TUNCAY ÖZİLHAN
TÜSİAD (Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği)
Yönetim Kurulu Başkanı
Chairman of the Executive Board of TÜSİAD
(Turkish Industrialists and Businessmen's Association)


Ulusal İnovasyon Sistemi


Ülkemizin sıcak gündeminin dışında kalan, ancak ekonomimizin gelişmesini yakından ilgilendiren bir konu "Ulusal İnovasyon Sistemi". Tuncay ÖZİLHAN, İnovasyonun Türk sanayii açısından önemine ve Avrupa Birliği'nin Lizbon Stratejisi'nde inovasyon konusuna yapılan vurguya dikkat çekti.

Ulusal İnovasyon Sistemi başlıklı çalışmamız, yeni ekonominin iki önemli yapı taşı olan "Girişimcilik ve Yenilikçilik" konularından ikincisi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Hatırlanacağı üzere TÜSİAD, bu çalışmanın öncesinde, yine bu yılın Şubat ayında, "Girişimcilik" konusunu ele alan bir çalışma yayınlamıştı. Böylelikle bu iki önemli konuyu, birbirini tamamlayan iki ayrı rapor aracılığı ile Türk kamuoyuna sunmuş oluyoruz. İçinde bulunduğumuz olumlu ekonomik konjonktür, ileriye yönelik yapısal rekabet gücü sağlayacak politikalara eğilmemize imkan veriyor. Geçen Cuma günü, Türkiye SİAD Platformu'nun Malatya Başkanlar Kurulu toplantısında yaptığım konuşmada bu yaklaşımı "döviz kuru politikasına dayalı olmayan yeni bir ihracat stratejisi" olarak nitelemiştim.

Nitekim, hükümetin mali disiplin uygulamakta kararlılık göstermesi, IMF ile 5. "Gözden Geçirme"nin tamamlanması ve Irak savaşının beklenenden önce sona ermesi ile Türkiye ekonomisinde 2002 yılından bu yana görülen iyileşme dikkat çekici bir noktaya ulaştı. Kopenhag Kriterleri'ne uyum konusunda atılan adımlar, IMF kredilerinin geri ödeme takviminin yeniden düzenlenmesi, ABD ile yapılan 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşması ve Merkez Bankası'nın temel görevi olan fiyat istikrarının sağlanmasında gösterdiği başarı da bu olumlu ortamın gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur. Bugün Türkiye ilk defa, siyasi istikrar ortamında, bir krizden temkinli adımlarla çıkmaya çalışıyor. Bu yavaş fakat kararlı çıkışın nedeni, sağlıklı bir politikayla, büyümenin büyük ölçüde yapısal reformların etkisine bırakılmış olmasıdır. Bu olumlu süreci destekleyecek ve uzun soluklu kılacak önemli bir unsur da, üretim sürecindeki rolleri her geçen gün daha çok artan bilgi ve teknolojinin, ekonomik bir faydaya dönüştürülmesi, yani inovasyondur. Dünya pazarlarındaki rekabet üstünlüğü yarışında, dünya nimetlerinin paylaşımında belirleyici unsur, artık teknolojik inovasyondur. Sanayi toplumları enformasyon toplumuna evrilirken, yarının dünyasında söz sahibi olmak iddiasında olan Türkiye için, bugün bilim, teknoloji ve teknolojik inovasyonda yetkinleşmek, stratejik bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır.

İnovasyon yetkinliğimizin artması, AB üyeliğine hazırlanan Türkiye'nin üyelik sonrasında AB'ye uyumunun kolaylaşması açısından da büyük önem taşımaktadır. Ekonomik performans ölçütü olarak kişi başına düşen gelir düzeyi ve istihdam oranı esas alındığında, AB ölçütlerine yaklaşabilmemiz için gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha yenilikçi ve üretken olmamız gerektiği açıktır. İnovasyon sadece bizim değil, bütün dünyanın yakından ilgilendiği bir konudur. Bunun en belirgin göstergesi Avrupa Birliği'nin oluşturduğu Lizbon Stratejisi'dir.

Avrupa Birliği 2000 yılında, Lizbon'da istihdam, ekonomik reform ve toplumsal uyum konularındaki hedeflerini belirlemiştir. Bu hedeflere ulaşmak için gerekli büyümenin bilgiye dayalı, rekabetçi ve dinamik bir ekonomi olmaktan geçtiğinin altı çizilmektedir. Rekabet gücünü artırmanın yolu ise, araştırma geliştirme ve yenilikçiliği teşvik etmek, insana yatırım yapmak ve bilgiye dayalı bir ekonomik-toplumsal yapıya geçişi hızlandırmak olarak ortaya konmaktadır. Stratejinin önemle üzerinde durduğu alt başlıklardan biri yenilikçi işletmelerin, özellikle de KOBİ'lerin kurulması ve gelişmesi için elverişli bir ortam yaratılmasıdır. Strateji'de işletmelerin rekabet gücü ve dinamizminin, yatırımın, yeniliğin ve girişimciliğin önünü açan düzenleyici bir ortamın varlığı ile doğrudan bağlantılı olduğuna dikkat çekilmektedir. Yenilik ağlarındaki -şirketler ve mali piyasalar, ARGE ve mesleki eğitim kurumları, danışmanlık hizmetleri ve teknoloji piyasaları gibi-kilit ara yüzeylere de dikkat çekilen stratejide, bu ara yüzeyleri teşvik etmek için spesifik eylemlere gerek olduğu vurgulanmaktadır. Daha önce çeşitli vesilelerle irdelediğimiz Lizbon Stratejisi,

-Yenilikçi işletmelerin, özellikle de KOBİ'lerin kurulması ve gelişmesi için elverişli bir ortam yaratılması;
-Bütünleşmiş ve etkin işleyen bir piyasa mekanizması için reformlar;
-Etkin ve entegre mali piyasalar;
-Kamu maliyesinin kalitesi ve sürdürülebilirliği;
-Bilgi toplumunda yaşamak ve çalışmak için genel ve mesleki eğitim;
-Aktif bir istihdam politikası;
-Sosyal güvenliğin modernleştirilmesi;
-Toplumsal katılımın artırılması
gibi başlıklar altında derinleştirilmektedir.

Dikkat edilirse bunlar, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu reformlarla birebir örtüşen başlıklardır. Bu yüzden, AB Lizbon Stratejisi ve Avrupa iş dünyasının bu strateji çerçevesindeki yaklaşımları yakından izlenmeli, AB'nin gelişme stratejilerine uygun, ancak Türkiye'nin şartlarına ve ihtiyaçlarına göre uyarlanmış bir büyüme stratejisi hazırlanmalıdır. Bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarının oluşturulması ve uygulaması aşamalarında da, bütüncül, ekonominin diğer bütün unsurları ile uyumlu bir strateji belirlenmelidir. Teknolojik inovasyon, makro ekonomi açısından istikrarlı bir ortamı, ve diğer alanlarda tamamlayıcı reformları gerektirmektedir.

İnovasyon politikaları:

-gerekli insan kaynağını geliştiren öğretim ve eğitim politikaları;
-bürokrasiyi azaltan düzenleyici politikalar;
-küçük firmalara sermaye akışını kolaylaştıran finansman politikaları ve mali politikalar;
-enformasyonun yayınmasını azamileştiren komünikasyon politikaları;
-ve teknolojinin uluslararası bazda daha çok yayınmasını sağlayan yabancı yatırım ve ticaret politikaları ile birlikte ele alınmalıdır. Bu nedenle girişimcilik, yönetim, iş organizasyonu, finansman, pazarların açıl-ması, işçi ve işveren organizasyonları, işgücü pazarı, eğitim otoriteleri, bölgesel otoriteler ve benzeri unsurlar da söz konusu bütüncül politikanın baş aktörleri olarak görülmelidir. Bu noktada, öğretim ve eğitim politikalarının öneminin altını özellikle çizmek istiyorum. İnovasyon ve onu destekleyen bilim ve teknoloji yeteneği, merak eden; merak ettiğini hiçbir dogmaya bağlı kalmaksızın sorgulayan; üretmekte ve yeni bir şey yaratmakta iddialı bir toplum dokusu gerektirmektedir. Bu nedenle, çocuklarımıza bu kültürü aşılayabilmek için, eğitim ve öğretim sistemimizi. Ulusal İnovasyon Sistemi'nin bir parçası olarak yeniden yapılandırmak zorundayız. Eğitim ve öğretim sistemimiz, bir yandan böylesi bir kültürü aşılarken, özellikle temel eğitim döneminde, çocuklarımıza, çağımızın teknolojilerine ilişkin temel bilgi ve yetenekleri kazandırmak zorundadır. Yalnızca genç neslin değil, toplumun bütün katmanlarının, inovasyonda yetkinlik kazanmakla, ekonomik büyüme ve toplumsal refah arasındaki doğrudan ilişkinin bilincinde olması gerekir. Bu noktadaki bilinçlenme, inovasyona yönelim konusunda toplumsal bir dinamik yaratacaktır. Bu bilinci yaratmak da eğitim sistemimizin misyonudur. "Ulusal İnovasyon Sistemi" başlıklı çalışmamızın, inovasyon kavramına açıklık getirilmesi, ulusal inovasyon sistemimize etkinlik kazandırılması doğrultusundaki çalışmalara ışık tutmasını ve yeni arayışları gündeme getirmesini diliyorum.


NATIONAL INNOVATION SYSTEM


Today there is a shift from industrial societies to information societies; innovation is the process of turning ever-developing information and technologies into economic benefits. Technological innovation is the key to getting a larger share of wealth in this period of global competition. Turkey is going through a positive economic period which enables it to focus on structural policies to create a competitive edge. The strategic choice Turkey is faced with is to specialize in scientific and technological innovation in order to have a say in the world order of the future.

Increasing its innovation competency level will play a key role in Turkey's harmonization with the EU after its accession. The Lisbon Strategy of the European Union indicates that innovation is a key issue for not only Turkey but also the whole world. The Lisbon Strategy focuses on creating a positive environment for establishing and developing innovative enterprises and especially SMEs, implementing reforms for an integrated and effective market mechanism, improving the quality and sustainability of public finance, offering general and vocational training necessary to live and work in an information society, adopting an active employment policy, and modernizing the social security system. Innovation policies should go hand in hand with policies to educate and train the relevant human resources, to decrease bureaucracy, to improve communication, and to improve international trade and investments. Therefore, Turkey needs to restructure its education and training systems as part of the National Innovation System. It needs to give its children of especially primary school age the basic information and skills on modern technologies.


Türkiye'nin AB Üyeliğine Doğru
Düzenli İlerleme Raporu 2003


TÜSİAD Başkanı Tuncay ÖZİLHAN Türkiye'nin AB Üyeliğine Doğru 2003 İlerleme Raporu ile ilgili temel değerlendirmelerde bulundu.

Siyasi Kıstaslar

Son 12 ay içinde Türkiye etkileyici yasal çabalarını sürdürerek Kopenhag siyasi kıstaslarına uyum yönünde önemli bir ilerleme sağlamıştır. Bununla birlikte yargının bağımsızlığı ve işleyişinin, dernekleşme, ifade ve din özgürlüğü gibi temel hakların kullanımının genel çerçevesinin güçlendirilmesi, sivil-ordu ilişkilerinde Avrupa uygulamalarına daha da yaklaşılması, Güneydoğu'nun durumu ve kültürel haklar başta olmak üzere, bu raporda yeralan sorunlara eğilinmesi gerekmektedir. Türk vatandaşlarının Avrupa standartlarında insan hakları ve temel özgürlüklerden yararlanmasını sağlamak amacıyla tam ve etkin uygulama sağlanmalıdır.

Ayrıca Türkiye, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm getirilmesi çabaları için kararlı bir destek sağlamalıdır. Sorunun çözümsüz kalması Türkiye'nin AB'ye yönelik hedeflerinde önemli bir engel oluşturabilir.

AB Komisyonu 2004 yılı Ekim ayında Türkiye'nin siyasi kıstaslara uyumu konusunda bir rapor ve tavsiye açıklayacaktır. Bunun sonucunda, Aralık 2004 tarihinde toplanacak olan, AB Konseyi Türkiye ile üyelik müzakerelerinin açılma olasılığı konusunda karar alacaktır.

Son yıl içinde Türk hükümeti reformları hızlandırmak yönünde büyük bir kararlılık göstermiş ve etkin uygulama alanında önemli adımlar atmıştır. Düşünce ve gösteri özgürlüğü, kültürel haklar, ordu üzerinde sivil denetim gibi hassas alanlara değinen reformlar büyük bir siyasi öneme sahiptir. Katılım Ortaklığı çerçevesinde yeralan pek çok öncelik ele alınmıştır.

Kamu idaresi alanında, özellikle insan kaynakları idaresinin saydamlaştırılması reformu yolsuzlukla mücadeleyi güçlendirecektir.

Milli Güvenlik Konseyi'nin (MGK) görev, yetki ve işleyişi ile ilgili önemli reformlar sivil-ordu ilişkilerini AB uygulamalarına yakınlaştırmıştır. Ancak, MGK temsilcilerinin RTÜK ve YÖK gibi sivil kurumlarda yeralması ve askeri harcamaların onay ve denetiminde parlamento yetkisi konuları da ele alınmalıdır.

Yargı sisteminin etkinliği ve bağımsızlığı yönünde gelişmelere rağmen, hala yapılması gerekenler vardır. Devlet güvenlik mahkemelerinin, savunma hakkı ve adil yargılama alanlarında Avrupa standartlarına getirilmesi gerekmektedir.

Reform uygulamaları düzensizdir ve bazı durumlarda yasa uygulayıcısı ve yargı makamlarının getirdiği kısıtlamalar sonucunda amaçlanan hedeflere ulaşılamamaktadır. Bu nedenle hükümet bir Reform İzleme Grubu oluşturmuştur.

Türkiye Avrupa Konseyi Yolsuzluk Sözleşmesi'ni onaylamış ve bu alanda çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Bununla birlikte kamu hayatının pek çok alanında yolsuzluk sürmektedir.

Türkiye sivil ve siyasi haklara, sosyal ve ekonomik haklara yönelik Avrupa sözleşmelerini imzalamıştır. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hükümlerine uyum yönünde sorunlar sürmektedir.

İşkence ve kötü muamele ile mücadele alanında yasal sistem Avrupa standartlarına yaklaşmıştır. İşkencenin boyutları azalmış olmakla birlikte bazı davalarla ilgili raporlar endişe yaratmaktadır.

Hapishane koşullarında ve hükümlülerin haklarında iyileşmeye rağmen, avukat edinme hakkının uygulamada her zaman kullanılamadığı görülmektedir.

Yeniden yargılanma hakkı az dava için kullanılabilmiştir. DEP davasında savunma hakkına saygı konusunda endişeler sürmektedir.

Reform paketleri ifade özgürlüğü alanında önemli kısıtlamaları ortadan kaldırmış ve ceza davasında getirilen yeni hükümler sonucunda pek çok kişi serbest bırakılmıştır.

Toplanma ve gösteri hakkı alanında önemli kısıtlamalar kaldırılırken bazı gösterilerde güvenlik güçlerinin aşırı şiddet kullandığı görülmüştür.

Dernek kurma özgürlüğü alanında bazı kısıtlamaların kaldırılmasına karşın derneklerin ağır işlemlere tabi olduğu ve özellikle insan hakları derneklerine karşı davalar olduğu görülmektedir.

Parti kapatmanın zorlaştırılmasına karşın HADEP kapatılmış, DEHAP'ın ise kapatılması istemiyle dava açılmıştır.

Din özgürlüğü alanında reformlara karşın yasa uygulayıcılarının kısıtlayıcı yorumları nedeniyle, özellikle tüzel kişilik ve mal edinme, eğitim ve din adamları eğitimi alanlarında, Avrupa standartlarına göre önemli sınırlamalar sürmektedir.

Türkçe dışında dillerde radyo, televizyon yayını ve eğitimde yasakları kaldıran tedbirlere karşın uygulamada bir değişiklik görülmemektedir.

Güneydoğu'da olağanüstü hal uygulamasının kaldırılmasının ardından yerlerinden ayrılmış kişiler ve bölgenin sosyal ve ekonomik gelişimi konularına kapsamlı bir şekilde eğilmek gerekmektedir. Genel anlamda kültürel haklar konusu da ele alınmalıdır.

Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda desteğini çeşitli fırsatlarla dile getirmiştir. Kuzey Kıbrıs ile Türkiye arasında gümrük birliğinin yürürlüğe girmeyeceğini açıklamıştır.

Türkiye ile Yunanistan arasında güven arttırıcı tedbirler alınması yönünde çabalar ve Ege konusunda dışişleri bakanları arasında temaslar sürmektedir.

NATO üyesi olarak Türkiye'nin, AB üyesi olmayan NATO üyelerinin, NATO kaynaklarının kullanıldığı AB liderliğinde operasyonlara katılması ile ilgili, yöntemleri onaylaması Avrupa Savunma ve Güvenlik Politikası yönünde önemli bir engeli ortadan kaldırmıştır.

Ekonomik Kıstaslar

Ekonomik kıstaslar çerçevesinde, makroekonomik dengesizliklere rağmen Türkiye'de pazar ekonomisinin işleyişi önemli ölçüde iyileşmiştir. Makroekonomik istikrar ve yapısal reformlar yolunda atılan kararlı adımlarla Türkiye'nin AB Tek Pazarı'ndan gelen rekabetle başedebilme gücü artacaktır.

Ekonomik istikrar ve öngörülebilirlik iyileşirken, enflasyonda düşüş süreci, piyasa düzenleyici yönetmelikler ve kurumların modernleşmesi devam etmektedir. Özellikle bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumlar bu iyiye gidişte önemli rol oynamaktadır.

Piyasaların güvenini güçlendirmek ve sürdürülebilir kamu maliyesi için halihazırda uygulanan, denge ve mali disiplin odaklı ekonomik reform sürecine devam edilmelidir. İstikrarlı bir ekonomi için enflasyonun düşüş süreci sürmelidir. Bankacılık sektöründeki yeniden yapılanma yeterli düzeye ulaşmamıştır. Sektördeki ihtiyat ve gözetleme kuralları uluslararası standartlar düzeyine getirilmelidir. Kamu bankaları ve işletmelerinin özelleştirmesi hızlandırılmalı ve piyasaların işleyişindeki devlet denetiminin kaldırılması tamamlanmalıdır. Ekonominin büyüme potansiyelinin ve rekabet gücünün arttırılması için özel sektör ve kamu sektörü tarafından verimli yatırımlar yapılmalı ve eğitime daha fazla önem verilmelidir. Yabancı sermaye girişinin önündeki teknik engeller kaldırılmalıdır.

AB Müktesebatına Uyum

AB müktesebatına uyumda, birçok alanda ilerleme sağlanmıştır. Ancak henüz bu uyum bir çok müzakere başlığı için başlangıç düzeyindedir. En fazla ilerlemenin sağlandığı alan olan gümrük birliği konusunda da Türkiye henüz tüm yükümlülüklerine yerine getirmemektedir. Türkiye, Ulusal Programı çerçevesinde tüm AB müktesebatına uyum çalışmaları tutarlı bir şekilde yürütmelidir. Benimsenen yeni yasalar Türkiye'yi AB müktesebatına uyumdan uzaklaştırmamalıdır.

AB Komisyonu AB müktesebatına uyum yönünde yapılan yeni yasal düzenlemeleri değerlendirirken, başlıca şu eksikliklere dikkat çekiyor :

» Gümrük Birliği alanında özellikle gümrüklerde denetim, taklit ve korsan ürünler, kültürel ürünler, serbest bölgelerde gümrük provizyonlarının uygulanması konuları öncelikli olarak ele alınmalıdır. İdari kapasite iyileşmiştir ancak kurumlar arası işbirliği güçlendirilmelidir;
» Tek pazarda malların serbest dolaşımı çerçevesinde Türkiye özellikle sektöre özel yasamalar yaparak ilerleme kaydetmiştir. Bununla birlikte sanayi ve işlenmiş gıda ürünlerinde, gıda güvenliği dahil olmak üzere, ürün güvenliği ve ürünün teknik özellikleri konusunda yeni ve eski yaklaşım yasalarının benimsenmesi ve uygulanması konusunda uyum için çaba göstermelidir;
» Uyumluluk değerlendirmesi ve pazar gözetim/izleme mekanizmaları ve kurumları konularında sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Yasal ölçüm sisteminin güçlendirilmesi gerekmektedir;
» Malların serbest dolaşımı çerçevesinde önemli teknik engellerin kaldırılması için çalışılmalıdır;
» Yeni kamu alımları yasasında yapılan değişiklikler sonucunda AB müktesebatına uyumda geri adım atılmıştır;
» Türkiye, 31 Aralık 2000 tarihli Gümrük Birliği Kararı'ndan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve müktesebatın doğru bir şekilde uygulanması için çok çaba harcamalıdır;
» Kişilerin serbest dolaşımı konusunda yabancıların Türkiye'deki çalışma izinleriyle ilgili bazı ilerlemeler kaydedilmekle beraber müktesebata uyum çok sınırlıdır;
» Hizmetlerin serbest dolaşımı konusunda bankacılık sektörü, yatırım hizmetleri ve menkul kıymetler piyasası hizmetlerinde ilerleme kaydedilmiştir. Ancak sigorta sektöründe yasaların uyumu ve idari kapasitenin güçlendirilmesi gerekmektedir;
» Verilerin korunması konusunda yasama çalışmaları sürdürülmelidir;
» Sermayenin serbest dolaşımı konusunda müktesebata uyumda ilerlenmiştir ancak daha fazla çalışma gereklidir;
» Fikri mülkiyet hakları dahil şirketler hukuku alanında müktesebata uyum sınırlıdır. Korsan yayın ve taklitçilikle mücadele yasalarının benimsenmesi ve uygulanması gerekmektedir;
» Rekabet politikası alanında devlet yardımları konusunda AB müktesebatına uyum çalışmalarına daha fazla önem verilmelidir ve bağımsız bir devlet yardımları kurulu oluşturulmalıdır;
» Tarım alanında idari kapasiteyi arttırma, denetim sistemlerini iyileştirme, gıda işleme fabrikalarını modernleştirme çalışmaları yapılmalıdır. Kırsal alanları kalkındırma stratejisi belirlenmeli ve uygulanmalıdır;
» Ortak Balıkçılık Politikası konusunda özellikle temel yasaların uyumuna ve kurumsal reformlara önem verilmelidir;
» Ulaştırma politikasında deniz ulaşımı güvenliği ve karayolu ile tren yolu ulaşımı alanlarında AB müktesebatını uygulamak için yasal çalışma yapılmalıdır;
» Yasama ve idari kapasite açısından vergi alanında sınırlı ilerleme gözlenmiştir. KDV alanında özellikle düşük KDV oranı uygulamalarında müktesebata uyum için çalışılmalıdır. ÖTV de ise büyük ölçüde uyum sağlanmıştır ancak tekel ürünlerine uygulanan asgari miktarlar AB'deki asgari miktardan azdır;
» İstatistik alanında AB müktesebatına uyum çalışmaları başlamıştır. Halihazırdaki yasaların, bilginin güvenilirliği ve tarafsızlığı, istatistiklerin saydamlığı ve kişisel verilerin gizliliği gibi konularda müktesebata uyumunun sağlanması gerekmektedir;
» Sosyal politikalar alanında ilerleme sağlanmıştır. Ancak özellikle sosyal diyalog ve sağlık ve güvenlik konularında çalışmalara devam edilmesi gerekmektedir;
» Elektrik ve gaz sektörlerinde önemli ilerleme sağlanmıştır. AB müktesebatına uyum süreci başlamıştır ancak daha fazla çaba gerekmektedir;
» Telekomünikasyon başlığında özellikle veri koruması, hat kiralanması ve evrensel hizmetler alanlarında müktesebata uyum halen yetersizdir;
» Posta hizmetleri piyasasının serbestleştirilebilmesi için önemli derecede çaba gerekmektedir;
» Bölgesel politikalarda alanında biraz ilerleme kaydedilmiştir. Ancak halen merkezi ve bölgesel düzeyde müktesebatın uygulanması için çaba harcanmalıdır. Bölgesel politikaları yürütecek kurumlar oluşturulmalı ve gerekli insan kaynağı ve mali destekle donatılmalıdır;
» Çevre alanında müktesebata uyum sınırlıdır. Tüm çevre politikaları için yasama ve uygulama alanlarında daha çok çalışılmalıdır;
» Tüketici hakları ve sağlığı politikasında ilerleme sağlanmıştır. Ancak etkin bir güvenlik gözleme/izleme rejimi oluşturulmalıdır;
» Adalet ve içişleri alanında özellikle yasadışı göç ve organize suç konularında önemli ilerleme sağlanmıştır. Türkiye'nin yasal ve kurumsal çerçevesini AB ile uyumlu hale getirmek için çaba harcaması gerekmektedir. Ayrıca Türkiye AB ile "yeniden kabul" anlaşması için müzakerelere başlamalıdır;
» Genelleştirilmiş Tercihli Sistem'in benimsenmesi süreci devam etmelidir;
» Dış ilişkiler çerçevesinde AB'nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerle, Türkiye'de ikili anlaşmalar imzalamaya çalışmalıdır;
» Ortak Dış ve Güvenlik Politikaları alanında Türkiye büyük ölçüde kendine AB taraflarında konuşlandırmaya başlamıştır. Bu bağlamda Türkiye ulusal politikalarının ve uygulamalarının AB ortak pozisyonuyla uyumlu olmasını, tüm kısıtlayıcı önlem ve yaptırımların uygulanmasını sağlamalıdır;
» Kamu Maliyesi Yönetimi ve Mali Denetim yasasının benimsenmesinin gecikmesi nedeniyle mali denetim alanında ilerleme sınırlı olmuştur. Türkiye bütçe saydamlığı ilkesi, muhasebe standartları, yeni bütçe kod yapısının uygulanması çalışmalarına ağırlık vermelidir;
» Müktesebatın uyarlanması ve etkili uygulanmasını sağlamak amacıyla çeşitli alanlarda idari kapasite güçlendirilmelidir. Devlet yardımları, bölgesel kalkınma gibi bazı alanlarda idari reformlar yeni kurumların oluşturulmasını gerektirmektedir. Kurumsal idarenin varolduğu diğer alanlarda ise bu kurumların bağımsızlığının güvence altına alınmasının yanı sıra, ihtiyacı olan personel ve mali destek sağlanmalıdır.


REGULAR PROGRESS REPORT TOWARDS
TURKEY'S MEMBERSHIP TO THE EU 2003


Within the last 12 months, Turkey has noted significant progress on the way of complying with the Community Acquis. However, most of this progress has taken place on the legislative amendments side where there is still room for improvement in the practical realm in addition to some other fundamental problematic areas such as the civil-military relations, the Cyprus issue, etc. Some examples to the areas where more progress is required are as follows: More transparency is needed in the area of public administration. The state security courts' standards need to be improved in line with the European standards. Corruption and bribery need to be eliminated from public administration. Although the number of allegations of torture have dropped tremendously, these must be entirely nullified. There must be more examples of the practice of the right to re-trial an actual examples of the right to broadcast in languages other than Turkish. Legislative work should continue in the area of protection of data. Compliance with the EU standards must be increased in terms of intellectual property rights. Agricultural administrative capacity must be enhanced while improving the agricultural inspection system. Legislative work is needed in the area of transportation with special emphasis on marine transportation safety. Efforts are needed to privatize the postal system. There is still room for considerable improvement in terms of both legislation and practice in the area of environmental issues...

# # # # # # # #