HADİ NEŞET TÜRKMEN
İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Member of Faculty at the İstanbul Ticaret University



SPOR ANARŞİSİNE SON


Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı Genel Gerekçesi

20’nci yüzyıldan bu yana, bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, ülkelerin zenginliğini ve insanların boş zamanlarını artırmış, sosyal yaşamda spora daha fazla önem verilmesi sonucunu doğurmuştur. Spor dünyasında son yıllarda ortaya çıkan gelişmeler sporun sorunlarını da artırmıştır. Sporcuların ve diğer ilgililerin haklarının korunması ve sportif alanlarda ortaya çıkan düzensizlik ve şiddet olayları, basit bir asayiş sorununun ötesinde, kamusal düzen bağlamında ele alınması gereken konulardır.

Özellikle futbol ve taraftar kitlelerince izlenen diğer spor dallarında, spor yöneticileri ve medyanın olumsuz tutumundan kaynaklanan profesyonel sporculara yönelik şiddet ve saldırılar, sporcuların ve diğer ilgililerin kişilik haklarının ihlali ve hatta ortadan kaldırılması sonucunu doğuran eylemlerin önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına yönelik kamusal önlemlerin ve cezai yaptırımların yaşama geçirilmesi gereğini doğurmuştur.

Spor mevzuat, temel hukuk ilkelerine uygun olarak bütün ülkelerin iç hukuklarına etki edecek biçimde uluslararası niteliktedir. Uluslararası spor örgütlerine üye olan ülkeler bu kuruluşların benimsediği ilkelere ve talimatlara uyacaklarını peşinen kabul etmektedirler.

Bu nedenlerle, özellikle Batı Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan holiganizm ve ırkçılıkla mücadele, spor alanlarında düzenin sağlanması; hakem, sporcu ve diğer ilgililere karşı eylemli ve sözlü saldırılar, bu kişilerin can güvenliği konuları, salt ulusal bazda değil, uluslararası alanda da sporun temel sorunu olarak algılanmaya başlanmıştır.

Günümüzde sporun anlamı tanımlanırken, sıklıkla sporun saldırganlığı ortadan kaldırma ve öfke patlamalarını hafifletme imkanı sağladığı konusunda vurgu yapılmaktadır. Öte yandan, birçok spor karşılaşmasında, özellikle de futbolda, saldırgan eylemlerin nicelik ve nitelik olarak arttığı ve spor kamuoyunun gündeminde önemli bir yer işgal ettiği gözlemlenmektedir. Spor karşılaşmaları toplum tarafından önemle takip edilen sosyal olaylar arasındadır. Çok sayıda spor dalının ortaya çıkması ve bazı spor dallarında profesyonelliğin söz konusu olması, spor kulüplerinin ve sporcuların sportif faaliyetlerden ekonomik olarak yüksek miktarlarda kazanç elde etmeleri spora olan sosyal ilgiyi her geçen gün daha da arttırmaktadır.

Sporun tarihi gelişimi sonucu ortaya çıkan profesyonel spor, sporun sadece zevk için boş zamanları değerlendirme faaliyeti dışında, kazanç elde amacı güden bir uğraş olmuştur. Sanayileşme ve kentleşme süreci sporun meslek olarak seçilmesini gündeme getirmiş, bu gelişme sonucunda da sporun bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve yazılı hukuk kuralları ile düzenlenmesi gereksinimi ortaya çıkmıştır.

Beden eğitimi ve sporun temel amacı, insanın beden ve ruh sağlığını geliştirmek, iradesini güçlü kılmak ve toplumda kardeşlik ve dayanışma duygusunu yaygın hale getirmektir. Sporun bu özelliği, sportif faaliyet ve organizasyonların sporun ruhuna ve spor ahlakına uygun, centilmenlik duyguları içerisinde cereyan etmesi yönünde yaygın bir sosyal beklentiyi de gündeme getirmektedir.

“Sportif Karşılaşmalarda ve Özellikle Futbol Maçlarında Seyircilerin Şiddet Gösterilerine ve Taşkınlıklarına Dair Avrupa Sözleşmesi” 25/9/1986 tarihinde Strazburg’da imzalanmış ve bu Sözleşmenin onaylanması 3608 sayılı Kanunla uygun bulunmuştur. Anayasanın 90’ıncı maddesinin son fıkrası hükmüne göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir.

Ayrıca, Anayasanın 59’uncu maddesinin birinci fıkrasında “Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.” Hükmü yer almaktadır. Bu nedenle, sportif faaliyet ve organizasyonlarda düzenin sağlanması, aynı zamanda kitlelerin spora teşvik edilmesi bağlamında düşünülebileceğinden, kamusal spor otoritelerine alınan hüküm ile verilen Anayasal görevin yerine getirilmesi anlamına da gelmektedir.

Buna karşılık; ülkemizde profesyonel futbol müsabakalarının düzenlenmesine dair 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, anılan Kanunun 31’inci maddesine dayanılarak çıkarılan ve 1/11/1992 tarihli ve 21392 sayılı resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan Futbol Disiplin Talimatı ile ulusal ve uluslararası federasyonların talimatları ve diğer düzenleyici işlemlerinin ve 3289 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren amatör müsabakaların düzenlenmesine dair Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Amatör Spor Dalları Ceza Yönetmeliği’nin spor karşılaşmalarında vuku bulan şiddet olayları ile seyir güvenliğini tehlikeye düşürecek düzensizliklerin önlenmesi konusunda, günümüzün değişen ve gelişen ihtiyaçlarına cevap veremediği, uygulamada ortaya çıkan aksaklıkları gidermede yetersiz kaldığı, şiddet ve düzensizlik olgularının tamamını kapsamadığı, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve Avrupa Futbol Federasyonu (UEFA)’nun uluslararası futbol karşılaşmalarına dair uygulamalarına paralellik göstermediğinin anlaşılması, futbol müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesi ile ilgili geniş kapsamlı yeni bir kanun hazırlanmasını zorunlu kılmıştır.

Yürürlükteki mevzuatta bu Tasarının kapsamında kalan bir takım konular düzenlenmekte ise de, mevzuat kapsamında kalan cezaların güzelliğini yitirmiş olması, “sportif suç” kavramının tanımlanmasını ve cezai müeyyideler kapsamına alınamaması, varolan cezaların şiddet olaylarını engellemekte yeterli olmaması, spor alanlarının düzenlenmesi ve uluslararası standartların yurt çapında yaşama geçirilmesi konusunda düzenlenmesi ve uluslararası düzenlemelerin günün koşullarına uygun olmaması ile farklı nitelikteki bu işlerin güncel bir yasal düzenleme kapsamında yer almaması ve mevzuatın dağınıklığı nedeniyle uygulamada pek çok sorunun ortaya çıktığı gözlemlendiğinden, bu konuda yeni ve kapsamlı bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Gelişmiş ülkelerde düzenlenen spor faaliyetlerinde, özellikle futbolda meydana gelen şiddet olaylarının önlenmesi için yapılan araştırmalar sonucunda, fiili işleyen kişi tek başına hareket etse de, bu kişinin ruhen ve fikren sempati duyduğu bir spor kulübünün söz konusu olduğu ve bu taraftarlık duygusuyla işlendiği anlaşılmıştır.

Ayrıca, sporda suç işleyen kişinin (taraftarın) bu suçu işlemede spor kulüplerinin, taraftar derneklerinin veya taraftar temsilcilerinin, medyanın, kulüp başkanlarının ve sporcuların sportif suçların işlenmesinde teşvik veya tahrik konusunda önemli rol aldıkları tespit edilmiştir.

Bu nedenlerle, işlenen suça karşı verilen cezada suçu işleyen ile birlikte kulüp, dernek ve işle ilgili diğer kişilerin de cezalandırılmaları, yani kolektif ceza verilmesi esası zorunlu olarak benimsenmiştir.

Tasarıda, uluslararası spor karşılaşmalarında gerçekleştirilen uygulamalara paralellik sağlamak amacıyla, konuya ilişkin uluslararası sözleşmeler, uluslararası spor örgütlerinin talimatları ve teamüller incelenmiş ve ülkemiz şartlarına uygun biçimde düzenleme yapılmasına gayret edilmiştir. Uluslararası uygulamalara paralel olarak spor karşılaşmalarındaki şiddet olaylarının önlenmesi ve düzenin sağlanması için özel düzenlemeler getirilmiş ve bu düzenlemelerin ülke çapında yeknesak biçimde yaşama geçirilebilmesi, kamu otoriteleri ile spor örgütlerinin faaliyetlerinin koordinasyonu amacıyla yetkili ve görevli organlar oluşturulmuştur.


AN END TO SPORTS ANARCHY


The General Reasoning of Draft Law For Prevention of Violence and Disorder In Sports Contests 

With rapid developments of technology and science in the 20th century, there has been a gradually increasing social interest in the area of sports. This brought along problems in the form of violent acts and harassments against professional sportsmen and other related people, violating their personality rights, observed especially in football and other games that are open to an audience. It has been observed that current laws and regulations that foresee disciplinary action against violent incidents and security disorder in regard to football games fail to be effective and are insufficient in keeping up with the changing and developing requirements of our times.  This is why there is a necessity to draft an up-to-date, comprehensive new law. A study conducted in developed countries indicates that especially in football games, although a violent act may be carried out by an individual, the individual initiates this act in the spirit of a sports club fan. Sports clubs, associations, fan clubs, the media, presidents and players of a club take major responsibility in the encouragement or provocation of these incidents.  Consequently, a collective form of punishment has been adopted covering the individual along with the other responsible people and organizations. International agreements, instructions by international sports organizations and general guidelines in regard to sports games have been studied to form conformity with the conditions of our country.  Specific arrangements have been made in parallel to international practices.  Authorized agencies have been established for the uniform countrywide implementation of these arrangements and coordination of activities between public authorities and sports organizations.



# # # # # # # #