşı, aşırı denebilecek bir sevgi besleyen kişinin bunu söylemek durumunda kalması acıdır.

En azından bana acı vermektedir. TERİM'in kendisine soracağı soru şudur: Ali, Veli, Selami, Konyaspor teknik direktörü Hüsnü, birkaç ay içinde elden geldiğince "takım oyunu" oynayabilen bir futbol topluluğunu ortaya çıkarabilirken Galatasaray daha iyi imkan ve kadrolarla neden ışık veremiyor? "Bu kadro benim sistemimi uygulamaya yetmiyor." Böyle bir cevabın TERİM kariyerinde yeri yok ki. Son olarak bir tek ayrıntıya işaret ederek "kariyer paniği" açısından simgesel bir örnek sunacağım. Pinto, hemen hemen bütün maçlarda olduğu gibi, Juventus maçında da takımını bir kişi eksik oynattı.

Bunu da sadece görüntüye bakarak değil, teknik değerlendirme ile söylüyorum. Maç içinde istatistikleri felaket: Dokuz kere topla buluştu, yedisini rakibe kaptırdı. Bulunduğu kulvarın savunması adına topsuz koşularla yapmaya çalıştığı katkı da hiçbir verimlilik üretmedi, hatta aksine karıştırıcı rol oynayarak dar alanda kademe sorunlarına ve arkadaşlarının da top kaybına sebep oldu. Böyle bir oyuncuyu 80 dakika sahada tutan bir teknik direktörün adil olduğu duygusunu koruyabilecek bir tek Türk futbolcusu bulamazsınız.

TERİM gibi gerçek bir futbol dahisinin bunu görmemesi mümkün değil. Öyleyse bu ısrarın ne anlamı olabilir? Juventus'un açık oynayacağı ve geri alanda geniş boşluklar bırakacağı varsayımı ile, eldeki tek süratli adam olan Pinto'yu kullandı. Gerçi Pinto bu misyonun gereğini şimdiye kadar hiç yerine getirememişti ama belki eğrisi doğrusuna gelebilir, bilinen özellikleri ile, kurgulandığı gibi bir gol veya asist gerçekleştirebilirdi.

O zaman TERİM, Juventus gibi bir devi, "keşfettiği yetenek" olarak görmeyi çok istediği bir futbolcuyla devirmiş, böylece kariyeri adına son iki yılın en parlak uygulamasını gerçekleştirmiş olacaktı. Oysa bu, büyük gibi görünen küçük bir hesaptı. Kariyer paniğinin en belirgin göstergesi, bütün büyüklüğüne rağmen kişiye küçük hesaplar kurdurmasıdır. Kariyer paniğinin tedavi edilmemesi bir tür intihardır.



# # # # # # # #