Onur ÖZKUL BUPİLİÇ Entegre Gıda Sanayi Ticaret AŞ Genel Müdürü & TÜGİAD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye’deki Beyaz Et Üretimi, Hem Türkiye Hem Dünya Standartlarına Uygun Şekilde Gerçekleşmektedir
 
KULA YAĞ firması, ticari hayatı 1930’lara, sanayicilik hayatı ise 1960’lara dayanan bir ailenin uzun yolculuğudur.
 
Ben bu firmanın 4. jenerasyon yöneticisiyim. Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan itibaren tarımsal ürünler ticareti yapan KULA firması, 1968 yılında bitkisel yağ üretimi yapan KULA YAĞ firması ile sanayiciliğe ilk adımını atmıştır. Bu adımı 1980 yılında bünyeye dahil edilen un üretimi yapan UNİŞ firması 1989 yılında da yem üretimi yapan EMEK YEM firması takip etmiştir. Sanayicilik haricinde de sofralık yumurta üretimi ve damızlık yumurta üretimi, kuluçkahane işletmeciliği de bu faaliyetleri takip eden diğer iştigal konuları olmuştur.

2003 yılında yine Balıkesirli olan Karahallılar ailesiyle ortak iştiraklerin temelleri atılmıştır. Beyaz et üretimi yapan BUPİLİÇ firması ilk ortak iştirakimiz olup bu ortaklığı araç muayene istasyonu işletmeciliği iştigal konusuyla TÜV, 2K takip etmiştir. Bugün için kurulan bu iş ortaklığını geliştirmeye yönelik yeni faaliyet konuları halen gündemimizdedir.

Hedefimiz, öncelikle faaliyet gösterdiğimiz alanlarda çağın gerektirdiği gelişmeleri yakalayarak, müşteri ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilecek bir şekilde modellenerek hedeflediğimiz şekilde büyümek ve gelişmektir. Bunun dışında harici alanlarda, yeni iş kollarında yeni iş sahaları, istihdam sağlayabilecek yeni iş sahaları açabilmektir.

Sosyal sorumluluklarımız olduğunun bilincindeyiz. Doğru bir toplum dizayn edebilmek için birinci önceliğin eğitim olduğuna inanan bir aileyiz. Bu sebeple yaklaşık 20 yıl önce bir okul yaptırarak ilk faaliyetlerimizi gerçekleştirdik.

Zaman içinde yeni kompleksler ekleyerek okulumuzun hem kapasitesine hem de faaliyet alanlarına yenilikler katmaya çalışıyoruz. Günün getirdiği birçok projenin içinde olmanın yanı sıra en temelde yaptığımız proje olarak bunu söyleyebilirim.

Şu an Genel Müdürlük görevini yaptığım BUPİLİÇ firması adına sektörde yaşanan sorunlardan bahsetmek isterim; sektörümüzün yaşadığı çok büyük sorunlar vardır. Bunlardan ilki ve en önemlisi piliç etine dair oluşmuş yanlış algılar ve bu algının akabinde beyaz et tüketiminin her geçen gün azalmasıdır. Beyaz et ile alakalı nedenini bilmediğimiz bir şekilde uzunca bir süredir karalama kampanyaları yapılmaktadır. Hiçbir gerçekliği ve bilimsel bir dayanağı olmayan bir şekilde, konuda bir ehliyeti, eğitimi olmayan kişiler beyaz et üretimi hakkında olumsuz şeyler konuşarak halkı olumsuz etkileyecek şekilde konuşabilmektedirler. Bu hem Türk toplumunun beslenme ihtiyacında önemli bir faktör olan bu değerli protein kaynağının üretimine, Türk sanayicisine, istihdama karşı açılmış bir savaştır. Son derece yanlış buluyorum.

Türkiye’deki beyaz et üretimi, hem Türkiye hem dünya standartlarına uygun şekilde gerçekleşmektedir.

Tesislerimiz, devletin atadığı veterinerler tarafından 24 saat denetlenmekte, üretilen her ürünümüz her gün devlet veterinerleri tarafından onaylanmaktadır. Bakıldığı zaman, beyaz et üretimi, yapılan işin doğası gereği birçok gıda ürününe göre çok daha ağır şartlarda hijyen ve kontrolü zorunlu olan bir üründür. Türkiye’deki üreticiler bu konudaki hassasiyetleri ve üretim kaliteleri ile ilk defa dünyada bir sektöre örnek olmuşlardır. Dünya çapında bu başarılara ulaşmışken kendi ülkemizde övgü yerine bir de haksız yere yerilmek gerçekten çok üzücü.

Sektör sadece sağlıklı protein üretmenin haricinde Türkiye sanayisine sağladığı katkı, yoğun istihdam, kadın istihdamına olan belirgin katkısı, ihracatta her geçen gün artan ve hatırı sayılır rakamlara ulaşan rakamlar sebebiyle de dikkat çekicidir.

Bu asılsız iddia ve karalama kampanyalarına karşı düşüncemiz, öncelikle verdiğimiz bu savaşta, üretimimizin her anını denetleyen devletimizin yanımızda, bizimle beraber olması, ikincisi de halkımızın konu hakkında yetkinliği olmayan kişilerce yapılan açıklamalara prim vermemesidir.

Bugün bakıldığında protein tüketen ülkeler gelişiyor, gelişmiş ülkeler protein tüketiyor. Dolayısıyla bu konuyu kendine amaç edinmiş Türk sanayicisini bu konuda desteklemek gerekir diye düşünüyorum.

TÜGİAD’a gelirsek; ben, TÜGİAD’a 25 yaşında üye oldum. Üniversite eğitimim için geldiğim Bursa şehrinde böylesi bir topluluğa kabul görmek gerçekten anlatılması çok mümkün bir duygu değil. Takdir edersiniz ki, üniversite öğrencisi olduğunuz bir şehirde, o şehrin sanayicilik ve yöneticilik anlamında öne çıkmış birçok kişinin oluşturduğu böylesi seçkin bir toplulukta bulunabilmek bir şanstır.

Bu yönüyle, TÜGİAD’ın bendeki yeri farklılaşmış, bir STK olmaktan yanı sıra bir aile haline gelmiştir. Neticede iş modelinizin ve karakterinizin daha yeni yeni oluşmaya başladığı o yıllarda kendinize rol model alabileceğiniz birçok kişinin bir arada bulunduğu bir zemin, bir kişi için büyük bir şanstır diye düşünüyorum. Ben bu şansı iyi kullandım. Birçok örnek aldığım insan oldu. Zamanla benim gibi genç arkadaşlar dahil oldu, birçok dostum oldu. Neticede Bursa’da çok güzel bir ailem oldu.

Sivil Toplum Kuruluşlarında (STK) yeni insanlarla tanışmak elbette çok mühim. Ama bunun dışında birçok işlevi daha var. Ticaretimin prensiplerini daha yeni yeni oluşturmaya başladığım o günlerde benden büyük birçok iş adamıyla yaptığım etkileşim beni bu yönde eğiten, öğreten bir etken olmuştur.

Bu tanışıklıklar, etkileşimlere dönüştüğü sürece de sadece kişiler arası iletişim değil, firmalar arası iletişim de başlıyor. Bu yönüyle de TÜGİAD, benim adıma iş ilişkilerimi geliştirdiğim bir STK haline gelmiştir.

Bugün yaklaşık 5 aydır TÜGİAD Bursa Şubesinin Yönetim Kurulu Başkanlığını yapmaktayım. Seçim arifesinde hep söylediğim bir şey vardı, “ Ben TÜGİAD’a en çok borçlu olan kişilerden biriyim”. Bu çok inandığım bir şey. Nasıl borçlandığımı iyi bildiğim için, nasıl borçlarımı ödeyebileceğimi de bildiğimi düşünüyorum.

Amacım, her TÜGİAD üyesinin en az benim kadar bu güzel STK’dan fayda sağlamasını gerçekleştirebilmektir.

ONUR ÖZKUL
1978 yılında Balıkesir’de doğdum. Üniversite eğitimim sebebiyle 1996 senesinde Bursa’ya taşındım. Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum. Okulun ilk yılında iş hayatına çeşitli firmalarda çalışarak başladım. Yaklaşık 4 yılın sonunda ortağı olduğum KULA YAĞ firmasıyla ilgili Bursa’da çalışma yapmaya karar verdim. 14 sene süreyle KULA YAĞ firmasının Bursa ve çevresinde pazarlama ve satış faaliyetlerini yürüttüm.
Bu süreç içinde 2003 yılında TÜGİAD Bursa Şubesi Üyesi oldum, NYU’de işletme eğitimi aldım, Marmara Üniversitesinde Üretim Yönetimi ve Pazarlama Master programına katıldım. 2010 senesinde şirketimizin iştirak şirketlerinden biri olan BUPİLİÇ firmasına pazarlama ve satıştan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandım. 2014 senesinden bu yana BUPİLİÇ firmasında Genel Müdürlük görevini yürütmekteyim. Evliyim. Mart 2016 tarihinden itibaren TÜGİAD Bursa Şubesi 9. Dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmekteyim.