   |
AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi '6-9 Eylül 2004 tarihleri arasında yapmış olduğum bu ziyaretimde Türkiye'nin geleceği için çeşitli çevrelerle faydalı toplantılar yaptım ve çok şey öğrendim.' Yaptığım tespitlerim, daha önceki analizlerimi doğrulamaktadır, Türkiye AB yolunda etkileyici ilerleme kaydetmektedir. Ülkede yeni bir Avrupa ruhu gördüm, bu ruhun sürmesi halinde kalan sorunları da çözmek mümkün olacaktır. Temaslarım sırasında "potansiyel riskler" de tespit ettim. Bunları ; "işkence ve kötü muamelenin önlenmesi, ana dilde yayınların başlamasına rağmen kültürel hakların daha da genişletilmesi, Güneydoğu Anadolu'nun kalkındırılması için özel strateji belirlenmesi, yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) tasarısında yer alan zina konusunun yanlış anlaşılmalara yol açmayacak şekilde ele alınması" olarak sıralayabilirim. Türkiye'de işkence ile mücadeleye verilen önem dikkatimi çekmiş olmasına rağmen, işkencede bulunanların mutlaka cezalandırılması gerekmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde siyasi ve ekonomik açıdan istikrarlı bir bölgenin oluşturulması çok önemlidir. Bir strateji geliştirilmesi gerekiyor. Bunlardan biri kültürel hakların iade edilmesi. Gerçekten bu konu ile ilgili çok iyi bir başlangıç yapıldığını görüyorum. Anadilde yayın ve farklı dillerde eğitim başladı. Özellikle de Kürtçe'de eğitim başladı. Bunun devam ettirilmesi gerekiyor. Diğer önemli konulara gelecek olursak, sosyoekonomik durumun geliştirilmesi ve buradaki eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasıdır. Zaten AB bu konuda Türkiye'ye her türlü desteği vermeye hazırdır. Şundan kesin olarak eminim ki Türkiye gerçekten çok kararlı görünüyor. Bizim değerlendirmemiz son derece adil ve tarafsız bir değerlendirme olacaktır. Bu değerlendirmemizde Türkiye'nin kaydetmiş olduğu ilerlemeleri değerlendirirken, ancak eksikliklerin de altını çizmeden edemeyeceğiz. Bunu da dile getireceğiz. Zannederim bugüne kadar uygulanmış olan işler son derece başarılı idi. AB, Türkiye'nin demokratikleştirilmesi ve modernleştirilmesinde önemli bir katalizör görevi üstlenmiştir. Zina konusu ise ; herhangi bir şekilde Türk tarafına baskı yapmanın uygun olmadığını düşünüyorum, yeni Türk Ceza Kanunu'nun tamamlanmasından sonra inceleyip bir değerlendirme yapacağız. Türk Ceza Kanunu'nun tamamı çok büyük önem taşıyor, sadece zina konusu değil. TCK modernleşmenin çok önemli bir noktası. Türkiye Büyük Millet Meclisi kararını verecektir. Ancak bu noktada söylemem gereken bir şey var. Mutlaka çok dikkatli olunması gerekiyor. Kesinlikle bir yanlış anlamaya mahal vermemeli. Türkiye'ye yapmış olduğum bu son ziyaretim, benim için özel bir anlam taşıyor, 1999 yılından beri yapılan reformları ve olup bitenleri değerlendiriyoruz. Bu süre zarfında belki de yaşanan en önemli gelişme, şimdiki Türk hükümetinin göreve gelmesiydi. Gerçekten çok farklı bir durumla karşı karşıya kaldığımızı gördük. AK Parti hükümetiyle geliştirilen işbirliğiyle, gerek Türkiye'de, gerekse AB'de, Türkiye'nin üyeliği konusunda siyasi bir ivme yaratabildik ve bu önemli bir başarıdır. Türkiye'nin üyelik müzakereleri konusunda kritik zamana gelinmiştir, Türkiye'ye ilişkin Aralık'taki karar son de-rece önemlidir. Bu karar ertelenmemelidir, Türkiye'nin reformlarla etkin şekilde hayata geçirdiği çok şey mevcuttur, değerlendirmeler ''dürüst, adil ve tarafsız'' olacaktır, reformları mutlaka göz önünde bulunduracağız. Reformların uygulanma süreci henüz tamamlanmamıştır, bu açıdan bazı güçlükler bulunmaktadır, ancak bunlar çok doğaldır. Türkiye'deki olumlu gelişmelere katkıda bulunma fırsatı olmasından dolayı gurur duymaktayım ve umarım başladığımız bu süreç başarılı bir sonuca ulaşır. |