|
|||
|
|||
İlk okulda öğretmen Tahsin diye seslendi. Hiç oralı olmadım. Beni buldu. Niye cevap vermiyorsun dedi. Benim adım Bülent dedim. O zaman öğrendim ki benim göbek adım varmış.”Tahsin”. Yani “nesil adım” dedemin adı. Çok ileri yıllarda, Diş hekimi ablamın yanında çalışan, nur içinde yatsınlar ikisi de rahmetli oldu. Hasan ağabey vardı, nüktedan biriydi; Bülent dedi; dün “MCS” buradaydı. Kim o? dedim. Baban dedi. “Mahmut Celalettin Selen”. Çok güldüm ve hoşuma gitti. İşte ben böylece BTS oldum. Yani şimdinin deyimiyle “markam” bu. | |||
AB projeleri üretmek maksadıyla yola çıktım. Ancak ekibin birbirinden değerli elemanlarının birikimlerini göz ardı edemezdim. Bu yüzden, kent planlaması, çevre, sivil toplum konularını hep ön planda tutarken öte yandan pazarlama alanında akademik ve piyasa deneyimim sebebiyle pazarlama danışmanlığı da yapıyorum. Ayrıca sosyal bilimler yanında mühendislik desteğine olan ihtiyacımı arkadaşlarımındesteğiyle tamamlıyorum. Stratejik Planlama, Süreç Yönetimi eğitimleri de hizmet alanımızda. Planlama olmadan hiçbir şey olmaz. Dış ticaret alanında sürdürdüğüm profesyonel yöneticilik yaşamımı emeklilikle noktaladıktan sonra 1996 yılında ülkemizin AB’nin Gümrük Birliği’ne dahil olmasını izleyen süreçte AB ile ilgili gelişmeleri hep yakından takip ettim. (2000-2006) dönemini ilgili kaynaklardan yakından izledim. Bu arada çeşitli sivil toplum kurumlarına katıldım. (2007-2013) döneminde sivil topluma yönelik çağrılara hassasiyetle karşılık verdim. AB hibelerine yönelik birçok projeler ürettim. Bu süreçte kazandığım deneyimlerimi profesyonel danışman olaraksürdürmeye devam ediyorum. Bir yandan, 7’den 70’e her yaş kesimine, tarımdan, sanayiye bütün sektörlere, fertlerden kurumlara her çaptaki ihtiyaçlara yönelik, bütün AB kaynakları hakkındaki bilgi ve donanımımı herkesle paylaşmayı görev saydım. Bu amaçla muhtelif defalar gönüllü "AB hibeleri tanıtım" seminerleri verdim. Üniversitelere, gençlik derneklerine, Kobi’lere, tarım ve turizm sektörüne, sivil toplum kuruluşlarına,okul çağındaki gençlere, çocuklara bilgilendirme seminerlerivermeye devam ederken bir yandan da tüm bu kuruluşlara bir çok projeler üretiyorum. Bu projeler halen yürütülmektedir. AB ‘ninTürkiye’ye yıl bazında tahsis ettiği ve proje karşılığı kullandırdığı hibe bütçelerinin bir kısmı yeterli proje üretilmediğinden geri gitmektedir. Ülkemizin proje üretme kapasitesi yetersizdir. AB’nin açtığı hibe çağrılarından ilgili kurumların haberi olamamaktadır. Olanların ise hibe kavramının içeriği hakkındaki bilgileri yetersiz kalabilmektedir. Proje üretmek zor ve ulaşılmaz olarak algılanmaktadır. Hibe’nin karşılıksızca verilen hesapsız, kitapsız ve kontrolsüz bir ödeme olduğu düşünülmektedir. Bu durumda sistem suçlanmakta "kim bilir kimler alıyordur? Bize kalmaz." söylemiyle sonuçta tahsis edilen hibe bütçelerinin bir bölümü AB kasasına geri dönmektedir. Cevap vereyim doğru ve kurallara uygun projeyi üretenler çatır çatır alıyor bu hibeleri. Bu durumda sivil toplumun bu alanda bir danışmanlık ihtiyacı olduğunu ortaya koyduğu açıktır. BTS bu ihtiyaca cevap vermeyi amaçlamaktadır. Duyurum olmadan hiçbir şey yapamayacağı noktasından hareketle yukarıda sözü geçentanıtım seminerlerine istekler doğrultusunda devam etmektedir. Seminer konularının içinde proje hazırlama ve yürütme eğitimi de bulunmaktadır. BTS` nin talep sıkıntısı olmamasına rağmen her talep artışında yeni ekip arkadaşları yetiştirerek üniversiteden yeni mezun olmuş gençlere değerli bir deneyim ve istihdam alanı yaratmaktadır. Önümüzdeki dönemde AB hibelerine ilginin artarak süreceği BTS’yi yeni hibe kaynakları arayışına yönlendirmiştir. Bu çalışmaların sonucunda bir çok alanda AB dışında da hibe fonları olduğu gerçeğini ortaya koymuştur. Yani "ağaçta elma vardır ama uzanıp koparan yoktur ya da kafasını kaldırıp gören yoktur." BTS şu slogana ulaşmıştır. "‹htiyacınız olan hibe fon kaynaklarını sizin için bulmaya ve sizinle buluşturmaya hazırız." www.btsdanismanlik.com 2008 Haziran ayında 8 arkadaşımla birlikte Sürdürülebilir Toplumsal Kalkınma Derneğini kurduk. Dernek aşağıda belirtilen ilkeler ve öngörülen projeler doğrultusunda bir yılda 250 üyeye ulaştı. Bütün toplum kesimlerinden destek gördü. Sürdürülebilir Toplumsal Kalkınma Derneği’nin ana ilkeleri: 1- Ülkemizin “Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması ve aşmasını ” desteklemek. 2- Türkiye`de sürdürülebilir toplumsal kalkınmaya katkıda bulunmak 3- “Toplumu bir bütün olarak görmek.” Irk, dil, din, renk, etnik kimlik ayrımı yapmamak. 4- Evrensel insan hakları kurallarını özen göstermek. 5- Demokratik ilkelerden taviz vermemek. 6- Anayasanın öngördüğü kurallara titizlikle riayet etmek. 7- Kurumsal ve kişisel sosyal sorumluluk taşımayı teşvik etmek. 8- Çocuklara, gençlere, kadınlara, yaşlılara yardım etmek. 9- Yerel ve ülke geleneklerinin, tarihi ve kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılması için plan, projeler yapmak. 10- Yozlaşmanın önlenmesi için projeler geliştirmek 11- Türk dilini korumak ve sağlıklı bir şekilde gelecek kuşaklara aktarılması için yapılan çalışmalara destek vermek 12- Her türlü şiddete karşı olmak. fiiddet mağdurlarına destek vermek 13- Öğretim kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve halk arasındaki işbirliğini geliştirmek. 14- “Sürdürülebilir kalkınma” konusunda toplum bilincini oluşması için çalışmaları yapmak. 15- Çevrenin korunması amacıyla; doğanın ve hayvanların korunması için çalışmak. 16- Su kalitesi, atık yönetimi, toplum sağlığı, bütünleşmiş kirliliğin önlenmesi gibi konularında çağdaş standartlara uyulmasını sağlamak. 17- Kırsal ve kentsel alanların sosyal ve ekonomik entegrasyonu için girişimlerde bulunmak. 18- Toplum ve çevre yararına projeler üretmek ve gerçekleştirmek Derneğin ana ilkeleridir. PROJELER: • Parmağını Taşın Altına Sende koy • Yozlaşmayı durduralım • Orada bir köy var uzakta • Kan ve organ bağışı • Tık tıkla bişey olmaz • Torunlarımız Türkçe konuşsun • Ağaç ekelim çevreyi koruyalım • Artık yenilenebilir enerji zamanı. • Nasıl şeffaf olunur • Reklamlar haddini aştı • Sokak çocukları kimin • Yaşlılara sahip çıkalım • Kentsel ve kırsal sosyal entegrasyon • Aile içi şiddetle mücadele • Futbol nedir ne olmalıdır • Kredi kartı nasıl kullanılır • Kitap oku, okut • Sokak hayvanlarının rehabilitasyonu • Nasıl para kazanılır da proje yapılır • Hakkını aramak nedir nasıl yapılır • Küresel ısınma ve suyun azalması gerçek mi • ‹şin adı tasarruf peki tüketimi azaltsak ne olur • Kültürel mirasın envanteri • Çocuklar spor yapsın. Ama hepsi. Doğudaki de • Çeşmeden su taşımak bitsin • Ülkemizde çatalı tanımayan kaç kişi var • Okul aile birlikleri ne iş yapar • Bir fikrim var. Sürülebilir enerji Sürdürülebilir ne demek sorusuyla çok karşılaştım. Bu konuda www.stkd.org sitesinde bir makale yayınladım. Kısaca sürdürülebilirlik: “Balık vermek değil balık tutmayı öğretmektir” diyor. Bugün dünyanın en büyük sorununun enerji olduğunda herkes hem fikir. Ayrıca mevcut ve yaygın enerji kaynaklarının doğayı kirlettiğinin de. Bu durumda alternatif enerji kaynakları aranıyor. Yenilenebilir enerji ve dönüşebilir enerji bunların en önemli en ucuz ve en kolay ulaşılabilir olanlarıdır. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi en bilinenleri birde kentsel atıklardan yararlanarak enerji üretimi dünyada çok yaygınhem de verimli ve ucuz. Ayrıca içinde tam olarak sürdürülebilirliği barındırıyor. Öyleyse sürdürülebilir enerji kaynakları diye bir kavram da ortaya çıkıyor. Burada ikinci bir kavramla karşılaşıyoruz. “Farkındalık” toplum ya da ihtiyaç sahibi bunun ne kadar farkında. Ya da farkında mı? ‹şte bu noktada sivil toplumun farkındalığının sağlanmasının önemi açıkça ortada. Bu sebeple projeler üretmeli. Sürdürülebilirlik ve farkındalık üzerine çalışmalar yapılmalı. Bir komedyen esprisinde “bir Porshe almanız yeterli değil. Onu görenler ve birbirine haber verenler olmalı. Yoksa ne işe yarar demişti.”Doğrudur . Görenler duyanlar haberi olanlar yoksa yaptığınız şey bir mana ifade etmiyor. Toplumun aydınlanması çok önemli. Kalabalık bir toplum desteği olmadan bazı işler güdük kalıyor. “Bu teknik bir iş. Topluma ne?” Demeyin.En azından ilgisi olan herkes bilsin, duysun, haberi olsun. Bukonuda bilim camiamızın çalışmalarını, değerli dostum Ufuk Ünal sayesinde TÜG‹AD ve ‹TÜ’nün yaptığı yoğun çalışmalar üzerinden çok ya |
|||