SEZEN CUMHUR ÖNAL
Şarkı Sözü Yazarı

MÜZİKTE KAYIP ARANIYOR...
ARTIK SACHA DISTEL YOK...
BİR YILDIZ DAHA KAYDI...


Sezen Cumhur Önal Sacha DISTEL'i anlatıyor. Sacha Distel yeryüzünü terketti. Müzikte bir devir kapanıyor. Nostaljinin ışıkları bir bir sönüyor. Jazz gitarının, Fransa'daki babası yaşama veda etti. Son 20 yılını, amansız bir hastalıkla mücadele ederek geçiren ünlü dostum Sacha DISTEL, yaşam serüvenini noktaladı.

Yüzlerce şarkı, binlerce konser, turne, birçok film ve TV programı armağan ettiği Dünya'yı bırakıp gitti. Dünya şöhreti sanatçılarla, televizyon ekranlarını paylaştığı ve şarkı söylediği günler, artık uzaklarda kaldı. Uzaklarda kaldı, Maurice CHEVALIER ile yaptığı şovlar, Un homme et une femme gibi söylediği şarkılar ve unutulmaz Bruno COQUATRIX'in L'Olympia Müzikholü'nde verdiği konserler... Sacha DISTEL'in eksikliği, yeryüzünün yoksulluğudur.

Artık onun gibi, şarkıları da öksüz kaldı.

Oysa onun yaşam şarkısı ne güzel başlamıştı. 29 Ocak 1933'te dünyaya gelen, Sacha Alexandre DISTEL'in aile geleneğinde zaten müzik vardı. Amcası ünlü orkestra şefi Ray VENTURA'dan aldığı ilhamla, gelecekte dünya müziğine imza atacaktı. 14 yaşında Paris'te Claude Bernard Lisesi'ne giderken, elinde gitarı, arkadaşları ile 'Les Noise Makers' grubunu kurdu. Dersleri bir yana, gitarı bir yana. Artık gitarla yatıp, gitarla kalkıyordu. Yaşamı, jazz müziğine odaklanmıştı. Düşlerindeki gitarın sesinde, dünya müzik devleriyle olan randevusu vardı. İlk randevusu genç Juliette GRECO ile oldu. Henüz 15 yaşındayken sahnede GRECO'ya gitarıyla eşlik etmek herkese nasip olacak bir şans değildi. Ustalık istiyordu. Gitarla olan dostluğu onu rakipsiz kılmıştı. 17 yaşında girdiği 'En İyi Amatör Jazz Gitarı' yarışmasında Fransız müzikseverleri onu birincilik tacına layık gördüler. Gitardaki ustalığını 1953'te bir kez daha kanıtladı. Bu defa, profesyoneller arasında Fransa'nın 'En İyi Jazz Gitaristi' seçildi.

Gitar, müzik, jazz derken vatan vazifesi gelip çatmıştı. 6 Kasım 1953'te, 20 yaşında üzerine giydiği Fransız askeri üniformasını, 10 Şubat 1955'te çıkarınca kendisini yine müziğin içinde buldu. Bu defaki randevusu jazz'ın dünya markası 'Modern Jazz Quartet' le oldu. Quartet'in piyanisti John LEWIS ile 'Afternoon in Paris' adlı albümü yaptı. Jazz'ın devleriyle olan randevusu, Modern Jazz Quartet'den sonra, Lionel HAMPTON, Stan GETZ, Dizzy GILLEPIE, Sarah VAUGHAN, Ella FITZGERALD, Oscar PETERSON ile devam etti.

Gitarıyla ses evreninde parladığı ve bu parlaklığı dönemin en güzel kadınlarından biri olan Brigitte BARDOT'nun aşkıyla tütsülediği günlerde, yeni bir denemeye girişti. Artistik yönetmeni Maurice TEZE'nin de teşvikiyle şarkı söylemeye başladı. Bruno COQUATRIX'in sahibi olduğu L'Olympia'da sahneye çıktı. Brigitte BARDOT ile 'Soleil de ma Vie' adlı şarkıyı ses lendirdi. Söylediği İngilizce, Almanca, İspanyolca birbirinden güzel şarkılarla, müzikseverlerin kalplerini kazanmasını bildi. Dostum Sacha DISTEL, bir zamanlar sözlerini benim yazdığım 'Kime Derler Sana Derler' adlı şarkıyı söyleyerek Türk müzikseverlerin de kalbini kazanmıştı. Bu şarkı Türk Pop'unun ilk ürünlerindendi. Aylarca sevilen ezgiler listesinde bir numara oldu. O dönemde bizim yerli sanatçılar dış kaynaklı müziklere yazılan Türkçe sözlü şarkılara pek sıcak bakmazlardı. Sacha DISTEL'in söylediği 'Kime Derler Sana Derler' ve rahmetli Fecri EBCİOĞLU'nun yazdığı, Adamo'nun seslendirdiği 'Her Yerde Kar Var' adlı şarkılar Türk Pop müziğinin kaderini değiştirmişti.

Yabancıların okudukları Türkçe şarkılar tutulup, sevilince işin rengi değişti. Hatta 'Aranjman' tabir edilen bir moda doğmuş oldu. Radyo Günleri'nde tüm sanatçılar bu şarkıları okudular.

Sacha'nın şarkısı dönemin en sevilen şarkılarından biri oldu. Hatta filmlerde yer aldı. Genç Ajda PEKKAN; Vahi ÖZ, Tamer YİĞİT ve Süleyman TURAN ile birlikte oynadığı 'Babamız Evleniyor' adlı filmin gazino sahnesinde dans ederek söylemişti. Sevgili Çolpan İLHAN'da kendi sesiyle, Filiz AKIN ve Ayhan IŞIK ile birlikte çevirdiği 'Kolejli Kızın Aşkı' filminde, bu şarkıyı seslendirmişti. Şarkı, orijinal yorumu ile dört filmde daha kullanıldı. Sacha DISTEL'in yaşama veda edişi, geçmişe dönük çağrışımlar uyandırdı bende. Paris'te o günlerde, Ecole Normale'a giden Timur SELÇUK, stüdyoda Sacha DISTEL'in Türkçe telaffuzuna yardımcı olmuştu. Üstelik o gün Timur'un doğumgünüydü. Ama baba dostu olan, vefakar Timur, benim hatırımı kırmayıp doğumgününü stüdyoda kayıt yapılırken Sacha'ya Türkçe öğretmekle geçirmişti. Sonrada öğrendiğime göre kayıt bittikten sonra, Sacha DISTEL, Maurice TEZE ile birlikte Paris'te bir kahvede

Timur'un doğumgününü birer kadeh konyakla kutlamışlar.Uzaklardan bir dostum, artık daha uzaklara gitti. Bir daha hiç dönmeyecek. Artık, onun sesi, soluğu bantlarda, albümlerde kaldı. Anılarda kalan eski dostluklar gibi.

KİME DERLER, SANA DERLER
'La Chanson Orientale' 2.50 dk.
Müzik: Maurice Tezé
Söz: Sezen Cumhur Önal
Orkestra: Alain Goraguer
Solist: Sacha Distel

La la la la la
Kime derler sana derler
Benim sevgilim
Bir içim su, fidan boylu
Bir tanem güzelim benim
Gece gibi, gündüz gibi
Gelsen bana sen
Burda kalsan, hayat versen
Sen hep aman benim olsan
Sen bil ki; benim güzelim
Sevgim, aşkım delice
En tatlı mutlu bilmece
Gözlerin gözlerin bence
Saçında o eski rüzgar
Bana bu şarkıyı fısıldar
Gel güzelim, gel güzelim
beni unutma, sen beni.
La la la la la

La la la la la
Lale gibi, bahar gibi
Solmaz çiçeğim
Aşk uykusu, yaz yağmuru
Sendedir sevgilim benim
Yıldız düşer, hayat biter
Gidersen eğer sen
Gitme burdan orada kalsan
Sen hep aman benim olsan
Sen bil ki; benim güzelim
Sevgim aşkım delice
En tatlı mutlu bilmece
Gözlerin, gözlerin bence
Saçında o eski rüzgar
Bana bu şarkıyı fısıldar
Gel güzelim, gel sevgilim
beni unutma sen beni










# # # # # # # #