AB GÜNDEMİ Dr. Bahadır KALEAĞASI
TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü
CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI?
 
Türkiye halkı ilk defa Cumhurbaşkanı seçecek. İcraatın değil, devletin başı seçilecek. Daha doğrusu cumhurun, yani halkın ülke içinde ve dünyada temsili için en üst düzey devlet görevlendirmesi yapılacak; Türk halkı tarafından. Türk siyaset psikolojisi için yeni bir durum. İlk defa bu kadar makam ve kişi odaklı bir seçim kampanyası dönemi yaşanacak. İlk defa mühürler doğrudan bu makam için isim tercihine basılacak. Eğer ilk turda hiç bir aday yüzde elliyi geçemez ise, iki tur arasında kalan iki haftalık süre bu açılardan daha da ilginç olacak. Tüm toplum iki insana odaklanacak. Onlar için seferber olunacak. Onlar için olumlu ve olumsuz gerekçeler öne sürülecek. O iki kişi bir anda ülkenin ana gündemi olacak. Ülkenin insanları iki aday arasında yaptıkları tercihe göre konuşlanacaklar aile, dost, iş ortamlarında; sosyal medyada, dünyaya bakışlarında, kendi iç dünyalarında.

Yeni makam
Bu yönleri ile, halk tarafından cumhurbaşkanı seçimi süreci kısmen ABD, kısmen Fransa ile benzerlik içeriyor. ABD’de iki tur yok fakat fiilen iki parti arasında geçiyor yarış. Cumhuriyetçi veya Demokrat, kim kazanırsa kazansın ABD haritasında sanki özenle ikiye bölünmüş gibi bir seçim sonuçları coğrafyası beliriyor. Kazanan kişi, diğer adaya göre bir kaç puanlık farkla gidiyor Beyaz Saray’a. Adaylar kim olursa olsun, o kadar uçuşan, çarpışan projeler, vaatler, kişilikler fark etmiyor. Bir şekilde toplum aşağı yukarı ikiye bölünüyor. Fransa’da da durum aynı. İki tur var. Paris’teki Cumhurbaşkanı Washington’dakine göre daha yetkili çünkü genelde meclisteki çoğunluğa da önderlik yapıyor. Anayasal yetkileri de kendi denetiminde bir başbakan ve hükümetten, yasama üzerindeki yetkiye yayılıyor. Türkiye her iki ülkedeki sisteme ait özellikler taşıyan bir evrime girebilir. Anayasa’daki Cumhurbaşkanı yetkileri, fiilen hükümet ve meclis üzerinde siyasi liderlik etkisi yaratacak şekilde kullanılabilinir. Sadece veto veya atama yetkileri değil, bizzat bakanlar kuruluna başkanlık yolu ile “ Başkanlık ” hatta “ Başkancı ” rejim eğilimi baskın çıkabilir. Tabii meclis ve meclisin güvenoyuna sahip bir başbakan bu eğilimler karşısında zaman içinde değişik tutumlara girebilir.

Yeni siyaset
ABD ve Fransa gibi demokrasilerde, seçim akşamı belli olan sonuçlarla bir Cumhurbaşkanı ilan olunuyor. Sonra seçim havasının manyetik dalgalarında oluşan kutuplaşma zamanla çözülüyor. Yaşam siyaset ötesinde devam ediyor. Sonuçta önümüzdeki Eylül ayı itibari ile Türkiye’de iki siyasetçi ön planda olacak. Cumhurbaşkanı seçilen ve de kaybeden. Bu ikincisine de dikkat! Eğer iki turlu bir süreç olur ve adaylar arasında büyük bir oy oranı farkı yoksa, Türkiye siyaset sahnesinde artık ikinci bir kişi daha olacak: kendisi için uzun bir süre kampanya yapılmış, kazanması istenmiş, onun kişilik verdiği bir cumhurbaşkanı istenen bir siyasetçi. Bu kişi seçim kaybeden bir muhalefet partisi liderinden çok daha ileride bir halk desteği ile siyaset sahnesinde devam edebilir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı anayasal yetkileri önemli bir görev: yasaların denetimi, devletin denetimi, üst düzey atamalar, milli güvenlik ve dünyada Türkiye’nin temsili… Ülkenin geleceğine de, hükümetlerin günlük icraatına da etkide bulunan, yön verebilen bir makam. Dolayısı ile her yaştan hepimizin bugünü ve yarını söz konusu. Bu durumda en az iki soruya yönelik yanıt demeti önem kazanıyor:
• Nasıl bir Cumhurbaşkanı?
• Hangi politikalar için bir Cumhurbaşkanı?
Bu sorulara yanıtlarda iki temel boyut var. Birincisi, Türk halkına daha iyi bir demokrasi ve sosyo-ekonomik kalkınma enerjisi verecek etkenler. İkincisi, küresel rekabet ortamında dikkate almak gereken ulusal çıkarlar ve fırsatlar. Doğal olarak, üçüncü bir boyutta, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi, « bir gün Cumhurbaşkanı olsam » diye başlayan kişisel idealler de etkiliyor yanıtları.

Nasıl bir Cumhurbaşkanı?
Bir bilgisayar programı belirlemiyor elbette en iyi adayı. Mutlaka artıları ve eksileri ile bir insan seçilecek. Yine de en az beş temel kişisel özelliği olmalı:
• İnsancıl
• İlkeli
• Eğitimli
• Deneyimli
• Uzak görüşlü

Hangi politikalar için bir Cumhurbaşkanı?
Anayasal yetkileri dahilinde iyi bir Cumhurbaşkanı ülke için bir çok alanda etkili olabilir. Bu yönde, seçim kampanyasında öne çıkabilecek bir çok siyaset önerisi var:
1.Vatandaş : her karar ve uygulamada öncelik insana ve halka verilecek. Devlet vatandaşın hizmetkârı olacak.

2.Özgürlük : Türk toplumu 21. yüzyılda kültürel, dinsel, etnik ve bireysel özgürlükler ile, ve de kadın-erkek eşitliği ile ilerleyecek.

3.Güvenlik : hukuk devleti, kamu düzeni, güvenlik güçleri, maliye ve ekonomi yönetimi vatandaşa huzur verecek.

4.Eğitim : müfredat, öğretmenler ve teknolojisi ile, yaratıcılığa verdiği öncelik ile yepyeni bir eğitim sistemine geçilecek. İnsan sermayesi Türkiye’nin uluslar-arası rekabette en önemli güç kaynağı olacak.

5.İş : ekonomik büyüme, gelirlerin dağılımında eşitlik, yeni yatırımlar, girişimcilik ve istihdamın desteklenmesi devletin vatandaşına karşı asli görevi olacak.

6.Vergi : olabildiğince çok kişiden, olabildiğince az vergi alınacak.

7.İhaleler : devletin parası yoktur, devlet vatandaşın parasının emanetçisidir. Tüm devlet ihaleleri ve satın almaları saydam olacak, titizlikle denetlenecek.

8.Doğa : Cumhurbaşkanı aynı zamanda bu toprakların hazinesini, tüm canlılarını ve doğal kaynaklarını koruyan bir devletin başkanı olacak.

9.Teknoloji : 21. yüzyılda bilgi toplumları yarışırken, Türkiye tüm yasa ve politikalarında yeni teknolojilere yönelecek ve teknoloji halka en adil şekilde ulaşacak.

10.Türkiye : Uluslararası markası çok değerli, vatandaşları vize gibi sorunları aşmış, ihracat, yatırımlar, turizm, kültür, sanat ve bilimde Dünya’da saygın bir Türkiye. Avrupa Birliği yolunda hızla ilerleyen bir Türkiye. Hem Avrupalı demokratik ve sosyo-ekonomik standartlarda, hem Asyalı dinamizm, girişimcilik ve iletişim yeteneklerine sahip bir Avrasya merkezi Türkiye. Türkiye’nin yörüngesi demokrasi galaksisinde daha çok değişecek. Farklı çekim odakları, manyetik alanlar, meteorit yağmurları, kara delikler ve yeni enerji kaynaklarından etkilenecek. Türkiye’nin yıldızı hep yükselecek. Cumhurbaşkanı iyi bir uzay gemisi kaptanı gibi olmalı.