Ali ÇINAR
TÜGİAD New York Temsilcisi
AMERİKA’DA TÜRKLERİN GÜCÜ
 
Amerika’da çok eski bir geçmişimiz olmasa da, Türklerin gücü gittikçe artmaya başladı. Ama bu gücü en iyi şekilde kullanmak içinde birlikte hareket etmek şart.
fiu ana kadar bu güç kişisel gayretler ile kazanılmıştır. Amerika’da, kendi dallarında başarılı olmuş işadamı, akademisyen, doktor, mühendis ve daha nice dallarda başarılı insanlarımız mevcuttur. Bazı isimleri belki hiç duymamış, duyuncada hem şaşırmış hem de takdir etmişizdir, Onur Keçe önderliğinde kurulan FoundBev içecek markasını, Murat Güzel’in 50 milyon dolarlık satış yaptığı Nimeks ürünlerini, Cem Erdoğan’nın çıkarttığı NebiMobil’i, yıllarca MACY’de Başkan Yardımcılığı görevini yapmış Mehmet Tangore’yi, sesli mesajları sayısal ortama çeviren teknolojinin kurulmasına ön ayak olan Dr. Mehmet Binali’yi, profesyonel kariyerinde 1500’ün üzerinde şirkete değer biçen Nevin fianlı’yı, New York’ta 165 milyar dolarlık fona sahip Oppenheimer’da para yöneten Altan Ergün’nü , Oscarlı afişlerin sahibi Levent İleri’yi, NASA’nın en başarılı astrofizikçilerin’den Feryal Özeli’ni kaçımız biliyoruz? Amerika’da, Fortune 500 çalışan o kadar duymadığımız başarılı işadamı ve işkadınımız varki, saymakla bitmez.
Peki, Dünya Bankası’nda 100’ün üzerinde Türk’ün çalıştığını biliyor musunuz? Daha iki gün önce Birleşmiş Milletler bünyesindeki, Dünya Su Değerlendirme Programı’nın (WWAP) başına bir Türk getirildiğini biliyor musunuz? Endüstriler farklı olsa da, beraberliğin sağlanması ve ortak hareket edilmesi o kadar önemli ki. Maalesef elimizde olan gücü iyi kullanamıyoruz. Kendi vatanından kopup, Amerika’ya gelen başarılı insanlarımıza sahip çıkmıyoruz. Amerika’da nüfusumuz az, elimizden bu kadar geliyor diyeceğimize, az nüfusu ile çok büyük güce sahip olan Musevilerin yaptıklarına bakınız. Yıllarca yorulmadan birbirlerini tutarak, önce maddi güce kavuştular sonrada medyayı ele geçirdiler. Dünya’da birey, toplum veya devletin gücünü ekonomik göstergeleri ve imkanları temsil eder. Gerisi popülizm yapmaktır.
Rahmetli Vasıf Çınar Roma Büyükelçisi iken İtalyanlar, büyükelçiliğin önünde toplanmışlar ve Antalya bizimdir diye bağırmaya başlamışlar. Büyükelçimiz balkona çıkmış, eli ile uzakları işaret ederek “Antalya, Roma sokaklarında bağırarak alınmaz, Antalya Orada ! Gücünüz varsa alın” demiştir. Demek ki gidemediğin ve gücünün yetmediği yer senin değildir. fiu anda Amerika’ya bakarsak ne Birleşmiş Milletleri takıyor ne de başka ülkelerin sözünü dinliyor. Gücü olduğu için istediği yere giriyor, istediği yaptırımı uygulatıyor. Burdan şu sonuç çıkıyor : Gücünüz varsa ve bu gücü koruduğunuz sürece, nerede olursanız olun büyük işler başarıp, birçok şeyi elde edebilirsiniz. Bir yazar arkadaşın güzel bir örneğini hep hatırlarım. Bir müteşebbis fabrika kurar ve 450 işçiye ekmek verir. O işçiler de hep bağırırlar ve mutsuzluklarını dile getirirler. Tamam o zaman neden 450 işçi birleşip bir fabrika kurmazlar. Kurmazlar çünki birbirini hem çekemezler hem de bencil düşünürler. Bunu aşmamız için öncelikle kendi çevremize bir bakmamız lazım.
Hangi arkadaş ve dostlar ile beraberiz. Çevremizde kurulu Türk Dernekleri var mı? Varsa aktif olarak içlerinde miyiz? İçlerindeysek neler yapıyoruz veya neler yapabiliriz? Medya olsun, politika olsun, dernekçilik olsun herşey , yaşadığımız ve çalıştığımız yerden başlıyor. Çevrenizde Hintlilerin, Korelilerin, Rusların yaptıklarına bakınız. İnanılmaz derecede birbirine bağlılar. Bu sadece iş yaşamında değil, akademik ortamda da böyle. Güç’ten bahsetmişken, Türk lobiciliği hep zayıftır denmiştir. Ama artık o zayıflık yerini yavaş yavaş güçlenmeye bırakmıştır. Bunu sayılara vurursak Amerikan Kongresi’nde 147 Kongre Üyesi, Türk Dostluk Grubundadır. Bu Kongrede etnik Dostluk Grupları arasında ilk üçtedir. Amerika’nın birçok yerinde Kongre Üyeleri birçok STK’nın programlarına katılmaya başlamıştır. Eskiden Türk toplumu üyeleri Kongre üyelerinin peşinde koşarken, şimdi Kongre üyeleri Türk toplumu ile görüşmek istemektedir. Milli günlerde Türk Bayrağımız Yerel Senato Binalarına ve Belediye Binalarında dalgalanırken, Amerikan Kongresi’nden yapılan Türk etkinlikleri günden güne artmaktadır. Amerika’daki lobicilik iki kola ayrılmış durumda. Kollardan birisi; Türkiye ve Türkiye’deki Resmi kuruluşların çalışmaları, ikincisi ise Amerika’da yaşayan Türk toplumu ve Devletin para ile lobicilik yapmasını istediği iki lobi firmasının çalışmaları. Herşeyi devletten beklememiz gerekir. Bizler, ikinci kol olarak birlikten kuvvet doğar sözünü ilke edinerek toplu hareket edildiğini biliyoruz. Zira vatan sevgisi ve gönüllü yapılan çalışmaların etkisi, para ile yapılan lobicilikten yerine göre daha güçlüdür.
Ayrıca, lobicilikte iki önemli faktör vardır. Biri maddi gücünüz diğeri ise oyunuzdur. Amerika’daki Türk toplumu maddi açıdan istenilen düzeyde olmasada, oy anlamında Amerikan Vatandaşı olarak çifte vatandaş sayısı artmaya devam etmektedir.
Türkiye ne kadar güçlü olursa bizlerin gücü de Amerika’da artmaya devam edecektir.