MAVİ YOL Dr. Can Fuat GÜRLESEL
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı
Şirketler Enflasyonsuz Döneme Alışmalı
 
Son 30 yıldır hükümetlerin ve ekonomi bürokrasisinin keyfi ve sorumsuz yönetimlerinin yarattığı enflasyonlu ve istikrarsız dönemlerin ardından enflasyonla mücadele ve enflasyonsuz dönem çoğu şirket için zorlu bir çevre yaratmaktadır.

Bununla birlikte enflasyon ile mücadele henüz bitmiş değildir ve 2006 başından itibaren enflasyonla mücadele daha da önem kazanacaktır.

Son 30 yıldır yaşanan enflasyonun yarattığı ekonomik ve sosyal tahribat ise ortadadır. Ekonomideki tüm istikrarsızlıkların kaynağı yüksek enflasyon olmuştur. Şirketlerin mali yapısını ve rekabet gücünü de olumsuz etkileyen temel unsur yine yaşadığımız enflasyon olmuştur. Fiyat artışları ile elde edilen kârların nereden geldiğini şirketler anlayamamış ve aynı anda da enflasyon şirketlerin sermayelerini eritmiştir. Şirketler de bu nedenle kârlarını sermayelerine eklemektense ortakların servetleri haline dönüştürmeyi tercih etmiştir. Şirketler zayıf kalmıştır. Verimlilik, katma değer, etkinlik, yönetişim, şeffaflık hiç gerek duyulmayan unsurlar olmuştur. Devalüasyonlu dönemlerde bazı şirketlerin değeri ve kârları hızla artarken, bazılarınınki hızla yok olmuştur. Enflasyon şirketlere kötü alışkanlıklar öğretmiştir.

Şimdi enflasyonsuz bir döneme giriyoruz. Bu konuda da en önemli görevi Merkez Bankası görüyor.

Merkez Bankası haklı ve doğru olarak kendi önceliğini fiyat istikrarı olarak belirlemiş durumdadır. Bunun içinde 2006 yılı başından itibaren açık enflasyon hedeflemesine geçiliyor. MB enflasyonla mücadelede daha kararlı, etkin ve şeffaf olacaktır.

YTL’nin değeri ve döviz kurları genel seviyesi MB’nin doğrudan hedefleri olmayacaktır. Dalgalı döviz kuru rejiminde de doğru olan budur.

MB enflasyon ile mücadelede yine en etkin araç olarak faiz oranlarını kullanacaktır. Enflasyon gerilerse faiz oranları da nominal ve reel olarak gerileyebilecektir. Faiz-enflasyon sarmalı çok önemlidir. Döviz kurlarında bir gerileme olmayacağı için artık enflasyon üzerindeki etkisi olmayacak. Bu nedenle faiz oranı tek önemli silah olacaktır. Siyasi ve dışsal olumsuz gelişmelerin ise her zaman enflasyon hedeflemesi için bir risk taşıdığı ortadadır.

Ancak enflasyon geriledikçe ve enflasyon hedeflemesi için konulan hedeflere ulaşıldıkça veya yaklaşıldıkça ekonomiye olan güven artacaktır. Yabancı sermaye girişi ve yatırımlar devam edecektir. Muhtemelen Türk Lirası da değerini koruyacaktır.

Şirketler de 2006 yılında bu öngörülere bağlı olarak hareket etmelidir. MB’nin hızlı faiz indirmesi, kurlarla da ilgilenmesi ve kurları yukarı taşıması gibi istekler yeniden enflasyon talebi ile aynı anlamı taşımaktadır. Enflasyonsuz dönemin doğal sonucu YTL’nin değer kazanması olduğu kabul edilmelidir.

Şirketler bu değişimi kabullenmeli ve enflasyonsuz dönemde rekabet etmenin yöntemlerini kullanmalıdır. Şirketler ölçeklerine bakmalı, yetersiz ölçekler ve sermaye yetersizlikleri varsa işbirlikleri ve ortaklıklar aramalı, yabancı ortaklar edinmelidir

2006 hem enflasyon hem şirketler için çok kritik olacak. Ya enflasyonla mücadeleyi bırakacağız şirketler geçici olarak nefes alacak, yada şirketler değişime ayak uyduracak, kendini yenileyecek ve enflasyon ile mücadeleye devam edeceğiz.