Alternatif Yatırım Enstrümanları İ.Emre PESER
Sermaye Piyasası Danışmanı
Son gelişmeler ışığında Türk lirasının seyri ‘TRL’
 
Mart ayının geneli ve Nisan ayı başı hem yurtiçi konjenktür hem de yurtdışı konjenktür açısından hareketli geçti. 29 Mart yerel seçimleri öncesi hükümet ekonomiyi ikinci plana atmış seçime daha fazla odaklanmıştı. Yerel Seçimlerin sonuçları, AKP adına yeni bir başarı getirmese de, genel dengeleri bozmayan bir netice sonrası, seçmen siyasetçilere anlamlı mesajlar verdi. Bu mesajı en iyi şekilde değerlendirecek olan partiler önümüzdeki dönemde genel seçimlerden daha da güçlenerek çıkacaktır. Türk halkının sağduyusu seçimlere yansımıştır.
Seçimlerin hemen arkasından G20 toplantısı sürecinde Türkiye`nin ilk itirazlarına rağmen erken bir atamayla NATO Genel Sekreterliği’ne Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen getirildi. G20 zirvesinden sonra ABD Başkanı Barack Obama Türkiye’yi ziyaret etti ve Türkiye’ye yeni bir rol biçti. Yılların ‘Stratejik ortaklık’ kavramını değiştirdi ve ‘ Model Ortaklık ‘ adı altında yeni bir tanımlama yaptı, Türkiye – ABD arasındaki ilişkilerin bu kavram doğrultusunda gelişeceğinin sinyalini verdi. Bu model ortaklıktan herkes kendi anladığını çıkarabilir ama daha uzun süre yerini buluncaya kadar kavram tartışılacaktır ve ABD son noktayı koyacaktır.
20 zirvesinde devam eden ekonomik krizin kısa sürede toparlanması adına önemli kararlar alındı. ABD Başkanı Barack Obama`nın "tarihi" olarak nitelediği kararlar tüm piyasalarda ilk etapta yükselişe yol açtı. Londra`daki G20 Zirvesi`nin sonunda bir basın toplantısı düzenleyen İngiltere Başbakanı Gordon Brown, IMF gibi çok uluslu kuruluşlara 1 trilyon dolar kaynak aktarılacağını açıkladı. Uluslararası Para Fonu IMF`ye aktarılacak ek kaynak miktarı, 750 milyar doları bulabilecek. Bunun 500 milyar dolarının, doğrudan G20 ülkelerin liderleri tarafından taahhüt edilmesi bekleniyor. Ayrıca IMF gerektiğinde 250 milyarlık bir ek kaynaktan da yararlanabilecek. IMF`nin böylece, ekonomik sorunlar yaşayan ülkelere daha fazla yardım edebilmesi hedeflendi. G20 Zirvesi`nde varılan anlaşmayla IMF`ye sağlanan kaynak üç katına çıkarılmış oldu. G20 ülkeleri ayrıca "Vergi cennetleri" denen ve dünyanın geri kalanı ile mali işbirliği içinde olmayan gizli bölgelere yaptırım uygulanması ve mali piyasaların küresel düzeyde daha sıkı denetlenmesi üzerinde anlaşmaya varıldı. Londra`daki zirve sonunda İngiltere Başbakanı Gordon Brown`un açıkladığı kararlara göre, bankacıların ücretleri ve ikramiyeleri daha yakından denetlenecek. Mali sistem için bir erken uyarı mekanizması oluşturulacak ve bu konuda sınır ötesi işbirliğini temin edecek bir Mali İstikrar Komitesi kurulacak, bu komite IMF`yle birlikte çalışacak. Hedge fonlar ve kredi derecelendirme kuruluşları da daha yakından denetlenecek. Bankaların, portföylerindeki riskli varlıklardan arındırılmaları yolunda ortak bir anlayış benimsenecek. G20 liderleri ayrıca, küresel ticareti desteklemek amacıyla, 250 milyar dolarlık bir mali finansman paketi oluşturulması üzerinde de anlaştı.
20 Zirvesi öncesi Fransa ve Almanya yeni ekonomiyi canlandırma paketlerine karşı çıkmışlar, önceliğin mali piyasaların denetimi olduğunu vurgulamışlardı ve alınan kararlar sonrası daha önce gerekirse G20 Zirvesi`ni terk etme tehdidinde bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, sonuç bildirgesinin, "umabileceklerinden de çok" hüküm içerdiğini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel’de, alınan önlemlerin dünya için "daha net bir mali piyasa yapısı" anlamına geldiğini, anlaşmanın "çok iyi ve neredeyse tarihi bir uzlaşmayı" yansıttığını söyledi. Bence en anlamlı yorumu Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva yaptı, krizin zengin ülkelere alçak gönüllü olmayı öğrettiğini ve bu ülkelerin geleceğe ilişkin tartışmalarda gelişmekte olan ülkelere eşit muamele yapılmasını sağladığını söyledi.
erel seçimler arkasından G20 zirvesi ve sonrasında ABD Başkanı’nın Türkiye ziyareti ile Türk Lirası yeniden değerlenme sürecine girdi. 9 Mart 2009’da USDTRL paritesi ilk defa 1.8200 seviyesini gördü ve bu tarihten itibaren seçim öncesi IMF’in Türkiye ile görüşmelere hazır olduğuna dair zamanlama açısından sürpriz gelen açıklaması sonrası TRL’sı süratle değerlenme trendine girdi. Ancak bu yazıyı kaleme aldığım 10 Nisan itibarıyla henüz IMF ile bir anlaşma yapılmamıştı. Son bilgiler Nisan ayı bitmeden yaklaşık 30- 40 milyar dolarlık yeni bir anlaşma yapılacağı yönünde idi. 10 Nisan’da USDTRL kuru 1.5700 seviyesinin de altına kadar indi. Seçim öncesi 1.8200 seviyesini gören parite seçim sonrası ve yukarıdaki gelişmelere paralel yaklaşık % 14 geriledi yani Türk Lirası değer kazandı. Aynı şekilde 2.3500 seviyesine çıkan EURTRL paritesi de 2.0600 seviyesine kadar düştü.
şağıdaki grafikte EURUSD ve USDTRL paritelerinin yaklaşık 2 yıllık haftalık fiyat hareketlerini görebilirsiniz. Genel olarak Dolar Avro’ya karşı değer kazandığı zaman TRL’ye karşı da değer kazanıyor ama son 1 aylık süreçte durum farklılaşıyor.
Mart – 10 Nisan arasındaki günlük fiyat hareketlerinde aşağıdaki grafikte incelediğimizde Dolar Avro’ya karşı değer kazanırken TRL’sına karşı ise değer kaybediyor. Son 1 aylık süreçte fiyat hareketlerindeki korelasyon değişiyor.
u değişimin temel nedenleri, yurtdışında krizin dip yaptığına inanılmaya başlanması, G20 zirvesinde alınan kararlar, yerel seçimin bitmesi ve IMF ile kapsamlı bir anlaşmanın yapılacak olmasının Türk Lirası’nın değerlenmesi yönünde yansımasıdır. IMF anlaşmasının % 75 oranında USDTRL paritesine yansıdığını düşünüyorum ama 3 yıllık kapsamlı ve 40 milyar dolar civarında bir anlaşma gerçekleşirse USDTRL paritesi 1.5000 seviyelerine kadar düşer. Yurtdışında daha fazla kötüleşme olmaz ise gelişmiş ülke faiz oranları düşük kaldığı ve TCMB faiz oranını çift haneli rakamlarda bıraktığı sürece eskisi gibi Türk Lirası önümüzdeki günlerde baskı altında kalmaya devam edecektir. Gelişmeler bu yönde gerçekleşirse, kronik dış ticaret açığımız da devam edecektir.