TÜGİAD RAPOR

TÜGİAD 2006’da Siyasi İstikrarın Devamını İstiyor
 


Makro ekonomik dengelerin bozulmaması için erken genel seçim istemeyen TÜGİAD üyeleri siyasi istikrar korunursa 2006 da ekonomideki genel olumlu gidişin süreceğine inanıyorlar.

Gelenekselleşen TÜGİAD anketinde üyeler içerde iyimserliğini korurken, dışarda, AB ve ABD ileilişkilerde belirsizlik, Ortadoğu’da ise gerilimin artacağı endişesini taşıyorlar.
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) üyeleri arasında yapılangeleneksel beklenti anketinin sonuçları baz alınarak hazırlanan ``TÜGİAD’ın 2006 Yılı Beklentileri ve Bu Beklentiler Doğrultusunda Değerlendirmeleri`` adlı rapor, genç iş dünyasınınsiyasetten ekonomiye, bürokrasiden dış politikaya kadar çeşitli alanlardakibeklentigörüş ve önerilerini ortaya koydu

Erken seçime “hayır” Raporda yer alan TÜGİAD anketine göre genç işadamlarının yüzde 85,5 gibi büyük bir bölümü 2006 yılında olası bir erken genel seçim istemiyor.Üyelerin yüzde 74’ü erken seçimin ekonomiyi “olumsuz”, yüzde 11’i ise “çok olumsuz” etkileyeceğini düşünürken, sadece yüzde 16’sı seçimlerden olumlu ekonomik etkibekliyor.Ancak, son aylarda gündeme gelen seçim olasılığı da göz ardı edilmiyor ve istememesine rağmen yüzde 30’luk bir kesim 2006 yılında bir erken seçim ihtimalini öngörüyor.

Öncelikli sorun gene işsizlik Genç işadamları Türk ekonomisinin öncelikli sorunu olarak geçen yıla göre artan bir oranda gene işsizliği gösterdiler. Geçen yıl yüzde 18 ile birincil sorun olarak ortaya konan işsizlik bu yıl yüzde 28’lik bir oranla ilk sırayı aldı.Ankete göre, ikinci sırada ise gene kayıt dışı ekonomi,üçüncü sırada da vergi oranlarının yüksekliği geliyor.

TL aşırı değerli ama... Ankete katılanların yüzde 77’si TL’nin aşırı değerli olduğunu söylerken, yüzde 49’u şirketindeki ihracat gelirinin azalmasını TL’nin değerine ve euro-dolar paritesine bağlıyor. Ama genç iş dünyasının yüzde 52 ‘sigene de 2006’daki 84 milyar dolarlık ihracat hedefinin tutturulacağına inanıyor.

AB ile ilişkiler zorlu olacak TÜGİAD üyelerinin yüzde 68’i bu yıl AB ile ilişkilerin belirsiz olacağını söylerken, yüzde 23,5’u ilişkilerde olumluseyir bekliyor. Bu durumda genel olarak yüzde 92’lik kesimin tam üyelik temelli ilişkilerin süreceğini düşündükleri ifade edilebilir. Yüzde 68’lik kesim tarama süreci devam ederken, müzakere dosyalarının açılmasında gecikmeler öngörüyor. Üyelerinsadece yüzde 8,5’u ise müzakerelerin askıya alınacağı görüşünde.

Bölgede gerilim artabilir endişesi Genç işadamlarının yarısı PKK; K. Irak, Suriye, İran, Kıbrıs ve AB gibi konular çerçevesinde Türkiye – ABD ilişkilerinde belirsizliğin ve soğukluğun devam edeceğine inanıyor. Buna karşılık yüzde 37,5’u ilişkilerde iyileşme, yüzde 12,5’u ise sorunlarda artış bekliyor.TÜGİAD üyelerinin büyük bir bölümü Ortadoğu’da daha istikrarsız bir döneme girildiğini düşünüyor ve üyelerin yüzde 27’si Suriye’ye yönelik bir dış müdahaleöngörüyor.

TÜGİAD 2006’DA NELERE DİKKAT ÇEKİYOR?

Siyasette istikrar; “Erken seçim olmasın”

Ekonomide dikkat; “Enflasyonda rehavete düşmeyelim”

Bürokraside özen; “Merkez Bankası Başkanı önceden belirlensin ”

Dış politikada uluslararası uzlaşma; “Çözüm içinproaktif diplomasi”

TÜGİAD Raporunundeğerlendirme sonuçlarında 2006 yılına yönelik önemli başlıklar şunlar:

1-Büyüme Fiyat istikrarı ile sürdürülebilir büyüme arasındaki ilişki 2005 yılında kuvvetlenmiştir. 2006 yılında fiyat istikrarının artması sürdürülebilir büyümeyi de kalıcı kılacaktır.

2-Enflasyon 2006 yılında öncelikli ve kritik gösterge olacaktır. Enflasyonla mücadelede önemli başarılar elde edilmiş olmakla birlikte enflasyon hala uluslararası standartlara göre yüksektir ve bundan sonra da zorlu bir mücadele gerektiği unutulmamalıdır. Bu nedenle enflasyonla mücadelede rehavete düşülmemelidir.

3-Cari işlemler Yüksek cari işlemler açığı ekonomik açıdan sürdürülebilir görülmektedir. Nitekim 2005 yılından sarkan özelleştirme ve varlık satışı gelirleri, yılın ilk başında yaşanan sermaye girişleri ve 2006 yılının yabancı sermaye hedefleri ile öngörülen cari işlemler açığı finansmanının önemli bir bölümü sağlanmış gözükmektedir. Mali disiplinin bozulması, siyasi istikrarsızlık ve olumsuz dış politik gelişmeler halinde finansmanda daralma yaşanabilecektir.

4-Türk Lirası Değerlenen TL karşısında işletmelerin rekabet gücünü artırmak için, 2006 yılında yapısal reformlar (vergi, sosyal güvenlik, kayıt dışı, enerji) hızla hayata geçirilmelidir. Nitekim bu konularda Hükümetin son dönemlerde çalışmalar içinde olduğu bilinmektedir.

5-Maliye Politikası İşletmelerin rekabet gücünün artırılması için uygulanan maliye politikalarının istikrar kadar rekabet gücüne de öncelik vermeye başlaması sağlanmalıdır. Bu amaçla işletmelerin vergi ile işgücü üzerindeki kamu yüklerini tedricen azaltan 3 yıllık bir program açıklanmalıdır. Böylece işletmeler öngörülebilir bir sürece girmelidir.

6-Vergi 2006 yılı işletmelerin üzerindeki kamu yüklerinin azalmaya ve böylece rekabet güçlerinin artmaya başladığı yıl olmalıdır. 2006 yılı yine kayıt dışı ile mücadele yılı olarak ilan edilmelidir.

7-İstihdam Ekonomik büyüme ile istihdam arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Yeterli ilave istihdam yaratılması için daha hızlı büyüme oranlarına, yatırıma dayalı büyümeye ve işletmelerin işgücü üzerindeki kamu yüklerinin azaltılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

8-Parite Uluslararası ekonomik alanda en önemli konu ABD ve AB’nin izleyeceği faiz politikası ile buna bağlı olarak euro-dolar paritesindeki gelişmeler olacaktır. Çin ekonomisi ve para birimindeki küçük ölçekli revalüasyon beklentileri de yakından izlenecektir.

9-İstikrar Son üç yıldır sağlanan siyasi istikrar 2006 yılında da sürdürülmelidir. Türkiye’nin 2006 yılı gündemi yine iş ve aş ağırlıklı olmalı siyasi istikrarı bozabilecek ve iş dünyasının ilgi alanında bulunmayan suni gündemler yaratılmamalıdır.

10-Kıbrıs AB ile 2006 yılında Kıbrıs’ta taleplerin ve taahhütlerin yerine getirilmesi konusunda sıkıntı yaşanması olasılığı artmaktadır. Bu konuda temel beklentilerin AB’nin daha önce verdiği sözleri yerine getirmesi ile BM nezdinde yeni bir çözüm sürecinin başlatılmasıdır.

11-Ortadoğu 2006 yılında Irak, Suriye ve İran’da olası gelişmelerin ekonomik ve siyasi etkileri daha yüksek olacaktır. Türkiye bölgesindeki gelişmelerde tüm sorunların diplomasi ve uluslararası uzlaşma ile çözülmesini savunmalı ve proaktif diplomasi ile sorunların çözümlerine katkı sağlamalıdır.

12-ABD ABD ile ilişkilerde Ortadoğu temelli gelişmeler belirleyici olacaktır. Türkiye’nin Ortadoğu’daki çıkarları barış, istikrar ve refahın sağlanması ve korunması olmalıdır.

13-Bölgesel kalkınma Türkiye bölgesinde bir istikrar unsuru olarak bölgede ve kendi içinde ayrıştırıcı değil birleştirici olmalıdır. Bunun en önemli aracı da hızla artan ekonomik cazibenin yurt genelinde yayılabilmesi ve artan refahın paylaşılabilmesidir. Bölgesel kalkınma programlarına ve GAP’a bu aşamada yeniden hayatiyet kazandırılmalıdır.

14-Merkez Bankası 2006 yılı başta Merkez Bankası olmak üzere özerk kurumların başkanlarının değişeceği bir yıl olacaktır. Türkiye’de ekonomi politikalarının belirlenmesinde ve uygulamasında çok önemli rol oynayan bu kurumların başkanlarının atanmasında özerkliğe azami özen gösterilmelidir. Ayrıca MB Başkanı ile ilgili kararın yurtdışı örneklerinde olduğu gibi daha önceden, örneğin 3 ay öncesinden alınması , yeni başkan ile görevi devredecek başkanın beraber çalışabileceği bir sistemin kurgulanmasıve böylece belirsizlik ve dalgalanmaların önlenmesi sağlanmalıdır. Bu sistemle yenilenmesi halinde MB başkanının geçmiş politikaları ve uygulamaları da bilen ve özü