DOÇ. DR. SADİ UZUNOĞLU
EKONOMİK FORUM

EKONOMİST


Yeni Yıl ve Türkiye Ekonomisi


Türkiye ekonomisi 2003 yılını politik istikrarın yaşattığı umut ortamında geride bırakıyor. Enflasyon ve faiz oranlarındaki düşüş ile kurda yakalanan istikrar kamunun mali yükünü biraz olsun rahatlatabildi. Faiz giderlerinde ciddi bir tasarruf ortaya çıkmış görünüyor. Hem de kamu kesiminde ciddi bir harcama kısıntısının olmadığı bir ortamda...

Bundan sonra iki temel başlık altında toparlayabileceğimiz riskler ekonominin geleceğinde etkili olacak gibi görünüyor. Birincisi; ekonomik büyümede yaşanacak sıkıntılar, kamu harcamalarında popülist eğilim ve politik risk. İkincisi ise ekonomik istikrarı kalıcı biçimde etkileyecek olan dezenflasyon, jeopolitik ve Avrupa Birliği ile ilişkiler_ Ekonominin 2002 yılında yüzde 6.7 büyüdüğü ve 2003 yılında da yüzde 5.5 gibi bir oranda büyüceğine ilişkin işaretler artmış görünüyor. Ancak ekonomik büyümenin kaynaklarına bakıldığında harcamaların etkin olduğu ortaya çıkıyor.

Ancak iç talepteki yetersizlik bu harcama eğiliminin çok güçlü olmadığının bir göstergesi. Sonuçta iki yıl üst üste büyüyen bir ekonomide hala iç talep sıkıntısından bahsetmek pek mümkün olmasa gerek. Ancak piyasalardaki gerçek başka. Kapasite kullanımı, sanayi üretimi gibi göstergeler üretimde hareketin olduğunu gösteriyor. Ancak ihracatın bunun üzerindeki etkisini unutmamamız gerekiyor. Diğer taraftan stoklardaki artış iç talebin yetersizliğini bir anlamda kanıtlıyor. Kısaca ekonomi büyüyor ama ihracat ile stoklarla. İç talep beklenildiği gibi güçlü değil. Çünkü artık kamuoyu daha bilinçli bir tüketim alışkanlığına maalesef reel gelirleri daralınca alışabildi...

Önümüzdeki yıl yani 2004 yılında da büyüme hedefi yüzde 5 olarak belirlendi. Büyümenin gerçekleştirilmesinde zorluklar yaşanacağı açık. Düşen enflasyon ortamında iş dünyası karlarının daraldığını görüyor. Düşük tutulan kur ile ihracatçı ve turizmci ya zarar yazıp öz kaynaklarından veriyor ya da çok küçük bir kar marjı ile çalışıyor. Ekonomide kalıcı istikrarı ve istihdam artışını sağlayacak olan yatırımlar ise oldukça daralmış durumda. Bu önümüzdeki dönemde kamu kesimi gelirlerini etkileyecek en önemli faktörlerden bir tanesi_ Yalnızca faizlerdeki düşüşün etkisi ile kamu kesimi dengeleri sağlıklı gibi görünüyor.

Ancak enflasyon düştükçe daralan kamu gelirleri, Nisan ayındaki yerel seçimler, kamunun reel faiz yükünün hala yüksek olması ve özelleştirme başta olmak üzere yapısal reformlar konusundaki "isteksiz adımlar" kamu kesimindeki dengelerin kalıcı biçimde olmasını zorlaştırıyor. Gelelim jeopolitik ve AB ilişkilerine. Mart ayından sonra ABD ve IMF ilişkilerinde yaşanan olumlu havanın finansmana da yansıdığı biliyoruz. Gerçi ilk Irak'a asker gönderme konusunda ABD ile 25-30 milyar dolarları konuşurken şimdi 8.5 milyar dolar (siyasi koşulu konusunda ciddi şüphelerin olduğu da artık açık) gündeme geldiyse de IMF'nin borçları erteleme konusunda attığı adımlar Türkiye'nin bölgedeki konumu ile ilgili. Türkiye bir taraftan Müslüman ülkeler ile arasındaki ilişkileri dengelemeye çalışırken, bir taraftan da AB ile ciddi bir yakınlaşma içinde ve bu yakınlaşma da şimdilik ABD'yi pek rahatsız etmemiş görünüyor. Hatta tam tersi ABD desteği ile AB ilişkileri sürdürülüyor. Zor bir denge olduğu açık. Bir de Kıbrıs konusu var Mayıs ayına kadar çözülmesi gereken...

Evet, riskler gittikçe artacak. Enflasyonsuz yaşamamaya hatta dezenflasyon ile hiç tanışmamış olan ülkemizde işler artık eskisi gibi devam etmeyecek. İzleyerek göreceğiz_ Son günlerde art arda yaşanan terör olayları gölgesinde 2003 yılını geride bırakıyoruz. Bundan sonra ekonomide yaşanacak risklere terör riskini de dahil etmemiz gerekecek. Gerçek bu...

Tablo: Türkiye Ekonomisinde Seçilmiş Göstergeler (2003 yılı tahmin)

  2001 2002 2003
GSYİH (Milyar $) 148.2 5 181.0 242.
Kişi Başına Gelir ($) 2.189 2.635 3.530
Büyüme (%) -9.4 6.7 5.5
İşsizlik (%) 8.5 10.6 10.0
TÜFE ( %,Ortalama) 53.5 47.2 25.7
TÜFE (%,Yılsonu) 68.5 29.7 19.4
TEFE (%,Ortalama) 60.4 52.1 26.6
TEFE (%,Yılsonu) 88.6 27.7 17.0
   
Bütçe Dengesi / GSYİH (%) -15.9 -14.3 -11.6
Faiz Dışı Fazla (% pay) 7.1 4.0 5.5
İç Borç / GSYİH 69.2 54.8 50.0
İhracat (Milyar $) 35.3 35.1 44.6
İthalat (Milyar $) 39.7 48.5 65.5
Cari Açık (Milyar $) 3.4 -1.0 -8.5
Dış Borç (Milyar $) 113.8 131.2 141.8


Not: 2003 yılı sonu kuru 1.475.000 TL olacağı varsayılarak hesaplamalar yapıldı.


NEW YEAR AND THE TURKISH ECONOMY


The Turkish economy is ending the year 2003 in an environment of hope created by political stability. The decrease in the inflation and interest rates, as well as the stability of exchange rates have somewhat lessened the public fiscal burden. Two types of risks will influence the economic future: First, there are problems with economic growth, populist approaches to public spending and political risks. Second, there are issues about disinflation, geopolitical problems and EU relations. The economy grew by 6.7% in 2002; some signs indicate that it will have grown by 5.5% by the end of 2003. However, spending seems to be the main source of economic growth. Indicators such as capacity utilization and industrial production show that there is some activity in the production sector. On the other hand, one should keep in mind the impact of exports. The increase in stocks proves the insufficiency of internal demand; in other words, the economy is growing through exports and stocks. There is quite a decrease in investments which ensure permanent economic stability and increase in employment; this is one of the most important factors which will affect public revenues. There are a number of factors that make it difficult to sustain the balances in the public sector. Public revenues decrease as the inflation rate decreases. Local elections will be held in April. The real interest burden of the public sector is still high. There are "unwilling steps" about structural reforms and especially privatization. The positive relations with the USA and IMF have had an impact on the finance world. Turkey is trying to balance its relations with Muslim countries on the one hand; it is growing significantly close to the EU on the other hand. It also needs to solve the Cyprus issue by May. In short, the risks will continue to increase in the future; from now on, the risk of terrorism also needs to be taken into consideration.



# # # # # # # #