YÜKSEK KRAMPONLAR
FERYAL PERE

Yazar



AŞIĞA BAĞDAT SORULMAZ


Bir süredir lacivert gökyüzünde göz kırpan kutup yıldızına/ Hiç duymasak da sesini yaz gelince öttüklerine inandığımız "turna"lara/ Sarının yanına laciverti, Pierre'in yanına Nobre'yi koyanlara/ İzmir'in bir ara sokağında ya da Denizli'nin balkonlarında bayraklarını hazırda tutanlara/ Sabiha Gökçen'de gülücükler saçan Yüksel'in minik kızına/ Fırat'la Dicle'yi, Arda'yla Meriç'i, Kızılırmak'la Yeşilırmak'ı birleştirip suları coşturanlara/ Denizler ortasında yelkensiz bırakmayanlara/ Yağmurlarda çamurlarda omuz omuza duran Leylalar'a, Mecnunlar'a/ Tuncaylar'a, Memolar'a, Serhatlar'a/ Kardeş ülke Brezilya karnavalını Kadıköy'e taşıyanlara/ İlk haftada, boğazda bir yumru bırakan, ancak aslında bu şenliğin ilk meşalesini yaktıran Awacs (erken uyarı uçağı) Aykut Kocaman'a, Uche'nin sakızına/ Hem sevgililer, hem anneler gününü atlamayanlara/ Yağmurdan sonraki toprak kokusuna/ 99. yıllarında 'tadı yok sensiz geçen ne baharın ne yazın...' şarkısını söyleten ezeli ve ebedilere...

Daumlar'a, Kochlar'a, Volkan Ballılar'a, 'Üs yok, tesis var'ı bu defa doğru söyleyenlere/ Devre aralarında 'Şimdi n'olacak?' gibi mantıklı sorularımıza bıkmadan cevap veren yönetime, Başkan'a/ Kendisi için küçük, insanlık için büyük adımlar atan Rebrov'a, Ümit Özat'a, Trabzon yakışıklısı Recep'e, kalan haftaların Schumacher'i Volkan'a/ Ayın şavkını sazlarına vurduranlara/ Dünyayı durduran, 'pozitif ayrımcılıklarıyla' güneşi doğduranlara/ Ayakkabı bile alamayan çocuklara ve babalarına sanki hanları hamamları verenlere/ Lavanta kolonyası ferahlığı Semih'e/ Ümmidi vatan Olcan'a, yeni gelenlere/ Şırnak'ta, Lalapaşa'da, Ödemiş'de, Karaman'da mutluluğun resmini çizenlere/ Hem Anadolu'yu, hem Evropa'yı kucaklama tatlılığına/ Zaman zaman mağdur ama onurluya/ Sadece başarıya endeksli agresif kimliklere inat, yağmurda beraber ıslananlara/ Geçse de gençlik çağı bu sevdadan vazgeçmeyenlere... 34 yıllık kimliğinin tam içine,imzasının ortasına '17' koyanlara/ Menekşelere, zambaklara/ Sen kalbimin mehtabısın, güneşisin'e/ röfleleri Beckham'dan güzel Tomas'a/ Adları hemen akla gelen Lefter'lere, Can'lara/ Gece yarısı uykudan uyandırıp (bu gece bu başıma gelecek !) 'amanın, onu nasıl unuttum'lara/ Tatlı gülüş pek yaraşır gamzelere/ Sevincin saati 90+1'lere/ Samandıra sabahlarına/ Okocha'nın 20:45'ine/ Aşkların en güzeline/ Barcelona'da sıla hasreti çektiğini söyleyenlere/ Nemrut dağındaki senfonik konserlere/ Havaya, suya, toprağa, ağaca, bebek gülüşlerine...

Bu şahane kimlikle bizleri tanıştıran babalara, dayılara/ Aşkı büyüten Ömer'lere/ Ne yazık ki bugünleri bizimle göremeyen, ama gökyüzünden bayrak sallayan 'evvel giden ahbaplara'...

Selam olsun!

Fenerbahçe'nin şampiyonluk yazısından.






# # # # # # # #