KEMAL KÖPRÜLÜ - SİYASİ VİZYON
ARI HAREKETİ Genel Koordinatörü
ARI MOVEMENT General Coordinator



Katılımcı Demokrasi ve Toplumsal Hareketler


Bugünün dünyasında demokrasi insanlığın büyük bir bölümü için hala ancak tahayyül edebilecekleri bir hayal ne yazık ki. Antik Yunan'daki deneyimleri saymazsak modern anlamdaki demokrasinin 200 yıla yaklaşan tarihindeki gelişmeler insanlığın daha özgür, daha barışçı ve daha büyük bir refah içinde yaşamasını sağlamış; ancak bu gelişmeler dünya coğrafyasının çok küçük bir parçasında gerçekleşmiştir. Demokrasi toplumların çoğunluğu için hala ulaşılması gereken bir ideal, yapılması gereken en büyük devrimdir. Başka bir deyişle demokrasi, insanlığın kat ettiği uzun ve zahmetli yolda belki de varılamayan tek duraktır. Dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu hala en basit demokratik prensip olan yöneticilerini seçme hakkına bile sahip değildir. Öte yandan son yıllardaki gelişmeler de demokrasinin kurumsallaştığı, liberal demokrasinin tüm boyutlarıyla uygulanıldığına inanılan toplumlarda yoğun bir demokrasi tartışması yaratmaktadır

1990'lı yıllara dünya demir perdenin yıkılması ve liberal demokrasinin kesin zaferiyle girmiştir ama kısa sürede ortaya çıkmıştır ki demokrasinin gelişmiş olduğuna inanılan toplumlarda politikaya karşı bir tatminsizlik yaşanmaya başlamıştır. Liberal demokrasi hala dünyadaki büyük çoğunluğun ancak hayal edebildiği bir sistem olsa da gelişmiş olduğuna inanılan batı demokrasilerinin de aslında dışarıdan göründüğü gibi olmadığı anlaşılmıştır. Demokrasi daha fazla özgürlük, daha fazla refah ve daha fazla mutluluk vaat ediyordu ama insanlık geldiği noktada bundan çok uzakta olduğuna inanmaktadır. Bu da modern politikanın en temel kavramı olan demokrasinin de büyük sıkıntılar içine girmesine neden olmaktadır. Genel inanca göre demokrasi insanların günlük yaşamından uzaklaşmakta ve kendi içinde kendine has kurallarıyla kendi için varolan bir kavram-oyun haline dönüşmekteydi.

Demokrasi tartışmaları çok büyük önem taşımaktadır; çünkü demokrasi her şeyin ötesinde insanların yaşamını doğrudan etkilemektedir. İnsanlık hala daha iyi bir dünyanın peşindedir ve demokrasi bunu sağlayacak en önemli unsurdur hiç kuşkusuz. İnsanlığın geleceği için demokrasinin bir grup elit ve profesyonel tarafından yürütülen politik bir oyun olmaktan öte gerçekten uygulandığı bir toplum ve dünya arzulanmaktadır.

Bu arzunun yaşama geçirilmesi amacıyla demokrasi içinde yapılan açılımların başında katılımcı demokrasi gelmektedir. Katılımcı demokrasi insanların daha özgür olması, kendi yaşamları üstünde daha fazla inisiyatif alması, bir başka deyişle kendi hayatlarını kendilerinin yönetmesi-self governance- ilkelerini amaçlayan ve demokrasiyi yeni toplum-yeni insan ve yeni dünya sistemine daha uygun olacak şekilde sivil toplum kuruluşları, 'think-tank'ler, enstitüler, toplumsal hareketler gibi çeşitli kurumsal araçlarla dönüştürmeyi hedefleyen yeni bir paradigmadır.

Toplumsal Hareket

En basit tanımlamayla bir grup insanın ortak amaç etrafında uzun veya kısa bir zaman dilimi içinde bir araya gelmesi; ortak bir kimlik ve ortak bir aksiyon yaratmasıyla oluşan toplumsal hareketler özellikle 19.yüzyılın sonlarından, başka bir deyişle demokrasinin kurumsallaşmaya başladığı bir dönemden itibaren politikayı ve demokrasiyi yoğun olarak etkilemiş; özellikle feminist, işçi ve gençlik hareketlerinde olduğu gibi bireylerin ve sivil toplumun özgürlük alanını iktidar karşısında genişletmiş ve bireyin haklarının korunması için gerektiğinde iktidarla yoğun bir mücadele içine girmiştir.

Toplumsal hareketler bireyin-sivil toplumun özgürlük ve demokrasi mücadelesine yaptıkları katkıların yanında demokrasinin en basit ve en temel unsuru olan katılımın da artmasını sağlamıştır. Toplumsal hareketler toplumsal duyarlılığı ve toplumsal deneyimi devamlı bir hale getirerek katılımcı demokrasinin yerleşmesi adına büyük işlevler yüklenmişlerdir.

Demokrasinin hala bir hayal olduğu, uygulandığı toplumlar da ciddi sıkıntılar yaşadığı bir dünyada toplumsal hareketlerin önemi daha da artmaktadır. Her ne kadar artık feminist, işçi veya gençlik hareketleri gibi çok büyük kitleleri harekete geçiren toplumsal hareketler çok-parçalı-kimlikli bir toplum yapısında görülmeseler de alt-kültür ve politik gruplarının toplumsal ve politik alanda seslerini duyurmalarında ve katılımın daha geniş toplumsal kesimlere yayılmasında önemli roller üstlenmektedirler.

Bir toplumsal hareket olma aşamasındaki ARI Hareketi'nin vizyonu ve temel amacı temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçiş sürecinde bilgi üreterek fikirsel değişimin sağlanmasına; yeni kurumsal mekanizmaların tasarlanması ve yaygınlaşmasına Türkiye'de ve dünyada katkıda bulunmaktır. ARI Hareketi hem bir paradigma değişikliğinin hem de bu paradigma değişikliğinin kurumlarının tasarımlarını yapmaktadır.

Katılımcı demokrasi ARI Hareketi bünyesinde yapılan tüm çalışmaların nihai amacıdır. Dünyadaki değişim her şeyin ötesinde toplumun ve siyasetin birçok kurumunu geçersiz ve etkisiz kılmaktadır. Eski kurumlar ve kavramlar yeni oluşan birey ve toplum yapısının ihtiyaçlarına ve yeni değerlerine cevap verememektedir. Özellikle temsili demokrasi etkisini yitirmekte; insanların politikaya ve politik kurumlara olan inancı kaybolmaktadır. Çok parçalı toplum yapısı ve karar alma süreçleri merkezden yerel yönetimlere doğru kaymaktadır. ARI Hareketi'nin amaçlarından biri yeni açılımlarla yeni toplumun beklentilerine cevap verecek bir toplumsal hareket yaratmaktır. ARI Hareketi bir toplumsal hareket olarak "Yeni Toplumsal Anlayış" adını verdiği büyük bir toplumsal-politik projeyi yaşama geçirerek büyük bir dönüşüm gerçekleştirmek amacındadır.

Temsili demokrasinin bir ileri boyutu mu yoksa ona karşı farklı bir alternatif mi olduğu yoğun olarak tartışılan katılımcı demokrasi her şeyin ötesinde demokrasi siyaset, sivil toplum ve halk kitlelerinin oluşturduğu sorumluluk paylaşım alanı üstünde işlevsellik kazanabilecek yeni bir modeli öngörmektedir. ARI Hareketi başta gençlik olmak üzere tüm toplum kesimlerinin katılımcı olduğu bu modeli yaratmak; her şekildeki katılımcılığı bir yaşam tarzı haline getirmek amacındadır. ARI Hareketi toplumsal hareketlerin ve her türlü yerel inisiyatifin bunu gerçekleştirme yolundaki en önemli araçlar olduğuna inanmaktadır.

ARI Hareketi katılımcı demokrasi aracılığıyla kuvvetli bir sivil toplum anlayışının hakim olduğu; katılım, tartışma ve uzlaşma kültürünün yerleştiği; bireysel duyarlılıktan toplumsal duyarlılığa geçişin yaşandığı ve yeni toplum liderliklerinin ortaya çıktığı yeni bir toplumsal anlayışı yerleştirmek arzusundadır.


PARTICIPATORY DEMOCRACY AND SOCIAL MOVEMENTS


In today's world, democracy is still an ideal to be attained and the greatest revolution to be achieved for most of societies. The collapse of the Iron Curtain and the resounding victory of liberal democracy marked the beginning of the 1990s, but recent developments have led to very intense discussions on democracy even in societies that are believed to have a fully institutionalized and liberalized democracy. According to the general sentiment, democracy is isolating itself further from people's daily lives and transforming into a concept-game for and within itself.

The discussions on democracy are doubtlessly very important since democracy is the leading factor in the fulfillment of the ideal of a better world. In order for the realization of this ideal, one of the leading alternatives within a democracy is the creation of participatory democracy. Participatory democracy is a new paradigm enabling people to be freer, to take more initiative and to self-govern; it further aims to transform democracy in line with the new-society- new human and new world system by various institutional instruments like NGOs, think tanks, institutes and social movements. Social movements, in this regard, have not only contributed to the struggle of the individual and the civil society for democracy, but have also led to a boost in participation, which is the simplest and most fundamental element of democracy. They assume important roles in raising the voices of subcultures and political groups in the social and political realm and in widening the basis of societal participation.

The changes in the world render a lot of social and political bodies null and void. These are those which fall short of addressing the emerging values and needs of the new individual and the society. Particularly representative democracy is loosing power. The vision and principle aim of the ARI Movement, which is in the process of becoming a social movement, is to produce information in the process of transition from representative democracy to participatory democracy. In this respect, the ARI Movement aims to materialize a grand socio-political project called the New Social Understanding, in which, thanks to participatory democracy, a robust understanding of civil society prevails, a culture of participation, negotiation and consensus pervades, the transition from individual sensitivity to social/societal sensitivity is completed and new social leaderships emerge.



# # # # # # # #