Gökhan ONUR Seçkin Onur A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı ve TÜGİAD Bursa Şubesi Başkan Yardımcısı

Değişimden Önce Değişmek
 
Kendi markamızın yanı sıra Procter & Gamble firmasının Türkiye’ deki 6 distribütöründen biriyiz.
 
Şirketinizi tanıtır mısınız?
1950’li yıllarda, 25 m2’lik bir bakkal dükkanıyla Türk ticari hayatına giren SEÇKİN ONUR A.Ş. bugün 15.500 m2’lik çağdaş kapalı alan depolama sistemleri, 16.000 m2’lik üretim tesisi, 380 kişilik çalışanı ve 170 araçlık dağıtım filosuyla Bursa dışında İzmit, Afyon, Eskişehir ve Balıkesir’de bulunan şubeleriyle ve Anadolu geneline yayılan distribütör ağıyla lider gıda üretim ve dağıtım firması konumundadır. Güney Marmara da 14 şehirde kendisi direkt olarak 5.000 market müşterisi ve 80 e yakın alt toptancı ile çalışarak bölgesindeki 22.000 satış noktasına hizmet götürmektedir. “ Değişimden önce değişmek” prensibini bir yaşam biçimi olarak belirleyen SEÇKİN ONUR A.Ş, bugüne kadar kendi sektöründe hep ilkleri gerçekleştirmiştir; ilk soğuk satış temsilcisi, ilk bilgisayar sistemi, modern depolama, servis seviyesi ölçümleri, yetkinlik bazlı insan kaynakları yönetim sistemi, ticari kart sistemleri, rota optimizasyon programları ve müşteriden alınan siparişi 24 saat içinde herhangi bir satış noktasına teslim edebilen sevkiyat modeli, SEÇKİN ONUR A.Ş.’nin kendi sektöründe kazandırdığı ilklerden bazılarıdır.
SEÇKİN ONUR kendi markasının yanı sıra Procter & Gamble firmasının Türkiye’ deki 6 distribütöründen biridir.
Firmamıza ait tescilli marka olan BİZDEN markasıyla; diğer bir yandan dağıtım işimizin yanı sıra bakliyat (fasulye, nohut, mercimek, pirinç, bulgur, bakla, barbunya, mısır, buğday), unlu mamüller (makarna, mantı, erişte, kuskus, şehriye, un), tatlılar (Kemal Paşa tatlısı), pişirme yardımcıları (mısır nişastası, buğday nişastası, pirinç unu, irmik, karbonat, hamur kabartma tozu, vanilya, kakao), ayrıca, bezelye konservesi, salça, çay, kahve, şeker(toz, kesme, pudra) gibi toplam 120 çeşidi bulan ürünlerimizi, ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi belgemiz ve ISO 22000 HACCP Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgemiz ile, el değmeden, son teknoloji ile üreterek, tüketicilerimizin beğenisine sunmaktayız. 16.000 m2 kapalı alanda faaliyet gösteren entegre gıda üretim tesisimizde markalarımız özenle üretilip Türkiye Geneline dağıtımı yapılmaktadır.
SEÇKİN ONUR A.Ş., Bizden markaları ile gıda ürünleri üretimi dışında, temizlik kategorisinde, CLİO markasıyla; bulaşık detarjanı, cam yüzey temizleyici, CLEAN HOUSE markası ile de; çöp torbası, streç film, alüminyum folyo ve bulaşık süngerleri ve PEM markası ile; sıvı el sabunu, kağıt havlu, peçete, tuvalet kağıdı üretimini gerçekleştirmektedir. Şirketimiz P&G dışında; Aroma, Marmara Birlik, Tariş, Elit Çikolata, Lila Kağıt, Billur Tuz, Balparmak, Dalan Kimya, Penguen ve Fersan gibi üretim alanlarında lider olan markaların da distribütörlüklerini yapmaktadır.

TÜGİAD Girişimcilik Projesi’nden bahseder misiniz?
TÜGİAD Bursa Şubesi ile UÜ ( Uludağ Üniversitesi ) arasında gerçekleştirilen ortak bir projedir. Projenin temelinde sivil toplum kuruluşu ve üniversitenin ortaklaşa çalışması yer alıyor. Her ikisinin de buluştuğu nokta ise öğrencilerimizin kişisel gelişimleri ve geleceğe baktıklarında bir iş planı hazırlayarak iş hayatında girişimci olmalarına yönelik bir projeden bahsediyoruz. Fakat projenin içeriğinde sadece bir iş planının hazırlanması yok, proje interaktif.
Öğrencilerimiz buldukları iş fikirlerini koçları ile birlikte sahada araştırmasını yaparak iş planına dönüştürüyorlar. Bunun yanında üniversitedeki öğrencilerimize konuşmacı konuklar getirerek onların kişisel gelişimlerine katkıda bulunmayı hedefledik. Girişimcilik projesinin temeli; iş planı, takım çalışması, koçluk yapmak ve en önemlisi sahada çalışmaları. Örneğin, bir ekibimiz Kütahya’ya giderek jeotermal seracılıkla ilgilendi. Bir grubumuz salyangoz için Antalya’ya gitti. Öğrencilerin aynı zamanda araştırmaya yönelik çalışmalarını da sağladık. Öğrencilere hem girişimcilik fikri anlamında hem de işleyiş sürecinde aldıkları eğitimin piyasadaki uygulaması konusunda tüm kanallarla ilgili görüşmeleri yaparak yeni bir iş fikrinin nasıl hayata geçirileceğini birebir yaşıyorlar.

Bu yıl projenin 5’incisi düzenlenecek.
İlk projeden bugüne gelinen nokta nedir, nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ödevlerimizin, iş planlarımızın kalitesi gün geçtikçe arttı. Öğrencilerimizin göstermiş olduğu katılım düzeyi ilk yıl ile son yıl arasında farklılıklar oluştu. Koçlar da büyük deneyim kazandı. Bir süre sonra koçlarımız arasında da tatlı bir rekabet oluşmaya başladı. Bence en önemli katkı öğrencilerimizden geliyor. Birinci yıldaki çalışma ile son yapılan çalışmalarda öğrencileri düşündüğümde en önemli farkın sahadaki çalışmalar olduğunu görüyoruz. Saha çalışmalara daha fazla eğiliyor. Koçlarından daha fazla bilgi ve veri elde etmeye çalışıyor. İş hayatına atılan ve TÜGİAD üyelerinin yanında işe başlayanlar bile var. İstihdam anlamında da katkısı olduğu somut bir şekilde gözükmektedir.

TÜGİAD Bursa Şubesi olarak bu proje ile hedeflenen nedir? Hedefinize ulaşabiliyor musunuz?
Bizim hedeflediğimiz öğrencilerimizin hayatlarına dokunmaktı. Gerçekten bu proje ile onların hayatlarına dokunuyoruz. İş hayatından koçlara bir model sunuyoruz ve bu model olan koç ile zaman geçirerek iş hayatlarında neler yaşanacağını daha öğrencilik yıllarında bizzat öğrenme fırsatı buluyorlar. Okula deneyimli iş hayatında önemli noktalara gelmiş girişimcileri konuk ediyoruz. Bu sayede de onların hikayelerini dinleyip başarının nasıl sebat içinde oluştuğunu, altın tepside sunulmadığını görüyorlar, motive oluyorlar.

Bu yıl gerçekleştirilecek Girişimcilik Projesinde KOSGEB’in de desteği söz konusu. Bu konuda ne aşamaya gelindi? KOSGEB projeye neler katacak, getirisi ne olacak?
KOSGEB ile ilgili finansal bir destek söz konusu. KOSGEB desteği böyle bir ekibe değil de şahsa yönelik verilmektedir. O sebeple bu konunun mevzuatını değerlendirmek gerekiyor. Bu süreçle ilgili üniversite ile görüşmelerimiz sürüyor. Aynı zamanda KOSGEB desteği alabilmek için öğrencilerin okulda girişimcilik dersi alması gerekiyor. Bu konu üzerindeki çalışmalarımız da sürüyor. Şu anda bir proje için böyle bir aşama konuşuluyorken önümüzdeki yıllarda belki hem Bursa hem de diğer iller için örnek teşkil edip geliştirilebilir bir proje olacak. Öğrencilere de ayrı bir motivasyon getirecek.

Konferanslarda kimler konuşuyor, neler anlatıyor? Ön plana neler çıkıyor?
Girişimcilik ve kişisel gelişim konularını temel aldık. Girişimci iş adamı ve iş kadınlarını konuk ettik. Gökçin ARAS, Arzu KAPROL, Ömer KIZIL, Haluk OKUTUR, Ali SABANCI, Aziz TORUN, Emine ÖRNEK gibi girişimci kişileri getirdik. Bunun yanında kişisel gelişim konusu üzerine Cumhur ÇELİKKOL bir sunum yaptı. O da kariyerinde 20. yılını tamamlamış bir yöneticiydi. Onun yanında, onunla yetişen değerler de geldi. Öğrencilerin sorularını yanıtladılar. Şevki BORAN da her yıl finansal tabloları örneklendirecek sunumlar yapıyor.

Bu yılki projeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Nasıl bir yol izlediniz ve öğrencilerinizle neler yaşadınız? Çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?
Her yıl aynı yolu izliyoruz aslında. Öğrenciler arasından bir grup lideri oluşturuyoruz. Grup liderinden kendi grubunu etkin hale getirmesini ve koç ile olan irtibatı grup adına kurmasını bekliyoruz. Grup liderleri bizim için grubu bir araya getirmemizi ve iş fikrini oluşturma, sürdürme konusunda önemli oldu. Ayrıca web ortamında bir paylaşım alanı oluşturduk. Geçmiş yılların ödevlerini buraya yükledik ve öğrenciler bu örnekleri görerek daha iyi fikir ve projelerle karşımıza çıktı. Bu, yalnızca o dönemin öğrencilerine açık bir sistem. Dolayısıyla öğrencilerimiz bu sayede ödev kalitesini her geçen yıl artırır oldu. .

Koçların kazanımları oluyor mu?
TÜGİAD olarak koçlarla da ayrıca toplantılar yapıyoruz. Geçmiş yıların örnekleri ile o dönemin ödevlerini veriyoruz. Fakat bizim prensibimiz şu: Bu ödev koçun değil, öğrencini ödevi. Dolayısıyla koçumuzdan onları yönlendirmeleri, cesaretlendirmelerini hedefliyoruz. Koç için de bu proje çok önemli bir istihdam kaynağı aslında. Mesela geçen yıl 3 arkadaşımız Bandırma’da bir arkadaşımızın yanında işe başladılar. Şuanda 1990 - 1991 jenerasyonu ile koçlarımız zaman geçiriyor ve günü yakalıyor. Onların sosyal medyayı, dijital ortamı nasıl kullandıkları görüyorlar. Bu durumda bizim de kendimizi geliştirmemiz gerektiği gerçeğine ulaşıyoruz. Sahip olunan akademik bilgiyi de güncelleme fırsatı buluyoruz.