GENÇ DÜŞÜNCE Ayşen LAÇİNEL
İnsan Kaynakları Danışmanı
Dünyadaki Türk markaları ve Türk perakendeciliği
 
Hızla büyüyen perakende sektörü çalışanlara yeni iş olanakları açmakla birlikte iyi markaların zayıf markaları zorlayacağı bir rekabeti de beraberinde getiriyor.

Rekabette ayakta kalmak işini iyi yapmakla ve farklılaşmak ile mümkün. `Me; too.` anlayışı ile kalkışılan işler kötü bir kopya olmaktan öteye geçmiyor. Bu sebeple markaların farklılaşması ve mutlaka pazarda kendilerine has bir kulvar açmaları gerekiyor. ‹şini iyi bilen; bildiği işi iyi yapan; takım çalışması yaratan; hızlı ve analitik çalışan kurumlar yaratıcı da olabiliyorlarsa dünya markası haline gelebiliyorlar.

‹şim gereği seyahat ettiğim Moskova’da sadece kendi şirketimin değil; pek çok başka Türk markasının da mağazalarını görüyorum. Türkler’in sahip olduğu veya yönettiği yerlerde Türkiye’de alışık olduğumuz ve beklediğimiz ilgiyi sıcaklığı görmek mümkün olabiliyor. Rus insanının gerek iklim koşulları; gerekse yaşadıkları tarihsel süreç nedeni ile fazla korunmacı ve fazla mesafeli ve oldukça durgun görünümleri Akdenizli yönetim ile yumuşayabilmekte. Rusya’da olduğu gibi diğer ülkelerin insanlarının da o ülkeye has özellikleri mutlaka dikkate alınmalı. İngilizler’in indirekt iletişim şekilleri; politik tarzları; İrlandalılar’ın sabırsız ve net yaklaşımları; Almanlar’ın disiplinli ve didaktik tarzları; Amerikalılar’ın büyük Amerikan rüyasını yaşatan kahraman olduklarını hissettiren özgün; özgur tavırları… Hepsi birbirinden farklı. ‹şte bu ülke insanlarının farklılıkları göz önüne alınarak o ülkeye markalarımız ile girilirse ne olursa olsun her insanın beklediği ve hak ettiği saygı onlara hissettirilirse yeni pazarlarda yer bulabiliriz.

Türk markaları olarak kendimize yer açtığımızda ise Türk gibi başlayıp; yine başladığımız disiplin ile; özen ile o pazarda büyümeye devam etmeliyiz.

‹nsan kaynakları yönetimi özellikle yabancı ülkelerdeki büyüme planındamaksimum önemde olmaktadır. Çünkü hem çalışmakta olunan kurumun değerlerini bilecek; vizyonuna ve stratejisine inanacak hem de tüm bunları girilen yeni ülkede; ülke teammüllerini göz önüne alarak çoklayacaksın. Bu en tepe yönetimden en az sorumluluktaki çalışana kadar uzanan stratejik bir ortaklıktır. İnsan Kaynaklarının ise alım fonksiyonu; eğitim fonksiyonu ve performans değerlendirmesi hassasiyet ile tasarlanmalıdır.

Büyüyen Türk markaları görülüyor ki artık dünya pazarında ciddi oyunculardandır. Başarılı olanlar ve kalıcı olanlar İnsan Kaynaklarını en yüksek performansta değerlendirenlerdir. Bu anlamda tüm markalarımıza; yöneticilerimize asli sorumluluklarının yanında İnsan Kaynakları Yöneticisi sorumluluğu da yüklenmektedir.