İLHAN YILMAZ

Oto Kiralama Sektörünün Önündeki Engellerin Aşılması ve Yasal Mevzuatın Biran Önce Oturtulması Gerekiyor
 
Kiralama sektörü bugün 8-10 yıl önceki kısır döngünün çok dışına ve beklentilerin de çok üstüne çıktı. Avrupa ve Amerika’ya baktığınızda milyon adetlerle filo yöneten şirketler var. Bu adetler burada da ulaşılamayacak adetler değil. Duayenlerimiz de aynı fikirde. İleride 50.000 adetlik filolar yöneten şirketlerimiz olacak.
 
2007’ye global olarak baktığımız zaman uzun dönem kiralamalarda ciddi bir artış gözlenirken, diğer taraftan özellikle özel havayolu şirketlerinin uçuş destinasyonlarının çoğalmasıve adetlerinin artmasıyla beraber günlük kiralamada da gözle görülür bir artış başladı. Anlıyoruz ki müşterinin kullandığı ulaşım vasıtasına göre oto kiralama daha fazla tercih edilir hale geldi. Ama tabii ki en yaygınının uzun dönem filo kiralama olması dolayısıyla kiralamanın bilinirliği çok daha fazla artar bir hale geldi. Bir yerde uzun dönem kiralama, kısa dönem kiralamanın da reklamını yapar hale geldi ve şu anda vardığımız son noktada uzun dönem ve kısa dönem kiralamaları topladığımız zaman pazardaki toplam pay 112.000 adede ulaştı.Bu rakamın 12.000 tanesi günlü kiralamada, 100.000 tanesi de uzun dönem kiralamada kullanılmaktadır.

Filo kiralama neden tercih ediliyor? Kurumlara sağladığı avantaj nedir?
Bu konuyu iki bacakta incelemek lazım. Bir operasyonel avantajı, bir de vergisel avantajı. Vergisel anlamda; oto kiralama ile ilgili tüm giderlerinizi masraf gösterebiliyorsunuz ama aynı otoya sahip olduğunuz takdirde bu giderleri masraf gösteremiyorsunuz. Oto kiralamanın hizmet ağırlıklı bir iş kolu olmasından dolayı şu andaki vergi mevzuatına göre tamamını gider yazdığınız zaman bu durum şirketlere vergisel avantaj sağlıyor.

Operasyonel avantajındaysa araçla ilgili hiçbir şeyle uğraşmıyorsunuz, sadece yakıtını doldurup yolunuza devam ediyorsunuz. Daha da önemlisi filonuzu efektif kullanıyorsunuz. Bu ne demek?
Herhangi bir aracınızın kaza, arıza, çalınma, aklınıza gelebilecek herhangi sebeple filonuzdan alıkonma durumunda rent a car şirketi sözleşmenize bağlı olarak belli bir süre içersinde yeni bir araç vermektedir. Bu da sizin filonuzu en rasyonel şekilde kullanmanız demektir. Bugün bir genel müdürün aracı bozulduğunda, şirket kendi içindeki dinamiklerini kullandığında ya pahalı çözüm üretilmekte veya çözüm üretilememekte. Ama uzun dönem kiralamada tüm operasyon kiralama şirketinin üzerinde olduğu için sadece filoyla rent a car şirketinin koordinasyonunu sağlamak kalıyor, bu işlem de tek kişiyle yapılabiliyor. Filo işleten şirketlerde gerek muhasebe, gerek operasyon kadrolarında bu işleri takip eden, önce 1 kişi ile başlayan, daha sonra zaman içinde artan adetlerle devam eden, hatta bu işi abartarak kendi içlerinde tamirhaneler kuran, yedek parça stoğu bulunduran şirketler meydana gelmiştir ki bunun en bariz örneklerinden birisi de kamudur. Kamunun elinde bugün her bir araç için sorumlular ve tamirciler bulunmakta. Burada kullanılan insan kaynağının ne kadar efektif olduğu bir soru işareti. Stoklarınızda bulunan yedek parçanın kullanım süreci, modeli, araçlara uyup uymadığı kontrol edildiği zaman ciddi bir israfla karşılaşıyorsunuz. Emin olun ki gerek özel sektörde gerek kamuda stoklarda bulunan yedek parçaların kullanılacağı araçlar yok. Bu durum zamanında stokların efektif kullanılamaması, kimsenin işinin bu iş olmaması ile ilgili. Oto kiralama sisteminin yaygınlaşmasının yegane sebebi bu. Rent a car şirketlerinin işi bu olduğu için konuya odaklanıp filoyu en efektif şekilde yönetiyor. İşletmeler için bu durum olmazsa olmazdır, kar da zaten buradan çıkmaktadır. Rent a car şirketinin rantabl çalışabilmesi için koordinasyonu çok iyi sağlaması gerekmektedir. Şirketler filoyu yönetmek için bir sürü istihdam bulundurmak ve tüm Türkiye genelinde örgütlenmek zorunda. Ancak oto kiralama şirketi bir merkezden tüm Türkiye’yi örgütlemekte, sizi sorunlarla muhatap etmemekte. Siz sadece oto kiralamanın keyfini sürmektesiniz ve ödediğiniz bedel de belli. Otoyla ilgili giderleri yakıt hariç tüm masrafları oto kiralama şirketi üstlendiği için siz sadece kiralama bedelinizi hesaba katıyorsunuz, yaptığınız sözleşme sürecinde de bu rakam değişmiyor. Filolarını kontrol edemeyen veya uğraşmak istemeyen şirketler rent a car sistemine döndüler. Niye? Ben ödediğim bedeli bilmek istiyorum, bunun haricinde bütçemde ekstra bir sapma olsun istemiyorum ve bunun karşılığında da bu hizmetin keyfini yaşamak istiyorum diyorlar.

Özel sektör yöneticileri kendi firmalarındaki araç satın alma tercihlerini filo kiralamadan yana yaparken, kamu kurumları tercihlerini neden bu yönde yapmıyorlar?
Buna karar vermek hükümetin işi. Hükümetlerde tabiki tasarruf tedbirleri var ama oto kiralamanın önceliği daha tam kavranmış değil. Şöyle bir gelişme var; 2004 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla açıklanan genelgeyle bundan sonraki süreçte artık otomobil satın almak yerine kiralama yöntemine gidilecek. Şu anda devlette belli kuruluşlar yavaş yavaşbu sisteme geçmekte ama yeterli değil. Bizim hedefimiz şu anki oranın en az 7-8 misli. Kamudaki araç sayısı 10.000 civarında. Türkiye’deki yüzölçümüne göre asgari 72.000 aracın kullanılmasını öngörürsek ve bu 72.000 aracın tamamının kiralamaya döndüğünü varsayacak olursak, şu anki pazarın 6-7 misli kamudan gelecek bir potansiyel pazar demektir. Hükümetlerin aldığı kararların daha seri uygulamaya geçmesiyle zaman içersinde daha da artacaktır.

Kamunun elinde bulunan mevcut araçların amortisman ve giderlerinden dolayı nasıl bir maliyetle karşı karşıya kaldıklarını, bunun yerine kiralama yapılsaydı o rakam ne olurdu gibi bir istatistik mevcut mu?
Bu konu ile ilgili TOKKDER ve meslektaşlarımız özel sektöre sunulan tabloların bir benzerini kamuda da DİE, Başbakanlığa, Ulaştırma Bakanlığına sundu. Ortak karar ile oto kiralamanın özellikle tasarruf tedbirlerinin gündemde olduğu bir dönemde olmazsa olmaz olduğu belirlendi. Fakat eyleme geçmekte maalesef bürokratik engellere takılınıyor. Devletteki o yapıyı kırmakta zorlanıyoruz. Kamu bankalarında uzun vadeli kiralama kısa vadeliyi de çağrıştırıyor. İnsanlar bu kültüre alışınca uzun süreli kiralama yaparken günlük araba ihtiyacını da bu şekilde tercih etmeye başladılar.

Uluslararası finans kurumlarından bazıları oto kiralama sektörüne yönelik olarak yatırım yaptı. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?
Buraya gelen yabancı kuruluşlar zaten yurtdışında da filo kiralama hizmeti veren kuruluşlar. Bu işin tabi bir finansal boyutu var ama daha ziyade operasyonel bir işlem olduğu için finansal desteği alıp operasyonla birleştirerek bu işi organize ediyorlar ki bugün yabancı şirketlerin Türkiye’ye gelmesinin en büyük sebeplerinden biri de Türkiye’deki bu boşluğu görüp, operasyonel kiralamadaki gelecek projeleri çok iyi gözlemleyip, pazardaki büyüklüğü şu anki büyüklüğünün 6-7 misline çıkarmaktır. Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcıların yurtdışında işlettiği adetler bizim top yekün ulaştığımız adetlerin en az 2-3 mislidir. Finans şirketleri bu işin içinde olacaktır ve bu kaçınılmaz bir gerçektir.

Karşılaştırmalı analiz yapacak olursak yurtdışında kiralanan araç sayısı ile Türkiye’de kiralanan araç sayısı dağılımı nedir?
Oradaki sanayicinin ve işadamlarının oto kiralamanın avantajını erken teşhis edip bu iş koluna erken girmesi bu sektörü geliştirmişti. Ada ülkesi olan Majorca’da bile 16.000, Yunanistan’da 400.000, Almanya’da 1 milyon, İsrail’de 60.000 adet civarında. Bu ölçeklere baktığımızda Türkiye’deki 100.000 adet bu yüzölçümüne göre çok az kalıyor ama oto kiralamanın önünün açıldığı da unutulmamalı. Bu bilinç insanlarda artık oturmaya başladı. Şu anda yabancı yatırımcının tek endişesi bu işin yasal mevzuatı. Yasal mevzuat açıldığı anda bu işin tarifi yapıldığında çok daha hızlanacak ve 3-4 yıl sonra kiralık araç olarak karşımıza çıkacak.

Sektörün yetişmiş insan kaynağı yeterli mi?
Yeterli değil ama her sektörde olduğu gibi bu sektör de yan sektörlerden insan kaynağı transfer etmeye başladı. Otomotiv, finans ve sigorta sektörlerinden bu sektöre geçiş var. Yan hizmet aldığımız kuruluşlardan insan kaynağını bu sektöre kanalize ettiğimiz anda çok kısa bir eğitimden sonra gayet başarılı işler de yapılmaya başlanıyor. Sektörde yıllanmış insanlar parmakla gösterilecek kadar az. 20 yılın üzerinde faaliye