PINAR ECZACIBAŞI

Gyiad Gibi Bir Kuruma Başkanlık Yaptığımdan Dolayı Çok Mutluyum
 
GYİAD, kuruluşundan beri üye olduğum bir STK ( Sivil Toplum Kuruluşu ). Son 4 senedir çok aktif olarak görev aldım. Başkan Yardımcılığını götürüyordum, şimdi Başkan olsam da ve benim için yeni bir görev gibi gözükse de aslında hep içinde olduğum bir işti bu. GYİAD’a ilk kadın başkan olmaktan mutluyum.
 
Pınar ECZACIBAŞI’nı tanıyabilir miyiz?

Eczacıbaşı ailesinden Vedat ECZACIBAŞI’nın kızıyım. Işık Lisesi’ni bitirdikten sonra Amerika’da kimya eğitimi gördüm. Türkiye’ye dönünce Eczacıbaşı İlaç Grubunda staj yaptım. Kalite Kontrol laboratuarında, İlaç Pazarlama bölümünde çalıştım. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi İşletmebölümünde master yaptım ve bankacılık sektörüne geçtim. Bu sektörde epeyce uzun bir süre çalıştım, aslında hala da bu sektördeyim. Şu anda Schroders Grubu’nun Türkiye temsilciliğini yapıyorum. Dünyada önde gelen varlık yönetim şirketlerinden birisiyiz. Avrupa’da ilk 3’ün içersindeyiz.Türkiye’ de yeni yeni piyasa araştırması yapıyoruz. Gerek Schroders fonlarının Türkiye’ye tanıtılması konusunda, gerekse bireysel portföy yönetiminde etkin olmaya çalışıyoruz.

GYİAD, kuruluşundan beri üye olduğum bir STK ( Sivil Toplum Kuruluşu ). Son 4 senedir çok aktif olarak görev aldım. Başkan Yardımcılığını götürüyordum, şimdi Başkan olsam da ve benim için yeni bir görev gibi gözükse de aslındahep içinde olduğum bir işti bu. GYİAD’a ilk kadın başkan olmaktan mutluyum. Hem kadın-erkek sayısı oranı hem de yaş grubu olarak güzel bir yönetim kurulu seçtiğimizi düşünüyorum. Yönetim Kurulu’nda değişik sektörlerden arkadaşlar var. GYİAD’ın şöyle bir demokratik yapısı var: Üyelerin yaklaşık %50’si yöneticidir, yani iş hayatlarını üst düzey yönetici olarak yürüten arkadaşlardır.%50’si de kendi işlerinin sahibidir ya da büyük kuruluşların 2. veya 3. jenerasyon temsilcileridir. Dolayısıyla GYİAD iş dünyasının çok içinden bir dernek. Çok güzel bir insan kaynağı barındırıyoruz. Böyle bir kuruma başkanlık yaptığımdan dolayı çok mutluyum.

Yeni dönemde ne gibi projeleriniz var ?

İş dünyasının içinde bir STK olmamızdan dolayı tabi ki konularımızı yine iş dünyasından seçiyoruz. Çok önemli gördüğümüz bir konu olan işsizlik konusunu geçtiğimiz dönemlerde işledik. Özellikle bu konuya girişimcilik boyutunda yaklaştık. Birtakım eğitim programlarını KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) ve İstanbul Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdik.

Bu eğitim programlarına daha geniş çaplı olarak devam edeceğiz. Geçtiğimiz dönemde 94 kişiye sertifikasını verdik ve içlerinde 16 kişi kendi şirketini kurdu. KOSGEB ilk proje finansmanlarını yaptı. Bu girişimlerimizi devam ettireceğiz. Benimle beraber, tabi ki kadının iş dünyasındaki yerinin altını da çizmek istiyorum. Bu amaçla bu girişimcilik programlarına Anadolu’da kadına yönelik olarak devam etmek istiyoruz, KOSGEB ile görüşeceğiz.Bu konuda diğer STK’larla da işbirliği içinde olacağız. KAGİDER (Kadın Girişimciler Derneği) ile bir takım projeler üretmeyi düşünüyoruz. Geçen dönem başladığımız projelere bu dönemde muhakkak devam edeceğiz. KAGİDER ve GYİAD olarak Anadolu’daki belli başlı 7-8 şehirdeki üniversitelerde, AB konularında, AB Türkiye için ne demek, Türkiye’ye ne getirecek, ne götürecek; bunları tartıştığımız bir dizi ziyaret ve konferans gerçekleştirdik. Anadolu ile olan ilişkimizi devam ettireceğiz. GYİAD İstanbul merkezli olmasına rağmen her şehrin de bir GYİAD’ı mevcut. GYİAD’ın 1986 yılındaki kuruluşundan bu yana gelen bilgi birikiminin ve İstanbul merkezli olmasının getirdiği konumla burada bir çatı örgütü oluşturmak düşüncemiz var. Bu konuyu şu anda içimizde değerlendiriyoruz. TUGİK’in (Genç İşadamları Konfederasyonu) kurucu üyesiyiz, orada da bu çalışmalarımızı devam ettireceğiz.

GYİAD, TUGİK’in bir parçasıdır, orada daha etkin yer almak amacındayız ve GYİAD’ın bu önder konumunun desteğiyle Anadolu GYİAD’ları açısından lider konumuna oturma çabamız var.

Geçmiş yıllarda, TÜGİAD ve GYİAD’ın birleşmesi gündeme gelmişti, bu konuya bakış açınız ve bu iki dernek arasındaki birleşmeyle ilgili yaklaşımınızı alabilir miyiz ?

Biz TÜGİAD’ı kardeş dernek olarak görüyoruz ve TÜGİAD ile benim de son 4 yıllık başkan yardımcılığı dönemimde eski başkanlardan Sayın Hayati KAYA ile biraraya geldik.Şimdiki başkan Sayın Murat SARAYLI ile de karşılaştık. Bu görüşmeleri ilerleterek devam etmek istiyoruz. Ben dünyadaki şirket birleşmelerini- verimlilik getirdiği sürece - çok sağlıklı buluyorum. Bu iki derneğin birleşmesi konusu gündeme geldi. Biz GYİAD olarak buna pozitif bakıyoruz. İki derneğin dinamikleri buna elverdiği sürece biz her zaman oradaki platformu açık tutuyoruz. Bütün gerçekleştirdiğimiz olaylara TÜGİAD üyelerini davet ediyoruz. Hem başkanlar, hem de üyeler arasındaki sıcak ilişkiyi her zaman davet ettirmeye çalışıyoruz. Aynı amacı güden 2 dernek isek burada liderliğin çok problem olmaması gerektiğini düşünüyorum. Başkanlık dönüşümlü olabilir, örnekleri çok var ama bugüne kadar gerçekleşmemiş bir proje. Biz bunu değerlendireceğiz. TÜGİAD’ın yaklaşımı da önemli.

Kimyadan bankacılığa geçişiniz nasıl oldu?

Ben lise hayatımda hem fen hem de sosyal konularda başarılıydım ve çok ciddi bir kararsızlık dönemi geçirdim. Birazcık Eczacıbaşı kanı olsa gerek, aile büyüklerine bakarak, o dönemde kimya eğitimine karar verdim. Kimyayı severek okudum, ancak çalışma hayatına girdiğim zaman ekonomi konuları daha çok ilgimi çekiyordu. İşletme master’ı yaptıktan sonra bir bankada staj yaptım ve oradan bankacılığa geçiş yaptım, kimya bayağı gerilerde kaldı.

Varlık yönetimi nedir?

Varlıklarınızın en etkin, en efektif performansla yönetilmesi. Biz Schroders olarak dünyanın bütün finans merkezlerinde araştırma ekiplerine sahibiz. Sydney, Londra, NY, Tokyo, Singapur’daki gruplarımız o finans merkezlerini en yakın şekilde takip ederek, analizler yapıyorlar. Müşterilerimizin yaklaşık 210 milyon dolarlık bir varlık yönetimi mevcut. Bu çok ciddi bir rakamdır. Bunun önemli bir kısmı kurumsal paradır, bundan kastımız emeklilik fonları; hayır kurumlarının paraları ve değişik kurumsal paralardır. Bir de bireysel paralar var. Bu amaçla İsviçre’de bir bankamız var; Schroders Co. Bank. Burada bireylerin varlık yönetimi yapılır. Amaç, müşteriye geniş bir perspektifle, geniş bir yelpazeyle, dünya finans piyasalarını açmak, aldığınız risk ve getiriyi saptayabilmek. Bugüne kadar Türkiye’de çok ciddi getiri ve götürüler oldu, dolayısıyla buradaki risk elementini gözardı edemeyiz. Biz yatırımcılarımıza şunu sağlıyoruz: bir portföy çeşitlendirmesi yapmanız lazım, bunu hem coğrafi açıdan, hem hisse senedi ve bono açılarından çeşitlendirebilirsiniz. Schroders’in dünyaya yayılmış ve birçok kere ödüllendirilmiş fonları var, onlardan alabilirsiniz, sadece Türkiye borsalarında oynamak, sadece Türk hazine bonosu almak yerine daha geniş perspektifte dünya piyasalarına bakmayı öneriyoruz. Tabi ki Türkiye piyasasını da gözardı etmiyoruz.

Müşterileriniz yeterince itimat ediyorlar mı? Varlık yönetimine yaklaşımları nasıl?

Bankasına dahi güvenmeyip yastık altı yapan da var, ya da kafayı bu konuyla yormuş olup da; ben kendim yaparım diyen de var. Gelişmiş piyasalarda profesyonellere vereceğiniz değer ve itimat ile, oradan kazancınızı görünce aslında varlıklarınızı yönetmek yerine, kendi işinize konsantre olmanızın ekonomik değerinin daha iyi olacağı yolunu göstermeye çalışıp ikna etmeye çalışıyoruz. Bireyler açısından portföy yönetimi de yapıyoruz.

Türkiye’nin son dönem ekonomisini değerlendirebilir miyiz?

Makro olarak kısaca bakarsak, Türkiye’nin IMF ile başlayıp devam eden, AB sürecinin yaşandığı şu devirde bir takım iddialı adımlar atıldığını düşünüyorum. Bunlar zaten hepimizin bildiği ve atılması gereken adımlardı. Son günlerde yaşanan kaotik dönem tabi ki insanların içinde huzursuzluk yaratıyor. Son 2-3 seneyi değerlendirdiğimiz zaman ciddi adımlar atıldığını, enflasyonun, faiz rakamlarının çift rakamlı hanelerden tek haneli rakamlara düşmesini çok büyük başarı olarak görüyorum. Ancak bu piyasalar güven piyasalarıdır; burada istikrar çok önemli. Türk lirasının dövize karşı %18-20’lik değer kaybı tabi ki hoş değil; dol