RİFAT HİSARCIKLIOĞLU

Avrasya Ticaret Ve Sanayi Odaları 2. Zirve Toplantısı TOBB’da Gerçekleştirildi
 
Ülkelerimiz arasında karma ekonomik komisyon toplantılarının, periyodik bir şekilde gerçekleşmeye devam etmesi, ticari ve ekonomik ilişkilerimize katkı sağlayacaktır. Bu gibi toplantıların sektörel toplantılarla desteklenmesi de faydalı olacaktır. Ülkelerimiz arasında ortaklık ve işbirliği anlaşmalarıyla, serbest ticaret anlaşmaları akdedilmesi de, büyük önem arz etmektedir.
 
Birliğimiz ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz “Avrasya Ticaret ve Sanayi Odaları 2. Zirve Toplantısı” vesilesiyle, değerli konuklarımızı ülkemizde görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Bundan önce yine Birliğimiz öncülüğünde 10-11 Nisan 2003 tarihlerinde, Ankara’da, “1. Avrasya Ticaret ve Sanayi Odaları Zirvesi”ni düzenlemiştik.

Birinci zirve, bölgedeki iş çevrelerinin en üst seviyedeki temsilcilerinin, birbirlerini daha iyi tanımalarına imkan sağlamıştı. Bu zirve sonucunda, mutabık kaldığımız, bölgede kalıcı ve yapısal bir işbirliği platformu oluşturulması konusunda, işbirliğimizin aynı heyecanla devam edeceğine inanıyorum. Bölgesel işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi, ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da geliştirilmesi amacıyla, bu 2. Zirve’yi gerçekleştirmiş olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşamaktayız.

Avrasya ülkeleri olarak, coğrafi konumumuz, komşuluk ilişkilerimiz, ortak tarihimiz ve kültürümüz, ortak gelişme ve kalkınma hedeflerimiz, işbirliğimizi zorunlu kılmaktadır. Aramızdaki ticari ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi, bölge barışının güçlendirilmesine ve refahın artışına da katkı sağlayacaktır. Ülkelerimizin kalkınması için, gelecekte bugün olduğundan çok daha değerli olacak Avrasya coğrafyasının istikrar kazanması, ve gelişmesinin gerekli olduğunu biliyoruz.

Bu gelişmeler doğrultusunda, vizyonumuzu genişleterek, kaynaklarımızı verimli bir işbirliği içerisinde, daha uzun vadeli planlarla değerlendirmek zorundayız. Bu çerçevede enerji kaynaklarının nasıl değerlendirileceği, ve bu kaynaklardan en etkin şekilde nasıl yararlanabileceğimiz, bölgede refah ve sürdürülebilir kalkınmayla yakından ilgilidir. Enerji ve altyapı konularında, bölgesel veya ikili bazda bir araya gelinerek, görüş alışverişinde bulunabileceğimiz bir mekanizma tesis edilmesi çok olumlu sonuçlar doğuracaktır.

Avrasya bölgesinin, doğal gaz ve maden kaynaklarının yanı sıra, su kaynaklarının da son derece önem kazandığı görülmektedir. Bölgenin zengin su kaynaklarına sahip olması nedeniyle, hidroenerji, bölgemiz ülkeleri arasında en fazla işbirliği gerektiren konulardan bir diğeridir.

Şunu da biliyoruz ki, tabii kaynaklara sahip olmak ve ülke ekonomisini, sadece petrol, gaz gibi kaynaklara bağlamak yeterli olmuyor, ülkelerin rekabet gücünü arttırmıyor. Enerji kaynakları dışında, sanayi ve ticarete yönelerek, güçlü bir girişimci grup oluşturmak ve bunu ekonominin motoru haline getirmek gerekiyor. Bunun için biz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak, deneyimlerimizi paylaşma, ve ihtiyaç duyulan güçlü kurumsal işbirliğini, bölgedeki muhataplarımızın hizmetine sunma azmindeyiz.

Farklı coğrafyalarda uygulamaya koyduğumuz oda geliştirme projelerini, sizlerle de paylaşmaya hazırız. Bölgede KOBİ’lerin verimli şekilde işletilmesi ve küresel rekabete uyumlu hale getirilmesi konusunda da hep birlikte çalışabiliriz.

Bölgenin dinamizmini hayata geçirmek için, ulaştırma alanında sağlanacak işbirliği de çok önemlidir. Bölgedeki ulaştırma ilişkilerinin, mevcut sorunları ortadan kaldırma, ve bütün taraflara avantaj sağlamaya yönelik, bir işbirliği yaklaşımıyla ele alınması gerekmektedir.

Ulaştırma alanında, bölge ülkeleri arasında, karayolu kullanımında, ortak ücret ve tarife politikasının uygulamaya konulması, gümrük altyapısında rehabilitasyon çalışmalarına hız kazandırılması, Avrupa ülkeleri arasında uygulanmakta olan, belirli bir kota sistemine göre, serbest ve sorunsuz geçiş imkanı sağlayan sistemin benzerinin oluşturulması, bazı ülkelerde uygulanan yüksek geçiş ücretlerinin düşürülmesi, eşit rekabet şartları içinde, ortak kara taşımacılığı şirketleri kurulmasının teşvik edilmesiyle, büyük faydalar temin edilecektir.

Ayrıca sınır kapıları geçişlerinde kolaylık sağlanması, ve geçişlerin hızla yapılabilmesi için, bu kapıların modernizasyonu zorunludur. Bu konuda, birliğimiz girişimiyle, yap-işlet-devret modeli çerçevesinde başlatılan bir projeyi, sizlere örnek olarak vermek isterim: Sarp ve Sarpi kapılarının ortaklaşa modernizasyonu için, Gürcistan’la birlikte bir proje geliştirdik. Söz konusu proje, bu önemli taşıma yolunu, büyük ölçüde hareketlendirerek, bölge kalkınmasına katkıda bulunacaktır. Ulaştırma alanında bir başka ortak girişimimiz de, Orta Asya ekonomilerinde, özellikle hizmet ve lojistik sektörlerinde, bölgesel entegrasyonun ve rekabetin gelişmesini sağlamak için, tarihsel İpek Yolu’nu canlandırmak olabilir.

Asya ekonomilerinin, son dönemlerde, dünya ticaretindeki payları giderek artmaktadır. Hepinizin bildiği gibi, Çin bütün dünyanın üretim üssü olmaya başlamıştır. Çin’in hızla artan dış ticaret hacmi karşısında, Çin limanları artık ihtiyacı karşılayamamaktadır. Bu yüzden, Çin ile batıya açılan Avrupa limanlarını ve pazarlarını bağlayacak ortak bir proje, İpek Yolu’nun canlandırılmasıdır.

Tarihi İpek Yolu’nun yeniden faaliyete geçmesinde, stratejik bir konuma sahip olan ülkelerimizin, ulaşım ve lojistik imkanlarının geliştirilmesi için, her türlü işbirliğini değerlendirmeliyiz. Bu projenin başarısı, aynı zamanda uluslararası taahhüt ve katılımı gerektirmektedir. Bu konuda uluslararası kara yolu nakliyeciler birliği İRU ile ortak çalışmalar yürütüyoruz.

Her yıl, önemli ölçüde artarak geliştiği gözlenen turizm alanındaki işbirliğinin, bölge geneline yayılmasını sağlayacak girişimlerin, ciddi bir başarı şansına sahip olduğu görülmektedir. Turizm alanında, sektörün ilgili kuruluş ve temsilcileriyle ortak etkinliklerin düzenlenmesi, özel havayollarının, charter uçuşlarının artırılması yönünde, çalışmalara destek verilmesini yararlı görüyoruz. Burada, ülkelerinizdeki turizm öğrencilerine, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, tarafından, staj imkanı sağlanabileceğini de, özellikle belirtmek istiyorum.

Bölgemiz açısından en önemli gelişmelerden birisi de kuşkusuz, Avrupa Birliği’nin genişleme süreci kapsamında, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerine başlamasıdır. Türkiye, Avrasya coğrafyasının merkezinde bir köprü konumundadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olmasıyla birlikte, Avrupa Birliği artık Kafkasya ile komşu haline gelecek, ve Orta Asya’ya geçiş imkanı elde edecektir. Türkiye’nin AB üyeliği, sadece Türkiye için değil, bölge ülkeleri için de önemli avantajlar sağlayacaktır.

Ülkelerimiz arasında karma ekonomik komisyon toplantılarının, periyodik bir şekilde gerçekleşmeye devam etmesi, ticari ve ekonomik ilişkilerimize katkı sağlayacaktır. Bu gibi toplantıların sektörel toplantılarla desteklenmesi de faydalı olacaktır. Ülkelerimiz arasında ortaklık ve işbirliği anlaşmalarıyla, serbest ticaret anlaşmaları akdedilmesi de, büyük önem arz etmektedir.

Uzun vadede işgücü, sermaye ve malların serbest dolaşımını sağlamak üzere, öncelikle, tercihli ticaret sisteminin değerlendirmeye alınmasının, önemli bir adım olacağını düşünüyoruz. Bununla birlikte, uzun vadeli ekonomik işbirliği programları ve icra planlarının tüm ülkelerle en kısa sürede imzalanması, ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizin bir uygulama takvimi çerçevesinde geliştirilmesine imkan sağlayacaktır.

Biz bölgesel işbirliğinin avantajları doğrultusunda, gelişme sürecine, ortak girişimlerle, somut ve verimli adımlarla, katkımızı en üst seviyelerde, ortaya koymayı zorunlu görüyoruz. Bu coğrafyada yer alan ülkelerin ekonomik işbirliği potansiyelinin, azami ölçüde birlikte değerlendirilmesi, ve mevcut dostluk ilişkilerinin geliştirilmesi, birliğimizin en öncelikli hedeflerinden biridir.

Birliğimizin kurucusu olduğu Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, DEİK bünyesindeki Türk-Avrasya İş Konseyleri’nin kapsamlı, ve etkin çalışmaları da, bölgede işbirliğinin geliştirilmesine önemli katkılar sağlamaktadır. DEİK’in her türlü faaliyetleri birliğimizce desteklenmektedir. Şüphesiz ticaretin gelişmesinin en önemli unsurlarından biri de, hukuksal açıdan güvenilir bir ortamın bulunmasıdır. Bu nedenle bölge ülkelerine mensup işadamlarının, po