BİLGİN GÖKBERK - SPORVİZYON
YAZAR


Teröristus:1 - Juventus:0


Taaa Alman Lisesi'nden beri bir "mein freund" sevgili Murat (Bekdik)... Bir "alo"su yetti de arttı bile bu sayfada bugün olmam için. "Merhabam" 28 Kasım'daki Milliyet'teki köşemden "Köyün Delisi"nden ve de Roma'dan olsun. "Sonra"sı olursa eğer, ona da sonra bakarız...

Bölücübaşının Roma'da olduğu "dün"lerdi. Benim de Via Sicilia 102'deki stüdyomda oturduğum günler. Ortalık karmakarışık bir dandik Napoli pizzası gibi olmuştu. Türkiye'de, İtalya'ya karşı yükselen tepkilerin bir türlü önüne geçilemiyordu.

Politikacıların isimleri Lippi'nin, Del Piero'nun, Hagi'nin, Terim'in yine önüne geçmişti. Mesela bizim Fabio'nun karısı "Schröder Galatasaray'ın yeni yabancısı mı?" bile demişti; "İsmet (Sezgin) kim peki?, ya da Mesut (Yılmaz)? isimlerini hiç duymadım da"...

Silvio BERLUSCONI muhalefet lideriydi. Bütün televizyon kanallarında, bütün gazetelerinde PKK'ya giydirttikçe giydirtiyordu. Bir businessman'di o, Türkiye'yi kaybetmek istemiyordu. Başbakan D'ALEMA rakibiydi tabii. Kaybetmeliydi de tabii.

Uzatmayalım, Luciano MOGGI çabuk pes etti. O günlerde bile geldiler İstanbul'a. Gelmek istemeseler de, öyle veya böyle getirildiler İstanbul'a. Silvio kazanmıştı. Türkiye'yi de kazanmıştı.

Tabii Türkiye de kazandı. D'ALEMA kaybetti. Zaten sonra da hepten bitti, gitti...

İşte Silvio başbakandı. Kim bu Luciano? İtalya'da futbolun en kurnazı o. Futbolu saha dışında en iyi oynayan İtalyan da o. En "bilen"i, en "beceren"i, en "iş bitiren"i... Kuzey'in, Güney'e karşı oynadığı maçlardaki, Güneyliler'in bahsettiği o dört köşe topların bir köşesinde siyasi güç, diğer köşesinde para varsa mesela, diğer ikisinden birinde de hatta bazen ikisinde de Moggi var mesela. Milan'ınkinde de, Milan'ın MOGGI'msi yöneticisi Andrea GALIANI var mesela...

Luciano "UEFA tarafsız bir sahada oynatacak maçı" derken, bizim Spordan Sorumlu (!) Bakanımız da, "Başbakanımız Silvio BERLUSCONI ile konuşacak" diyordu. Bakmayın siz o Juventuslu'ya demeye getiriyordu... Slivio "dost" belki Tayyip beyle. Oğlunun düğününe bile geldi işte. Ama Kuzey'in "dost"luğu farklıdır Güney'inkinden. "İşine gelirse" gibisindendir sanki. Doğrusu "işime gelirse" gibisindendir. Bu da "sanki"sizdir üstelik.

Uzatmayalım; bu sefer Luciano kazandı. Milanlı Başbakan tamam Milanlıydı, ama başbakandı da. Juventus ezeli rakipleri bile olsa Torino ile aralarında 90 kilometre ya vardı, ya yoktu. Üstelik Kuzey, Güney'den ayrılırsa, o Torino da, o Milano ile beraber Kuzey'de kalacaktı mesela. "Taraf"sız mı, "taraftar"sız mı? UEFA "taraf" oldu, saha "tarafsız". Gerçi Luciano'nun elinden gelse hatta "taraftarsız" da olurdu ya, tuhaf belki ama, bence Galatasaray da kazandı. Kazanmasa da hiç olmazsa kaybetmedi. "Kızdılar gibilerse" de belki "fazla kızmadılar". "Üzüldüler gibi"lerse de belki "fazla üzülmediler". "Taraf"lı sahalarında "taraftar"sız oynamaktansa, "taraf"sız bir sahada on binlerce yeni, heyecanlı ve en önemlisi eurolu "taraftarla" oynamak... Bir de tabii Sinyor Luciano, Şenes Bey ve UEFA'daki diğer beyler teröre karşı da fena halde kaybettiler. Milyarlarca dünyalının gözü önünde, milyarlarca göz göre göre, evet çarpıcı olsun, çarpsın sizi, bir daha tekrarlayalım, Sinyor Luciano, Şenes Bey ve UEFA'daki diğer beyler teröre karşı fena halde kaybettiler...

Boşuna dememiş o gariban Napolili, "Kuzeyli'yi 1 - 0 yenmek istiyorsa bir Güneyli, üç tane atması lazım. Hakem ikisini saymaz nasıl olsa"... İngiliz'in Moggi'si yok ki! Ve tabii Chelsea, ve tabii İngilizler...

Onların bir Moggi'si yok. Hatta gibisi de belki. Gibisinin gibisiyle de konuşacaklarına "susss"arak beklemeyi tercih ettiler. İtalya'nın gelmediği İstanbul'a UEFA, İngiliz'i sanki gönderir miydi ki? Olan tabii 7 puanlı Beşiktaş'a oldu.

Evet, saha dışında yine kazandı Moggi. Ama teröre karşı da fena halde kaybetti yine o Moggi. Kuzey hep Güney'den ayrılmak istiyor ya. İşte Güney'in o Roma'sı geldi İstanbul'a, üstelik döndüler de. Gerçi sahada Ülker'e kaybettiler ama saha dışında da neler kazandılar neler. Ve tabii ULEB. Onlar da bir günlüğüne de olsa terörü yendi işte. Sporun iki farklı yüzü işte. Ya da bir taraf sporun yüzsüzü işte...




# # # # # # # #