SAKIP SABANCI



İş Dünyasının Duayenini Kaybettik, Hepimiz Başı Sağolsun


Türk sanayisinin ve iş dünyasının öncü ismi ve unutulmayacak değerli iş adamı Sayın Sakıp SABANCI’yı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesi ve tüm Türk Ulusu’na başsağlığı dileriz.

Başarı, basit anlatımıyla gol atmaktır. "Çok iyi oyuncu ama gol atamıyor... Çok iyi oynadı ama gol atamadı... Gol atacaktı ama ayağı burkuldu... Hakem taraf tutmasa idi gol atacaktı... Rüzgar ters estiğinden golü kaçırdı..."

Yok böyle şey. Madem ki, oyunun kaidesi gol atmak, madem ki oyuncu sahaya gol atmak için çıkıyor, madem ki en fazla gol atan kazanıyor. Gol atacaksınız

. Eskiden başarı, tek kaleye gol atmaktı. Mahallede birisi kaleye geçer, öbürü şut çekerdi. Şut çeken iki taş dikilerek belirlenen kaleden içeri topu soktuğunda "gooool" diye sevinir, seyredenler de, "ne güzel top oynuyor, devamlı gol atıyor" diye alkışlardı. Bunu yapan da başarılı sayılırdı.

Sonra, mahallelerde çift kale oyunlar başladı. Çift kale oyunlarda gol atmak zorlaştı.

Derken şehirlerde birkaç takım ortaya çıktı. Şehir takımları arasında gol atmak başarı oldu. Şehirlerarası maçlar başladı. Üçüncü lig, ikinci lig, birinci lig derken, iş bayağı zorlaştı. İş orada da kalmadı.

Avrupa Şampiyon Kulüpler maçları, Avrupa Şampiyonası, nihayet Dünya Kupası önem kazandı... Şimdi başarı denilen şey, Dünya Kupası’nda oynayabilmek, Dünya Kupası’nda gol atabilmek.

Eskiden mahallede kundura tamircisi dükkanı açmak başarı idi. Sonra şehirdeki iyi bir kunduracıya mal üretmek başarı oldu. Derken ülkenin her şehrinde satılabilecek kundura üretmek başarı sayıldı.

Şimdi başarı, dünyanın her ülkesinde satılabilecek kalite ve fiyatta kundura üretebilmektir.



# # # # # # # #