İĞNE Bedii OKYAY
Nerede yanlış yaptık?
 
Yirmili yaşlarda hayata atılan ümitleri ve beklentilerisınırsız olan coşkulu gençleri uzun yıllar ödemek zorunda olacakları ülke borçları altına sokan,onların geleceklerini ipotek altına alan bizler yarın bu gençlerene diyeceğiz?Bizler kapitalist sistemin yarattığı tüketim toplumunun bir parçası olarak ülke yöneticilerimizingünü kurtarma, eğitimsiz yığınlara hoş görünme adına yürüttükleripopülist politikalara göz yummuş,üretmedentüketmeye alıştırılmış büyükleriniz olarak yedik içtik yan geldik yattık bu yaşamımızı sürdürebilmek için deyurt dışından aldığımız borçları ve faizlerisizlere ciro ettik sizlerde çalışıp ödeyin mi diyeceğiz?
Utancımız bize bu itirafları yapmamıza engel olsa bile 2008 sonu itibarıyla son altı yılda; Özel sektör borcu 44 milyar dolardan 196 milyar dolara; Kamu borcu 148 milyar dolardan 295 milyar dolara; Hane halkı borcu 4 milyar dolardan 80 milyar dolara çıkmışsa bu gerçeğinasıl örteceğiz? Bu dönemde sizlerin geleceğiniz için yapmamız gereken yatırımlar için para ayıramadık zira borçlarımız karşılığı 225 milyar dolar faiz ödedik nasıl diyeceğiz?
Düşük kur yüksek faiz cinliği ile yeryüzünde serseri mayın gibi dolaşıp ülke ekonomilerini yiyip semiren kısa vadeli sermaye hareketlerini ülkemize çekip dünyanın bir başka ülkesinde bulamayacağı yüksek faizi ödeyerek bir yanlış yaparken bu fonları üretken yatırımlar yerineithal tüketim mallarının finansmanında kullanarak ikinci büyük yanlışı yaptık. Değirmenin suyu devamlı akacak beklentisi ile bir diğer yanlışa imza attık.Yetmedi, işletmelerimizi işletiyor müş gibi yaparak zararına çalıştırıp kredi borçları ile batak hale getirdik. İhracatımız artıyor muş gibi göstererek son altı yılda dış ticaret açığımız 235 milyar dolara,cari işlemler açığımızı ise 165 milyar dolara tırmandırdık. Bankalarımız önünde işporta tezgahları kurarak sebil niyetine halkımıza kredi kartları dağıttık,bir tane yetmedi aileler de kim varsa onlara da ek kart vererek insanlarımızı borç batağına sürükledik. Bütün bu gerçeklerin dile getirilmesi gereken iletişim kanallarını ise pembe dizilerle,”aç kutuyu bul mutluluğu” programları ile donatıp toplumu düşünme tembeli haline getirdik. Biz acaba nerede yanlış yaptık?