YAZDIK DA NE OLDU!
HADİ NEŞET TÜRKMEN

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi

 

SİZ BU GÖRÜNTÜNÜN NERESİNDESİNİZ?


Türkiye Odalar Birliği 'Ekonomik Barometre' adı altında 3517 firma arasında bir anket gerçekleştirmiş. Bu ankete göre firmaların büyük bir kısmı yılın ikinci yarısına yönelik iyimser görüş belirtmişler. Ankete katılanların yüzde 42.8'i yılın ikinci yarısında yurtiçindeki gelişmelerin kendileri için olumlu olacak sonuçlar doğuracağı inancı içindeymişler.

Eğer bu anket sonuçları TOBB'un 1 milyon 300 bin üyesi içinde aynı orantıda kabul edilirse fevkalade olumlu bir tablo ile önümüzdeki dönemde karşılaşacağız demektir. Ayrıca imalat sanayii sektörünün bu yılın ikinci üç aylık üretim değeri ağırlıklı ortalaması da son yılların en yüksek değeri olan yüzde 82.8'e çıkmıştır. Enteresan olan bir başka yönde Nisan-Haziran döneminde kapasite kullanma oranı özel sektörde yüzde 82.1, kamu sektöründe ise yüzde 84.1 olarak gerçekleşmiştir. Geçen yıl aynı dönemde kamu ve özel sektörün toplam kapasite kullanım oranı yüzde 78.1 iken bu yıl yüzde 4.7 daha artmıştır. Bütün bu rakamlar ülkeyi ve hepimizi gelecek adına umutlandırmaktadır ve mutlu etmektedir.

Koç Holding emekli kurmaylarından KalDer Başkanı Sayın Hasan SUBAŞI'da 'Dün, bir araya geldiğimizde konuştuğumuz konular genellikle geleceği şekillendirmek olurdu. Hep yangın söndürürdük. Sorunlar çıkıyor ve çözüyorduk. Bugün günlük sorunlardan çıkıp ileriyi düşünmeye yeni başladık.' demiş. Bu tespit de fevkalade yerinde ve uygulanacak tedaviye yön verecek niteliktedir. Görüntüden anlaşılıyor ki buraya kadar olan değerlendirmeler pozitiftir. Bir de bu değerlendirmelerin negatif olduğunu söyleyenler bu ülkede mevcuttur.

Onlar kimler mi?.. İşsiz kalan gençler, üniversite bitirdiği halde ana-baba parasıyla geçinenler, bankalardan, gazetelerden çıkartılan beyin gücümüz, yani eğitilmiş rafine insanlarımızdır.

Amerika'da Vietnam Savaşı sonrası sokakta dolaşan sendromlu kişiler gibi büyük şehirlerimizdeki yalnız ve ızdıraplı vatandaşlarımız, emekliler, öğretmenler, memurlar, çiftçiler, köylüler, işçiler, küçük sanayiciler ve tüccarlar, esnaflar ve de işportacılar...

Daha fazlasını yazmaya hiç gerek yok. Bu liste uzadıkça uzar. 70 milyonluk Türkiye'nin en fazla 5 milyonu, yazımın ilk bölümüne destek verip, pozitif görüntüyü yakalayanlardır. Geri kalan 65 milyonu da negatif değerlendirenlerdir.

Eğer mutlu ve mesut olanları ilk 5 senede 25 milyona çıkartamazsak mevcut 5 milyonluk pozitif düşünen kitleyi de sıkıntıya sokarız. Yasama ve yürütme erkinin yönlendirici mimarları, değerli seçilmişler bu ülkede bazı değerlerden dolayı sosyal bir patlama olmuyorsa, sadece şükretmek ve Cenab-Allah'ı işveren gibi görüp, bizlere durup dururken imkan sağlamasını beklemek de bu çağımızda hiç de akıl karı değildir.

Yüce Rabbimiz çalışana, bilgi sahibi olana, insan ve doğa sevgisi taşıyana, kaynakları kullanmasını bilene ve de kul hakkı yemeyene imkan sağlıyor.

İslamın 6'ncı şartı haddini bildirmek değil, yeri geldiği zaman haddini bilmektir. Bizden bu kadar...






# # # # # # # #