Akıl NOKTASI
Doç. Dr. BENGİ SEMERCİ

Psikiyatr, Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi



RUH SAĞLIĞI


Sağlık, bedenen, ruhen ve sosyal olarak tam iyilik hali olarak tanımlanır. Sürdürülen sağlık politikaları, sigorta sistemlerinin işlemelerindeki sorunlar ve yetiştirilme sürecinde öğretilen kadercilik nedeniyle beden sağlığının korunması ve onarılması konusunda sıkıntıları olan insanımızın ruh sağlığı kavramı ile karşılaşması oldukça yenidir. Toplumsal değer yargıları nedeniyle hala ruh sağlığı konusunda uzmanlara gitmek zor gelse de, son yıllarda bazı değişiklikler gözlenmiştir. Ruh sağlığı kavramının yazılı ve görsel basında gündeme gelmesi, ruhsal hastalıkların tedavi edilebileceğini topluma öğretilmeye başlanmıştır. Ayrıca toplumsal yapıdaki değişiklik nedeniyle akraba veya arkadaşlar tarafından çözülmeye çalışılan bazı sorunların giderilmesi için profesyonel yardım gereği doğmuştur.

Ruhsal Açıdan Sağlıklı Olmak Ne Demek?

Ruhsal açıdan sağlıklı olmak ne demek? Kabaca duygu, davranış ve düşünceleri tutarlı, uygun ve yeterli olan kişi ruhsal açıdan sağlıklı kişidir. Ruhsal açıdan sağlıklı olmanın temelinde bu koşulları sağlayabilmek ve devam ettirmek yatar. Herkes belli dönemlerde tutarsız, aşırı, uygunsuz, yetersiz davranışlar gösterebilir. Bu durum kalıcı ya da yineleyici olmaya, kişinin kendi yaşamını, verimini, ilişkilerini ve diğer insanların yaşamını etkilemeye başladığında hastalık sınırına gelmiş demektir. Bu nedenle ilk adım ruh sağlığının korunmasıdır. Hastalık sınırına gelmeden, kişilerin ve çevrelerinin sorunların farkına varması, önlem alması gerekir. Bunu yapabilmek için kişinin genel olarak kavramlar hakkında bir fikri olmalıdır. Ayrıca bireysel ve toplumsal ruh sağlığının temelini çocuk ve gençlerin ruh sağlığı oluşturur. Onların ruhsal açıdan sağlıklı olabilmeleri için nasıl büyütülmeleri ve ne zaman yardım alınması gerektiği konusu erişkinler tarafından öğrenilmeli, uygulanmalıdır.

Depresyon, Endişe, Takıntı ve Diğerleri...

Ruh sağlığı konusunda bilinmesi ve ihtiyaç duyulduğunda yardım alınması gereken konular temel birkaç başlık altında toplanabilir. Depresyon, kaygı, takıntı, şizofreni gibi hastalıklar bunun bir kısmıdır. Bunların dışında, günlük yaşamda başa çıkılamayan kişisel, ailevi veya evlilik sorunları, ruhsal hastalık boyutuna varmamakla birlikte yaşamımızı tüm yönleriyle etkilemektedir. Son başlık ise genel olarak çocuk ve ergenin ruh sağlığı ve hastalıklarıdır. Bu konularda gerekli bilgiye sahip olmak, zamanında tedaviye başlama, dolayısıyla da kolayca şifa bulma anlamına gelebilir. Bazı sorunların kendi kendine çözülemeyeceğini, içinde bulunduğumuz sorunun, olayın dışında olan, soruna yansız bakabilen ve bu konuda eğitim almış bir kişi tarafından verilen yardımla daha kolay ve doğru olarak biteceğinin bilinmesi gerekir. Toplumda gerek duyulduğunda beden sağlığı için olduğu gibi ruh sağlığı içinde uzmana başvurmanın doğal olduğu inancının yerleşmesi önemlidir.

Dünyanın ve toplumun değişen yapısı, bireyselleşmeyi, yalnızlığı, stresi ve onun yarattığı sorunları beraberinde getirmektedir. Ruh sağlığı konusundaki hızlı bilimsel gelişim hastalıkların nedenleri, önlenebilmesi ve tedavisi konusunda önemli atılımlar sağlamıştır. Ruhsal hastalıklar artık korkulan, çaresiz, utanılan ve kaçılan durumlar değildir, olmamalıdır.

İş Yerinde Ruhsal Sağlık

İş yaşamı insanların ruhsal durumunu en çok etkileyen ögelerin başında gelir. Çalışılan mekanın ve koşulların düzenlenmesinin yanı sıra, çalışanların ruh sağlıklarının yerinde olması, çalışan insanlar arası ilişkilerin olumluluğu, yöneticilerin liderlik niteliklerinin arttırılması ve etkinleştirilmesi performansı, üretimi arttıran etkenlerdir.

Endüstri psikolojisi iş yaşamı içinde insan davranışlarını, bu davranışları başlatan ve belli şekillerde sürmesini sağlayan etmenleri belirlemeye çalışır. Bunun dışında çalışan kişilerin bireysel ruhsal sorunları, çalışma kapasitelerini ve ilişkileri etkileyerek dolaylı yoldan diğer çalışanların verimliliğini etkileyecektir. Özellikle yönetici düzeyinde olan kişilerin ruhsal sıkıntıları bütün sistemi olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle çalışanların ruh sağlıklarını korumaya ve bozulduğunda en kısa sürede onarmaya yönelik sistemler kurulmaktadır. Ayrıca zaman zaman şirketlerde yapılan grup terapi seanslarıyla, şirket içi ilişkiler gözden geçirilerek, düzenlenmeye çalışılmaktadır. Bu seanslar sonrasında, özellikle birlikte çalışan kişiler arasındaki sorunların belirlendiği ve çözümlendiği, bunun iş yerinde verimi arttırdığı görülmüştür. Yine çalışanların, yöneticilere karşı duygu ve beklentileri de bu gruplarda saptanabilmektedir.

Stres

Stres, son zamanlarda herkezin en çok kullandığı kelimelerin başında gelmeye başladı. Günlük yaşamda karşılaşan her türlü zorluk karşısında, ama özellikle iş yaşamında Òsıkıntı, baskıÓ anlamında kullanılan stress nedir? Stres; insanda zorlama yapan, uymunu ve dengesini bozan tüm etkenleri (çevresel, fiziksel, ruhsal, toplumsal ve sosyal) ve bu etkenlere karşı organizmada gelişen olumsuz değişiklikleri ve tepkileri anlatmak için kullanılır. İş yaşamı, özellikle ekonomik koşulların aşırı değişken olduğu bir ülkede uyumu ve dengeyi bozan etkenlerin başında gelir. Aşırı stres korunulması ve korunulamadığı zamanlarda hemen tanınarak tedavi edilmesi gereken bir sorundur.

Stres altında olan bir kişi işin ona ağır geldiğini ve altından kalkamadığını düşünmeye başlar. Sık hata yapmak ve her seferinde hataları düzeltmeye çalışmak uzun zaman alır ve iş kaybına yol açar. Huzursuz, ağlamaklı ve saldırgan olan kişi dinlenmelerle bu sorunu halledebileceğini düşünür ama her dinlenmeden sonra iş yerine döndüğü an herşey yeniden başlar. Stres depresyon başta olmak üzere bir çok ruhsal hastalıkla bağlantılıdır. Özellikle iş ve sosyal yaşamdaki hayal kırıklıkları, rol kayıpları, çaresizlik hissi ve çözüm yollarının kapalı görülmesi depresyon için önemli risk faktörleridir. Depresyon tüm dünyada en çok iş gücü kaybına neden hastalık olarak bilinmektedir. Ayrıca aile ilişkilerinde bozukluğa, cinsel sorunlara, kalp hastalıkları gibi bazı hastalıklara neden olur. Bu nedenlere ve sonuçlarına bakıldığında stresin hemen müdahale edilmesi gereken bir sorun olduğu kolayca anlaşılabilir.

Son iki-üç yılın en çok sorulan sorusu; ekonomik krizler nedeniyle ruhsal hastalıkların artıp artmadığıdır. Ekonomik krizler ödeme gücünü düşürdüğünden, sağlık sektörünü de etkilemektedir. Bu nedenle bu soruya başvuran sayısına bakarak yanıt vermek zordur. Ama bilinen bir gerçek ruh sağlığı hekimlerine baş vuran kişilerin çalıştıkları setörlere bakarak, hiç ekonomi bilginiz olmasa da hangi sektörün, hangi dönemde problem yaşadığını saptamak olanaklıdır. Kriz nedeniyle sıkıntıların artmasına karşın, doktora gidecek maddi gücün olmaması bir çelişkidir. Bugün bir çok şirket, çalışanına ve kendine özel sağlık sigortası yaptırmaktadır.

Türkiye'de bir-ikisi dışında tüm sağlık sigortalarında ruhsal sağlık sorunları kapsam dışı tutulmaktadır. Oysa çalışma koşullarında olabilecek en önemli sağlık sorunlarından biridir. Aynı zamanda iş yeri verimini en çok etkileyen durumların da başında gelmektedir. Sağlık sigorta şirketlerinin en önemli müşterileri büyük şirketler olduğuna gore, şirketlerin sigorta anlaşmaları kapsamına ruh sağlığı tedavilerini de aldırtmak için çaba göstermeleri gerekir. Genellikle uzun süreli tedaviler olduğu için sigorta kapsamına alınmak istenmeyen, ruh sağlığı bozuklukları artık yeni tedavi yöntenleri ve ilaçlarla daha kısa sürede tedavi edilebilmektedir.

En azından belli süreler için ruhsal bozuklukların tedavisinin de sigorta kapsamında olması şirketler ve çalışanları için önemlidir. Unutulmamalı ki ruhsal açıdan sağlıklı olmak, ruh sağlığı yerinde olan çocuklar yetiştirmek toplum ruh sağlığını düzenleyecektir. Ruh sağlığı yerinde olmayan bir toplumun, iş, eğitim, ekonomi, politika gibi konuların hiç birinde başarılı olması ve dünya üzerinde gerçek yerini alması olası değildir.






# # # # # # # #