AYŞEN LAÇİNEL - GENÇ DÜŞÜNCE



PERAKENDECİLİK GELECEĞİN
YÜKSELEN DEĞERİ Mİ?


Her birimiz bir yerlerden bir şeyler alıyoruz. Bazen ihtiyaçtan bazen zevkimize hitap ettiğinden bir şeylere para veriyor, ya bir hizmet ya bir nesne alıyoruz. Aldığımız her ne ise hizmet de olsa nesne de olsa ÜRÜN'dür. Aldığımız üründen memnunsak alışkanlıklarımız arasına giriyor ve bazen markası ile o ürünü istiyoruz, almaya devam ediyoruz.

Yani adı üstünde bir ALIŞ-VERİŞ yapıyoruz. Verdiğimiz PARA'nın aldığımız ÜRÜN'e değer olmasını istiyoruz. Perakendecilikte önemli olan, müşterimizin ihtiyaçlarını anlamak, farklı değer yaratacak ürünler geliştirmek, müşterilerimizin talebine cevap verecek ve fark yaratacak ürünleri keyifli, rahat ortamda müşteriye sunabilmek, müşteriyi memnun edebilmek.

Pazarlamada müşteriyi ilgilendiren dört temel unsuru iyi planlamak lazım. Müşterinin istediği ürünü, doğru fiyatlandırarak doğru iletişimle dağıtımını yaparak ulaşılabilirliğini sağlamak önemli.

ÜRÜNÜ ÜRETİCİDEN TÜKETİCİYE bazen arada toptancılarla bazen toptancılar olmaksızın ULAŞTIRAN KANAL PERAKENDE'dir. Perakendeciler, ürün çeşidini, büyük ambalajları küçültmeyi, stok tutmayı, müşteri beklentilerini karşılayacak hizmetleri sağlarlar.

TÜRKİYE'DE PERAKENDECİLİK, 1950'lerde dağınık ve düzensiz pazarlama faaliyetleri ile kendini göstermiştir. Devletin öncülüğündeki zincir mağazacılık girişimi ile perakendede hafızalarımıza bildik örnekler gelmektedir: Sümerbank, Migros, Gima gibi. İstanbul Belediyesi'nin fiyat kontrolünü kurmak niyetiyle varolan Migros, Devlet girişimi ile açılan Gima, Devlet girişimi ile atılan perakendecilik adımlarına örneklerdir. 1960-80'li yıllarda belediyelerin self servis mağaza girişimleri olmuştur. Tanzim Satış İşletmeleri, halka ucuz et ve kömür satmak amacıyla İzmir'de, Tansa adıyla Mezbaha bünyesinde kurulmuş, Tanzim Satışlar Müdürlüğü çatısı altında ilk mağaza Konak'ta açılarak Tansaş'lar kurulmuştur. 2000 yılında hisselerinin büyük çoğunluğunun Doğuş Holding'e geçmesi ile Tansaş hızlı büyüme dönemine girmiştir. Tansaş, bu dönemde İzmir merkezden Türkiye geneline yayılmaya başlayarak hızlı büyüme dönemine girmiştir. 2001-2002 Rehabilitasyon Döneminden sonra Tansaş, 2002 yılından itibaren yeniden yapılanma ve odaklanma ile 16 Mart 2002'de vizyon, misyon ve stratejisini net bir şekilde tanımlayarak Ege, Marmara, İç Anadolu'da yeralan toplam 189 mağazası, 4000 personeli ile süpermarket formatında 'en iyi olmak' hedefini uygulamaktadır. 1960-80'li yıllarda küçük, bağımsız aile girişimleri de dikkat çekmektedir. Beymen, Vakko, İGS gibi. 1980-90'lı yıllarda ekonomik liberalleşmeyle özel sektörün ilgisini perakendeciliğin çektiği gözlemlenmiştir. Çağdaş mağazacılık formatları, örnek alışveriş merkezleri, çok uluslu perakendecilerin sektöre girişleri, Metro, Carrefour, Toys'R Us dikkat çekmektedir. Wal-Mart, dağıtım ve bilgi teknolojisi ile farklı bir sistem getirmiş ve rekabet üstünlüğü sağlamıştır.

Önce stratejisini belirlemiş, müşterisinin kim olduğunu netleştirmiş, müşterisine nerede en kolay ulaşabileceğini görmüş, durum analizini yaparak belirlemiş olduğu, 'Her gün düşük fiyat' stratejisinin uygulanmasının üreticilerin mağazalardan uzakta olmaları nedeni ile zor olduğunu fark etmiştir.

Wal-Mart Mağazalarının, küçük orta boy şehirlerdeki tüketicileri hedeflemesi sebebi ile mağazalar kırsal alanlara açılmıştır. Ancak toptancılar ve üreticiler şehirlerde organize olmuşlardır. Bu da dağıtım ve lojistikte yüksek maliyete neden olmuştur.

Çözüm olarak kendi dağıtım merkezlerini kuran Wal-Mart, mağazalarını, onlara hizmet verecek dağıtım şirketlerini kurduktan sonra açma kararını uygulamıştır. Her merkez 250-500 km yarıçap içerisinde 175 mağazaya dağıtım yapacak şekildedir.

Sonuç olarak Wal-Mart, 'Çapraz Depolama' ve 'Elektronik Data Değişim' gibi iki yaratıcı lojistik teknik kullanarak dağıtım masraflarını azaltmış ve rakiplerine % 1.5 rekabet üstünlüğü sağlamıştır. Yılda yaklaşık 750.000.000 Dolarlık bir tasarruf.

Strateji, görülüyor ki her şey. Bazen tek bir strateji, bazense amaca yönelik birkaç strateji belirlemek gerekebilir.

PERAKENDECİLİKTE BAŞARI İÇİN EN ÖNEMLİ SORU; MÜŞTERİM KİM?'dir.

Sonrasında da müşterim bana en kolay en kısa mesafede nerede ulaşır sorusunun düşünülmesidir. Yer Seçimi stratejinin önemli unsuru olarak kendini göstermektedir. Yer seçimi kararında, sektör, müşterimiz ve rakipler düşünülmelidir.

Esas amaç müşteri memnuniyeti yaratmak, müşterimizin bize güvenmesini, komşularına tavsiye etmesini sağlamak ve verdiği paranın değeri olan ürünü aldığını bilme rahatlığını hissettirmek, zaman içinde olabilecek sorularına çözüm getirmek amacıyla muhatap olabilme sistemini kurmaktır. Hızlı bir sektörel ufuk turunun sonunda görülen o ki PERAKENDE GELECEĞİN YÜKSELEN DEĞERİ olacak.

Zor, sürekli değişen dinamik, yaratıcılığınızı kullanabileceğiniz bir sektör. Dileğim, Avrupa'daki tek ve biricik demokrasi ile yönetilen Müslüman ülke olan Türkiye'nin tüm tehditlere, bombalara ve entrikalarla dolu yakın düşmanlara meydan okuyarak gelişim hızına devam etmesidir. İstanbul'daki Sinagog bombalamasının ardından 20 Kasım'da Levent'teki HSBC Bankası Genel Müdürlüğü'nün ve Taksim'deki İngiltere Konsolosluğu'nun bombalanması hangi ideolojiyi, hangi maksadı anlatabilir ki?

Durum net. Hainler, katiller masum insanları öldürmüştür. Kimlerin bu işi yaptığından çok kimlerin yaptırdığı üzerinde durulacak ve mutlaka yapanlar bunun hesabını verecektir. Türkiye ekonomisinin istikrarsız olmasını isteyenler, yabancı sermayenin Türkiye girişine engel olmakla nemalanacaklarını, ekmeklerine yağ sürmeye devam edeceklerini sanmasınlar.

Kurtuluş Savaşı'nı da böyle hain oyunlarla başlatan bir milletin fertleri var karşılarında. Ne çabuk unuttular!

Ey Düşmanlar, Ey Dost Görünüp Kuyu-muzu Kazanlar, SON GÜLEN İYİ GÜLER.

Türkiye'min yolu açık.

Ne mutlu bana!






# # # # # # # #