ADİL DÖNMEZ
GYİAD Genç Yönetici ve İşadamları Derneği Sivil Toplum Kuruluşları ve Sosyal İlişkiler Komite Başkanı-Ekonomist MBA

TEHDİT=FIRSAT
TSUNAMİ GELİYOR MU?


Adil DÖNMEZ, WTO (Dünya Ticaret Örgütü) antlaşması gereği 2005 yılı itibari ile kotaların kalkmasının Türkiye-Çin ekonomik ilişkilerine etkisi konusunda bilgi verdi.

Çin Halk Cumhuriyeti Aralık 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütüne üye olarak dış pazarlara açılmak konusunda önemli bir adım attı ve diğer ülkeler ile rekabet etmeye başladı.Bununla birlikte Çin halkının ticaret konusundaki temel felsefesi de değişmeye başladı. En önemli değişiklik olarak planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişi gösterebiliriz. Bu serbest piyasa koşulları altında tüm sektörler yeniden yapılanmaya başladılar ve üretim kalitesini arttırma yönünde hızlı ve önemli gelişmeler gösterdiler.

Son yıllarda oldukça fazla yeni ve ileri teknoloji ürünlerini başarıyla yapıyorlar. Şu anda kotalar kalkmamış olmasına rağmen,ülkelerimiz arasında oldukça yüksek bir oranda ithalat-ihracat dengesizliği bulunmaktadır. Kotaların kalkması ile birlikte Türk üreticiler, Çin mallarının ülkemize gelmesini nasıl engellerizden ziyade sektörel bazda işbirliği içinde bulunarak Çin'e olan ihracatı arttırma yönünde çalışmalar göstermelidirler. Çin'de üretim maliyetlerinin daha düşük olmasının başlıca nedenleri; enerji, (Elektrik, Akaryakıt) düşük işçi ücretleri, üretim yerlerine ait gayrimenkul fiyatlarının düşük olması ve düşük vergi oranlarıdır.

Bununla birlikte çok büyük bir iç pazarı bünyesinde barındırmakta, hızlı gelişme içerisinde hammadde ihtiyaçlarını karşılayamamakta ve büyük bir hacimde ithalat gerçekleştirmektedir. Türkiye'nin ilk hedefi mümkün olduğu kadar çok, bu ithalat pastasından pay almaya çalışmak olmalıdır. Türkiye'deki organizasyon ve sektörel olarak işbirliği eksikliğinden dolayı bir çok Türk ürünü başka ülke firmaları tarafından Çin'e ihraç edilmektedir.

Örnek vermek gerekirse; Türkiye'de çıkarılan mermerler herhangi bir ülkeye (mermer işleme teknolojisi yüksek İtalya gibi) satılmakta, buradan da Çin'e ihraç edilmektedir. Çin'li alıcılar buraya geldikleri zaman daha yüksek fiyatlarla karşılaşmakta ve uygun çalışma koşulları elde edememektedirler. Bu konuda daha bir çok örnek vermek mümkündür. Son zamanlarda şirketimize asıl Çin'den sürekli olarak daha ucuz mal bulurum yönünde oldukça talep gelmektedir.

Yüksek oranda kalite standardı düşük ürünlerin Çin'den ithal edildiğinden şikayet edilmektedir. Fakat bir çok insan bunun kısa zamanda yüksek bir oranda kazanç sağlamak istemekten başka bir düşüncesi olmayan ve Türk halkının düşük alım gücü seviyesini kendine çıkar olarak kullanan ithalatçılardan kaynaklandığını bilmemektedir.

Çin Halk Cumhuriyeti'nde yüksek kalitede çok fazla üretim yapılmakta ve bir çok Avrupa ilkesine ihraç edilmektedir. Türkiye hükümeti, çok ucuz fiyatlara Çin 'de kalitesiz imalat yaptıran bu düşüncedeki Türk ithalatçısının önünü kesecek tedbirler almalı ve kalite konusundaki denetlemelerin titizlikle uygulanmasını sağlamalıdır. Oysaki uzun zamandır bir yerli üretici şirketimize başvurup ürettiğim ürünleri Çin'e nasıl satarım ne yapmam gerekir diye bir talepte bulunmamaktadır.

Halbuki Çin Halk Cumhuriyeti oldukça büyük hacimde ithalat yapmaktadır. Çin'li üreticiler sektörel bazda fuarlar düzenlemekte, gruplar halinde Türkiye'ye gelerek pazar araştırması ve iş görüşlemeleri yapmaktadır. Ürünlerini pazarlama yönünde büyük bir gayret göstermekte ve reklam yapmaktadır. Buradaki yerli üreticimiz ise alıcının gelip kapısını çalmasını beklemektedir.

Yine bu noktada en büyük eksiklik, üretici firmaların işbirliği içinde kuruluş ve organizasyonlar çerçevesinde çalışmaması olarak görülmektedir. Çin Türkiye'den çeşitli madenler, her sektöre yönelik hammaddeler, kaliteli kumaş ve giyim malzemeleri, mevsim meyveleri, çiçekler ithal etmeye hazır bir ülke konumundadır.

Ayrıca Türkiye'nin elinde bacasız sanayi olan turizm gibi değerli bir sektör bulunmaktadır. Türkiye ile Çin arasında yapılan anlaşmadan sonra geçen her yılda gelen Çin'li turist sayısında artış görülmesine rağmen bu düşük bir seviyededir. Çin'in hızlı bir şekilde kalkınmasına paralel olarak Çin'li turistlerin dış ülkelere seyahat oranları da artmaktadır.

Türkiye çok eski bir tarihe sahip ve birçok kültürü bünyesinde barındıran zengin bir kültür ve tarih turizmine açık bir ülke olmasına rağmen yeterli reklam ve tanıtım yapılmadığı için Çin halkının büyük çoğunluğu Türkiye hakkında fikir sahibi değildir ve zihinlerinden bin bir gece masallarındaki gibi bir ülke hayal etmektedirler.

Çinli turistleri Türkiye'ye çekmek için çeşitli reklam çalışmaları yapılmalı ve kültürel organizasyonlar gerçekleştirilmelidir. Çin'in Dünya Ticaret Örgütüne üye olması iki ülke açısından daha faydalı olacaktır. Bu vesile ile iki ülke arasındaki işbirliği ve yatırım faaliyetlerinde artış görülebilir ve bir milyar üç yüz milyon gibi kalabalık bir pazar Türk ürünlerini beklemektedir.







# # # # # # # #