Raphael PAUWELS

Belçika Flaman bölgesi Türkiye’ye odaklanıyor
 
Belçika’nın kuzeyinde yer alan Flaman Bölgesi işadamlarından oluşan bir heyet, 7 – 10 Haziran 2010 tarihleri arasında İstanbul ve Ankara’da temaslarda bulundu. Flaman Bölgesi Başbakanı Sayın Kris PEETERS’ın önderliğindeki bu ziyaret, başarıyla sonuçlandı. İnşaat işleri, altyapı hizmetleri ve çevre koruma teknolojileri sektörlerinde etkinlik gösteren Türk şirketleriyle iyi iş bağlantıları kuruldu. Siyasi düzeyde ise, aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL ve Başbakan Yardımcısı Ali BABACAN’ın da bulunduğu üst düzey devlet yetkilileriyle resmi görüşmeler yapıldı.
 
2010 yılı ilkbahar döneminden itibaren Türkiye, Belçika’nın Flaman Bölgesi Hükümeti tarafından ticareti ve yatırımı artırmak amacıyla kurulan Flaman Bölgesi Yatırım & Ticaret Temsilciliği’nin “odaklanılacak ülkeler ” adlı listesinde yer alıyor. Belçika’nın kuzeyinde bulunan Flaman Bölgesi, Türkiye’yi, bünyesinde birçok potansiyel ve olanak barındıran bir ülke olarak görüyor ve önümüzdeki dönemde bu ülkeyle olan ekonomik ilişkileri daha da güçlendirmek için daha fazla çaba sarf edip adım atacak. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Kuruluşu (OECD), Türkiye’nin gelecek dönemde yıllık % 6,7 ekonomik büyüme kaydedeceğini tahmin ediyor. Bu, bütün OECD ülkeleri içinde en yüksek rakamı oluşturuyor. İlk bakışta BRIC ülkelerini (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) akla getiren çok etkileyici bir veri. Tek farkı, Türkiye’nin Flaman Bölgesi’ne uçakla yaklaşık üç saat süren bir seyahat mesafesinde olmasıdır. İşte bu yüzden İstanbul’daki Flaman Bölgesi Yatırım & Ticaret Temsilciliği yetkilisi olarak, Türkiye’yi “Flaman Bölgesi’nin arka bahçesinde olan bir BRIC ülkesi” olarak nitelendiriyorum. Konu olarak bakıldığında, Flaman Bölgesi heyetinin gerçekleştirdiği ziyaretin içeriğinin, inşaat, altyapı ve çevre koruma teknoloji sektörleri üzerine yoğunlaştığı görülmekte. Bunlar Flaman şirketlerinin geleneksel olarak pazarda güçlü oldukları ve önümüzdeki yıllarda Türkiye’de ciddi gelişme kaydedeceği sektörlerdir. Flaman şirketleri, ziyaret boyunca, diğer konuların yanında, Türk inşaat sektörünün uluslararası boyutta oldukça şanslı ve başarılı olduğu konusunda da bilgilendirildiler. Dünyanın en büyük 225 inşaat taahhüt şirketi arasına, birkaç değil tam 31 Türk şirketi girmeyi başarmıştır. Dünyada bu alanda Türkiye’yi yalnızca Çin geçebiliyor.
Toplantılar esnasında, katılımcılara Türkiye’nin yol ağları, demiryolları, liman ve havaalanları gibi gelecekte yapmayı planladığı büyük altyapı projeleri hakkında çok kapsamlı bilgiler sunuldu.

Aynı zamanda, Avrupa Birliği ile koşulları eşit düzeye getirebilmek amacıyla, Türkiye’nin planladığı ve 60 milyar Avro gibi bir bütçeyi bulan geniş çaplı çevre koruma yatırımları da gündeme geldi. Bünyesinde Flaman yatırımcıları için muazzam iş olanaklarının saklı olduğu birçok büyük çaplı ve yüksek maliyetli projenin oluşturulduğu dile getirildi.
Heyetteki bütün katılımcılara, Türkiye’deki paydaşları TOBB ( Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ) ve DEİK’nın ( Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ) ve Türk Belçika – Lüksemburg Ticaret Derneği’ninkatkılarıyla, uygun ve etkin bir görüşme programı verildi. Aralarında Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerin su ve kanalizasyon işlerini yürüten ASKİ ve İSKİ’nin bulunduğu kuruluşlarla, Çevre Bakanlığı Satın Alma ve İhale fiube Müdürlüğü ile ve aralarında ENKA İnşaat, GAMA Holding gibi Türkiye’nin en büyük inşaat taahhüt şirketlerinin bulunduğu firmalarla görüşmeler yapıldı.
Bu etkinlikler, Türk iş sektörünün Flaman iş adamlarıyla işbirliğine girme isteğinin bir kanıtıdır.
Flaman Bölgesi Başbakanı Sayın Kris PEETERS, kısmen ticari bağlantı içerikli bir program takip etti. Ontex ve DenizBank gibi şirketleri ziyaret etti. Ancak aynı zamanda, programının siyasi bağlantı içeriği olan kısmı da vardı. Bu bağlamda, siyasi ziyaret gündemindeki, T.C. Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL, Başbakan Yardımcısı Ali BABACAN, Maliye Bakanı Mehmet fiİMfiEK, Tarım Bakanı Mehdi EKER ve Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa DEMİR ile görüştü. Resmi ziyarete katılan bazı Flaman şirketleri, Türk pazarını ilk defa tanıma, inceleme olanağı buldu. Diğerleri ise birkaç aşama ileride olan şirketlerdir. Örneğin, ayrıştırıcı sistemler üzerine uzmanlaşmış BEST adlı şirket, Türkiye’de montaj birimi kurulması alanında yatırım yapacağını heyetin ziyaretleri esnasında kamuya duyurdu. Bilgi teknolojisi üzerine faaliyet gösteren Türk şirketi Digitouch’a daha önce yatırım yapan teknoloji fonu Hummingbird, birkaç tane daha Türk şirketi ile anlaşma yapmayı ciddi olarak düşündüğünü bildirdi. Klinik laboratuarlara yazılım programları geliştiren Belçika’nın Gent şehiri kökenli MIPS şirketi, Türk pazarına yerel bir ortak aracılığıyla girme konusunda anlaşma yaptı.
Fakat, karşı taraftan da ilgi çoktu. Türk şirketleri ve müşavirler için düzenlenen ‘Flaman Bölgesine Yatırım’ başlıklı yatırımı teşvik toplantısından sonra, birkaç katılımcı, Batı Avrupa’da yatırım bağlamında muhtemel faaliyet yeri olarak Flaman bölgesini, nihai listelerine aldıklarını ifade ettiler. Bu seçimde, bölgenin çok uygun coğrafi konumu ve çok iyi ulaşım, nakliye olanaklarının bulunmasının ( Anvers limanı ve Brüksel havaalanı v.b.) ve bununla birlikte mali olanakların, avantajların olmasının önemli rol oynadığı belirtildi. Bu bağlamda, Belçika’daki % 33,99’luk ‘resmi’ kurumlar vergisi oranı, yanıltıcıdır. Zira, çeşitli vergiden düşme olanakları sayesinde, Belçikalı şirketlerin uygulamada ödediği ‘gerçek’ vergi, % 25’in altına düşmektedir. Sermaye riskinden dolayı vergiden düşme olanağı bulunduğu için de, şirketler bazen % 2 ya da %3 gibi bir oranda vergi vermektedir.“

Bildiğiniz gibi , Belçika’nın üç bölgesi vardır : Flaman Bölgesi , Valon Bölgesi ve Brüksel. Flaman Bölgesi, ülkenin kuzey kısmı, toplam Belçika – Türk dış ticaretinin en büyük payına sahiptir: bu da Belçika’nın Türkiye’den yaptığı ithalatın %90’ı ile en büyük payı oluşturmaktadır. Diğer taraftan , Flaman Bölgesi Belçika’nın Türkiye’ye ihracatının %84’ünü oluşturmaktadır.
Ve Türkiye Belçika ile dış ticarette merdivenitırmanmakta: Türkiye şu anda 2008’e kıyasla 4 sıra yükselerek Flaman Bölgesinin en büyük 17. Tedarikçi ülkesidir. Aynı zamanda Flaman bölgesinin 14. en büyük müşteri ülkesidir, Türkiye 2008’de sıralamada 15. İdi. Tabii ki dünya çapındaki finansal krizinin 2009 Belçika – Türk ticaretine de etkisi oldu. Toplam ticaret hacmimiz, Belçika Merkez Bankasına göre 2009’da ancak 5 milyar Euro’ya erişebildi ki 2008’de bu rakam 6,1 milyar Euro idi.
Belçika, Türkiye’ye yaklaşık 2,95 milyar Euro’luk ihracat yaptı ( % 15 düşüşle) ve Türkiye’den yaklaşık 2,06 Euro’luk ithalat yaptı. Neyse ki, rakamlar son aylarda büyük oranda gelişim göstermektedir.