ALİ MİDİLLİLİ
GYİAD (Genç Yönetici ve İşadamları Derneği)
Yüksek İstişare Kurulu Üyesi
Member of GYIAD's High Board of Consultation
(Young Investors and Businessmen Association)



BAŞARININ SIRRI


İş dünyamız, değişen dünya dinamiklerinin etkisi ile son senelerde süratle yükselen bir değişim döneminden geçmektedir. Değişim yönetimi bugün üst düzey yöneticilerde önemle aranan bir değer haline gelmiştir.
Bilgi ekonomisi çağında şirketlerin entellektüel sermayeleri artık ön plana çıkmaktadır. Buradaki insan sermayesi, müşteri sermayesi ve bilgi yönetimi sermayesi şirketlerin görünmeyen bilanço değerlerini oluşturmaktadır.

Bilgi ile beslenen organizasyon yapıları giderek artmakta ve bilginin getirdiği kazanç avantajları ile katma değeri daha yüksek olan servisler ve ürünler pazarlamaktadırlar.

Bu süratli değişime paralel olarak organizasyonların yapıları da değişmektedir. Klasik bir yapı olan Piramit organizasyonlar, yerlerini daha yatay, düz ve esnek olan matriks organizasyonlara bırakmaktadır. Tabi ki bu değişim süreci içinde olan profesyonel yöneticilerin de konumları ve dolayısı ile kariyerleri etkilenmektedir.

Eski şirket yapıları parçalanıp, yerini bireysel gruplar ile ekonomik faaliyetin temelini oluşturan bilgi birimlerine bırakmaktadır. Eski ekonominin, temel ekonomik birimi kurumsal şirketti. Katı bir şekilde belirlenmiş bir çerçeve ve sistematik yapı, geçmişin ve sınırlı dahi olsa bugünün pazar ortamında işliyordu. Şirketin üzerindeki merkeziyetçi yönetim, belirgin ve parçalanamaz bir niteliğe sahipti.

Halbuki bugün internet, bilgi çalışanlarının tek başlarına birer işletme ünitesi gibi faaliyet göstermesine olanak tanımaktadır. Motive olmuş, kendi kendilerine öğrenebilen, girişimci çalışanlar yeni araçlar aracılığı ile bilgilerini ve yaratıcılıklarını uygulamaya geçirerek, yeni değerlerin oluşabilmesini sağlayabilmektedirler.

Yeni ekonomiyi bir iletişim ve bilgi ağı ekonomisi olarak değerlendirirsek, yeni ağ ile bağlanmış organizasyonel yapılar artık maliyetlerini sorgulayabilmekte, bürokratik ve idari engelleri asgariye indirebilmekte ve yataylaştırılmış yapıları ile çok daha esnek olup, daha fazla verim alınabilecek iş ortamları yaratabilmektedirler. Değişen sektör dinamikleri ve küreselleşme sürecinden Türkiye'nin etkilenmesi ile bugün tüm sektörlerde hem konsolidasyon hem de dekonsolidasyona gidilmektedir. Bunun asıl amacı ise değer yaratımını arttırmaktır.

Şirketlerin odaklanmış bulundukları değer yaratımının birkaç ayağı bulunmaktadır. Orta veya uzun vade bir strateji oluşturulduktan sonra gerek süreçler, gerek sistemler ve gerekse yapılar detaylı bir şekilde yeniden gözden geçirilmeli ve temel stratejiye uygun bir şekilde, analiz edilip, yeniden yapılandırılmalıdırlar.

Bunun temel amacı, iş ve bilgi akışlarının verimliliğini arttırmak ve iş verimliliği ile performansı ölçülebilir bir hale getirebilmektir. Artık her sektörde, her firma performansını ve verimliliğini günlük bazda ölçebilecek bir konuma gelmek zorundadır.

Bu bağlamda değişim yönetimi (transformation management) kısa dönemde etkisini derhal gösterecek; organizasyonu en optimal şekline getirecek, süreçleri ve sistemlerin verimliliğini çoğaltacak ve bunları ölçülebilir bir hale getirecek ve belkide en önemlisi olan değer yaratımına organizasyonu odaklayacaktır. Dolayısı ile dünyada kullanılan "best practice" uygulamaları bu şekilde organizasyonlara aktarılmış olacaktır.

"Sonsuz değişimin" olduğu bir ortamda profesyonel yöneticileride çok farklı bir gelecek beklemektedir. Artık uyum yeteneği olan, öğrenen ve yaratıcı olan organizasyonlardan bahsediyoruz.

Cirolar veya bilanço büyüklüğü yerine karlılık ve müşteri memnuniyetinin ön planda olduğu bir organizasyon yapısında; kontrol etmeden yönetmek, üst yönetimi unutmak, başlatan olmak, dadılık yapmamak, yetenekleri teşvik etmek, karar almada hız ve açıklık, ayrım yapmadan iş ortaklıkları oluşturmak, özgür düşünmek ve kazancın paylaşımında esnek yaklaşımlara sahip olmak gibi yaklaşımlardan bahsediyoruz.

Hiyerarşik, büyük piramit yapıların değişmek zorunda olduğu bir ortamda başarılı olabilmek, yöneticilerin kendilerini eğitmelerinin dışında, duygusal zekalarının da gelişmiş olması ile orantılı olacaktır.

Katılımcı yönetimin esasında olan motivasyon, tepe ile taban arasındaki paylaşım, güven ortamı yaratma, insanlara güven aşılama ve verim sağlama, şeffaflık, başarının paylaşımı gibi yaklaşımlar duygusal zekanın yeni yönetim metodolojilerindeki etkisini göstermektedir.

Tüm bu hassas dengeleri muhafaza ederken, yeni ekonomi ortamında rekabet etmek ve başarılı olmak için beceri, tecrübe ve liderlik gibi görünmeyen değerlerin yanısıra, geleceği algılayabilmek ve "sonsuz değişim" içinde bulunan bir iş dünyasında kişilerin kendilerini doğru yere, doğru zamanda konumlama yetenekleri de çok önemlidir.

Böyle bir konumlama yeteneği ise, tecrübe ve kişisel gelişim ile edinilen bilgileri süratle yorumlama becerisi ile yine kişilerin risk alabilme eğilimleri ile belirlenecektir. Kendine güveni olan yöneticiler doğru zamanda, doğru sektörde, doğru firmada ve doğru görevde kendilerini bulacaklardır. Diğerleri ise kariyerlerini şansa ve şansın tayin edeceği konumla yetinmek zorunda kalacaklardır.


SECRET OF SUCCESS


Change management nowadays has become an important asset for top management. Intellectual capital is a valuable tool for organizations in the information society. The structure of organizations is changing: The classical pyramidal organizations are replaced by lean and flexible matrix organizations.

Globalization leads to consolidation and deconsolidation in almost all industries. The major objective of this two-way process is to increase value creation through which information flow will improve and job efficiency and performance will be measured. Today, any organization in any industry should be able to measure performance and efficiency on a daily basis. In this respect, transformation management will bring the organization to the most optimal level possible, boost the efficiency of processes and systems and make the organization a value-oriented one. Thus, the best practices all around the world will be incorporated into the organization.

In an environment where a "never-ending change" prevails, professional managers will have completely different roles. Self-confident managers will find themselves in the right organization, in the right industry, in the right position at the right time.



# # # # # # # #