RECEP TAYYİP ERDOĞAN

AK Parti Türkiye’deki Farklılık Ve Çeşitliliklerin de Türkiye’nin Üniter Yapısı Ve Bütünlüğünün de Teminatıdır
 
Türkiye’nin makus talihini değiştiren, krizleri, sıkıntıları milletimizin gündeminden tümüyle çıkaran ilk beş yıllık AK PARTİ iktidarının ardından, çok daha ileri hedeflerle, yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanıyoruz.
 
Türkiye’nin doğru istikamette yola devam etmesi için son derece önemli iki seçimi, Türkiye’ye, Türk demokrasisine yakışan bir olgunluk içinde gerçekleştirerek geride bıraktık. Milletimiz 22 Temmuz’da AK PARTİ ’nin geçen beş yıllık iktidarına büyük bir teveccühle güven oyu vermiş, önümüzdeki dönemde de değişimin Türkiye’nin yegane rotası olduğunu teyid etmiştir. Geçtiğimiz bir kaç aylık süreç boyunca özellikle siyaset alanında ortaya konan kimi tutumlar, Türkiye için değişimin ne kadar değerli bir kavram olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Türk siyasetinin bütün unsurlarının 22 Temmuz’u iyi değerlendirmesinin, Türk demokrasisinin aldığı mesafeleri herkesin çok iyi anlamasının gereği ortadadır. Siyasetin tartışmalı hale getirilmek istendiği bu süreçte, demokrasiden yana tarihi bir duruş sergileyen yüce milletimizin her bir ferdine en kalbi şükranlarımı sunuyorum.

Bu Meclis, inşallah bu duruşa, bu sarsılmaz millet iradesine yakışan olgunlukla Türkiye’yi çok daha ileri noktalara taşımanın kararlılığı içinde olacaktır.

Milletimizin oylarıyla seçilerek temsil görevini yürütmek üzere TBMM’ne gelen her milletvekili arkadaşıma, ben de en az milletim kadar inanıyor, güveniyorum.

Önümüzdeki beş yıllık sürecin Türkiye’ye, partimize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Bildiğiniz üzere 60. hükümeti oluşturduk, hükümet programımızı Meclis Genel Kurulu’na sunduk, müzakereler yapıldı. İnşallah güven oylamasından da alnımızın akıyla çıkarak bu yeni dönemi resmen başlatmış olacağız.

Önümüzdeki yılların Türkiye’nin muasır medeniyet seviyesinin ötelerine doğru çıktığı yolculuk için ne kadar önemli yıllar olduğunu eminim ki her arkadaşım çok iyi biliyor. Tabiri caizse bu yıllar Türkiye’nin kalkınmada vites büyüttüğü yıllar olacaktır.

Bu vites farklı bir vites olacaktır. Bunu söylerken tek boyutlu bir kalkınmadan söz etmiyorum; çok boyutlu, insan odaklı, demokrasiden güç alan, özgürlüklerden güç alan, adaleti ve refahı gözeten bir kalkınma anlayışından söz ediyorum.

Büyük başarılarla, önemli kazanımlarla geçirdiğimiz beş yıllık süreçte Türkiye kronik sıkıntılarından önemli ölçüde uzaklaşmış, özgüvenini ve dinamizmini yeniden kazanmış, geleceğe umutla bakan bir ülke haline gelmiştir.

Ancak bu güzel tablo, Türkiye’nin çok yönlü kalkınmasında bir son basamak değildir, Türkiye’yi layık olduğu seviyelere yükseltecek bir ilk basamaktır. Bunu önemli bir merhale olarak görüyoruz, önümüzdeki beş yıllık dönemde bu temel üzerinde göz kamaştırıcı bir medeniyet binası yükseltmek için de kollarımızı sıvadık, sıvıyoruz. Türkiye geçtiğimiz beş yılın kazanımlarını toplumumuzun duygu birliği içinde ortak hedeflere yönelmesiyle elde ettiğimiz sinerji ve yakalanan istikrar ortamıyla elde etmiştir.

Sürekli büyüyen, enflasyonla mücadelede başarılı, üreten, ürettiğini değere dönüştüren, dünyaya açık, yeniliklere açık, işlemeyen parçayı işleyenle değiştiren dinamik Türkiye tablosunu bundan sonra da aynı ciddiyetle yaşamak ve yaşatmak zorundayız.

Bunu başarmak hepimizin görevi... Hükümette görev alan arkadaşlarımızla birlikte milletimizden aldığımız emaneti hakkıyla taşımanın, Türkiye’nin çıtasını sürekli yükseltmenin gayreti içerisinde olacağız. Ancak AK PARTİ olarak Türkiye için en hayırlı olanın katılımın en üst seviyede tesis edildiği bir yönetim anlayışı olduğuna inanıyoruz. Bu noktada değerli arkadaşlarıma çok önemli görevler düştüğünü bir kere daha vurgulamak istiyorum.

Aramızda -bunların altını çizerek söylüyorum- milletin sesine sağır, insanlarımızın ihtiyaçlarına duyarsız, ülkemizin gerçeklerine yabancı tek bir arkadaşımız olduğuna ihtimal vermiyorum. Ancak şu da bir gerçek ki, millet oylarıyla Ankara’ya gelip, ilk iş olarak milletiyle arasına duvarlar ören siyaset erbabını bu ülke çok görmüştür. Biz asla milletimizi hayal kırıklığına uğratamayız, milletimizle aramıza duvarlar öremeyiz, perdeler çekemeyiz. İşte bizim vicdanımızın baş köşesinde taşımamız gereken hakikat budur.

Bu ülkenin çözülmesi gereken daha pek çok problemi var, bu problemlerden her biri kişisel gündemimizin en ağırlıklı maddeleri arasında olmalıdır. Hepimiz Türkiye’nin meseleleri, milletimizin beklentileri ve gelecek hedeflerimiz noktasında ilgili, bilgili, donanımlı, etkin ve yetkin siyasetçiler olmak durumundayız. Bu bizim aziz milletimize borcumuzdur, Türkiye’ye borcumuzdur. Her zaman ifade ediyorum; çıktığımız bu yol uzun ince bir yoldur.

Bu yolda hem milletimizin beklentilerine sahip çıkmak, hem de gelecek Türkiye’nin hedefleri doğrultusunda ilerlemek mecburiyetimiz vardır. Ancak bunun yanında Türk siyasetinin seviyesini, adaletin korunmasını ve demokrasinin işlerliğini de gözetmek durumundayız.

22 Temmuz’da milletimiz AK PARTi ile yola devam derken, inanıyorum ki değişime ve istikrara da devam demiştir. Önümüzdeki süreçte geçen beş yıllık iktidarımızda elde edilen kazanımları kalıcı hale getirmenin, yapılanları geliştirmenin, yapılamayanları da hayata geçirmenin mücadelesini vereceğiz. İşimizi iyi biliyoruz, görevimizi biliyoruz, dersimizi iyi çalıştık ve bu sürece inşallah çok daha farklı, çok daha hazırlıklı giriyoruz.

Ve bu süreç artık, az önce de söylediğim gibi vites büyütme süreci olacak ve çok daha süratle inşallah Türkiye dünyadaki rekabet gücünü farklı bir şekilde ortaya koyacaktır. Ekonomimizin makro seviyedeki dengeleri yerine oturtulmuş, çarklar dönmeye başlamış, büyüme seyri korunmuştur. Şimdi bir yandan bu tabloyu daha da iyiye götürmek, diğer yandan da toplumsal refahı yaygınlaştırmak, gelir adaletini sağlamak, bölgesel eşitsizlikleri gidermek için hep birlikte çalışacağız. İşsizlik oranlarını en aza indirmek ve sosyal adaleti yaygınlaştırmak kurulacak olan hükümetimizin en önemli hedefidir dedik inşallah kurulan hükümetimiz de bunun gayreti içerisinde olacaktır. 2013 için hedefimiz daha güçlü bir demokrasiyle kişi başına düşen milli gelirimizi 10 bin dolar seviyesine taşımaktır.

Bu hedefimizin iş dünyamızda yankı bulması, heyecan uyandırması ve sahiplenilmesi son derece memnuniyet vericidir. Kişi başına 10 bin dolar seviyesini hedef olarak ortaya koyarken kuşkusuz bu gelişmenin işçimize, memurumuza, esnafımıza kısaca bütün kesimlere adaletle yansımasının heyecanını duyuyoruz.

Ve ilginç olan şey şu: Bazı çevreler diyor ki “Bu programda yeni bir şey yok. ”Tabii bunlar yeni bir şey üretememenin aczi içerisinde olanın ifadeleridir. Biz hedeflerimizi belirlemişiz. 2013 bu hükümetin yeni hedefi değildir de nedir. Ama biz bunu seçim meydanlarında konuştuk, şimdi de konuşuyoruz, bundan sonra da konuşacağız. İşte bu yeni hedef. 2023’le ilgili hedefler açıklıyoruz. Bu yeni hedef değildir de nedir.

Ama 2023’ü biz seçim meydanlarında söylediğimiz gibi bugün de söylüyoruz, yarın da söyleyeceğiz. 2023’e şakayla karışık yaklaşık 16 yıl var ve bu 16 yılın hedefini biz şimdiden koyuyoruz. Avrupa Birliği ile ilgili bizler artık bir müzakereci ülkeyiz. Biz 17 Aralık’ta değiliz artık. 17 Aralık’ta müzakereci olmaya aday bir ülkeydi Türkiye. Ama biz şimdi müzakerecilik hakkını kazanmış bir ülkeyiz. Şimdi müzakereleri sürdürüyoruz ve bu döneme müzakereye çok daha güçlü aktörleriyle girecek olan bir Türkiye var. Bu yeni bir hedef değildir de nedir. Biz şu andaki milletvekili kadromuzu oluştururken bütün bu eksiklerimizi giderecek şekilde yapılandırdık. Bu kadro inşallah bu aktörlerle teşhis edilmiş durumda. Ve bu aktörlerle de bizler AB’de, karma parlamentoda tüm bu çalışmalarımızla, Avrupa Birliği Konseyi’nde vs. çok daha yoğun, çok daha interaktif, çok daha etkin bir politika güdecek, ortaya netice alıcı tavırlar koyacak bir kadroyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bunu görmek istemiyorlar. Bunun yanında Türkiye’nin eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda değişim dönüşümde, enerjide, tarımda ve dış politikadaki bütün bu adımlarıyla koyduğu hedefler manzumesini görmemezlikten gelmek ancak bakar kör olmayı gerektirmektedir.