MESUT TATLIPINAR
Emery Worldwide Genel Müdürü ve Siyaset Bilimci
General Manager of Emery Worldwide, Political Scientist


LİKYA'LI PERİKLES DEMOKRASİSİ YA DA 500 BİNLER MECLİSİ


Bütün toplumlar, teknolojik yeniliklere paralel olarak hızla değişiyor. Bunun akside düşünülemez zaten. 18, 19 ve 20. yüzyıllarda hep böyle olmuştu. 21. yüzyılda da farklısı olmayacak.

Teknolojiye öncülük eden herhangi bir ülkede ortaya çıkan her teknolojik yenilik, sınırları aşarak; neredeyse, bütün dünyada toplumsal hayata yönelik ilginç değişimlere ve yansımalara neden oluyor.

Gelenekler, davranış kalıpları, tüketim eğilimleri, kadın-erkek ilişkileri hatta kemikleşmiş cinsel tabular bile ortaya çıkan bu yenilikle birlikte, son sürat değişiyor. Örneğin, yapılan bir araştırmada; Viagra'nın icadı, turizm, tekstil ve eğlence sektörüne yeni tüketiciler katmış, yaşlı kuşağın tüketim ve davranış kalıplarınında ciddi değişimler olduğu tespit edilmiş...

Peki ya siyasetin, demokrasinin ve kamu yönetiminin kalıpları yerli yerinde mi kalacak?

Tukidides Tarihi'nde yer alan, Perikles'in ünlü söylevi, demokratik düşünceye önemli katkıları olan bir belge sayılır. Perikles bu söylevinde, demokrasinin, birkaç seçkin yurttaşın değil, tüm yurttaşların katkılarıyla var olan bir rejim olduğunu vurgular. Herkesin eşit hak ve yükümlülüklere sahip bulunduğunu, soylu oluşuna göre değil, yeteneklerine ve "kazandığı üne" göre devletteki yerini alabileceğini söyler. Likyalı Perikles bu ünlü söylevinde; demokrasinin özgürlük, hoşgörü ve sorumluluk ilkelerine değindikten sonra, şöyle diyor: "Devlet işlerine karışmayanlara, kendi işi gücü ile uğraşan sessiz bir yurttaş değil, hiçbir işe yaramayan biri gözüyle bakıyoruz. Bir politikayı, ancak birkaç kişi ortaya koyabilir, ama hepimiz onu yargılayacak yetenekteyiz. Biz tartışmaya, siyasal eylemin önüne dikilen bir engel diye değil, bilgece davranmanın vazgeçilmez bir ön hazırlığı diye bakarız."

1789 Burjuva devriminden sonra parlamenter demokrasilerin ortaya çıkmasıyla temelleri 19.yy'da atılan siyasi parti yapıları, sol-sağ kavramları ve siyasi yelpaze, demokrasinin tarifi ve bu tarife göre kendini konumlandırmış sosyal demokrasi, liberallik, muhafazakarlık gibi kavramlar, seçim sistemleri, yasa yapma süreci, kamu yönetimi ilkeleri, devlet ve devletin fonksiyonları, dış güvenlik ve tehdit algılamaları, uluslararası hukuk ve teamüller hiç değişmeyecek mi?

Bundan sonra yazacaklarım için; pek çoğunuz, "ütopya" diyerek müstehzi bir tavır takınabilir elbette. Ama ben yine de söylemek istiyorum. Anadolulu Perikles'in 2400 yıl önce söylediklerinden ilham alarak O'nun söylediklerine kendimce katkıda bulunmak istiyorum. Günümüz dünyasında, birkaç istisna hariç yasa yapma yetkisi parlementolarındır. Bu sistemin ilk nüvesi 20-30 bin kişilik site devletlerinin ihtiyaçlarına göre tasarlanarak ortaya çıkmış ve yaklaşık 2500 yıllık bir geçmişi vardır. İlk ütopik ve radikal önerimiz; bu 2500 yıllık "köhne" modelden vazgeçilerek ortaya yeni bir kamu yönetimi ve devlet idaresi paradigması konulmasıdır.

Teknolojinin ulaştığı bugünkü imkanlarla yasa yapma, ülke yönetme ve karar yetkisi 300-500 kişilik temsili parlementolara değil her yıl yenilenecek 100 Binler ya da 500 Binler meclisi kurularak "elektronik ortamda" oluşacak bu genel meclise devredilmelidir.

Siyasi partileri ortadan kaldırarak yerine (bütün dünyada siyasi partilerin çoğu çıkar örgütü veya organize suç örgütü gibi çalışmaktadır) meslek kuruluşlarının ve sivil örgütlerin oluşturacağı mahalli, ülkesel ve küresel sivil örgütler konulmalıdır. Hükümetler (ülkesel/bölgesel icra komiteleri); bu örgütlerin göstereceği adaylar arasından uzmanlar meclisi tarafından seçilmelidir ve tam gün çalışmalıdır. Başbakanlık ve/veya başkanlık; adının, "ülke lideri" olarak değiştirilerek ve hiç bir yasal kısıtlama ve engelleme olmaksızın 15 yaşını bitirmiş her yurttaş tarafından 10 yıl süreyle seçilecek 30 yaşını doldurmuş 1 asil 5 yedek üyeden oluşmalı. Ülke lideri çok geniş bir yetkiyle donatılıp bütün toplumu temsil etmeli, liderin de göreve devam edebilmesi için; her yıl, 500 binler meclisinden vize alması, vize alamayan lider görevi yedek üyeye bırakması sağlanmalıdır. Merkezi Bakanlıkların da; icra ve karar organları olmaları yerine, ülkesel koordinasyon ve denetim ağırlıklı olarak yeniden örgütleyip kamu hizmetlerinin neredeyse tamamının yerel (mahalli) on binler ya da yüz binler meclisine ve bu meclisin atayacağı bakanlar kuruluna devri sağlanmalıdır. Her türlü hırsızlık, yolsuzluk ve organize suç örgütünü devre dışı bırakmak için; kağıt para, çek, senet gibi her türlü ödemeye yönelik aracın ortadan kaldırılarak parasal işlemlerin büyük bir bölümü bankalar aracılığı ile elektronik ortamda yapılmalı, küçük ödemelerin de akbil, kredi kartı veya madeni para ile gerçekleşmesi sağlanmalıdır.

Sanayide ve hizmetler sektöründe istihdam edilmesi artık çok zor olan milyonlarca insanın insanca yaşamasını teminen; ekilebilir toprakların yeni baştan TIMAR sistemine benzer bir sistemle yapılandırılması, tarım toprakları üzerinden özel mülkiyetin kaldırılılarak bunların işletilmesinin yerel meclislere verilmesi ve kamu önderliğinde -bünyelerinde AR-GE'ler olan- bölgesel çiftliklerin kurulması; genetik tarım, elektronik sulama, bilimsel gübreleme gibi modern tekniklerin kullanması sağlanmalıdır. Bu bölgesel çiftlikler; modern satış, depolama ve dağıtım şirketleriyle desteklenmeli, dünya tarım borsalarına entegre çalışması sağlanmalıdır.

Aynı şekilde hayvancılık ve buna bağlı olarak entegre sanayi tesislerinin de bölgesel yönetimlerce hayata geçirilmesidir.Bu öneri yeni bir yöntem değildir. Eski Sovyetlerdeki Kolhozlar, Israil'de ki Kibbutzlar bu alanda çok başarılı çalışmalar yapmışlardır. Tarım ve hayvancılık çok önemlidir. İnsanlar 1000 yıl sonra da yiyecek ihtiyacında olacaklardır. Günümüz dünyasında 2400 yıl evveline nazaran bir tezat gibi gözükse de hiç bir devlet "iyi" yönetilmemektedir. çünkü devlet idaresindeki örgütlenme ve yönetim biçimindeki egemen zihniyet 2500 yıl evvelsinin site devletler dönemiyle aynıdır. Türkiye gibi 70 milyonluk bir ülkeyi, 550 kişilik bir meclis ve 25 kişilik bakanlar kurulu; "merkezi mantıkla", yönetemez ve denetleyemez. 550 kişiyle ancak 20-25 bin kişilik site devletleri yönetilir. Temsili demokrasiler; başta ABD ve İngiltere olmak üzere, bütün dünyada iflas etmiştir. Dünya üzerinde ciddi bir yönetim ve denetim boşluğu vardır. Bu boşluk, bazı ulus-üstü küresel Tekeller tarafından iyi kullanılarak soygun amaçlı haksız savaşlar çıkartılmakta ve hızlanan süreçte, küresel kaynaklar bir avuç çok uluslu tekellerin denetimine girmektedir. Bu kısır döngü neticesinde daha da güçlenen bu şirketler, ülke medyalarını da kontrolleri altına alarak, perde arkasından yine başta ABD ve İngiltere olmak üzere bütün ülkeleri yönetmektedirler. Bu nedenle; Dünya siyaseti, iletişim teknolojisindeki imkanları kullanarak yeniden doğrudan demokrasiye ya da benim ifademle; genişletilmiş temsili demokrasiye geri dönmek zorundadır. Halen bu teknik imkanlardan ve alt yapıdan yoksun az gelişmiş ülke yönetim ve denetimleri de yeni Birleşmiş Milletler'e ya da yeni adıyla Dünya Ülkeler Federesyonu Başkalığı'na devredilmelidir. Bütün ülkelerin silahları kuvvetleri bu federasyonun denetimine girmeli ve bütün dünyada nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar yasaklanmalı ve imha edilmelidir.

Dünyamızın çok ciddi anlamda ve hızla; geri dönülemez bir kaosa ve karmaşaya doğru gittiğini, bu kaostan tek çıkış yolunun da; Dünya yönetiminin çoğulcu, katılımcı , eşit ve adil prensiplere göre örgütlenmiş yeni bir siyaset ve kamu yönetimi paradigmasında olduğunu söylemek istiyorum.



A DEMOCRACY OF PERIKLES OF LYKIA OR A PARLIAMENT OF 500 THOUSAND MEMBERS


In his famous speech, Perikles of Lykia of ancient times states that all citizens must take part in political processes underlining the fact that everyone is capable of judging political ideas although those ideas may come from a limited number of people. Today, our administrative systems are based on a system that was developed 2500 years ago. It is high time we abandoned this archaic system and adopted a new paradigm of state administration. Within this new framework, a parliament made up of 500 thousand people can be convened in an on-line environment. Political parties must be abolished and replaced by professional bodies and civil organizations. Governments must be elected by a board of experts from among candidates to be nominated by these civil organizations. In order to eliminate all kinds of fraud, corruption and organized crime, the use of banknotes and instruments such as checks and promissory notes should be ended. Bank transfers, credit cards and coins for petty transactions can be used at all times. Meanwhile, an agricultural reform is also needed. States are not being administered well today. In fact, we are all under the lobbying pressures of multinationals around the world. Our world is on a path of irreversible chaos. The only way out of this chaos would be a new pluralistic and participatory system of public administration based on equalitarian and fair principles.



# # # # # # # #