AYŞEN LAÇİNEL
Eğitimci-Yazar
Education Specialist-Writer

LİDER OLMAK


Lider olmak, önde olmayı, örnek olmayı, güvenilir olmayı, iradeli olmayı ve daha birçok şey olmayı gerektirir.

Her yöneticinin maalesef lider olmadığı, inisiyatif alıp yönettiklerini yüreklendiremediği de görülmekte.

Kimi yöneticiler çok kilometre uzaktan bile kendini belli eder. Bu mudur? Budur der gören. E karizmatiktir, etkileyicidir, farkedilir, liderdir, ne mutlu ki yönetici olmuştur.

Çalışma yaşantımın ilk yılları aklıma geldi.

Önce gazetecilikle başlamıştım. Edebiyat fakültesinde okurken muhabirlik de yapıyordum.

Sonra fakülte bitti, öğretmenliğe başladım. Okulda pek çok organizasyonda planlamayı yapıyor, görev dağılımını belirliyor, inisiyatif alıyordum. Hatta öğretmenler odasındaki tüm öğretmenlerin çalışması için olan koca masanın en başında oturuyor, kalemliğimi, ders notlarımı masama (ne masasıysa?) bırakıyor, her gün aynı yerde çalışıyordum.

E tabii müritlerim kadar sıkı düşmanlarım da oldu. E doğal...

Anladım ki bir iş yapmak ya da yaptırmak için müdür olmadan da müdür olunurmuş. Tabii size inananlar, sizle çalışanlar olmadan olmaz.

Sonra bir başka okuldan müdürlük teklifi geldi. Bu sefer müdür olarak müdürlük yapmaya başladım.

İnanın tüm öğretmen arkadaşlarıma kendi serüvenimi anlattım. Bir iş yapmak için size yetki verilmesini ünvan verilmesini beklemeyin. Önerin, gerekçelerini ve işin sonundaki amacınızı anlatın, inandırın, başlayın, bitirin ama iyi düşünüp, iyi planlayın derdim.

Okul müdürlüğü paralelinde gazetecilik, yazı yazma aşkım da sürdü. Cumhuriyet gazetesi arada bir köşesinde, Milliyet gazetesi İş Yaşamı ekinde köşe yazıları yazmaya devam ettim.

Televizyon programcılığı ve sunuculuğu değişmeyen hobim oldu. Kent TV'de başlayan TV serüvenim ETV'de sürdü.

Yaşamak demek öğrenmek, anlamak, anlatmak ve ilerlemek bence. Hata yapmak, yaptığın hatadan ders almak, o hatayı tekrarlamamak, başka hata yapmak belki.

Ama hata Titanik batarken kaptanın 'pardon' u gibi olmamalı. Dönüşü ve telafisi olmayan hatalardan Allah korusun bir de aklım dur desin.

Doğan CÜCELOĞLU'nun “Savaşçı” adlı kitabında ''Savaşçı, ortama getirdiği bilincin derecesinden yüzde yüz sorumluluk almasını bilir'' der.

''Değerlerden kaynaklanan güç, insanı ezmeyen, insan onurunu küçültmeyen, aksine insan onurunu yücelten bir güçtür.''

“Savaşçı”dan yapacağım son alıntı; ''Savaşçı gibi yaşamak, muhteşem bir başarıdır. Sıradan insanın ha deyince omuzlayacağı bir şey değildir.'' Kim kendinin savaşçı olmadığını iddia eder ki?

Ya da soruyu şöyle değiştireyim; benim arkadaşlarımdan kim savaşçı değil ki?

Sürekli kendini yenileyen, hayatta bir duruşu olan ve takım ruhunu, başarıyı tatmayı seven, ağlasa da zırlasa da vazgeçmeyen dostlarım, çalışma arkadaşlarım beni hep onlara güvenmekte ne kadar haklı olduğumu hissettirmişlerdir.

Güvenmekle birlikte her şeyi 40 kere kontrol etmem ve takibim de tahammül gerektirir biliyorum.

E ne yapalım, kimse mükemmel değil, ben de...

Şimdi Türkiye'nin önde gelen gıda perakende şirketlerinden birinde Eğitim ve Müşteri İlişkileri yöneticisi olarak çalışıyorum.

Öğrenmeye, öğretmeye, birlikte gelişmeye ve bulunduğumuz ortama yarar sağlamaya devam ediyorum.

Yelken açtığımız denizde rüzgarı doğru almak ve amiral gemi olmak keyif veriyor. En azından böyle hissedebilmek bile güzel.

Bakalım savaşçılar bundan sonra hangi cephelerde savaşacaklar?

Belki bazı çarpışmalar kaybedilecek geçmişte yaşandığı gibi ama savaş ya kazanılacak ya kazanılacak, hep başardığımız gibi...

Müdürlük, yöneticilik ve daha birçok ünvan başarılanların yanında çok çok gerilerde kalacak.

Ne olduğunuzdan çok ne yaptığınız konuşulacak. Hayatta bir duruşu olanlar, kazanırken de kaybederken de hep ayakta hep güçlü kalacak.


BEING A LEADER


Being a leader requires being in the forefront, being a model, being trustworthy and being ambitious, among other things. Unfortunately, every manager is not a leader; they cannot encourage those they manage.

I recall the first years of my working life. I worked as a journalist, while I was studying at the Faculty of Literature. After graduation, I started to work as a teacher. I was taking initiative and coordinating many organizations. Naturally, I had both friends and foes. I understood that you do not need to be a manager in order to complete a task or to have it completed; of course, you do need people who believe in you and collaborate with you. Soon, I was asked to become a manager in another school. This time, I was managing things as a manager myself. At the same time, I was writing in Cumhuriyet and in the Business Life supplement of Milliyet. I also continued my work with television. Do not wait until you are granted an authorization or title to assume responsibility. Make proposals, tell your reasons and targets, convince others, take action and finish; think thoroughly, plan accordingly. In his book “The Warrior”, Doğan Cüceloğlu writes, “ Living like a warrior is a magnificent success. It is not something that an ordinary person can shoulder.” Who claims that he is not a warrior? Or, to put it differently, who among my friends is not a warrior? Those friends who constantly innovate themselves, who have a certain stance in life, who appreciate team spirit and success and who do not give up despite challenges have always made me feel how right I am in trusting them. I am now working in one of the prominent retail food companies in Turkey as the Training and Customer Relations Director. Catching the right wind and being the flagship give me great pleasure.





# # # # # # # #