AHMET NECDET SEZER
T.C. Cumhurbaşkanı
President of the Republic of Turkey


NATO, TARİH BOYUNCA KURULMUŞ BULUNAN TÜM BENZER ÖRGÜTLERİN KUŞKUSUZ EN BAŞARILI OLANIDIR


T.C. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları onuruna Dolmabahçe Sarayı'nda verilen akşam yemeğinde misafirlerine hoşgeldiniz derken, Türkiye'de geçirecekleri sürenin güzel, verimli ve o derecede unutulmaz olmasını diledi.

Öncelikle Türkiye'ye hoşgeldiniz diyor, tarihin, kültürün, sanatın, kısacası uygarlığın beşiklerinden biri olan İstanbul'da sizi ağırlamakta olmanın verdiği kıvancı dile getirmek istiyorum. Son iki yüzyılda tarihin birçok dönüm noktasına tanıklık etmiş olan bu görkemli sarayda, NATO toplantısı nedeniyle birlikte olmaktan dolayı büyük mutluluk duymaktayım.

Dolmabahçe Sarayı, 19. yüzyılda başlayan ömründe birçok ittifakın kurulduğunu ve yıkıldığını görmüştür. Ancak, bugün 26 üyesinin Devlet ve Hükümet Başkanlarını konuk ettiği Kuzey Atlantik İttifakı herhalde bunların arasında çok farklı ve özel bir konuma sahiptir. Nitekim, sadece yarara dayalı bir birliktelik olmayıp, aynı zamanda ortak değerlerin birleştirdiği 26 ülkeden oluşan İttifakımız, tarih boyunca kurulmuş bulunan tüm benzer örgütlerin kuşkusuz en başarılı olanıdır.

Soğuk Savaş döneminde klasik bir savunma ittifakı olarak nitelendirilebilecek bir örgüt olan NATO, özellikle Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra sadece üyelerinin kollektif savunmasıyla sınırlı kalmayıp, giderek genişleyen bir coğrafyada ortak değerlerimiz doğrultusunda barış, güvenlik ve istikrarın yayılması için etkin çaba göstermektedir.

İttifakın bu amaç doğrultusunda attığı ilk adım, yaklaşık yarım asır boyunca karşı kamplarda bulunduğu ülkelere dostluk ve ortaklık elini uzatmış olması, güvenlik, istikrar ve gönenci sadece kendisine ait bir kazanım olarak görmeyip, bunu paylaşmak için yoğun çaba harcaması olmuştur. Bugün aramıza katılan yedi yeni üyemizin son onbeş yıl içinde geldiği aşama bu konuda ne kadar başarılı, haklı ve uzak görüşlü olunduğunun en somut göstergesini oluşturmaktadır.

Keza, Bosna-Hersek, Kosova ve Makedonya'da yaşanan insanlık trajedilerine de, NATO aynı anlayışla arkasını dönmemiştir. Haklıdan yana taraflılığı, profesyonelliği ve dayanışma ruhuyla dost, düşman herkesin övgüsünü kazanmıştır. Bugün, çok farklı bir coğrafyaya ve dinamiklere sahip olan Afganistan'da da aynı çıkış noktasından hareketle yine NATO'nun varlığının arandığını ve İttifakın sorumluluktan kaçmadığını görüyoruz.

Sonuçta, günümüzün uluslararası güvenlik ortamında güvenliğin bölünmezliği ilkesinden hareketle, ülkelerin dünyanın neresinde olursa olsun bunalımlara çözüm yolları araması ilk ve vazgeçilmez koşulların başında gelmekle birlikte, NATO'nun arkasındaki itici gücün ortak değerleri koruma refleksi olduğunu yadsıyamayız.

Balkanlardan Orta Asya'ya, Kafkaslardan Ortadoğu'ya kadar uzanan geniş ortaklık bağlantıları esasen İttifakın bu özelliğinin en güzel kanıtını oluşturmaktadır. Nitekim, NATO bu ilişkilerde kendi yararını öne çıkarmayan, tersine bu ülkelerin gereksinim ve koşullarına öncelik veren bir yaklaşım izlemekte, NATO'yu oluşturan değerlerin bu coğrafyalarda da kök salması için sabırlı ancak etkin biçimde çalışmaktadır. NATO'nun bu özelliklerini ve özellikle Soğuk Savaş sonrası geçirdiği evrimi bir anlamda Türkiye'nin kendi deneyimiyle de özdeşleştirmek olanaklıdır. Gerçekten de, Türkiye, Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte, dört bir yanında açılan yeni ufukların bilinci içinde bir dış politika izlemiş ve mevcut yakın tarihi ve kültürel bağlarının da yardımıyla, bölge ülkelerinin modernleşme çabalarına destek olmaya çalışmıştır.

Bu amaçla, NATO'nun başlattığı tüm girişim ve operasyonlarda etkin rol oynayan Türkiye, hem çoklu hem ikili planda elindeki olanakları en yapıcı biçimde kullanmaya ve istikrarın yayılmasına çaba harcamaktadır. Türkiye, yarın başlayacak olan Doruk Toplantısını da bu bakış açısıyla değerlendirmekte ve İttifak'ın geleceğinde önemli bir kilometre taşı olmasını beklediği bu doruğa evsahipliği yapmasının gerçekten simgesel bir anlam taşıdığını düşünmektedir.

Bu noktada, içinde bulunduğumuz bu tarihi yerin birlikteliğimize anlam katan bir diğer özelliğini de sizlerle paylaşmak isterim. Dolmabahçe Sarayı, aynı zamanda modern Türkiye'nin kurucusu büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamının son günlerini geçirdiği yer olarak da önem taşımaktadır. ÒYurtta Barış, Dünyada BarışÓ ilkesini Türk dış politikasının en temel hareket noktası durumuna getiren Atatürk'ün yaşama gözlerini yumduğu yerde, çağdaş ilke ve değerler etrafında birleşmiş bulunan 26 ülkenin tek vücut olarak geleceğe yönelik somut bir vizyon ortaya koyması anlamlı bir rastlantıdan öteye, stratejik bir buluşma niteliğindedir.

Sözlerimi bitirirken, tüm dostlarımıza tekrar hoşgeldiniz diyor, Türkiye'de geçireceğiniz sürenin güzel, verimli ve o derecede unutulmaz olmasını diliyorum.


NATO IS UNDOUBTEDLY THE MOST SUCCESSFUL ORGANIZATION AMONGST ALL THE SIMILARS ESTABLISHED THROUGHOUT HISTORY



Dolmabahçe Palace has witnessed the binding and breaking of many alliances, however, the North Atlantic Alliance has a really different and special status amongst them.

Being not only a unity based on benefit, but also bringing together 26 countries, NATO makes an active effort to expand peace, security and stability in line with our shared values. NATO is effectively engaged in having these values rooted in the geographies ranging from Balkans to the Central Asia, from Caucasus to the Middle East.

It cannot be denied that the triggering power behind NATO is the reflex for protecting the shared values. It has won the praise of everyone with its bias for the rightful, its professional character and its spirit of solidarity. Taking an active role in all the initiatives and operations launched by NATO, Turkey believes that hosting the Summit Meeting has a symbolic meaning.

It is also a strategic meeting in the sense that 26 countries come together in the palace where Atatürk, who made the principle ÔPeace at Home, Peace in the World' the main point of departure in Turkish foreign policy, passed away.


TÜRKİYE ELLİ YILI AŞKIN BİR SÜREDİR BU İTTİFAKIN ÜYESİ OLMAKTAN BÜYÜK ONUR DUYMAKTADIR


T.C. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER, 28 Haziran 2004 tarihinde NATO Doruk Toplantısı'nda yaptığı Açılış Konuşması'nda, müttefik ülkelerin devlet ve hükümet Başkanları, Bakanları ve basın mensuplarına hitap ederek, Türkiye'nin elli yılı aşkın bir süredir bu İttifakın üyesi olmaktan büyük onur duyduğunu söyledi.

Sözlerime, NATO'nun ve Avrupa'daki bütünleşme sürecinin dönüm noktalarından biri olarak anımsanacağından emin olduğum bu Doruk Toplantısına evsahipliği yapmaktan duyduğumuz gurur ve mutluluğu belirterek başlamak istiyorum. Türkiye'ye ve İstanbul'a hoşgeldiniz.

NATO'nun, yedi yeni üye ülkenin katılımıyla taçlanmış bulunan genişlemesi, bizi barış ve istikrar içinde bütünleşmiş Avrupa ülküsüne bir adım daha yakınlaştırmıştır. Bu nedenle, yeni üyelerin Devlet ve Hükümet Başkanlarına huzurunuzda bir kez daha hoşgeldiniz diyor ve kendilerini

NATO üyeliklerinden dolayı kutluyorum. Öte yandan, böyle bir Doruk Toplantısının, gerek coğrafi konumu, gerek farklı kültür, din ve uygarlıklara yüzyıllar boyunca evsahipliği yapmış olması nedeniyle, Avrupa-Atlantik bölgesinde merkezi bir ağırlığa sahip olan İstanbul'da yapılmasını da bu çerçevede tarihin güzel ve anlamlı bir yansıması olarak nitelendiriyorum.

Bugün burada, aynı değerler etrafında kenetlenmiş bulunan 26 ülkenin birlikteliği gelecek için tüm dünyaya güçlü bir ışık saçmaktadır.
Siyasal ve askeri bir İttifak olmanın ötesinde, bir ortak değerler topluluğu niteliğini taşıyan NATO'nun bugün halen Avrupa-Atlantik coğrafyasındaki birçok ülke için çekim merkezi oluşturması ve gerek askeri, gerek siyasal yönden etkinliğini sürdürmesi bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Tarihin en başarılı savunma ittifakı olarak tanımlanan NATO'nun genişlemeden ve yeni üyelerinden aldığı güç ve güvenle önümüzdeki dönemde daha da başarılı olacağına inancımız sonsuzdur.

Nitekim, bugün İstanbul'da, genişlemesini ve dönüşümünü başarıyla sürdüren, aynı zamanda komşu bölgelere stratejik Ortaklık eli uzatan ve böylece küresel istikrarın güvencesi durumuna gelen İttifakın geleceğe yönelik olarak ortaya koyduğu sağlam vizyona tanık olmaktayız. Türkiye elli yılı aşkın bir süredir bu İttifakın üyesi olmaktan büyük onur duymaktadır. Geçmişte olduğu gibi, gelecekte de dış ve güvenlik politikalarımızda İttifakın amaç ve yararları öncelikli yer tutmayı sürdürecektir.

Bu çerçevede, yeni ve çok yönlü tehdit ve fırsat algılamaları ışığında, uluslararası güvenlik ortamında merkezi bir konuma kavuşan Türkiye'nin politika ve girişimlerinin, gerek NATO gerek daha geniş anlamda uluslararası toplum için giderek artan stratejik bir önem kazandığının bilinci içerisindeyiz. Türkiye olarak az önce sözünü ettiğim ortak vizyona da bu bilinç ve sorumluluk içinde en etkin biçimde katkı sağlamayı sürdüreceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, hepinize bir kez daha hoşgeldiniz diyor, toplantılarımızın başarılı ve verimli geçmesini diliyorum.

 

TURKEY IS PROUD TO HAVE BEEN A MEMBER OF THIS ALLIANCE FOR OVER FIVE DECADES



At the outset, I would like to express our distinct pride and joy in hosting this Summit meeting, which, I am sure, will be remembered as a mile-stone in the history of NATO and the integration process of Europe. Welcome to Turkey, welcome to Istanbul. NATO's enlargement, which has been crowned by the membership of seven new members has brought us further closer to the goal of an integrated, peaceful and secure Europe. I would like to pay special tribute to the Heads of State and Government of our new Allies and congratulate them on their membership to NATO.

Istanbul is a city that boasts a unique geographical characteristic and has played host to numerous distinct cultures, faiths and civilizations. As such, it constitutes a center of gravity throughout the Euro-Atlantic area. Holding such a Summit in this unique city is certainly a pleasant and meaningful twist of history. The gathering here today of 26 countries, all unified around the same values, is a beacon of light cast into the future and upon the whole world. NATO is not simply a political and military Alliance. It constitutes a center of attraction for many countries in the Euro-Atlantic zone and its military and political effectiveness stems from its particular nature.

We strongly believe that NATO, which is rightly referred to as the most successful defence Alliance in history, will be ever more successful in the period ahead, with the additional strength and confidence it has gained through enlargement and its new members. As a reflection of this, today in Istanbul, we bear witness to a sound common vision for the future. NATO successfully continues its enlargement and transformation, and at the same time, extends a hand of strategic partnership to neighboring regions and thereby assumes its role as the guarantor of global peace and security.

Turkey is proud to have been a member of this Alliance for over five decades. We will continue to give due priority to the Alliance's interests and objectives while conducting our foreign and security policies, as has been the case in the past. We are cognizant of the fact that, in an era of multi-directional threat and opportunity perceptions, Turkey rests at the epicenter of the current international security environment. Its policies and initiatives are of increasingly strategic relevance for NATO, as well as for the broader international community. As such, and with a sober recognition of this responsibility, Turkey will continue to make an effective contribution to our common vision.

With these thoughts, let me once again welcome you all, and extend to you my wishes for a successful and fruitful meeting.




# # # # # # # #