ÇUVALDIZ
CELAL BEYSEL

MAKSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Marmara ve Kuzey Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu


"BAŞINI KUMA GÖMENLER" ÜLKESİ


Sosyal Devlet felsefesinin benimsendiği AB ülkelerinde son günlerde başlatılan değişimleri yine ıskalıyoruz. ABD'nin eğitimde, sağlıkta, zenginlikte Avrupa'yı geride bırakıp tüm dünyayı yönetir konuma gelmiş olması AB'yi kendi yönetim şeklini sorgulamaya itiyor. AB'nin Sosyal Demokrat Hükümetleri tüm tepkilere, hatta seçimleri kaybetme riskine rağmen sağlık, emeklilik, parasız eğitim, bürokrat, memur ve işçi imtiyazları ya da başka bir görüşle hakları- konularında radikal önlemler alıyorlar. Bu güne kadar uyguladıkları sistemin felsefesini kökünden sarsacak değişimler planlıyor, yapıyorlar.

Bunları yaparken istatistikleri inceliyorlar, rakamlara bakıyorlar, vatandaşlarına acı ilacı hastalık ilerlemeden veriyorlar. Üniversite harçları artıyor, devlet küçültülerek etkin hale getiriliyor, özelleştirmeler son aşamasında, sağlık harcamaları kontrol altına alınıyor, işsizlik parası kısıtlanıyorÉ

'Su akar, Türk bakar ' söylemini doğrulayan bir tavırla biz Avrupa'daki bu radikal değişime yine ilgisiz kalıyoruz. Kimisi ideolojilerine aykırı olduğundan hareketle gerçekleri gizleme ya da çarpıtma peşinde. Alakalı alakasız çeşitli dernek ve kuruluşlar Ğoyuncakları ellerinden gidecek korkusuyla olsa gerek- yıllardır perişan durumdaki SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesi fikrine karşı çıkıyor... Üniversite harçlarının yükseltilmesi, bu sayede ihtiyacı olan öğrencilerin dişe dokunur burs alabilmesi fikrini reddediyor, böylece sosyal devletin ne olduğunu Avrupalıdan daha iyi bildiklerini (!) ispat etmiş oluyorlar (!)

En çok paralı eğitime karşı 'sosyal devlette eğitim parasız olur' bayrağını açan 'en aydın' kesimimize şaşıyorum. Sahiden Türkiye'de, dünyada olup bitenlerden habersizler mi, yoksa ideolojik körlük, bağnazlık ya da inat nedeniyle mi bu yanlışı yapıyorlar? Yoksa bu akıl almaz aymazlık Ğöğrencilerinin bir bölümü paralı, diğer bölümü burslu olan- Vakıf Üniversiteleri'nin başarılarını kendilerine tehdit olarak görenlerin savunma mekanizması mı? Anlamakta güçlük çekiyorum.

'Eğitimin parasız olması, bizim gibi eğitim konusunda geri kalmış bir ülkede gereklidir' cümlesine kimse itiraz etmez, aslında. Mümkün olsa da en iyi hocaların, en mükemmel araç-gerecin bulunduğu, dünyadaki acımasız rekabet ortamında başarılı bireyler yetiştirebilen bedava eğitim kurumlarımız olsa. Ama gerçekler öyle değil. Bir kere rekabet ve zorlama olmayınca tembelleşmek insanoğlunun doğasında var, buna izin veremeyiz, vermemeliyiz. ABD'nin bu güne kadar her konudaki başarısı çalışma ve beceriyi ödüllendirmesinde, tembellik ve yeteneksizliğe göz yummamasında yatıyor. Sonra kaynaklarımız kısıtlı, önceliklere dikkat etmek zorundayız. Emeklemeden yürünemeyeceği gerçeğinden hareketle 'parasız eğitim'de önceliği üniversiteye değil, ilk ve orta eğitime vermeliyiz.

Bu konuda da kendimizi nasıl aldattığımızı ya da birileri tarafından aldatıldığımızı- görmeliyiz: Son zamanlarda Devlet İstatistik Enstitüsü'nün çalışmaları (*), Türkiye'de eğitimin zaten iddia edildiği gibi parasız olmadığını, parasız diyenlerin ilk ve orta öğretimde 'kayıt parası' adı altında alınan 'haraç'ları ve üniversitelere giriş için öğrencilerin özel kurslara yaptıkları inanılmaz harcamaları göz ardı ettiklerini ne kadar güzel sergiliyor.

İstatistiklerden çarpıcı bir alıntı: Türkiye'de üniversitelerin eğitim harcamaları toplam 204 trilyon lira. Üniversiteye girmek için gittikleri hazırlık kurslarınaysa 210 trilyon lira ödüyor, öğrenciler.

Yani Üniversite harçlarının yükseltilmesini reddedenler, hazırlık kurslarına ödenen ve -bence- sokağa atılan paraları neden görmezden gelirler, bu konuda bir çözüm önerisi getirmezler? Üniversiteye giden öğrencilerin harç parası ödemeye paraları yok, ama giriş kurslarına avuç avuç para harcama imkanları var. 'İlle de parasız üniversite' felsefesi nasıl olur da bu berbat gerçek göz ardı edilerek savunulabilir?

DİE görevini yapmış. Geriye, başımızı kumdan çıkartmak, rakamları yorumlayıp gereken adımları atmak kalıyor.

*(bkz:http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/egitim/hb11102004.html)






# # # # # # # #