PERİSKOP
MEHMET UĞUR CİVELEK

Ekonomist



SORUN KÜRESEL OLUNCA


İşsizlik oranındaki artış ulusal bir sorun olduğunda IMF reçeteleri ile orta vadeli standart bir çözüm mümkün olabilir; fakat sorun küresel nitelikte ve büyüyor ise durum farklılaşıyor. İşsizlik arttıkça ücretler ve ekonomi daralıyor. Rekabet koşullarını sağlıklı hale getirmek normal koşullarda pek kolay olmuyor. Asıl önemlisi, işsizlik küresel bir sorun olduğunda IMF reçeteleri hiçbir işe yaramıyor; pazar ekonomisi çözüm üretmekte başarılı olamayınca ya daha kaotik ortam ya da korumacı yaklaşımların gelişmesi er veya geç gündeme geliyor.

Bugün için ülkemizde ciddi bir işsizlik sorunu yaşıyoruz. İstihdam daralmasa bile 27 yaş ortalamasındaki genç nüfus nedeniyle işsizler ordusu büyümeye devam ediyor. Ağırlaşan rekabet koşulları aza-lan ücretleri gündeme getirdikçe mevcut sorunlar ağırlaşırken yenileri ortaya çıkıyor.

İşverenler başta ücretler olmak üzere girdi maliyetleri azalır ve rekabet güçleri artar ise herşeyin düzelebileceğini düşünüyor. Rekabet ettikleri diğer ülkelerin durumunu gereken ölçüde dikkate almıyorlar. Sorun küresel arz fazları olduğu sürece diğer ülkelerin de benzer eğilimle cevap vereceğini ve sonuçta hiçbir şeyin değişmeyeceğini göremiyorlar. Tam aksine bu süreçte başta ücretler olmak üzere gerileyen gelirler nedeniyle küresel talep geriliyor, tasarruflar erirken arz-talep dengesizliği büyüyor sorun ağırlaşıyor.

1929 yılında yaşanan büyük buhran, arz fazlası nedeniyle yükselen işsizliğin nasıl yıkıcı olabileceğini göstermişti. Stoklar arttıkça, istihdam ve talep daralmış, işsizlik artarken tasarruf stokları hızla erimişti. İşsizlik küresel düzeyde yüzde 25 seviyesine kadar çıkarken, eksik rekabet koşulları gelişmiş, mali sistem büyük ölçüde tahrip olmuştu.

Devamında korumacı eğilimler güçlenmiş, İkinci Dünya Savaşı gibi uzun süreli büyük bir sıkıntı yaşanmıştı.

Bugün için sınai üretim artan bir hızla Güneydoğu Asya bölgesine doğru kayıyor. Diğer kesimlerde daha yüksek ücret alanlar işsiz kalırken gelir azalıyor. Güneydoğu AsyaÕda ise istihdam artıyor, bu düşük ücretler sayesinde oluyor.

Fakat sonuçta arz artarken talebin daralması, dengesizliğin büyümesi kaçınılmaz oluyor. İşsizlik küresel bir sorun haline geliyor ve pazar ekonomisi içinde kalarak çözülemez hale geliyor.

Dışa açık ulusal çözüm girişimleri başarılı olamıyor. Zira ikiz açık olarak tanımlanan cari denge ve bütçe açığının büyümesi önlenemiyor; tasarruf stoğu erir veya aynı kalırken borçlanma ihtiyacının artması sorunu ağırlaştırıyor.

Faizlerdeki yükseliş Merkez Bankalarının çabası ile önlenmeye çalışılır ise enflasyonun küresel düzeyde artması gündeme geliyor. Sorun farklılaşıyor fakat çözülemiyor. Siyasi ve sosyal istikrarı tesis etmek giderek zorlaşırken potansiyel maliyet artıyor.

Evet küresel düzeyde ciddi bir sorun yok ise herhangi bir ülkedeki işsizlik sorunu pazar ekonomisi içinde çözülebiliyor. Fakat küresel bir sorun söz konusu ise sıkıntı giderek büyüyor. İstikrar çizgisinden uzaklaştıkça güvenlik riski artıyor.






# # # # # # # #